15.06.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Eser Tutel, 1998 tarihli "Beyoğlu Beyoğlu İken" adlı kitabında böyle yazıyor. Fakat yakında hem Markiz Pastanesinin hem de pastanenin bulunduğu çarşının kapıları ardına kadar açılacak. Zira Aksoy Grubu tarafından satın alınan bina, Passage Markiz adıyla bir alışveriş merkezine dönüştürülüyor. Markiz Pastanesi ise duvarlarındaki Arnoux imzalı art nouveau fayans panoları, Mazhar Resmor imzalı vitrayları, kartonpiyer süslemeleri, lambri kaplamaları ile, aynen korunarak yeniden açılıyor. Böylece bir dönemin şapkasız ve kravatsız girilemeyen, Limoges ve Havilland porselenleri, Degusis kristalleri ve Christofle yemek takımlarıyla servis yapılan en nezih pastanesi yeniden hayata dönüyor.* Şark Aynalı Pasajı ya da eski adıyla Passage Oriental, Beyoğlunun en eski pasajlarındandı. 1840larda inşa edilmişti. Ne var ki uzun süredir eski şöhretinden çok kaybetmiş bulunuyor. 1908de neo-klasik tarzda yapılan bugünkü binanın altında Markiz Pastanesi vardı. Pasajda yabancı kitapların satıldığı bir kitabevi, kuaför, perukçu ve kürkçü dükkanları sıralanıyordu. Bugün ise kapısı kapalı. Ne giren var, ne çıkan..." "Saat başlarını saygılı saygılı vuran duvar saatinin sesini nasıl özlemle arıyorum. Burada her masa birer küçük ada gibiydi. Kalabalık içinde yalnız olabilmek imtiyazına yalnız burada sahiptiniz. Huzur doluydu bu salon. Temizlik, seviye ve güler yüz. İstanbuldan uzaklaşınca en çok özlediğim imajlardan biri Markizdi." (Haldun Taner, Milliyet Gazetesi, 20 Şubat 1983) Kaynaklar: Feza Kürkçüoğlu arşivi "Orada herhangi bir pastane değil; tarihe birebir bağlı kalarak Markizi yeniden açacağız" AKS Danışmanlık Başkanı Nur Akgerman, Şark Aynalı Pasajının Passage Markize dönüşmesi projesi ile ilgili sorularımızı cevapladı. Ne zaman başladı proje? Bu pasaj 10 yıl önce Aksoy Grubu tarafından satın alınmış. Orası öyle bir yer ki yanlış bir çivi çaksanız felaket olur. Bu yüzden uzun süre orayı layıkıyla ortaya çıkarmak için çalışmışlar. Geçen sonbaharda biz bir araya geldik. Proje artık konsept ve pazarlama aşamasına gelmişti. Birlikte çalışmaya karar verdik. Markiz Pastanesi bir efsane. Siz şimdi orada, aynı isimle bir pastane açacaksınız. Bir pastane değil, biz orada tarihe ve eskiye bire bir bağlı kalarak, bir Markiz müzesi gibi, hiçbir şeyi ellemeden, yeniden Markiz Pastanesini açacağız. Zaten şu anda duvarlardaki fayanslarıyla, ahşaplarıyla aynen muhafaza edilmiş durumda. Markiz sadece dekorasyon demek değil; servisten lezzete her alanda bir efsane. Haklısınız. Pastaları çok lezzetli, çikolataları çok güzel... Girmek bile olaymış. Bembeyaz örtüleri, gümüşleri ile çok şık, kaliteli bir yer. Aynı zamanda entelektüel de bir yer. Dönemin kalite ve kültür sembolü. Bugün artık böyle bir lezzeti, servis kalitesini yakalamak kolay olmasa gerek. Zaten bu yüzden hâlâ işletmenin kime verileceği belli değil. O çok hassas bir konu. Sonbahardan beri Aksoy Grubu ile çalışıyoruz, Markizin işletmesine gelince, orada duruyoruz. Tek bildiğimiz Markiz eskiden ne ise, yine o olacak. Önemli bir kampanya başlatıyoruz şimdi. Markizle ilgili bütün anıları ve eşyaları toplayacağız. Fotoğraf, peçete; aklınıza ne gelirse her şeyi toplamak ve açılışta sergilemek istiyoruz. Eşyaların sahiplerinin izin verdiği ölçüde binada bir Markiz müzesi oluşturabiliriz. Markiz markasını daha da ölümsüzleştirmek için de Markiz koleksiyonu hazırlıyoruz. Pasajın açılmasıyla birlikte, Ekim 2003te Markiz markalı birçok ürünü de satışa sunacağız. Demet Taner: "Haldun Taner olmasaydı bugün Markizin yerinde bir oto yedek parçacısı olacaktı" Markizde kimse yüksek sesle konuşmazdı. İnsanların birbirine saygısı vardı. Salt duvar panoları, insanların nezaketi değil yemekler de çok güzeldi. Diyelim turunç reçeli yiyorsunuz. Reçel Bomontide, Avadis Çakırın bahçesinde yetiştirilmiş narenciye ağacının meyveleriyle yapılmış olurdu. Ucuz bir yer değildi ama sunduğu kalitenin üstünde fiyat istemezdi. Sonra Markizin bulunduğu pasaj bir oto yedek parçacıya satıldı. Haldun Taner oranın muhafazası için çok uğraştı. Milliyetteki sütununda Markizin neden önemli olduğunu yazdı, buraya kimlerin geldiğini anlattı ve hukuki bir savaş başladı. Sonuçta Haldunun çabalarıyla 1977de Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu binayı korumaya aldı.Markizin yeniden açılması beni mutlu ediyor. Zaten ben de danışma kurulu üyesiyim. Haldun Tanerin başlatmış olduğu bu çabanın olumlu bir sonuca ulaşması olarak görüyorum bu gelişmeyi. Orayı satın alanların Olduğu gibi korunacak demeleri bence çok önemli. Çünkü ben Markizi genç kuşaklara aktarılması gereken bir kültür mirası olarak görüyorum." "Haldunla birlikte Markize çok sık giderdik. Cumartesileri Milliyete yazısını götürürdü. Dönüşte mutlaka oraya uğrardı. Bazı akşam üstleri de yazısını orada yazardı. Kathy Hakko: "Vitalinin annesiyle Markizde tanıştım" "Ben kayınvalidemi ilk kez Markizde gördüm. Vitali beni annesiyle buluşayım diye Markiz Pastanesine götürdü. Nişanlıyken de, evliyken de sık sık Markize giderdik çaya. Vitali ile haftada bir defa hiç olmazsa uğrardık. Çok nezih bir yerdi. En çok zeytinyağlı pırasasını severdim. Pastaları da çok lezzetliydi. Orada iki matmazel vardı. Beni çok severlerdi. Oğlumuz Cem, İsviçredeki okuldan geleceği zaman Cem için karamelalar hazırlarlardı. Kızım Simanın nişanında da tatlıları oraya yaptırmıştım." "24 saat yaşayan bir alışveriş ve eğlence merkezi olacak" Ekim ayında açılacak olan Passage Markiz de bugünün ünlü markalarına ev sahipliği yapacak. Girişte Markiz Pastanesinin yanı sıra kafeler, barlar, gazete bayii ve aksesuvar mağazaları bulunacak. Birinci kat kadın ve erkek giyim mağazalarına ayrılmış. İkinci katta restoran ve davet organizasyon ofisi; üçüncü katta kuaför ve ev eşyaları; dördüncü ve beşinci katta ise ofisler ve özel dikimevleri olacak. Yani Passage Markizde bir zamanların ünlü terzisi Mulieri değilse de, yine işinin ehli terziler kişiye özel kıyafet dikecekler. Teras çok fonksiyonlu bir eğlence alanı olarak tasarlanmış. Burada partiler, davetler, söyleşiler, sergiler düzenlenebilecek. Mağazaların çalışma saatlerinin çok uzun olmasını planladıklarını söyleyen Akgerman "Passage Markiz 24 saat yaşayan bir eğlence ve alışveriş merkezi olacak" diyor. Şark Aynalı Pasajı 19uncu yüzyıldan 20nci yüzyıla dönemin markalaşmış isimlerinin yer aldığı bir çarşıydı. Terzi Mulieri, İplikçi Kalagas, Kuaför Kristich, Fotoğrafçı Abdullah... Lebondu, Markiz oldu 19uncu yüzyılın ortalarında Şark Aynalı Çarşının köşesinde Fransız büyükelçisinin pastacıbaşısı Eduard Lebon tarafından Lebon Pastanesi açıldı. Lebon daha sonra caddenin karşı tarafındaki yeni yerine taşındı. Lebonun eski dükkanı ise 1940ta Avedis Çakır tarafından Markiz Pastanesi adıyla açıldı. MARKİZ PASTANESİNİN MÜDAVİMLERİ... Ziya Paşa, Namık Kemal, Şinasi, Abdülhak Hamid, Abdülhak Şinasi, Hamdullah Suphi, Ahmet Haşim, Yahya Kemal, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ebuziya Tevfik, Yunus Nadi, Salah Birsel, Çelik Gülersoy, Burhan Felek, Haldun Taner, Gülriz Sururi...