16.10.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
Kıyıköy, Kırklareli'ne bağlı, Pabuç ve Kazan ırmakları arasında yüksek bir tepeye kurulmuş. İnanılmaz bir manzara var. Karadeniz bütün haşmeti ve hırçınlığıyla, köyü üç bir tarafından sarmış. Köye Bizans kalıntılarından geçilerek giriliyor. Sanki bir su kemeri veya bir kale kapısı gibi. Eski, bazıları yıkık ama çok hoş iki katlı evlerden oluşan ana caddesi çok güzel. Aşağı, kıyıya doğru yol iniyor. Yazın denize girilen bir plaj ve balıkçıların barındığı bir koy var. Bir de, eskiden korsanlar tarafından kullanıldığı söylenen mağaralar. Aslında TEM'den Çerkezköy sapağından sapıp Saray istikametine doğru gitmem gerekirdi ama ben öyle gitmedim. İçeriden, kıvrıla kıvrıla uzayan sakin yoldan gittim. Biraz daha uzun süren virajlı yolda, bir araba ve iki kamyona ancak rastladım. Yolculuktan o kadar çok keyif aldım ki, gene gitsem aynı yolu tercih edeceğim galiba... Kıyıköy'de yerleşim antik çağlarda başlamış. Kalıntılar da bu söylenceyi doğruluyor. Ne yazık ki öylesine kendi haline terk edilmiş Aya Nikola Manastırı'na köylülerden biri sahip çıkmış. 6'ncı yüzyılda, Jüstinyen döneminde yapılan Aya Nikola, kaya manastırlarının en iyi örneklerinden. Keşke bir bakım yapılsa, biraz ışıklandırılsa, adam gibi korunsa...Aya Nikola gibi, nedense adına Neron denen çeşme yıkıntılar içine terk edilmiş. Mağaralarda da, yıkıntılarda da, "Barış Nilgün'ü seviyo" türü yazılar ve boş sigara paketleriyle pet şişelere rastlanıyor özen niyetine...Kıyıköy, Trakya'nın Karadeniz kıyılarında. Eski adı Midye. Doğal bir limana sahip, bu yüzden balıkçılar için korunaklı bir sığınak. Bir zamanlar Rum köyü olan bölgede, halk balıkçılık ve ormancılık yaparak geçimini sağlıyor. Son yıllarda da, fazla uzun olmayan turizm sezonunda, biraz pansiyonculuk, biraz lokantacılık. Aya Nikola Manastırı Hafta sonları İstanbul'dan düzenlenen yürüyüş turu müdavimlerinin çok iyi bildiği bir yer. İğneada açıklarında tutulan balıkların taze taze yenebildiği bir köy burası. Mevsimine göre tekir, kalkan, lüfer, karagöz, midye ve pavuryanın en güzeli Kıyıköy'de. Ama küçük bir öneri: Alıp evde kendiniz yapsanız daha iyi!Limandan motor kiralayıp Karadeniz'in azgın dalgaları ile boğuşabilir, denizden köyü seyredebilirsiniz. İğneada'yı denizden seyretmek ayrıca çok keyifli.Bir de mutlaka Kartaltepe'den güneşin batışını seyredin. Hele bugünlerde, ay tam yuvarlak gözükürken, aynı anda güneş renk renk eriyip giderken... Düşünün, geriye birkaç güzel günden başka ne kalacak? Köyü denizden seyredin TEM yoluyla, Edirne istikametini takip edin. Çerkezköy sapağından Saray yönüne doğru gidin. Saray'dan sonraki 23 km'lik yol biraz virajlı olsa da özellikle çok güzel. İstanbul'a 165 km. uzaklıkta. Yani trafik olmadığı müddetçe, 2 saatte rahatlıkla gidilebiliyor. Benim gibi eski yolu tercih ederseniz, hiç TEM'le uğraşmadan, Avcılar, Çatalca, Saray'ı takip ediyorsunuz. Daha uzun ama daha güzel.Eğer otobüsle ulaşmak isterseniz, Esenler otobüs terminalinden Saray otobüslerine binebilirsiniz. Saray-Kıyıköy arasında minibüsler çalışıyor. Nasıl gidilir? Hülya Pansiyon: Bir kişi 10 YTL, kahvaltı yok. Tel: (0288) 388 60 16Midye Pansiyon: (0288) 388 64 72Yakamoz Pansiyon: (0288) 388 60 92Genç Otel: 2 kişi 30 YTL. Tel: (0288) 388 65 68 Nerede kalınır? Mutlaka balık. Gerçi ben Kıyıköy'ün en meşhur balık lokantası Deniz Feneri'ne gittim ve hiç memnun kalmadım ama balık yenmeli. Deniz Feneri'nin inanılmaz güzel bir manzarası var. Dekorasyon, "her şeyden biraz" olmuş, belli ki kafalar karışık. Neyse, bunlar önemli değil, balık için bir saat bekledim. Salatamda zeytinyağı yerine kötü bir sıvıyağ vardı. Sahibinin karısı bir masada tığ işi yapıyordu. Tek müşteri olduğum halde bir "hoşgeldiniz" falan yok. 33 YTL ödedim, içki yok, tatlı yok. Belki kötü günlerine denk geldim, ben bir daha denemem ama siz ille de denemek isterseniz tel: (0288) 388 60 73-74.Bir de Saray'dan harika bir ekmek aldım. Dönüş yolu boyunca tırtıkladım. Ekmek fırını çok iyi, kaçırmayın. Ne yenir? Uzun yürüyüş yapabilirsiniz. Azgın bir doğa sizi bekliyor! Yedek çorap ve ayakkabıyı unutmayın. Dilerseniz turlara da katılabilirsiniz. Gezici YAK, yemek dahil kişi başı 50 YTL. Tel: (0212) 238 51 07. Arnika da İstanbul'dan günlük tur yapıyor, bilgi için www.arnika.com.tr. Aya Nikola Manastırı ve Neron Çeşmesi'ni mutlaka ziyaret edin.Sahildeki korsanlardan kaldığı rivayet edilen mağaraları görmeyi ihmal etmeyin.Kartaltepe'de güneş batışını seyredin, ışıklar çok güzel.18 km. uzaklıktaki Kastro deresine gidin. Doğayla baş başa kalıyorsunuz. Temiz hava, yeşilin her tonu ve su sesi! Ne yapılır? Gazeteci Nurettin İğci'nin "Gözüme Takılanlar" kitabını okudum. Medya hatalarından örnekler 60 sayfalık şirin bir kitap olmuş. İnsanı hem gülümsetiyor hem de düşündürüyor. Gidiş ve dönüş yolunda, "Evvel Zaman İçinde" isimli albümü dinledim. Bir sanat müziği konseri şeklinde. Müzeyyen Senar, Nesrin Sipahi, Zeki Müren, Serap Mutlu Akbulut ve daha niceleri söylediler. "Kader Kime Şikayet Edeyim Seni"den "Ben Seni Unutmak İçin Sevmedim"e kadar ne şarkılar... Orman yollarında çok iyi gitti. YOL müziği kitabı