Pazar“Suriyeli yatırımcıya yeterli destek sağlanmadı”

“Suriyeli yatırımcıya yeterli destek sağlanmadı”

20.09.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Neredeyse her gün Türkiye’den Avrupa’ya göç etmeye çalışan bir Suriyeli mültecinin yürekleri burkan hikayesini okuyoruz, izliyoruz. Ya da sokaklardaki, kamplardaki zor hayatlarını... Peki kamp ve sokaklar dışında yaşamını sürdüren mülteciler? Suriyeli işadamlarıyla bir araya geldik, Türkiye ekonomosine katkılarını ve orta seviyenin üstündeki yaşamlarını konuştuk

“Suriyeli yatırımcıya yeterli destek sağlanmadı”

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürü Atilla Toros geçen hafta Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine geçmek isteyen Suriyeli mültecilerin yaşadığı trajediye kayıtsız kalınmadığını belirterek “Türkiye’de Suriyeli bulunmayan tek bir il bile kalmadı” şeklinde açıklama yaptı. Konuyu köşesine taşıyan yazarımız İlber Ortaylı ise “İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’yi kalkındıranlar Makedonya ve Bulgaristan’dan gelen teknisyenler ve becerikli tarımcılardı. Gelecekte Suriyelilerin de böyle bir rol oynayacağına inanıyorum” dedi. Toros ve Ortaylı haklı. Türkiye’de şu an tam 1 milyon 972 bin 65 kayıtlı Suriyeli mülteci yaşıyor. Peki bu kadar insan her gün televizyon ve gazetelerde gördüğümüz gibi sokaklarda mı kalıyor? Hayır. Tıpkı Ortaylı’nın dediği gibi gelecekte Türkiye’ye katkı sağlayacak olan Suriyeliler şimdi çok büyük sermayelerle Türkiye’nin dört bir yanında iş kuruyor, ithalat ve ihracat yapıyor.

Sadece gayrimenkul alanında İstanbul’da yapılan yatırım 3 milyar doları buluyor. Aslında bu kadar hesap yapmadan da bugün İstanbul’da Halep’in meşhur pideye benzeyen ekmeğini üç fırından birinde, Şam tatlısını ise Güllüoğlu üzerinden dağıtım yapılan birçok markette buluyor olmak, olan bitenin küçük bir göstergesi. Suriyeli mültecilerin çoğu iş kuruyor ya da bir iş sahibinin yanında yüksek düzey yönetici olarak çalışıyor. Maddi durumları ise pek çok Türk ailesinden daha iyi. Çocukları özel okullarda okuyor, her biri ortalama 2 bin 500 lira kira ödüyor. Farklı sektörlerde yatırım yapan Suriyeli işadamlarıyla bir araya geldik, İstanbul’daki iş ve özel yaşamlarını konuştuk.

Haberin Devamı


10 binden fazla şirket açıldı

İstanbul Ticaret Odası’nın verilerine göre İstanbul’da 2827 Suriyeli şirket var. Gaziantep’te 471 tane, Hatay’da 270 tane, Kilis’te 70 tane, Urfa’da 57 tane ve Kahramanmaraş’ta 22 tane. Bu şirketlerin 1000 tanesi toptan ticaretle uğraşıyor.

700 tanesi bakım onarımla, 300’ü ise gayrimenkul alanında faaliyet gösteriyor. Bir de Türkiye işadamları üzerinden iş yapan, Suriyeli işadamları var. Onlar da eklendiğinde Türkiye genelinde 10 binden fazla Suriyeli şirket olduğunu görüyoruz. Üstelik Suriyeli firmalar, Türkiye’de kurulan yabancı şirketler arasında sermaye oranında Almanya’dan sonra ikinci sırada yer alıyor.

“En büyük problemimiz dil bilmemekten kaynaklanıyor”

Feras Al Kayal(İnvestimate Araştırma şirketi sahibi)

-Ben iki yıl önce Türkiye’ye gelmeye karar verdim. Daha önce birkaç defa turist olarak ziyaret etmiştim. Benim Suriye’de yatırım planlamaları yapan, Türk ve Arap işadamlarını buluşturan bir danışmanlık firmam vardı. Şimdi onu Türkiye’ye taşıdım. Burada aynı işe devam ediyorum. Türkiye’de iş kurmak isteyen firmalar için yatırım araştırmaları yapıyoruz. Bana göre Türkiye çevre ülkelerde yatırım yapılacak ülkeler arasında en iyisi.

-En büyük problem Türkçe bilmememizden kaynaklanıyor tabii. İngilizce burada çok az konuşuluyor. Biz işlerimizi şimdilik tercüman aracılığıyla hallediyoruz ama ben kursa başladım. Küçük kızımı görseniz Türk zannedersiniz. Henüz 5 yaşında ama o kadar düzgün Türkçe konuşuyor ki Suriyeli olduğunu tahmin bile etmiyor kimse. Hatta Arapçası bozuldu diyebilirim.

-Ailem ve ben İstanbul’da olmaktan mutluyuz. İlk geldiğimizde bir süre otelde kaldık. Sonra bir arkadaşım bize Beylikdüzü’nde bir sitede ev gösterdi. Eşim ve çocuklarım o kadar beğendiler ki, ben her gün Şişli’ye gelmek için onca yolu aşmak zorunda kalıyorum. Oyun parkı ve havuz onları cezbetti.

“Dünyanın en pahalı eğitimi burada olabilir”

-İstanbul’da gezmeyi alışveriş merkezlerine gitmeyi seviyoruz ama İstanbul dışına çıkıp Türkiye’deki başka yerleri görmeyi daha çok seviyoruz. Yalova’ya sık gidiyoruz. Kapadokya’ya ve Ihlara Vadisi’ne gittik. Amacımız, vakit buldukça diğer şehirleri görebilmek.

-Dünyanın en pahalı eğitimi burada olabilir. 15 yaşındaki büyük kızım için okul masrafı senelik
20 bin lirayı buluyor. Sağladığı imkanlar ise o kadar iyi değil. Şimdi İstanbul’da Suriye okulları açılıyor. Kızım onlardan birine gidiyor.

“Türkiye yatırım yapılacak ülkelerin başında geliyor”

Dr. Samİr Dervİş (Gayrimenkul firmasında
ticaret müdürü)

-Aslında Türkiye bizim için en uygun ülke çünkü vize istemiyor. Biz kendi ülkemizden çıkmak için bile vize almak zorundayken bizden vize istemeyen Türkiye Cumhuriyeti’ne şükran borçluyuz. Kültür olarak da bize çok yakın bir ülke fakat devletin Suriyeli yatırımcılar için farklı çözüm yolları yaratması gerekiyor.

“Geleceğimiz pek
parlak görünmüyor”

-Ben eğitimimi eczacılık üzerine İngiltere’de mastır yaparak tamamladım. Buradaki ilaç firmalarında iş bulamadım ve Suriyeli işadamlarının kurduğu bu gayrimenkul firmasında işe başladım. Allah’a şükrediyorum ki ben hayatımı idame ettirebilecek bir iş buldum ve düzenimi burada kurdum. Şimdi iyi şartlarda yaşayabiliyorum. Ancak bu, tüm Suriyeli mülteciler için geçerli değil. Diğer insanlar günlük yiyecek yemeklerini bulmaya çalışıyorlar. Olmadığında ise daha iyi şartlar yakalayacaklarını düşündükleri Avrupa ülkelerine göç etmeye çalışıyorlar.

-Üç tane kızım var. Biri Bilgi Üniversitesi’nde okuyor. Eğitim İngilizce olduğu için orada çok zorlanmıyor. Ondan küçük iki tane daha kızım var, onlar hepimizden daha güzel Türkçe konuşuyor.

-Aslında geleceğimiz pek parlak görünmüyor. Ben şu anda oturma ve çalışma iznimi aldım, ileride vatandaşlık da alabilirim. Sadece 1 yıldır buradayım ve Türkçe öğrenmeye çalışıyorum. Hem Türkçe öğrenmek zor
hem de çalışırken buna çok vakit ayıramıyorsunuz. Ancak hepimizin en büyük problemi dil, bir şekilde öğrenmemiz gerekiyor.

“Genç işadamlarının vizyonu daha geniş”

-Ben Burhaniye’de oturuyorum. Türk kültürünü Asya yakasında daha çok hissediyorum. Üsküdar en sevdiğim semt. Türk
işadamlarıyla çalışmak zor değil ama genç işadamlarının vizyonu daha geniş. Onlarla çalışmak açıkçası daha kolay oluyor. Türkiye’nin ekonomik geleceğini iyi görüyorum ama tabii Suriyeli sermayedarların bu pastadan pay edinmesi uzun zaman alacak gibi görünüyor. Yine de bence Türkiye şu an için yatırım yapılacak ülkelerin başında geliyor.

“Suriyelilerin ödedikleri kira bedeli yaklaşık 1 milyar dolar”

Servet Şeyhvassuf (Simaf İnşaat ve Uluslararası Ticaret şirketi ortağı)

-Birkaç defa tatile Türkiye’ye gelmiştik ama kültürünü bu kadar yakından tanımıyordum. İlk 6 ay
ciddi anlamda zorlandık.
1 yıl sonrasında ise tamamen alıştık. İki taraf da birbirine alıştı. Kız alma vermeler başladı.

“Hanımlar günlerde bir araya geliyor”

- Zeytinburnu sahilindeki bir sitede oturuyorum, çocuklarımız parkta birlikte oynuyor. Hanımlarımız günlerde buluşuyor. Dil bilmedikleri halde işaretle anlaşıyorlar. İki oğlum, iki kızım var. Oğlum Bahçeşehir Üniversitesi’nde mühendislik okuyor. 12 bin dolar eğitimi için harcıyorum. Sadece Bahçeşehir Üniversitesi’nde 200 tane Suriyeli öğrenci var. Diğer oğlum da pazarlama alanında çalışıyor. Bir kızım hukukta, diğeri ise İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitim görüyor. Özel okullarda 15 binden fazla Suriyeli öğrenci var.

-Basında çıkan dilenci haberlerindekiler buradaki Suriyelilerin ancak yüzde 1’ini temsil ediyor. Dilenenler Suriye’de de dileniyordu. Her ülkenin dilencisi vardır. Bu bir meslektir, insanların duygularını isitismar ederler. Dilenci denince aklınıza Suriyeli gelmesin. Birçok Irak’lı hatta Arapça bilen Türkler, durumumuzdan faydalanıp Suriyeliyiz diyerek dilencilik yapıyor.

“Avrupa eğitimli tabakayı seçiyor”

-Şu anda 4 milyondan fazla Suriyeli mülteci var. Avrupa’da 400 bin tane bulamazsınız. Avrupa seçici davranmaya çalışıyor ve eğitimli olan kaymak tabakayı seçiyor. Birçok doktor arkadaşımız burada diplomasını saydıramadığı için Avrupa’ya göç etmek zorunda kaldı.

-Türkiye’de yaşayan Suriyeliler’in ödedikleri kira bedeli 1 milyar dolara yaklaşıyor. Basit bir hesap yaparsak 1 milyon 800 bin Suriyeli var. Bunun 300 bini kamplarda yaşıyor. 1 buçuk milyonu dışarda kirada yaşıyor. Her aileyi ortalama 5 kişi sayarsak, 300 bin aile ediyor. 50 bini de bir yere sığınıyor, kira ödemiyor diyelim. Geriye kalan 250 bin ortalama ayda 1000 lira kira ödese ayda 250 milyon, yılda 3 milyar ediyor. Zaten birçok aile kira öder gibi ev sahibi olmayı hedefliyor.

“Türkiye büyük sermayedarları kaçırdı”

Sayİd SÜleyman(Simaf İnşaat ve Uluslararası Ticaret şirketi ortağı)

-2011’de Suriye’de olaylar başlayınca ticaret de etkilenmeye başladı ve 6 ay sonrasında ülkeden çıkmaya karar verdik. 2011 yılının sonunda Gaziantep’e yerleştik. Türk işadamlarıyla birlikte bir şirket kurup Avrupa’ya plastik boru gibi altyapı ağırlıklı mallar ihraç etmeye başladık.

“Gelen ilk işadamlarından biriyim, hep yol gösterdim”

-Halk ayaklanmasından sonra Türkiye’ye gelen ilk iş adamlarından biriyim. Peşimizden gelenlere yol gösterdim hep. Sonrasında gayrimenkul üzerine yatırım yapmaya başladık. 2015 yılı itibariyle de şirketimizi İstanbul’a taşıdık. Gaziantep küçük bir şehir ve İstanbul bizim için daha verimli olacaktı.

-Bana göre Türkiye devleti Suriyeli işadamlarının yatırım yapması için yeterli desteği sağlayamadı. Ciddi anlamda yatırım iştahı vardı ama karşılık görmedi. Suriyeli yatırımcılar da Mısır, Dubai ve Suudi Arabistan’a yöneldiler. Türkiye büyük sermayedarları kaçırdı.

“Bir gün savaş bittiğinde ülkemize dönmek istiyoruz”

-İlk yıllar kazanamadık ama son üç yıldır, özellikle de İstanbul’a geldikten sonra çark dönmeye başladı. Mesela bizim çevremizde bildiğimiz sadece iki tane gurubun yaptığı yatırım 1 milyar dolar. Hepsini hesaba katarsak sadece gayrimenkul alanında en az
3 milyar dolar yatırım yapılıyor. Ulus’ta Suriyeli İşadamları Forumu’nda, iş arayan Suriyeliler istihdam ediliyor. Biz de oraya üyeyiz, hepimiz birbirimize yardımcı oluyoruz. Bir gün savaş bittiğinde ticari ilişkilerimizi koruyarak ülkemize dönmeyi düşünüyoruz.

“Dil eğitimi verilirse uyum süreci daha hızlı gelişir”

-Ailece daha önceden gelip gittiğimiz için bir sıkıntı yaşamadan çok çabuk alıştık ama hâlâ bizim için en büyük problem dil. Ciddi bir dil eğitimi ya da alışma süreci için bir eğitim verilirse, uyum süreci daha hızlı gelişir. Çocuklarımız sokakta oynarken ya da okulda bizden daha çabuk Türkçe öğreniyor.

-Fatih’te oturuyorum. Beş çocuğum var. İkisi Türk okullarında; biri lisede, biri üniversitede okuyor. Onlar hiç sıkıntı yaşamıyor. Boğaz’da yemek yemeyi seviyoruz. Alışveriş merkezlerinde vakit geçiriyoruz.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler