14.06.2020 - 03:06 | Son Güncellenme:
Ceyda Ulukaya
Hira Elbasan, henüz 19 yaşında. Üniversite birinci sınıf öğrencisi. Geçtiğimiz hafta, babası tarafından öldüresiye şiddet gören, hatta silah tutukluk yaptığı için şans eseri hayatta kalan annesi Derya Elbasan’ın fotoğraflarını Twitter’dan paylaşıp yardım çağrısında bulundu. Paylaşımın hızla yayılması üzerine baba Erol Elbasan kısa sürede tutuklandı. Bu sayede hayatını kurtardığı annesi ise şimdi iyileşme sürecinde. Peki ya Hira? Onu annesinin kurtarıcısı olmaya götüren süreçte yaşadıkları, şiddetin iki kişi arasında kalmadığını, bir de görünmeyen mağdurları olduğunun kanıtı: “Kendimi bildim bileli ‘Ya babam annemi öldürürse’ korkusunu duydum. Çocukluğumu yaşayamadım. Eğer en ağır cezayı alırsa ben de belki yaşayamadığım çocukluğumu yaşayabilir, yaralarımı sarabilirim” diyor. Fakat dava, öldürmeye değil, yaralamaya teşebbüsten açıldı ve eğer değişmezse, ilk duruşma olan 7 Temmuz’da tahliye ihtimali söz konusu.
Anneniz boşanma aşamasındaydı değil mi?
Evet, daha önce de birçok kez girişimde bulundu çünkü şiddet hayatından eksik olmuyordu. Bir dönem sığınma evinde kaldı, birçok darp raporu var. En sonunda babam anlaşmalı boşanmayı kabul etti. Meğer başka bir kadınla ilişkisi olduğu için kabul etmiş. Annem aldatıldığını öğrenince onu bir daha eve sokmadı. Yaklaşık 10 gün sonra da annem, kardeşim ve ben o evden taşındık, güvenli bir siteye yerleştik ama ikametgahımızı bile aldırmadık, nereye taşındığımızı yakınlarımıza söylemedik. Ama nasıl olduysa öğrenmiş, sürekli evin etrafında dolaşıyordu. Güvenlikten ulaşıp “Hadi aşağı gelin” diye kavgaya çağırır gibi bizi çağırıyordu. Balkona çıkmaya bile korkuyorduk. Daha önce bir süreliğine dedemlerde kalmıştık, o dönem dedemin evine silahla ateş etti. Komşuların şahitlik yapmasına rağmen bir gece karakolda kalmadı. Önceki hafta beni ve yanımdaki arkadaşımı sokakta darp etti zaten, ikimiz de şikayetçi olduk. Yine hiçbir şey yapılmadı. Bugüne dek defalarca şikayetçi olduk ama hiçbir sonuç alamadık, bu yüzden de hiç korkmadı.
Hira Elbasan, “Eğer babam hafif bir ceza alıp çıkarsa bu kez annem asla hayatta kalamaz” diyor.
Olay günü siz annenizden nasıl haberdar oldunuz?
Sabah annemin telefonundan arandım. Bana “Annen çok kötü durumda, kanlar içinde, gel al” dediler. Aklıma gelen tek şey “Annem öldü” oldu. Bu kez öldü diye düşündüm ve yapabileceğim hiçbir şey yok, ölmediyse de öldürecek yani annem göz göre göre ölecek. Bu zaten sık sık yaşadığım bir korkuydu, bu yüzden de Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu gibi birçok sayfayı takip ediyordum, orada şiddete uğrayan kadınların seslerini duyurmalarına yardımcı olduklarını biliyordum. Eğer annem ölmediyse, bu kez sesimi duyuracağım diye kafama koyarak gittim. Hastanedeyken fotoğraflarını çektim ve platformla paylaştım, sağolsunlar çok yardımcı oldular. Zaten 2 saat içinde gazetelerden, haber kanallarından aramaya başladılar. Ve 6 gündür beklediğim yakalama kararı yarım saat içinde çıktı ve tutuklandı. Benim gibi annesini kaybetme korkusu yaşayan bir sürü çocuk vardır eminim, illa bu noktaya gelmesi mi gerekiyor? Ben annem işe gidip gelirken onu balkonda bekliyorum, bizim de normal bir insan gibi korkusuzca yaşamaya hakkımız yok mu?
Çocukken şiddete tanık olduğunuzda nasıl tepki veriyordunuz?
Babam ben 6 aylıkken cezaevine girmiş zaten, cinayetten. Benimle aile büyüklerim ilgilendi, dedem, halam hep maddi manevi destek oldular. Babamı tanımıyordum. Aflarla birlikte toplam 7 yıl gibi bir sürede cezaevinden çıkıp eve geldiğinde annemi dövmeye başladı. Evde kavga olunca pencereleri kapatırdım kimse duymasın diye. Arkadaşlarım arasında küçük düşmekten korktuğum için bir hafta sokağa çıkmazdım. Ama çocukluğumda bile belki 10 defa polis arabasına binip karakola gitmişliğimiz var. Okuldan dönerken serviste dua ederdim, inşallah anneme vurmamıştır diye... Yakın zamanda şöyle bir şey yaşadık: Annemle babam yine kavga etti, alt kattalardı. Gece uyuyamadım, içime bir kurt düştü. “Ya annemi boğarsa sesini duyamam” diye düşündüm. Dayanamadım, kardeşime söyledim. O da tedirgin oldu. Annemin yanına gittik, kardeşim “Anne korkuyorum, sen benimle uyur musun?” dedi. Annem o gece bizimle uyudu. Yani insanın içine bir şüphe düşer ve asla çıkmaz ya, işte hep o korkuyla yaşadım. Kendimi bildim bileli “Ya babam annemi öldürürse?” korkusunu duydum. Bu korkuyu bir daha yaşamak istemiyorum. Eğer cezaevinden çıkarsa annem asla hayatta kalamaz, adım gibi eminim. Annemin başına silah dayayıp iki kez tetiğe basmış, sonra silah tutukluk yapınca maket bıçağıyla yaralamış biri. Tüm hukukçular bu öldürmeye teşebbüs derken savcı yaralamadan dava açtı. Eğer dava yaralamadan görülürse ilk duruşma olan 7 Temmuz’da tahliye olacak. Biz§ merhamet değil sadece adalet istiyoruz. İnsanların bizi bu süreçte yalnız bırakmamalarını istiyoruz.
Babanızın gerektiği şekilde ceza alması sizin hayatınızda neyi değiştirecek?
Derin bir nefes alıp oh diyeceğim. Gerçekten yaşamanın ne demek olduğunu belki o zaman anlarım. Ben ergenliğe girdiğimde babam bana “Ergenlik psikolojisi kabul etmiyorum, sakın bana böyle şeylerle gelme” demişti. Halbuki hiçbir hatam da yok. Ama benim bir hatam yüzünden anneme zarar vermesinden çok korktuğum için de kendimi hep kısıtladım. Evet, çocukluğumu yaşayamadım ama annem hayatta olduğu için de mutluyum. O, gereken ağır cezayı alırsa yaşayamadığım çocukluğumu o zaman yaşarım belki, yaralarım biraz kapanır. Böyle bir karar çıktıktan sonra tek isteğim, annem ve kardeşimi alıp bir deniz kenarına gitmek ve uzun uzun çay içmek. Sonra da okuluma dört elle sarılıp güçlü bir şekilde hayatıma devam etmek.
“Sosyal medya sayesinde sesim duyuldu”
Sizce daha önceki şikayetlerinizden sonuç alamayıp bu defa almanızda ne etkili oldu?
Kesinlikle sosyal medyada ve diğer medya kanallarında paylaşılması sayesinde. İnsanların benim sesimi duyup yanımda olması, annemin de medyaya konuşması etkili oldu, başka bir açıklaması olamaz çünkü defalarca aynı şeyi yaşadım. İnsanlar bizim böyle bir mağduriyet yaşadığımızı öğrenip tepki gösterdiğinde polis de savcı da hakim de gerekeni yaptı. Ve o en ağır cezayı alana kadar da gündemden düşmesini istemiyorum. Çünkü hafif bir ceza alırsa çıktığında tekrar aynı şeyi yapacak. İnsanlar bana diyor ki, “Yerini yurdunu değiştir”. Ben suçlu değilim ki, neden ben kaçıyorum? Burada okulum, arkadaşlarım, ailem var. Kaçması gereken ben miyim? Bu nasıl bir adalet? Bütün bunları yapan, en ağır cezayı alması gereken o. Kesinlikle baba bile demek istemiyorum. Üçümüzden birini biraz olsun sevmiş olsaydı, bunları asla yapmazdı. Bana küçüklüğümden beri “Ben kötü bir baba değilim, size hiç vurmadım” diyordu. Bir baba, çocuğunun gözü önünde annesini suratı, gözü patlayana kadar dövüyorsa, ne kadar iyi olabilir? Bir çocuk annesini bu şekilde döven birine baba demek ister mi? Bizi dövmemiş olması yeterli mi?
“Benim kızım 10 delikanlıya bedel”
Bütün bu olanlar annenizle ilişkinizi nasıl etkiledi?
Annem bana hep “Hira benim beynim” der. Birçok kez anneme annelik yaptığım bile olmuştur. O “Şimdi ne yapacağız?” dediğinde kardeşimi ve onu toplayıp “Biz hep beraber güçlüyüz” demişimdir. Şimdi de annem için bir şey başardığımı düşününce çok mutlu oluyorum. Hayatta kalma başarısı bu. O da bütün yakın çevresine “Benim kızım 10 tane delikanlıya bedel, iyi ki doğurmuşum” diyor bu aralar. Ondan bu sözleri duymak benim için dünyalara bedel.