Geri Dön
Osmanlı'da bilimkurgu: 'Başka Dünyalarda Canlı Mahlukat Var Mıdır?'

Osmanlı'da bilimkurgu: 'Başka Dünyalarda Canlı Mahlukat Var Mıdır?'

Hafif bilim kurgu, hafif makale bir eser, 1918 yılında basılmış. İsmi, 'Başka Dünyalarda Canlı Mahlukat Var Mıdır?' ve yazarı da oldukça ilginç bir kişi. İnsanın 100 yıl önce, dünya dışına taşan hayal gücüne bir an önce dokunası geliyor. Şükür ki, eser tekrar ve günümüz Türkçesiyle basılmış.

Andaç Üzel
Andaç Üzel

Herkes hayaller kuruyor, gökyüzüne bakıp çalışmalar yapıyordu da Osmanlı boş mu duruyordu sanki? Bunun böyle olmadığı tahmin ediliyordu, ancak elimizde şu ana kadar o dönemde ortaya konan bir eser yoktu. Bu zincir kırıldı ve modern Türkçe'ye, Osmanlı'nın ilk bilim kurgu eseri olduğu tahmin edilen bir eser kazandırıldı.

Haberin Devamı

Başka dünyalar ve mahlukatları

1876 doğumlu Osman Nuri Eralp, Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye’den mezun olduktan sonra Fransa'ya gidiyor. Paris'te Sorbonne'da ve Institut Pasteur'de eğitim alıyor. Kendisi bir 'bakteriolog ve veteriner hekim.' Eralp, Osmanlı'ya yaşadığı dönemde çok önemli bir eser bırakıyor: “Başka Dünyalarda Canlı Mahlukat Var Mıdır?”

Eser, bilim kurgu ile akademik bir eser olmak arasında gidip gelse de, mahiyeti ve içeriği nedeniyle 'bilim kurgu' olarak adlandırmakta pek de bir sakınca yok. Üslubu da bilim kurguya yakın ve "Neden olmasın"cı bir tavırla ortaya konmuş.

Yüz yıllık bekleyiş

“Başka Dünyalarda Canlı Mahlukat Var Mıdır?”, 1918 yılında yazılmış. Eser, Şirket-i Mürettibiye Matbaası tarafından basılışının yüzüncü yılında, modern Türkçeye çevirisi Merve Köken tarafından, sadeleştirmesi ise Direc-t grubunun vokalisti olarak tanıdığımız Bilge Kösebalaban tarafından üstlenilerek kazandırılmış ve tekrar yayımlanmış.

Haberin Devamı

Eralp'in görüşleri

Kitabın arka kapağında yazar Eralp'in cümlelerine yer veriliyor. Yaklaşık yüz sayfalık eserin kilit noktalarından birinde kendisinin şu sözlerini okuyoruz:

“Bu dünyalarda canlı yaratık var mıdır? Şüphesiz böyle bir sorunun cevabı lazımdır, dediğimiz sürece hayat neden sadece dünyamızda oluşmuş olsun? Bu âlemlerin ortasında, bu dünyaların hepsi birdir. Toz kadar olan Dünya’mızda hayat, canlı yaratık olsun da, onlarda olmasın? Onlar bu dünyadan küçük müdür? Onlar bu dünyadan ilerleme bazında farklı mıdır? Hayır, bu bahsedilen dünyamız gibi hep birbirinden doğmuştur. Hepsi birbirinin anası, babası, hepsi birbirinin kardeşidir. İşte bu soruya karşı bugün kesin cevap verilmiş:

Her âlemin kendine özgü, kendi doğal şartlarına göre oluşmuş canlısı, canlı yaratığı vardır.”

Hayal etmenin güzelliği

Bundan yüz yıl önce de günümüzde de merak etmenin ve hayal kurmanın büyüleyiciliği sabit. Daha önce adını duymadığımız, bu leziz eserin tekrar Türkiye'ye kazandırılması ise gerçekten mutluluk verici. Denk gelirseniz bir göz atmayı unutmayın.

andac.uzel@demirorenmedya.com

Benzer İçerikler