Pazar Sonbaharda hafta sonu kaçmak için 5 adres

Sonbaharda hafta sonu kaçmak için 5 adres

10.11.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Şehrin karmaşasından sıkılanlar için yakın çevrede hem kafa dinleyecek hem de tarih, doğa ve gastronominin oluşturduğu mutluluk üçgeninde güzel bir hafta sonu geçirecek birçok kaçamak noktası var. Ülkemizin coğrafyası büyük şehir insanına o kadar çok seçenek sunuyor ki... Önemli olan değerlendirmeyi bilmek. Bu hafta sonu sonbahar bitmeden değerlendirebileceğiniz sevdiğim kaçamak rotalarımdan bazılarını sizinle paylaşmak istedim

Sonbaharda hafta sonu kaçmak için 5 adres

1- Ağva’da ormanlar ve nehirler rüya gibi bir manzara sunuyor

Haberin Devamı

İstanbul’un en popüler hafta sonu kaçış noktalarından biri olan Yeşilçay ya da halk arasında bilinen adıyla Ağva, bir yanına Karadeniz’i diğer yanına da nazlı nazlı akan Göksu ve Yeşilçay nehirlerini alıp büyük şehre fiziksel olarak çok yakın ama zihinsel olarak bir o kadar uzak olmanın ayrıcalığını sunuyor size.
Ağva’da nehir kıyısına sıralanmış oteller bahçeleri ve şımartan şezlonglarıyla şiirsel bir huzur ortamı yaratıyor. Göksu Nehri ihtiyacınız olan bu avareliği yakalamanız için fonda mükemmel bir dekor oluşturuyor. Bazı otellere ulaşmakta kullanılan iptidai bir teleferik ya da makaralarla yönlendirilen bir salla nehri geçmek ise bu sakinlik içinde güzel bir eğlence olabilir.
Otellerin çoğunda nehirde gezmek için kullanabileceğiniz kanolar ya da pedallı gezinti tekneleri bulabilirsiniz, arzu eden gruplar için ise tekne gezileri düzenleniyor. Küçük bir kumsal da bulabileceğiniz Ağva’da sadece dinlenmekle yetinmeyen misafirlere yöredeki çağlayanları ve bir zamanlar Romalılardan kaçan Hıristiyanların saklandığı mağaraları gezmeleri önerilebilir. Bölge, ormanlık yapısıyla özellikle sonbaharda, ziyaretçilerine rüya gibi bir manzara sunuyor.
Konaklamaların genellikle yarım pansiyon olduğu Ağva’da, otellerin dışında yemek yiyebileceğiniz birkaç lokanta da var. Otellerin çoğu misafirleri için perşembe ya da cumadan başlayıp pazara kadar devam eden hafta sonu seçenekleri sunmayı tercih ediyor.

Kilimli Koyu ve Akçakese
Ağva’dan beş kilometre uzaklıktaki Kilimli Koyu’nu ziyaret edin, insanı çarpan güzellikteki doğal kaya oluşumları görebilirsiniz. İçlerinde en güzeli küçük bir koy olan Gelinkaya. Rivayete göre, evlenmelerine izin verilmeyen iki sevgili burada sonsuza kadar beraber olmak için taşa dönüşmüş.
Şile’den Ağva’ya giderken üç kilometre sonra Akçakese’ye varacaksınız. Kıyıdaki Olimpos tarzı ağaç evlerin bazılarında jakuzi
bile bulmanız mümkün. Etrafındaki yapılaşma insana ürkütücü geliyor ama tek teselliniz buraya vardığınızda çirkin yapılaşmanın görülmüyor olması.

Haberin Devamı

Nerede kalınır?

Haberin Devamı

Ağva’da Göksu Nehri boyunca kalınacak yerler arasında Tranquilla, Piccolo Mondo ve Acqua Verde var. Otellerin çoğunda odalar çok küçük, haberiniz olsun.

Nasıl gidilir?

Üsküdar’da Şemsi Paşa Camii’nin önünden kalkan 139A no’lu belediye otobüsünü ya da bazı özel otobüs şirketlerini kullanabilirsiniz.
En iyisi İstanbul’un merkezinden 100 kilometre uzaktaki bu beldeye özel arabayla gitmek ve yoldaki sürpriz güzellikleri de keşfetmek. Önce Şile’yi geçiyorsunuz, birkaç kilometre sonra yol ikiye ayrılıyor. Soldaki sahilden gidiyor. Sağdaki virajlı ve beş kilometre uzun olan ise ormanın içinden. Birinden gidip diğerinden de dönebilirsiniz.

Sonbaharda hafta sonu kaçmak için 5 adres

Fotoğraf: Sinan Doğan

2- Masalla tarihin birbirine karıştığı bir diyar: Trilye

Trilye’nin resmi adı uzunca bir zamandır Zeytinbağı ama halk onu hâlâ eski adıyla tanıyıp seviyor ve Trilye olarak anmaya devam ediyor. Bakmışlar ki olmuyor, bu kez Türkçe dil kurallarına uygun olsun diye aslına oldukça yakın bir şekilde “Tirilye” olarak isimlendirmişler. Türkçe olmadığı için değiştirilen adını Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde buraya sürgüne gönderilen “Üç Rahip”ten aldığı rivayet ediliyor.
Beldeye girerken göreceğiniz kırmızı kiremitli çatılar masal ve tarihin birbirine karıştığı bir diyara geldiğinizin ilk habercileri. Ana caddeyi takip edip sahile ulaşabilirsiniz. Acıkanlar için balık restoranları hazır bekliyor. Benim güzel bir kahvaltı için tercih ettiğim yer ise Çamlı Kahve.
Trilye’nin kendisi SİT alanı. Eski resimlerle şimdiki görüntüsü arasında çok bir fark yok. Burada herkes tarihle iç içe yaşıyor. Hatta kimi tarihi eserleri evlerin bahçelerinde bile görmek mümkün. Bir zamanlar Rumların çoğunlukta olduğunu evlerin yapısından anlıyor ziyaretçiler. Buradan gidenler Yunanistan’da aynı isimle bir köy kurmuşlar ve buradaki Trilye ile kardeş ilan etmişler.
Bir zamanlar var olan kilise ve manastırlardan sadece üçünün bugüne ulaşması, onların da son derece bakımsız kalması insanı üzüyor. Yine de zaman ayırıp Büyük Kilise’yi ve Yuhannes Kilisesi’ni görmeden dönmeyin. Birincisinin bugünkü adı Fatih
Camii, ikincisi ise bir aile için yaşam alanı ve adı da Dündar Evi Kilisesi.

Zeytin cenneti
Fatih Camii’nin biraz ilerisinde bir Osmanlı hamamı bekliyor sizi. Hamamın yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte tahminler 16’ncı yüzyılı işaret ediyor. 8’inci yüzyıldan kalma Kemerli Kilise, her nasılsa şu ana kadar restorasyondan kaçmayı başarabilmiş. Resimli Kilise’yi eğer gözleri oyulmuş, üzerlerine yazılar yazılıp harap edilmiş fresklere yüreğiniz dayanırsa mutlaka görün. İlgisizlikten nasibini almış olan bir diğer yapı da 20’nci yüzyıl başlarında inşa edilen Taş Mektep. Burası Güney Kıbrıs’ın eski cumhurbaşkanlarından Başpiskopos Makarios’un da okulu. 1924’te Kazım Karabekir tarafından bir öksüz ve yetimler yurduna dönüştürülmüş.
Trilye bir zeytin ve zeytinyağı cenneti, bu nedenle de son zamanlarda damak zevkinin
peşinden koşanlar için bir uğrak yeri olmuş. En önemli gelir kaynaklarından biri zeytinyağı. Büyük şehirde güçlükle ulaşacağınız yüksek kalitede zeytinyağlarını anacaddedeki küçük dükkanlardan alabilirsiniz. Eskiden üzüm de yetiştirilirmiş Trilye’de ama zamanla yok olmuş
ve tahtını zeytine bırakmış.

Haberin Devamı

Nerede kalınır?

Haberin Devamı

İstanbul’dan Trilye’ye günü birlik de gidebilirsiniz ama benim önerim bir gece geçirmeniz. Trilye Otel (0224 563 22 20) ya da Tarhan Otel (0224 563 26 66) seçenekler arasında. Bir diğer alternatif ise Mudanya’da konaklamak.

Nasıl gidilir?

Yenikapı ya da Pendik’ten kalkan hızlı feribotlarla ulaşım çok kolay. Feribot sonrası vardığınız Mudanya’dan sadece 10 dakikalık bir yolculuk sizi yeryüzü cennetlerinden birine ulaştırmak için yetiyor.

Sonbaharda hafta sonu kaçmak için 5 adres

3- Tarih ve doğa Mudurnu ve Abant’ta iç içe geçiyor

Mudurnu İstanbul ve Ankara yolunun tam ortasında bulunuyor.
Ziyaretine gelenleri güzelliği ile şaşırtmayı başaran, Türkiye’nin en yeşil köşelerinden birinde bir nehir kenarına kurulmuş olan Mudurnu, Osmanlı’nın mimarisi ile imzasını attığı bir yer. Safranbolu ve Kastamonu’da olduğu gibi muhteşem ahşap konaklar barındırıyor sokaklarında. Şu aralar bakımsız olmalarına rağmen azametli görüntüsüyle insanı büyüleyenler arasında nehre çok yakın olan Armutçular ve Haytalar konakları sayılabilir. Diğerleri ise otel ve restoranlara ev sahipliği yapmak üzere restore edilmiş. Kasabanın merkezine doğru ilerlediğinizde
kısa sürede Mudurnu’nun pazar yerine ulaşıyorsunuz. Safranbolu pazarının küçük versiyonu olan alanda bakırcıların dükkanlarından yükselen bakır dövme sesleri, yere bağdaş kurarak çalışan eyer ustaları sizi geçmişe götürme görevini üstlenmişler.

Ormanla çevrili el değmemiş krater gölü
Mudurnu’nun 25 kilometre kuzeybatısına çıktığınızda Abant Gölü’ne ulaşıyorsunuz. Burası ulusal parkın içinde yer alan ormanlarla çevrili el değmemiş bir krater gölü. Yılın her döneminde ziyaret etmek için harika bir yer Abant ama ağaçların ve göz alıcı renkteki yaprakların gölün etrafında mükemmel bir çerçeve oluşturduğu ilkbahar ve sonbahar ayları yok mu, işte o manzaralar ömre bedel.

Nerede kalınır?

* Hacı Abdullahlar Konağı (0374) 421 22 84
* Keyvanlar Konağı (0374) 421 37 50
* Yarışkaşı Konağı (0374) 421 36 04
* Taksim International Abant Palace Hotel (0374) 224 50 12
* Büyük Abant Oteli (0374) 224 50 33
* Değirmenyeri Dağ Evleri (0374) 421 26 77

Nasıl gidilir?

İstanbul’dan arabayla geliyorsanız Ankara otoyolunu takip edin ve Bolu’dan güneye dönün. Bolu’dan Mudurnu’ya otobüs seferleri var ama seyrek. Mudurnu’dan Abant Gölü’ne otobüs seferleri ise sadece yaz aylarında yapılıyor.

Amasra’nın tarihi kalesi bile bir tablo güzelliğinde

Amasra pek çok açıdan Tanrı’nın lütfuna mazhar olmuş bir yer; ikiz limanları, Karadeniz sahilleri, bir tablo güzelliğindeki kalesi ve herkesi mutlu edecek kadar çok balık restoranı... Küçük ama son derece keyifli müzesi, camiye çevrilmiş birkaç kilisesi ve etrafındaki adalara düzenlenen tekne turları doğa ve tarih meraklılarına hitap ediyor.
Amasra Kalesi’nin Zindan bölgesinde evlerin bir kısmı surlara yapılmış. Romalıların yaptığı kale Bizans, Ceneviz ve Osmanlı dönemlerine de tanıklık etmiş. İki ana bölümden oluşuyor: Zindan
ve Somagir kaleleri. Kemere Köprüsü’nden geçip kaleye Zindan tarafından girerken sizi saran manzarayı aklınıza nakşedin. Bir kısmı yıkık olan kalede Fatih Camii ve Kültür Sanat Evi (eski şapel) görmeniz gereken yerler arasında.
Kaleyi gezenler en romantik kısmın bir Roma köprüsünden geçerek ulaşılan Boztepe bölgesi olduğunu söylüyor. Tabelaları Ağlayan Ağaç Cafe’ye kadar takip edin, kendinizi Tavşan Adası ve “sonu olmayan deniz” olarak tarif edilen manzaranın keyfini sürerken bulacaksınız.
Amasra’nın küçük müzesi Romalılardan kalan eserleri muhafaza ediyor. Müze binasının kendisi bile özel bir ilgiyi hak ediyor. Çalışmaların başladığı 1884 yılında binanın bahriye mektebi olarak yapılması planlanmış ama yaptıran kişinin ölmesi üzerine tamamlanamamış. İkinci kat için kullanılacak olan taşlar da yağmalanmış! Bina 1982’de restore edilmiş ve müze olarak kullanılmaya başlanmış. Pazartesi günleri kapalı.

Barış Akarsu ve işçi heykellerine dikkat
Kentte gezdiğiniz zaman iki heykel dikkatinizi çekecek. Bir tanesi bütün bölgenin (özellikle hemen yakınlardaki Zonguldak’ın) kömür bakımından çok zengin olduğunu hatırlatan bir maden işçisine, bir diğeri bir trafik kazasında hayatını yitiren sanatçı Barış Akarsu’ya ait.
Bartın’a doğru giderken yolda Romalı Gaius Julius Agullia için yapılmış Kuşkaya Yol Anıtı’nı göreceksiniz. Merdivenlerle tırmanabileceğiniz anıt, bir sütuna tünemiş bir kartal heykeli ve bir yazıtın altında yer alan başsız bir heykelden oluşuyor.

Nerede kalınır?

İstanbul ve Ankara’dan makul bir mesafede olan Amasra hafta sonlarında kalabalıklaşıyor. Dolayısıyla hem fiyatlar yükseliyor hem de kalacak yer bulmak zorlaşıyor.
* Büyük Liman Otel (0378) 315 39 00
* Sahil Otel (0378) 315 22 11

Nasıl gidilir?

Aracınız yoksa Amasra’ya gitmek için ilk önce İstanbul
ya da Ankara’dan Bartın otobüslerine binmeniz
daha sonra da dolmuşları kullanmanız gerekir. Uzak yol otobüsleri yeni şehirlerarası otobüs terminalini kullanırken dolmuşlar kent merkezindeki Eski Otogar’dan kalkıyor. Şans eseri her ikisi arasında gidip gelen “servis” otobüslerini yakalamanız da mümkün.

Sonbaharda hafta sonu kaçmak için 5 adres

5- Bozcaada kendisini keşfetmeye gelenlere karşılığını fazlasıyla veriyor

Bozcaada’da feribottan iner inmez solunuzda restoranların çevrelediği şirin bir liman yer alırken sağınızda muhteşem bir kale yükseliyor. Yürümeye devam ettiğinizde birkaç dakika içinde kendinizi bir Osmanlı-Rum kasabasının dar arka sokaklarında kaybolmuş olarak buluyorsunuz. Eskiye dair pek çok şeyin kaybolmadığını görmekse sizi adaya bağlayan bir başka unsur oluyor.
Geçmişte büyük bir Rum nüfusun yaşadığı Bozcada çılgın bir tempoyla etrafı gezmekten ziyade sakinleşmek ve hayatı yakalamak için gelinebilecek bir yer. Mutlaka görülmesi gereken yerler arasında ilk sırada sayılabilecek kale, Bodrum’un ünlü kalesinin küçük bir versiyonu gibi. Kale, Bizans döneminde olduğu yerde durmakla birlikte bugün gördüğünüz yapı aslında daha sonraki çağlara ait.
Bozcaada kendisini keşfetmeye gelenlere karşılığını fazlasıyla veriyor. Arnavut kaldırımlı sokaklarındaki rengarenk boyanmış taş evlerinin çoğu begonvil ve güllerle süslü. Birçoğunun ortak özelliği ise ferforje balkonlar ve metalden dekoratif pencere kafesleri. Gün geçtikçe daha fazla sayıda ev otele çevriliyor. Her duvarı resimlerle kaplı ve küçük yatak odaları otelin sahibi Özcan Germiyanoğlu’nun eklektik zevkini yansıtan Rengigül Konukevi bu oteller arasında en ilham verici olanı. Kahvaltısı da muhteşem. Kalenin yanındaki Kaikias ise son derece zarif dekore edilmiş güzel bir otel. Burada sunulan kahvaltı kalış sürenizi uzatmanız için bir neden olabilir. Kasabanın diğer tarafında ilginç hikayesi olan bir başka otel daha var. Otel Ege 19’uncu yüzyılda bir ilkokulmuş, misafirlerin bugün kaldıkları odalar ise bir zamanlar çocukların kahkahalarının çınladığı sınıflar. Terk edilmiş bir şarap fabrikası da Armagandi Otel olarak hizmet vermeye başladı. Aral Çiftliği, Talay Konukevi ve Harmani Tatil Çiftliği diğer tercihlerim arasında.

Adanın özel şurubu da çok ünlü
Bozcaada şaraplarıyla tanınıyor. Eğer ilgi alanlarınız arasındaysa, Talay imalathanesini ziyaret edebilir ve şarap yapımının çeşitli evrelerini görebilirsiniz. Bilinen diğer markaların arasında Ataol, Corvus ve Yunatçılar sayılabilir. Şaraptan hoşlanmaz mısınız? Adada bol miktarda yetişen gelinciğin taç yapraklarından üretilen özel şurup da çok ünlü.
Bozcaada ile ilgili harika şeylerden biri de kumsalları. Eğer kendi aracınız varsa deniz kıyısında yürüyüş yapmak için rotanızı Ayazma, Tuzburnu, Habbele, Sulubahçe’deki kumsallara çevirin. Denize doğru uzanmış kayalıkları seyretmek istiyorsanız yönünüz adanın güneyindeki Mermerburnu olmalı.
Bozcaada’da yemekler bile bir ritüel kıvamında; uzun, sakin ve yavaş. En iyi seçim limanda birbiri ardına sıralanmış, Hasan Tefik gibi balık restoranlarından birisi olacaktır. Eğer hayaliniz çay
ve kek eşliğinde dinlenmekse Lisa’s Cafe tam da böyle bir yer. Ada Cafe ise gelincik şurubuna ek olarak çevreye dair bilgileri kolaylıkla alabileceğiniz bir mekan.

Nerede kalınır?

* Akvaryum Pansiyon (0532) 746 46 18
* Armagrandi Hotel (0286) 697 84 24
* Katina Hotel (0286) 697 02 42
* Otel Ege (0286) 697 81 89
* Otel Kaikias (0286) 697 02 50
* Rengigül Konukevi (0286) 697 81 71

Nasıl gidilir?

Araba veya otobüsle Çanakkale’den Geyikli’ye gidin ve oradaki Yükyeri İskelesi’nden Bozcaada’ya kalkan feribotlara binin.