22.11.2020 - 03:10 | Son Güncellenme:
Seyhan Akıncı
Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Uluslararası Yüzme Ligi’nde o kadar sık Emre Sakçı ve rekor haberlerini duyduk ki tekrara maruz kaldığını düşünenlerimiz dahi oldu. Fenerbahçeli milli yüzücü, “Anneme bile anlatırken zorlandım. Son yarışta yüzüp Türkiye’ye dönerken ilk galibiyetim için kutlayanlar oluyordu” sözleriyle açıklıyor durumu. 39 günlük bir maraton geride kaldı Budapeşte’de yüzücüler için. Türkiye yüzme tarihi içinse yepyeni bir dönem başladı. Sakçı’nın Budapeşte’de geçirdiği 39 güne sığdırdığı rekorları buraya sığdırmaya çalışacak olursak; Emre Sakçı dünya rekortmeni Adam Peaty’yi 50 metre kurbağalamada geçerek 25.74’lük derecesiyle birinci oldu. Rekortmen yüzücü bu dereceyi önce 25.50 seviyesine çekerek rekor kırdı ardından 25.29’la Avrupa rekorunu rakipleri için biraz daha ulaşılmaz bir yere taşıdı. 100 metre kurbağalamada 55.74’lük derecesiyle de Avrupa rekoru kırdı. Pandemi nedeniyle aylarca antrenman yapamayan, İzmir’de 50 metrelik havuz olmadığı için İzmir-Antalya arası mekik dokuyan 22 yaşındaki genç yüzücü Emre Sakçı 8 galibiyet ve 3 Avrupa rekoruyla şimdiden madalyalara kulaç atmayı hayal edenler için bir idol oldu bile. 3-4 yaşlarında geçirdiği boğulma tehlikesi sonrası sudan korkan ve bu korkuyla yüzleşip dünyanın en başarılı yüzücüleri arasına giren Fenerbahçeli milli yüzücü Emre Sakçı için suda olmak kendi deyimiyle varoluş. İzmirli genç yüzücü Avrupa’da rekorlar kırarken doğup büyüdüğü şehir büyük bir depremle sarsıldı. Sakçı kalbine İzmir yazıp çıktığı ve şehrine adadığı yarışta yüzme liginde elde ettiği en büyük başarıyı yakaladı. Fenerbahçeli milli yüzücü ile rekorları ve suda olmayı konuştuk.
Henüz üç-dört yaşlarındayken geçirdiğiniz boğulma tehlikesi sonrası başlayan su korkusu ve ardından yüzleşme. Şimdi de Budapeşte’de süren 39 günlük maratondan 8 galibiyet 3 Avrupa rekoru ile dönüş. O kadar çok Emre Sakçı ve rekor haberi gördük ki aynı haberle karşılaştığını düşünenler dahi oldu...
Yüzme için de yeni Uluslararası Yüzme Ligi. Dört maç şeklinde gerçekleşti. Yarı final ve finallerde arka arkaya yüzdük. Çok şükür derecemi de geliştirerek yüzdüğüm için rekor sürekli yenilenmeye başladı. Ben son yarışımda yüzüp Türkiye’ye dönerken ilk yarışım için tebrik edenler oluyordu. Her şey birbirine girmiş durumda. Yavaş yavaş bunu da inşallah öğreteceğiz. Çünkü anneme bile açıklamam uzun sürdü. İnsanların anlamaması normal.
Hayatın her alanını etkileyen pandemi sizin takviminizi ve antrenman programınızı da etkiledi kuşkusuz. Bu süreç nasıl geçti? Nasıl motive ettiniz kendinizi antrenman yapamadığınız dönemde?
Ekstra çabam gelişim üzerine oldu ama motivasyonum için ekstra bir çabam olmadı çünkü işi severek ve aşkla yaptığım için hiçbir motivasyon eksikliğim olmadı çok şükür. Daha çok beni biledi aslında. Çok daha fazla vakit ayırabildim. Her şeyden uzaklaştım. Kendi başıma kalabildim. Sadece işimi düşünebildim. Aslında iyi de oldu. Bir daha yaşamak istemem, keyifli değildi ama iyi oldu.
İzmirlisiniz... Siz Budapeşte’de Avrupa rekorları kırarken doğup büyüdüğünüz kentte büyük bir deprem yaşandı. O acıyla birlikte kulaç atmak zor olmuştur muhtemelen...
İzmir için yüzmek farklıydı benim için. En iyi derecemi de o yarışta yaptım. Onun üzerine çıkamadım bir daha. Bir daha yaşamak istemediğim bir duygu. Elinden bir şey gelmemesi, o çaresizlik kötü olan. O çaresizliği Allah kimseye yaşatmasın. Çok şükür benim bütün ailem iyi ama ona rağmen çok sarsıldım, yakınlarını kaybedenlerin acılarını düşünemiyorum bile. Tekrar geçmiş olsun diyorum.
Üst üste gelen Avrupa rekorları sonrası Olimpiyatlar sıkça telaffuz edilmeye başlandı. Sizin hedefiniz nedir Olimpiyatlarda?
Olimpiyat benim hayalim. Bu yüzden en iyi şekilde oraya hazırlanmak istiyorum ve hazırlanacağım. Ülkemi en iyi şekilde temsil edeceğim.
Olimpiyatlar, rekorlar güzel ama bir yandan da hâlâ tesis konusunda eksiklerimiz var...
İzmir’de 50 metrelik bir havuz yok ne yazık ki kullanabileceğimiz. Biz bunun için Antalya’ya gitmek mecburiyetindeyiz. Belli şeyleri aşmış bir yüzücü olmama rağmen antrenman için Antalya’ya gitmek zorundayım. Buradan hesaplayın. Havuzdan ekol yaratabilirsiniz. Her mahallenin bir havuzu olmalı neredeyse. Yüzme özelinden çıkarırsak her mahallenin bir spor tesisi olmalı. Spor denince insanların aklına ya futbol ya da fitness salonları geliyor. Spor bunların çok ötesinde. Spor kültürü yaratmak ve yaşatmak için sporla yatıp kalkmamız lazım.
20 yıldır suyun içerisindesiniz. Emre Sakçı suyun dışında neler yapar?
Yüzmeyi, suya girmeyi düşünür. Bunun dışında elbette stres de atmamız gerekiyor çünkü stresli işler yapıyoruz. İnsanlar baskı yapmak için bir şey yapmıyor ama istemsizce bir baskı oluşuyor üstünüzde. Antrenmanlar zaten ağır. Bütün bu yoğunluktan sıyrılmak için sosyalleşmen de gerekiyor. Vakit bulabildiğim de bunları yapmaya çalışıyorum. Deniz kıyısında bizim şehrimiz, uzaklaşıyorum bazen şehirden. Zihnim sürekli meşgul olduğu için boş zamanlarımda zihnimi yormayacak şeyler yapmayı seviyorum. Film izlerim, bazen bir diziye takılıp onu izliyorum.
Antrenörlerinizin bir yüzücü olarak gelişiminize katkısını da konuşmamız gerek...
Hocalarımın bana kattıkları vizyon bugün buralara gelmemi sağladı. Bu yüzden bir kez daha onlara teşekkür etmek istiyorum. Onların değerinin bilinmesi lazım. Amatör branşlar hoca ve sporcu ilişkisiyle yürüyor, futbol ya da basketbol gibi değil. Biz bir ekibiz. Ben bu işi yapıyorum ama bu işin adı Emre Sakçı. Benim adım değil işin adı Emre Sakçı. Emre Sakçı’nın içinde hocalarım var, ailem var, ben varım.
Suda olmak sizin için ne ifade ediyor?
Yüzmek, suda olmak benim için varolmayı temsil ediyor. Beni var eden yüzme. Bugün bu konuşmayı yapıyorsak yüzme sayesinde yapıyoruz.
Sizin varoluşunuz yüzmek üzerine, insanların kendi varoluşlarını keşfetmeleri belki de kilit nokta. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?
Bu hayatın sırrı bence. Bunu yapabildikten sonra mutlu oluyorsunuz. Çünkü hayat mutluluktan ibaret. Para ya da başarıdan ibaret değil. Mutlu olduğun ve sevdiğin işi yaparsan her şey çözülüyor. Sporcular genelde spora teşvik eder ama ben bilim, sanat, spor dilediğiniz alanda yürüyebilirsiniz demeyi tercih ediyorum. Her insanın bir şeye yeteneği var, önemli olan o yeteneği keşfetmek. Benim yeteneğim yüzmeymiş ben bu alanda devam ediyorum. Annem küçüklüğümde beni çok fazla sanata teşvik etti, piyano çalmamı çok istedi ama olmadı. Bizim sanatçıya da, bilim insanlarına da, sporculara da ülkemize katkı sunacak herkese ihtiyacımız var.