PazarTitanik battı, Takanik çıktı

Titanik battı, Takanik çıktı

31.12.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Boğaz’da sayıları her geçen gün biraz daha artan "yüzer lokantalar, İstanbullular’a unutmaya başladıkları köprü altı balık lokantalarının keyfini yeniden yaşatıyor

Titanik battı, Takanik çıktı

Titanik battı, Takanik çıktı

Boğaz’da sayıları her geçen gün biraz daha artan "yüzer lokantalar, İstanbullular’a unutmaya başladıkları köprü altı balık lokantalarının keyfini yeniden yaşatıyor

MEHMET KENAN KAYA

Yeniköy’de, sahile çekilmiş balıkçı tekneleri... Ama bunlar, akşam alacasında parlayan ışıkları, rengarenk boyaları ve dışarıdan seçilebilen masalarıyla alışık olduğumuz teknelerden biraz farklı. Üstelik bu teknelerin kaptanları, hatta kiminin motoru bile yok... Peki ne işe yarıyorlar derseniz, bunlar Boğaz’ın balıkçı sığınaklarında, özellikle de Yeniköy ve İstinye’de giderek popüler olan yüzer lokantalar.
Boğaz’da yüzer lokanta fikrini ilk kez Yeniköy sahilinin belki de en güzel isimli teknesi Takanik’in sahibi Kaan Usta bulmuş. Çocukluğundan beri Boğaz’da yaşayan ve balık lokantacılığına babasıyla birlikte işlettiği bir teknede başlayan Kaan Bey, işler yolunda gidince şu sıralar balıkseverlerin yeni takıntısı Takanik’i açmaya karar vermiş. Fikir tutunca, Yeniköy sahiline başka Takanikler de bağlanmış tabii.
Yüzer lokantalar her sabah yaklaşık saat 11:00’de açılıyor ve gece 23:00’e kadar da İstanbul Boğazı’nı lezzet sofrasına dönüştürüyorlar. Hatta bu mesai yaz aylarında gece yarılarına kadar uzayabiliyor. Yüzer lokantaları karadaki rakiplerinden ayıran temel şey, sanırım sahip oldukları manzaradan kaynaklanıyor. Dünyanın en güzel deniz coğrafyasına sahip şehirlerinden biri olan İstanbul’da, deniz üstünde balık yiyebilmek keyfi yani. Tabii bir de, her sabah Boğaz’da avlanan balıkçıların bu lokantalara getirip bıraktıkları taze balıklara makul fiyatlarla ulaşabilmek. Sözgelimi, Yeniköy’deki bir yüzer lokantada " ızgara balık, salata ve meşrubattan" oluşan bir mönüyü beş milyona yiyebilmek mümkün.
Fiyatlardan, bu lokantaların orta halli Boğaz sakinlerinin uğrak yerleri olduğunu düşünüyorsanız, fena falde yanılıyorsunuz. Çünkü başta Takanik olmak üzere bütün bu lokantalar, deyim yerindeyse, bir mevlevi tekkesi gibi her sınıftan insanı ağırlıyor. İşadamları, gazeteciler, sanatçılar, Maslak gibi civar semtlerden gelen şirket yöneticileri... Tabii aralarında herkesin tanıdığı isimler de var: Güneri Civaoğlu, Fatih Terim, Sezen Aksu, Ege, Şehrazat, İbrahim Tatlıses, Ferdi Tayfur, Galatasaraylı futbolcu Serkan yüzer lokantaların en sıkı müdavimleri.

‘Şefin tavsiyesi’ne uyunuz!
Mönülere gelince... Yüzer lokantaların mönüleri genel olarak benzerlik gösteriyor. Balık çorbası, mevsimine göre ızgara balık, hamsi tava ve elbette balığın kadim dostu mevsim salataları. Lokanta sahiplerinin sözlerinden anlaşıldığına göre, müşteriler balık seçiminde genelde ‘şefin tavsiyesi’ne uyuyorlar.
Buraya kadar her şey iyi hoş tabii ama, İstanbul’a enikonu bir balık kültürü armağan eden bu lokantaların ne yazık ki ruhsatları yok. Çünkü İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle lokanta sahipleri arasında yaşanan ve büyük ihtimalle belediyenin inadından değil, yüzer lokantaları kapsayan mevcut bir yasanın bulunmayışından kaynaklanan bu problem yüzünden, bu teknelerin hepsi şu anda kaçak çalışıyor. Hikayenin sonunda, tadını çoktandır unuttuğumuz lezzetli balıkları Boğaz manzarasında ve makul fiyata yiyebilmek için bu problemin bir an önce çözülmesini dilemekten başka bir şansımız yok sanırım.

Balık Çorbası
4 kişilik
2 adet domates
1 adet patates
1 adet havuç
1 baş soğan
1/2 kereviz
Birkaç dal maydonoz
Birkaç dal dereotu
1/2 limon, 2 kaşık yağ, 2 kaşık un, 1 yumurta, 2 bardak süt

Hazırlanışı
Kırlangıç balıkları küçük parçalara ayırıldıktan sonra haşlanır. 4 bardak suda kereviz, patates, havuç, soğan, domates, salatalık, biber, dereotu, kabuğu soyulmuş limon, baharatlarla da birlikte kaynatılır. Diğer yanda un yağda kavrulur, yumurta ve süt ilave edilerek muhallebi kıvamına getirilir. Bu karışım ve balıklar kaynamakta olan tencereye ilave edilir. Bütün malzemeler, kısık ateşte yeterince pişirilir.

KİM NEREDE NE YEDİ ?
Hakkı Devrim (Yazar)
"Dolphin Class’a gittim"
En son Sarıyer Dolphin Class Balık Lokantası’nda yemek yedim. Ailemle gittim: Eşim, gelinim ve kız kardeşlerim. Ben pazar günleri hanımların evde yemek yapmamasına gayret ediyorum. Dolphin Class’ta kalkan, levrek kalamar, salata, meze, ve meyve yedik. Balık çok taze ve nefisti. Yemekten sonra meşhur Sarıyer Muhallebicisi’nde su muhallebisi yedik. Oraya yıllardır gidiyorum ve çok seviyorum.

Lale Mansur (Sinema oyuncusu)
"Cafer’de pirzola yedim"
Son zamanlarda Ankara’ya sık sık gidip geliyorum. İstanbul’a dönerken Bolu’daki Cafer’de pirzola yedim. Cafer,Varan Köprüsü’nün altında, muhteşem bir yerde. Cafer’i herkese tavsiye ediyorum. Eti olağanüstü, pamuk gibi, hiç bu kadar güzelini yememiştim. Lokantanın çok güzel bir dağ manzarası var, aşağıya bakıyor. Çok güzel, küçük ve sempatik bir yer. Yalnız ve yol yorgunu olmama rağmen çok iyi vakit geçirdim.

Ali Esad Göksel (Mimar -Yemek yazarı)
"İlgimi en çok sushi çekti"
En son Circus’ta Crosscooking denilen Uzak Doğu etkileriyle Avrupa ve Amerika’nın sıhhat eğilimli yemeklerini birleştiren yemekler tattım. Hepsi güzeldi, ama en çok ilgimi çeken sushi’ydi. Ortam "Wallpaper" dergisinden çıkmış gibi, hem lokantanın kendisi hem de müşteriler İstanbul’un dışında, bütün dünyadaki metropollerin ortak lisanını yansıtıyor. Yemeğe eşimle gittim. İyi vakit geçirdim, keyifliydi.



PAZAR



































EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler