Sırtında çantayla çölde 250 km. koşacak

Asıl mesleği bankacılık olan Dalkılıç yedi gün boyunca Klima Plus sponsorluğunda koşacak; bu koşu ile de Anadolu’nun yeşillenmesi için para toplamaya çalışacak.



Gobi Çölü’ndeki maratonun özellikleri, zorlukları ve tehlikeleri neler?
Yine yedi gün boyunca ihtiyaç duyacağınız yiyecek, konaklama gibi ihtiyaçları sırt çantanızda taşıyorsunuz. Dışarıdan hiçbir yiyecek desteğiniz yok. Biz kendi öğünlerimizi hesaplayarak ihtiyacımız olacak kadar besin alacağız. Maratona başladığımız andan itibaren bize tıbbi destek dışında hiçbir katkıda bulunmayacaklar. Organizasyonun bize sağladığı tek şey su. 10 kilometrede 1,5 buçuk litre su hakkınız var. Akşamları da 4,5 litre su hakkınız var. Bu suyla yıkanma, temizlik gibi ihtiyaçlarınızı gidermek zorundasınız. Şu anda 39 ülkeden 152 katılımcı var. Bunların 36’sı kadın.

Yarış için ne gibi özel hazırlıklar ya da antrenmanlar yaptınız?
Oradaki sıcaklık 50 derece olacağı için, özellikle gündüz saatleri ve aşırı sıcaklarda antrenman yapmaya çalıştım. Belgrad Ormanı, Şile, Aydos gibi yerlerde uzun mesafeler koştum. Bunun dışında dağcılık yapıyorum. Bu yolla da dayanıklılığımı artırıyorum.

Nasıl bir beslenme ve antrenman programı uyguluyorsunuz?
Öncelikli olarak hiç sigara kullanmıyorum. Karbonhidrat ağırlıklı enerji verici besinler yemeye dikkat ediyorum. Hafta sonları sırt çantasıyla üç saatlik uzun koşular yapmaya çalışıyorum. Haftada iki gün dinlenmeyle bu programı uyguluyorum.

Katıldığınız ilk yarış, geçen yılki Likya Maratonu idi. Hem onda hem bu yıl bir amaç uğruna koşuyorsunuz.
Likya’ya katılırken, 6 günde 6 sandalye sloganıyla omurilik felçlilerine tekerlekli sandalye sağlamak istedik. Bir akülü tekerlekli sandalyenin fiyatı 2400 liraydı. Yarış altı gün sürecekti ve 240 km koşacaktık. Omurilik Felçlileri Derneği’ne yatacak bağışlarla bu sandalyeler alınabilecekti. Bu yarışın da sloganı “Alper Dalkılıç Gobi Çölü’nde Anadolu’ya can veriyor.” Açılacak banka hesabına yatırılan her 6,5 TL için bir fidan dikilecek. 2 bin fidan dikilebilirse bu bir orman olacak.



“Açlıktan, hemşirenin elindeki pamuğu lahmacun zannettim”

Daha önce katıldığınız yarışlarda başınıza gelen ilginç olaylar oldu mu?
Likya Maratonu’nun üçüncü gününde o kadar acıkmıştım ki, başka birisine pansuman yapmaya giden hemşirenin elindeki pamuğu lahmacun zannettim.

Yaptığınız sporun günlük hayatınızdaki artıları neler?
Sabah işe giderken servise kolaylıkla yetişebiliyorum. Metroda yürüyen merdiven sırası beklemeden normal merdivenlerden çıkıyorum. Ayrıca iş yerinde asansör kuyruğu beklemiyorum.


Ultra maraton nedir?

Ultra maraton genellikle altı-yedi gün süren, uzun süreli dayanıklılık gerektiren, tüm malzemelerinizin sırt çantanızda olduğu, organizasyonun sadece sıvı desteği ve konaklama sağladığı yarışlardır. Kadınlı erkekli takımlar da bulunabilir, bireysel koşular da olabilir.