25.10.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:
PELİN ÇİNİ
İş adamı Kemal Gülman’ın karısı Feryal Gülman cemiyet hayatının en güzel giyinen kadınlarından biri. Dikkat çekici kıyafetleriyle gazete ve dergilerde de sık sık boy gösteren Gülman’la röportaj için Bebek’teki görkemli evlerinde bir araya geldik. Gülman “Kusura bakmayın koşuşturmadan hazırlanamadım” dese de her zamanki gibi çok şıktı. Üzerinde Michelle Obama’nın da favorisi olan genç tasarımcı Jason Wu’nun bir elbisesi ile “vazgeçilmezim” dediği Christian Louboutin ayakkabıları vardı. Gülmanla Bebek manzarasına karşı çaylarımızı yudumlarken üniversite yıllarını, evliliğini, “cemiyetin en şık kadını” olma meselesini ve daha fazlasını konuştuk.
Lüks yaşantınız ve pahalı kıyafetlerinizle her gün cemiyet sayfalarında boy gösteriyorsunuz. Bu antipatik olmanıza neden olabilir diye düşündünüz mü?
İnsan kendisi hakkında “Ben böyleyim, ben şöyleyim” tarzında cümleler kuramıyor ama size arkadaşlarımın görüşlerini söyleyebilirim. Onlar benim içimin dışımın bir olduğunu, kalbimdekinin ağzımdan çıkanla aynı olduğunu söylüyorlar.
19 yıllık bir evliliğiniz, 13 yaşında bir oğlunuz var. 25 yıl öncesine döndüğümüzde “Hayal ettiğim her şeyi gerçekleştirdim” diyebilir misiniz?
Aile kurmak gibi bir hayalim yoktu. Annem beni kariyer odaklı büyüttü, mesleği öğretmenlik olduğu için de oldukça disiplinliydi. “Evlenirsin, çoluk çocuğa karışırsın. Torunlarım olur” değil de, “Kariyerinin peşinden git” derdi. Ben de anneme benziyorum. Oğlum Aslan’la arkadaş gibiyim ama disiplini elden bırakmıyorum. Geleceğini planlarken katkıda bulunmak istiyorum. Mesela benim annem de benim hep avukat ya da doktor olmamı isterdi.
Ama mimar oldunuz...
Sorma! T cetvelinin cazibesi yaktı beni. Kolunun altında T cetveli ile gezen kızlar görür, bayılırdım. Ayrıca İTÜ çok popüler bir okuldu. Bu yüzden mimar olmaya karar verdim. Üniversiteden sonra da Alarko Holding’de işe başladım. 25 yaşında Ankara Toplu Konut İdaresi’nde daire başkanıydım. 40 kişilik bir ekibim vardı.
Bu sırada kocanız Kemal beyle tanışıyor muydunuz?
Evet. Kemal o zaman bana iş teklif etmişti ama ben kariyerim için daha faydalı olacağını düşünüp Ankara’yı tercih ettim. Orada geçirdiğim dönemde de Kemal ile flört ettik. Ankara-İstanbul arası mekik dokuduk. İlişkimizi sınama şansına sahip olduk. Etrafımızdakileri ve en önemlisi kendimizi bu işin olacağına inandırdık.
Ama aileniz evlenmenize karşı çıkmış...
Evet, bunun birçok sebebi vardı. Aradaki yaş farkı, eşimin önceki evlilikleri ve çocukları, benim kariyer hedeflerimden vazgeçecek olmam gibi. Annem evlenmeye karar verdiğimde “24 yıl beni üzmedin. Bu kararla tüm emeğimi silip atıyorsun” demişti.
Oysa Kemal bey birçok annenin isteyeceği bir damat adayı...
Annem için para pul değil, başarılı olmam önemliydi ama neyse ki ailelerimiz zamanla doğru kararı verdiğimizi anladılar. Şimdi çok mutlu ve “mıç-mıç” bir aileyiz.
Bir röportajınızda “Babasız büyüdüğüm için Kemal’e daha çok bağlandım” demişsiniz...
Babamı erken yaşta kaybetmiş olmamın Kemal’le ilişkimi etkileyip etkilemediğine ancak profesyonel bir psikolog karar verebilir. Kemal çok babacan ve sahiplenici bir adam. Ben bu duyguların özlemini duyuyordum ve o benim için yaslanılacak omuz oldu.
Evliliklerde yaş farkı önemli mi?
Bizim aramızda 25 yaş var. Bu ciddi bir rakam. “Ben kendimden büyük bir adamla evlendim ve çok mutluyum. Bu normal bir şey, siz de yapın” diyemem. Ama “Yapmayın” da diyemem çünkü çok mutluyum.
Annenizin istediği gibi kariyeri tercih etseydiniz şu an nerede olurdunuz?
Siyaset ilgi duyduğum bir şeydi. Ankara’da çalışıyor olmak bunu tetikliyordu. Herhalde politika yapıyor olurdum.
Hangi görüşe yakın olurdunuz?
Lise ve üniversite yıllarında sol görüşlüydüm. Ancak Özal döneminden sonra siyasi görüşüm değişti. Turgut Özal hayranlığı beni sağ görüşe yaklaştırdı.
Çok dostunuz var mı?
Çocukluk arkadaşlarım var. Üniversite arkadaşlarımla da hâlâ görüşürüm.
Cemiyet hayatından dostlarınızla da ayaklarınızı altınıza alıp kız kıza sohbet eder misiniz?
Tabii ki. Cemiyet insanlarının fotoğraflara gülümsemekten başka derdi olmayan birer vitrin mankeni olduğu sanılıyor. Oysa onların da dostlarıyla paylaştıkları endişeleri ve mutsuzlukları var.
Yalnız kaldığınızda başınızı dinlemek için nerelere gidersiniz?
Yalnız kalmaktan hoşlanmıyorum. Eşimle canımız balık isterse Kıyı’ya gideriz. Brunch için de Sultanahmet’teki Four Seasons’a gideriz.
“Pişti olduğum arkadaşımla dans edip fotoğraf çektirdik”
Özel davetlerin büyük korkularından biri de başkasıyla aynı kıyafeti giymiş olmaktır. Siz de sık sık “pişti” oluyor musunuz?
Olmuyorum çünkü pişti olmak, biriyle aynı davette aynı kıyafeti giymektir. Gazetelerde birinin aylar önce giydiği elbisenin yanına sizin o elbiseyle iki gün önce çekilmiş fotoğrafınızı koyup “Pişti oldu” diyorlar. Yani çoğu uydurma. Gerçek pişti ise iki kez başıma geldi. Biri bundan seneler önce, biri de geçen haftaydı. Ayrıca bu çok eğlenceli bir durum. Hayatta o kadar çok dert edecek şey varken buna takılmak çok saçma. Pişti olduğum arkadaşım Berrin Yoleri ile birbirimize sarıldık, dans ettik ve fotoğraf çektirdik.
Eski kıyafetlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok kalabalık bir gardırobum yok. Artık daha az moda hatası yapıyorum. Eskiden aşırı iddialı şeyler alırdım. Şimdi aldıklarımı daha uzun süre kullanabiliyorum. Eski kıyafetlerimi de onları giymekten keyif alacak dostlarıma veriyorum.
“Arkadaşlarımdan ricam, estetik vaktim geldiğinde haber vermeleri”
Özel bakım reçeteleriniz var mı?
Senede bir cilt bakımı yaptırırım. Geceleri makyajımı silerim ve sabahları kremlerimi sürerim. Yüz için La Prairie vücut içinse Biotherm’in kremlerini tercih ediyorum.
Estetik konusunda ne düşünüyorsunuz?
Hiç yaptırmadım ama ilerde yaptırabilirim. Arkadaşlarıma “Ben fark edemeyebilirim. Estetik zamanım geldiğinde haber verin”diyorum. Onlar da “Daha erken” diyorlar.
Formunuzu nasıl koruyorsunuz?
13 yıldır özel spor hocam Ayten Altun ile haftada iki gün spor yapıyorum. Beslenmeme de dikkat ediyorum. Vitamin ve kalsiyum takviyesi alıyorum. Boyun ve bel fıtığım olduğu için kilomu kontrol altında tutuyorum.
Eşiniz de bakımlı bir erkek mi?
Öyle. Manikürünü, pedikürünü ve sporunu asla ihmal etmez. Kilodan nefret ediyor. Biz birbirimize ve kendimize olan saygımızdan ötürü bakımlı bir çiftiz. İnsanlar evlenince kendilerini salarlar, bu ilişkinin en büyük düşmanlarından biri. Ben her zaman kocama güzel gözükmek isterim. O da bana.
“Derin Mermerci ve Şirin Yalçın’ın tarzını beğeniyorum”
Cemiyet hayatının en şık giyinen kadınlarından biri olarak kabul ediliyorsunuz. Giyim merakınız nasıl başladı? Bu alım gücüyle artan bir merak mı?
Bunun alım gücüyle bir alakası yok. Oldum olası görselliğe düşkündüm. T cetvelinin beni kandırması da bu yüzden. Ayrıca şık olmanın maddiyatla ilgisi olduğunu da düşünmüyorum. Mesela bana göre İstanbul’daki en şık kadınlardan biri maniküristim Derya. Şık olmak için illa tonlarca para vermek gerekmiyor.
En sık nerelerden alışveriş yapıyorsunuz?
Alışveriş yaparken vitrin gezecek, deneme kabininde bir sürü elbise deneyecek vaktim yok. Sezon başında internete girip favori tasarımcılarımın koleksiyonlarını inceleyip beğendiğim parçaları işaretliyorum.
Hangi tasarımcıları beğeniyorsunuz?
Bu sezon Jason Wu ve Rachel Roy gibi Amerikalı tasarımcıları tercih ediyorum. Üzerimdeki elbise Michelle Obama’yı da giydiren Jason Wu’nun tasarımı. Jil Sander, Thierry Mugler, Chanel, Lanvin, Nina Ricci, Monique Lhuillier, Oscar de la Renta ve Balmain hemen hemen her sezon tercih ettiğim isimler. Ayakkabı konusunda ise her kadın gibi kontrolsüz davranabiliyorum. Favorim Christian Louboutin ve Yves Saint Laurent’ın birlikte tasarladıkları ayakkabılar.
Bize birkaç moda tüyosu verebilir misiniz?
İçinde kendinizi rahat hissettiğiniz kıyafetlere öncelik verin. Gardırobunuzda mutlaka sezonun modası topuklu ayakkabılardan ve kot pantolonlardan birer adet olsun.
Cemiyette en çok kimlerin giyim tarzını beğeniyorsunuz?
Derin Mermerci ve Şirin Yalçın’ı çok beğeniyorum.
- “T cetvelinin cazibesine kapılıp İTÜ’ye girdim ve mimar oldum.”
-“25 yaşında Ankara Toplu Konut İdaresi’nde daire başkanıydım. Stresten 11 kilo şişmanlamıştım.”
-“Kocamla aramızda 25 yaş var. Mutluyum ama kimseye yaşça büyük biriyle evlen ya da evlenme diyemem.”
-“İstanbul’un en şık kadınlarından biri maniküristim Derya. Şıklık için ille de tonlarca para gerekmiyor.”
-“İnternetten favori tasarımcılarımın koleksiyonlarını takip edip beğendiğim kıyafetleri seçiyorum.”
-“Biz birbirimize ve kendimize olan saygımızdan dolayı bakımlı bir çiftiz.
Eşim manikürünü, pedikürünü ve sporunu asla ihmal etmez.”