Pazar “Sırada Coldplay, Red Hot Chili Peppers, Eric Clapton ve Tom Waits var”

“Sırada Coldplay, Red Hot Chili Peppers, Eric Clapton ve Tom Waits var”

15.11.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:

U2’yu İstanbul’a getiren ekip hem konserin perde arkasını anlattı, hem de peşinde oldukları yeni isimleri müjdeledi:

“Sırada Coldplay, Red Hot Chili Peppers, Eric Clapton ve Tom Waits var”

Yıllardır Türkiye’ye gelmesi beklenen U2 sonunda İstanbul’a geliyor. Peki ama her şey nasıl başladı? Yıllarca süren bekleyişin nedeni neydi? U2’nun Türkiye’ye gelmesi hangi süreçlerden geçti? Grubun 360o turnesinin duraklarına İstanbul’u eklemeyi başaran Pozitif Yönetim Kurulu Başkanı Cem Yegül ve İstanbul Kültür Sanat Vakfı Genel Müdürü Görgün Taner’le sekiz yıllık konser maratonunu konuştuk. Yegül ve Taner “U2’nun konserleri birbirinden farklı ulusları buluşturan toplu ayine
benziyor” diyor.


Basın toplantısında U2’yu Türkiye’ye getirebilmek için 7-8 yıldır çalıştığınızı söylediniz. Önünüzdeki en büyük engel neydi? Neden bu kadar uzun sürdü?
Cem Yegül: Bu çapta organizasyonlarda, o turne coğrafyasının ne kadar doğusunda yer alıyorsanız ve etrafınızda o turneyi ağırlayacak ülkelerin sayısı ne kadar azsa işi yapma şansınız da o kadar düşüyor. U2’nun management’ı turne boyunca çok büyük bir ekibi besliyor. 120 tırın dolaştığı bir turne düşünün. Çok ciddi bir maliyeti var bu yüzden. Doğuda olan bir ülke için de bu maliyet katlanarak artıyor. Turnenin duraklarını belirlerken birbirine yakın coğrafyaları tercih ediyorlar, maliyetler düştüğü için. Canlı müzik sektörünün tüm katmanlarıyla gelişmiş olduğu batı ülkelerinde alım gücü de yüksek oluyor.
Bu ne demek? Arzu edilen bilet fiyatlarına seyircinin ilgi göstermesi, satın alması demek. Biz o ülkelerden değiliz.

8 yılda kaç kere müracaat ettiniz U2’yla ilgili mercilere?
Cem Y.: U2 konserini yapabilecek promoter sayısı çok azdır. O camiada insanların size güvenmesi gerek. “Ben U2’yu yapmak istiyorum, size 10 milyon dolarlık teklif vereceğim” diyebilirsiniz ama U2’nun management’ına her gelen teklif ciddiye alınmaz. Prometer’ın iyi bir planla, iyi bir tanıtımla karşılarına çıkması lazım. Biz 8 yıl boyunca turne dönemlerinde müracaat ettik. Ajanlarla, management şirketiyle ilişkiler geliştirdik, olayı hep taze tuttuk. Bir süre sonra hem Pozitif’in hem İKSV’nin organize ettiği işlerin dökümü, kredibilitesi o konseri yapılabilir kıldı.

“Bono eğer böyle bir şey söylediyse onunla aynı fikirdeyim”

“Tamam. Türkiye, U2’nun turne programına girdi” yanıtını ilk ne zaman aldınız?
Cem Y.: Haziran gibi ilk olumlu sinyali aldık. Eylül’ün başında da “Yapıyoruz, artık detay konuşmaya başlayalım” dediler.

O günün gecesinde Pozitif’ciler ve İKSV’ciler başardık kutlaması yaptı mı?
Görgün Taner: Hayır. Biz o kutlamayı 7 Eylül 2010’da yapacağız.
Cem Y.: Adamlar bize kutlama
yapacak fırsat vermedi. Arka arkaya bir sürü detayla uğraştık.

U2’nun Türkiye’ye gelmeme nedeni olarak insan hakları ihlali gösterildi. Bu bir efsane mi, gerçeklik payı var mı?
Görgün T.: Biz de bilmiyoruz, bize bunun politik bir durumdan kaynaklandığı söylenmedi. Aslında bu sorunun cevabını Bono’nun vermesi gerekir.
Cem Y.: Bono sağda, solda böyle bir laf etmiş olabilir. Etse ne olur ki? Türkiye’nin hakikaten insan hakları sicili çok mu parlak? Bono böyle bir şey söylediyse onunla aynı fikirdeyim. Ayrıca grubun bir ülkenin insan hakları sicilinden dolayı bir ülke halkını cezalandırması makul olmaz. Eğer kafalarında böyle bir fikir varsa gidip duruşlarını orada ortaya koymaları daha mantıklı geliyor bana.
Görgün T.: Yıllar içinde ne Bono ne de Türkiye durduğu yerde kaldı.
Her şey değişiyor.

“U2, ikimizin de bir numaralı grubu değil”

Eleştiriler de bu yönde zaten. “Türkiye’de ne değişti de U2 şimdi gelmeye karar verdi?” deniyor.
Cem Y: Bence epey şey değişti. Türkiye’ye insan, birey perspektifinden baktığınızda bugünün Türkiyesi ile 10 yıl öncesinin Türkiyesi aynı değil. Türkiye insan hakları reformları bakımından epey yol katetti. Ülkemizin insan hakları açısından yerinde saydığını söylemek haksız olur.

6 Eylül 2010’da binlerce kişi U2’yu izleyecek ama siz onların kulisine girebileceksiniz ya da onlara İstanbul’u gezdirecek ekibin içinde yer alacaksınız. Sizin yerinizde olmak için canını verecek binlerce U2 hayranı vardır herhalde...
Görgün T.: Aslında durum hiç de sanıldığı gibi değil. Ünlü sanatçılara meraklı olmamaya özen gösteriyorum. Getirdiğimiz isimlerin müziklerini dinliyorum, kimini beğeniyorum, kimini beğenmiyorum. Ama kafamda mutlaka bir imajları oluyor. Sahne arkasında sanatçıya “Merhaba” deyip el sıkıştıktan sonra adamı oradan geçen kediye “Alın bunu buradan” diyerek tekme atarken görünce bütün hayallerim yıkılıyor. Onun için de gelenlerin çoğuyla sadece el sıkışıp izleyici kısmına geçiyorum.
Ama yine de içlerinde bazılarıyla sohbet etmekten çok keyif aldım, mesela Patti Smith ile.
Cem Y.: Yani anlayacağınız Görgün de ben de groupie değiliz. Groupie’lik kotamı free caz sanatçılarıyla 80’lerden 90’ların ortasına gelene kadar doldurdum.
Görgün T.: Cem de ben de albümlerini alırız ve dinleriz U2’nun, ama bir numaralı
grubumuz değiller.


“Bilet satışı Türkiye’ye göre çok iyi, en pahalı kategori bitti. U2 standartlarına göre kötü. Normalde 4 saatte tükenir”
Bilet satışları nasıl gidiyor?
Cem Y.: Türkiye standartlarına göre çok çok iyi. Bir yıl öncesinde satışa çıkmasına rağmen hem de. En pahalı kategori biletleri bitti, ondan sonraki en yüksek ücretli kategori de bitmek üzere. Ama U2 standartlarına göre iyi diyemeyiz. Çünkü U2 biletleri satışa çıktığında 4-5 saatte tükeniyor.

Görgün bey Leonard Cohen konserleri için protokol uygulamasını kaldırdınız, kimseye davetiye gitmedi.
U2 için de aynı yöntemi mi izleyeceksiniz?

Görgün T.: Dünyada bizdeki gibi protokol uygulaması yok. Bu konserin sorumluluğunu paylaştığımız Live Nation’ın bu davetiye konusunda prensibi var. Turnede davetiye verilmiyor. Konserin gerçekleşmesinde büyük katkısı olan kültür ajansına bile davetiye verilmeyecek.

Konserin maliyetinin 10 milyon doları bulacağı doğru mu?
Cem Y.: Yanlış. 5 milyon dolar falan maliyeti. Ama maliyet muğlak bir kavram. Mesela sahnenin dizaynı var,
bu dahil değil fiyata. Bu konserin global sponsoru Blackberry. Maliyetin bir kısmını o karşılıyor.

U2 cepte. Şimdi kimlerin management’larının yakasına yapışacaksınız?
Cem Y.: Coldplay, Red Hot Chili Peppers, Bob Dylan, Eric Clapton olabilir.
Görgün T.: Bizim peşini bırakmadığımız tek bir isim var:
Tom Waits.

“Sırada Coldplay, Red Hot Chili Peppers, Eric Clapton ve Tom Waits var”


U2’nun Türkiye konserinin maliyeti 5 milyon dolar, artı sahne maliyeti var


“Olay konser olmaktan çıkıyor, ayine benziyor. İki gün peş peşe gittim”
Mesleki deformasyon yaşıyor musunuz? En son bir konseri detaylara takılmadan, çok eğlenerek ne zaman dinlediniz?
Görgün T.: Epey oldu. Kendi yaptığımız konserlerde eğlenemediğimiz gibi gittiğimiz konserlerden de zevk alamıyoruz. “Bu ses düzenini kim yapmış, güvenlik nasıl?” falan diye diye işin eğlenceli kısmını kaçırıyoruz.

Daha önce U2 konserine gittiniz mi?
Cem Y.: Ben gitmedim ama U2 Türkiye’ye gelmeden önce izlemeyi planlıyorum.
Görgün T.: Hayatta hiçbir konsere iki gün üst üste gitmem. Leonard Cohen’e biz yaptık diye iki kez gittim. Gitmem dedim çünkü, ilk konserin büyüsü başkadır. İkincisinde birincisinin nasıl da profesyonelce tekrar edildiğini görür üzülürsünüz. U2’nun Dublin konserlerinin birine biletim vardı.
O sahne, o performans “E.T” filmi gibi bir şey. U2’nun diğer konserleri gibi uluslararasıydı. Onlarca milletten insan vardı. Olay konser olmaktan çıkmıştı, toplum ayine benziyordu. O kadar beğendim ki ertesi gün de Dublin’deki ikinci konsere gittim.
Cem Y.: İstanbul konseri de böyle olacak. 29 ülkeden bilet satın alındı şimdiye kadar.


Tüm prodüksiyon 120 tırla taşınacak
“Sırada Coldplay, Red Hot Chili Peppers, Eric Clapton ve Tom Waits var”


- U2 360o turnesinin Avrupa ayağı, 2010 Ağustos’ta Almanya’nın Frankfurt şehrinde başlıyor. 3 Eylül’de Atina’da konser verecek olan U2 daha sonra İstanbul’a gelecek. İstanbul konserinin ardından Almanya, Fransa, İspanya ve Portekiz’e geçecek.
-Turne için tasarlanan sahne
360 derecelik bir görüş açısına sahip.
-U2 360o turnesinin sahne tasarımı Willie Williams tarafından gerçekleştirildi. Sahnenin mimari donanımında Mark Fisher’ın imzası var. İkilinin tasarımlarının amacı izleyicilerle fiziksel yakınlık kurabilmek.
-Sahne modellerinin yerleştirilmesi için ekip, konser tarihinden yaklaşık bir hafta önce Google Earth’ün üç boyutlu programlarından yararlanıyor.
-Çelik dizaynın kurulması dört gün alıyor. Ekran, sahne ve diğer prodüksiyon ekipmanlarının konser alanına sokulması ise 12.
-Tüm prodüksiyon 120 tırla taşınıyor.
-Sahne dekorasyonunun içinde dev bir silindir video ekranı bulunuyor. Silindir ekran 54 ton ağırlığında. Kapalı hali 400 metrekare yer kaplarken, tamamen açıldığında ise iki tenis kortu büyüklüğüne ulaşıyor.


“U2 konserine 1 milyon dolarlık destek verdik”
Şekib Avdagiç / İstanbul
2010 Avrupa Kültür Başkenti Yürütme Kurulu Başkanı
-2010 yılında gerek İstanbul’da gerekse yurtdışında gerçekleştirilecek birçok etkinliğe kaynak ayırıyor, Avrupa Kültür Başkenti nosyonuna uygun etkinliklerin hayata geçirilmesi için destek oluyoruz. 2010 yılında İKSV ve Pozitif işbirliği ile gerçekleştirilecek U2’nun İstanbul konseri için 1 milyon dolarlık desteğimiz var. Dünyaca ünlü sanatçıları İstanbul’da ağırlamak ve İstanbulluları evlerinde bu sanatçılarla buluşturmak hedefimiz doğrultusunda U2 konseri için ayırdığımız bu kaynak, organizasyonun hayata geçirilmesi için stratejik bir önem taşıyor.
-U2 konserine gitmedim. Ama şarkılarına ve söylemlerine aşinalığım var. 6 Eylül için ajandamı şimdiden ayarladım. Hem U2’nun İstanbul’da vereceği ilk konsere tanıklık etmek hem de İstanbullularla bu heyecana ortak olmak için statta olacağım.