Pazar"Sen neymişsin be Ayhan abi!"

"Sen neymişsin be Ayhan abi!"

17.09.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Fotoğraf sanatçısı, radyo programcısı, televizyoncu, dalgıç, iyi bir aşçı... Zaten "Peki peki anladık. Sen neymişsin be abi"yi Mazhar Alanson onun için yazmış. Ayhan Sicimoğlu şimdi de ilk albümü "Friends&Family"yi çıkardı. Albümü yıldızlar karmasıyla gerçekleştirmiş. 25 önemli isim var bu "aile ve arkadaşlar"ın arasında

Sen neymişsin be Ayhan abi

Müziği paylaşmayı seven Sicimoğlu, ilk albümüne "Friends&Family" adını vermiş. Aydın Esen, Fahir Atakoğlu, Balık Ayhan, Özkan Uğur, Uğur Yücel, Mirkelam, Eylem Pelit, Sicimoğlu'nun soprano kızı Ayşe Sicimoğlu albüme katılanlardan... Doublemoon'dan çıkan albüm adeta Sicimoğlu'nun bütün renklerini içinde barındırıyor... Besteleri de var, Dario Moreno'dan dinlediğimiz "İstanbul pas Constantinople" da, merengue tarzı düzenlenmiş "Historia de un Amor" da... Mirkelam'lı "Bir Aşk Hikayesi" de bonus... Kartonet çok özenli. Her şarkının bir hikayesi var ve "Paşa Baba"yı Ergün Gündüz resimlemiş. Sicimoğlu büyük bir heyecanla ilk albümünü anlatırken yanında hem düzenlemeleri hem şarkıları hem de sesi ve timbaliyle albüme damgasını vuran Kolombiyalı İstanbul aşığı Rodrigo Rodriguez de vardı... Ayhan Sicimoğlu kimdir? Tarsus Amerikan'da davul çalarken içine düşen tutkunun peşinden diyar diyar dolaşmış bir ritim ustası... Fotoğraf sanatçısı, televizyoncu, radyo programcısı, profesyonel dalgıç, iyi aşçı... Mazhar Alanson ona "Sen neymişsin be abi?" demekte haksız mı? Evet, hepsi yıllardır tanıdığım, bir zamanlar beraber çaldığım, çığırdığım adamlar. Fahir Atakoğlu mesela tamamen tesadüf oldu. Özkan'ı arıyormuş, bizim stüdyoda buldu, gelmişken de bir parçada çaldı. Albümdeki herkes arkadaşınız mı gerçekten? Albümde Türk müzik aleti kullanmak istemedim. Çünkü çok yapıldı, tamam bu sentez güzel de, gavur kulağına güzel. Ben artık kanun, ut duymak istemiyorum. Alaturka melodileri mesela saksofona çaldırdım, klarnete değil. Bir tek darbuka, hollo, kenar gibi Balık Ayhan'ın çaldığı aletler var, bir de zurna. Balık Ayhan da var... Brezilya'nın favelaları bizim gecekondu mahalleleri gibi. Samba orada doğmuş. Ben de sambayı buraya getirmek istedim. Aklımda da Kibariye vardı ama menajerinin aklı buna yatmayınca Balık Ayhan Edirne'den Nurcan'ı getirdi. Benim gruptakiler bu parçayı beğenmiyorlar, "Güzelim batucada'yı Türk müziğiyle mahvetmişsin" diyorlar. "Güle Güle"yi söyleyen Nurcan kim? Sevmiyorlar. Ben Türk müziğini yıllardır dinlediğimiz abartılı yorumların mahvettiğini düşünüyorum. Taş plakları dinleyince anladım o müziğin güzelliğini. Geçen gün taş plaktan bir Münir Nurettin çaldılar, ağladım. Sevmiyorlar mı Türk müziği? Nefret ediyorum. Bence yasaklanmalı o. İnsanda kulak tembelliği yapıyor. Elektronik müziği de sevmiyorsunuz? Bütün parçalar başka bir albümden alınmış gibi, bir bütünlüğü yok. Bir life style programı gibi, her bölümde başka bir şey olabilir, formatı yoktur. Benim de formatım yok. Olmayıversin, hayat zaten format. Doğ, kalk, askere git, gel, evlen... Hani insanın midesi bulanır, sonra birdenbire kusarsın, onun gibi oldu bu albüm. Yılların yemeklerinin hepsini çıkarttım bir anda. Ama hâlâ midem bulanıyor. Koleksiyon albümü diyorsunuz buna... Birkaç yıl önce Rodrigo caz festivaline gelmişti. Gelmişken hadi birkaç şey çalalım dedim. Cesar Correa, Amik Guerra, Rodrigo hepsi stüdyoya girdiler... Önce tavayı koyduk, sonra içine sarmısak doğradık biraz o pembeleşti, hımm buna soğan yakışır galiba, biraz soğan doğradık. Ne var sebzelerden, buzdolabındakileri beğenmedik, pazardan taze sebze aldık. Koyduk, geri aldık bazen. Hadi hep beraber girelim arkadaşlar çalalım albümü değil bu, 25 tane müzisyen var, hepsinin ayrı zamanda birbirini görmeden yaptıkları bir CD. Diğer isimler nasıl katıldı? "Yalnızlık güzeldir" İtalya'dayken, 1976'da. Fotoğraf çekmeye gittim, müzisyen olup beş sene kaldım. Ondan önce İngiltere'de fotoğraf ve film okuyordum. Latin tutkunuz nasıl çıktı ortaya? Evet, bir de "Deli Deli Kulakları Küpeli"yi. İngiltere dönüşü kulağımda küpe vardı. O dönem erkek küpe takar mı? 30 sene önce. Bir de Mazhar, Fuat, Özkan ve Galip Boransü ile kurduğunuz İpucu Beşlisi var hayatınızda. Mazhar Alanson'un "Peki Peki Anladık"ı size yazdığı doğru, değil mi? Evet, çok matrak değil mi? Ben aranje ettiğim için de seviyorum. Sözleri benle dalga geçiyor ama ben de kara mizah olsun, bari ben aranje edeyim dedim. Ne ayıp şey bu Mazhar, lütfen değiştir diyecek halim yok ya. "Peki Peki Anladık"ı seviyor musunuz? Genelde öyle olurdu evet. En güzel kızı siz mi kapmıştınız? Evet, hâlâ öyle. Ah bunu yapsaydım demek istemiyorum. Dalgıçtım da ben, Bodrum Müzesi'ndeki eserlerin çoğunu ben çıkarttım. Dağın başında dört ay kalırsın, en yakın medeniyet dört saat tekneyle. Yalnızlık güzeldir, ben yelkenle de çıkarım tek başıma. 20 gün, bir ay kimseyi görmem. Her şeyi birden yapan biri miydiniz? İtalya'da kadınlardan çok erkekler yemek pişirir. Ben de orada öğrendim, sonra suşi sarmalara, pizzalara başladım. Türk mutfağını pek bilmem. Niye acaba? Blki 'de Türkiye'de kadınlar yemek yapıyor diye. Yaprak saran erkek olmaz da pizza yapan olur gibi. Ekmek de yaparım, zeytinli, cevizli... Makarna makinamız var, hamurunu da ben yapıyorum, rica ederim. Sizin yemekleriniz de meşhur... "Tibet'te de yaşamak isterim" Yeniköy'de. Paris'te ve Nice'de de Ayşe'nin evi var, oraya da gidiyoruz. New York'ta evimiz yok artık, çok fena, bir ayağım yokmuş gibi geliyor. Şu an nerede yaşıyorsunuz? Ama daha da yapılacak şeyler çok. Gidip mesela biraz Tibet'te yaşayayım istiyorum. Yaptıklarınızı sıralayınca 100 yıldan söz ediyormuşuz gibi... Düzeldi artık, eskiden kötüydü. Konuşmam çok hızlı, düşüncem onun arkasında kalıyor. Eskiden kelime bulamıyordum, İngilizce çıkıyordu bazen, hiç sevmiyorum. Şimdi düzeldi ama Türkçem, canavar gibi oldu. Radio Oxi-gen'deki programınızı Türkçesini düzeltmiyor diye eleştirenler var... "Kızım benim müziğimi sevmiyor" Evet, operacı olduğu için böyle şeyleri biraz küçümsüyor. Ama "Amapola"yı sevdi sonra. "İstanbul pas Constantinople"u hiç sevmiyor mesela, "Albüme koyma" bile dedi. Kızınıza albümdeki parçaları "yalvar yakar" mı söylettiniz gerçekten? O ilkokuldayken New York'ta oturuyorduk. Her sabah onu okula götürürken yolda arya dinliyoruz. Hepsini ezberlemiş meğer. Hocası bir gün panik içinde annesini aramış, "Bu birdenbire Puccini'den arya söylemeye başladı, Zeynep hanım siz operacı mısınız, kocanız tenor mu?" diye. 8 yaşındaydı. Şimdi 21 yaşında ve Paris'te konservatuvar dördüncü sınıfta. Nasıl operacı oldu? Valla pek gitmedi. Beni stüdyoda çok sert buluyor. Burada artık baba-kız değiliz, beni dinleyeceksin diyorum, itiraz ediyor, küsüyor filan. "Paşa Baba"nın üçüncü aryasında kavga ettik, ben gittim. Özkan Uğur'la tamamladı, ondan çok memnun kalmış. Sizinle birlikte çalışmak hoşuna gitmiştir herhalde? Hayır, sevmiyor. Şu albümü dinlediğini zannetmiyorum daha. Şu an burada çalıyor olsak içeri gider. Enteresan bir tip. Müziğinizi dinlemeyi seviyor mu bari?

KEŞFETYENİ
Fotoğrafa bakınca içiniz ısınacak! Yasmin bebek babasının kopyası
Fotoğrafa bakınca içiniz ısınacak! Yasmin bebek babasının kopyası

Cadde | 26.05.2025 - 11:39

2010'da Volkan Demirel ile evlenen, Zeynep Sever Demirel üçüncü kez anne olmanın sevincini yaşıyor. Şubat ayında dünyaya gelen Yasmin'in son halini babası Volkan Demirel paylaştı.

Yazarlar