Pazar‘Yemekleri o an programda icat ediyorum’

‘Yemekleri o an programda icat ediyorum’

25.12.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

“Hayatta elimi sürmem” diyen ünlü konuklarına “çaktırmadan” hamur açtıran, köfte yoğurtan hatta salata yaptıran Oktay Usta: “İlk başta şaşırıyorlar ama yemek piştikten sonra ‘Bunu ben yaptım’ diye gururlanıyorlar”

‘Yemekleri o an programda icat ediyorum’

Hani bazı insanlar vardır, sadece yüzlerine bakmak bile sizi rahatlatır. O kadar pozitiflerdir ki onlarla konuşmak bir nevi terapi gibidir. İşte Oktay Aymelek, namı diğer Oktay Usta da öyle biri. Yedi yıldır Samanyolu TV’de yemek programı yapan Aymelek işine resmen âşık. Bir karnıbahar tarifini ballandıra ballandıra saatlerce anlatabiliyor. Tarifi anlatırken araya fıkralar ve komik hatıralar da sıkıştırıyor. Arada havuçlarla konuşuyor, balkabağını okşuyor. Yani onu yemek yaparken izlemek bir çeşit stand-up gösterisini izlemek gibi. 2011’de Google’da yeme-içme kategorisinde en çok aranan kişi olan Oktay Usta ile stüdyosunda daha doğrusu rengarenk mutfağında buluştuk. O da hergün televizyonda yaptığı gibi yandan yemek yaptı bir yandan da anlattı.

Haberin Devamı

* 2011’de Google’da yeme-içme konusunda en çok aranılan ikinci kelime isminiz oldu. Bu sonucu bekliyor muydunuz?

Vallahi bilmiyordum sizden öğrendim, ne mutlu bana! 14 yıldır sürekli ekrandayım.

* Programda yedi yemek yaptığınız oluyor. Menüye nasıl karar veriyorsunuz? Nasıl yetişiyorsunuz? Diğer programlardaki gibi “Bu sosu önceden hazırlamıştım” demiyorsunuz.

Zamanı doğru kullanıyorum çünkü bu benim en önem verdiğim meselelerden biri. Eskiden yemek programlarını izlerdim ve şef olmama rağmen anlatılan yemeği yapamazdım, tarifi uygulayamazdım. Nedeni de sizi söylediğiniz şey. “Biz bu sosu programdan önce hazırladık”,” Önceden pişirdiğimiz şu karışımı alıyoruz” gibi cümleler. Neyi neye kattın? Ne kadar tuz ya da baharat kullandın? İzleyici görmezse olmaz. Benim bütün tariflerim birebir programda pişirilir.

“Programın ilk günlerinde tansiyonum yükseliyordu”

* Tarifleri önceden deniyorsunuz herhalde.

Hayır, tariflerin hepsini o an programda icat ediyorum. Bir de diğer yemek programlarında dikkat ettiyseniz yemekler az pişer. Daha diri dursunlar, renkli fotoğraf versinler diye. Ben sonuna kadar giderim. Varsın etim diri durmasın, sebzelerim renkli olmasın. Yeter ki izleyici evde yapınca “Eee Oktay ustanınki böyle gözükmüyordu” diye kendini suçlamasın.

* Konuklarınız da sizinle yemek yapıyor. Kolay mı ünlülere hamur açtırmak?

Valla ilk başta epey zorlandım. “Ben elimi sürmem” diyenler çoktu. Onları “Sizin varlığınız yeter. Yemeği ben yaparım” diye sakinleştirirdim. Sonra da çaktırmadan mutfağın içine soktum. “Şu suyu uzatabilir misiniz?”, “Hamura biraz un serper misiniz?” diye başlayıp “Salatayı yapar mısınız?”, “Köfteler hazır mı efendim?”e geldim. Bir de bakmışlar ki yemek yapıyorlar. Yemekler ortaya çıkınca da hoşlarına gidiyor, gururlanıyorlar.

* Bu format nasıl oluştu ? Bildiğim kadarıyla siz ilk başlarda sadece şef olarak varmışsınız. Sunuculuk sonradan eklenmiş.

14 yıldır ekrandayım ama sunuculuğu yedi yıldır yapıyorum. Beni Ayşe Tüter keşfetti. Topkapı’daki Eresin Otel’de soğuk büfe şefiydim. Hafta sonları hanımlara süsleme kursları veriyordum. Tüter öğrencilerimden biriydi. “Ekrana çıkaracağım seni” dediğinde “Aman Ayşe hanım televizyon kim ben kim?” demiştim. Ama ısrar etti. Perihan Savaş o dönem Samanyolu’nda program yapıyordu. Şef olarak katıldım. Sonra izleyicilerden “Bu adam biraz daha konuşsun” diye istek gelmiş. Öyle öyle programdaki yerim arttı. Derken Savaş ayrıldı, başka sunucu geldi. Beş yıl sürdü, gayet de memnundum. Ta ki yönetim “Bu sezon tek başınasın” diyene kadar.

* Öyle pat diye mi karar verdiler? Ne dediniz?

Heyecandan bir hafta uyumadım. Nasıl olacak? Hem konuk ağırlayacağım hem yemek yapacağım... Dört dönüyorum yatakta. Derken bir cesaret başladım “Yeşil Elma” programına. İlk 15 gün her gün tansiyonum çıkıyordu. Resmen hastalandım. Sonra yavaş yavaş alıştım.

* Kostümleriniz de çok ilgi çekici. Klasik aşçı kıyafetlerinden farklılar.

Mutfağı renklendirmek istedim. Başlarda meslektaşlarımdan tepki aldım. Telefon açıp “Oktay usta, mesleği palyaçoluk mu sandın?” diyenler oldu. Şimdi bütün şefler renkli giyiniyor, demek ki öncü oldum. Büyük bir dolabım var. Gelen konuk önlüğünü, kepini seçiyor. Program sonunda “Önlüğü almadan gitmem” diyenler var.

Haberin Devamı

“Şişman aşçı görüntüsünden hoşlanmıyorum”

Haberin Devamı

Formumu korumaya dikkat ediyorum. “Şişman aşçı” modasından hoşlanmıyorum. İnsanlara ve mesleğime saygımdan dolayı beslenmeme özen gösteririm. Yaptığım her yemeği tadarım ama birkaç çatal. Bizi izleyen çocuklar var. Onlara mutfakta çalışırsanız şişmanlarsınız mesajını vermek istemem.

Haberin Devamı

‘En huzurlu günlerimi babamla aynı mutfakta çalışırken yaşadım’

* Sokakta nasıl tepkiler geliyor?

Fotoğraf çektirmek, kitaplarımı imzalatmak istiyorlar. Bir de “Oktay Usta hep ünlüleri alıyorsun. Bizi çağır” diyorlar. İleride büyük bir stüdyoda izleyicisi olan bir program yaparsam onlardan da konuk alacağım.

* Bolu Mengenlisiniz. Burası aşçılarıyla ünlü bir ilçe. Babanız da bu işi yapıyormuş, siz de geleneği bozmamışsınız...

Aslını isterseniz çocukluk hayalim aşçı olmak değildi. Babam başka şehirlerde çalışıp kardeşlerimle anneme para yollardı. Bu yüzden çocukluğuma dair en net şey ona duyduğum özlem. Şöför olmak isterdim. Köyün yakınından geçen arabalara bakar, binip babamın yanına gitmek isterdim. 15 yaşıma geldiğimde de babamla birlikte çalışmayı hayal ederek aşçılığa başladım. İlk çalıştığım yer Erenköy’de bir restorandı. Sonra da Şişli’de Kamuran Akkor ve Ümit Besen gibi dönemin ünlü isimlerinin sahne aldığı bir restorana geçtim. Köyümü özlerdim, çok zorlandım. Bizim zamanımızda çıraklar çuvalla patates soyar, sabah akşam mutfak temizlerdi. Patates soymaktan ellerim nasır tutar, soğan doğramaktan gözlerim şişerdi.

* Babanızla çalışma hayali gerçek oldu mu?

Oldu! En huzurlu günlerimi onunla aynı mutfaktayken yaşadım. İzmir Gümüldür’de bir otelde ve Uludağ’da beş yıldızlı bir otelde birlikte çalıştık. İzmir’de öğle tatillerinde babamla yüzmeye giderdik. Çok güzel günlerdi, çektiğim çilelerin hepsine değdi diyebilirim.

* Evlisiniz, üç de kızınız var. Onların mutfakla araları nasıl?

20 yıldır evliyim. Karımla çocukluktan beri tanışıyoruz. Bana “Oktay bey, ben seni TV’ye çıkmadan tanıyordum. Bana hava atamazsın” diye şaka yapar. Çok iyi aşçıdır. Kızlarım derseniz en büyüğü 19, ortanca 14, en küçüğü de 5 yaşında. Mutfakla araları iyi. Bu arada ben evde hiç mutfağa girmem. Yemeklere itiraz da etmem, eleştiri de yapmam. Biliyorum ki eleştirirsem iş bana kalacak, “Madem beğenmiyorsun buyur sen yap” derler.

KEŞFETYENİ
2 ay önce anne olmuştu! Neslihan Atagül'den bebeğiyle ilk poz
2 ay önce anne olmuştu! Neslihan Atagül'den bebeğiyle ilk poz

Cadde | 10.05.2025 - 14:59

Başarılı oyunculardan Neslihan Atagül ve kendisi gibi oyuncu olan eşi Kadir Doğulu ilk bebeklerine kavuştu. Günler sonra Neslihan Atagül'den oğlu Aziz ile ilk poz geldi.

Yazarlar