Açız evlatlarım.. Bugün yine açız!
İstanbul'un aşevlerinde 2 bin 500'ü aşkın kişi, '3 tas yemek, 4 ekmek için' sıra bekliyor. Ekonomik kriz, bu kuyruklara her gün yeni birilerini ekliyor
|
PERVİN METİN İstanbul
Evine '3 tas yemek, 4 ekmek' götürmek için her gün Esentepe'den kalkıp Eyüp İmareti'nin yolunu tutuyor 65 yaşındaki Kadriye teyze... "O kadar yolu gelmek kolay mı sanıyorsun? Ama hiç üşenmem" diyor bakışlarını sabitleyerek. Amacı 5 kişilik ailesinin tek çalışanı olan 25 yaşındaki kızının yükünü hafifletmek. "Oğlum askerde, ev kirasını ödeyemiyoruz, 2 haftadır tüpümü değiştiremiyorum" diye sıralamaya başlıyor sorunlarını Kadriye Bakar. '3 tas yemek, 4 ekmek" almak için sırada bekleyen yaklaşık 200 kişinin hayat hikayesinden hiç de farklı değil onunki...
'Ya yemek yetmezse'
Ekonomik kriz, Eyüp İmareti'nin önünde uzayıp giden kuyruğa her gün yeni birilerini ekliyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne bağlı Kağıthane, Piyalepaşa, Üsküdar, Kartal Aşevi'nden yemek alan toplam 2 bin 500 kişi de onlarla aynı kaderi paylaşıyor. Değişmeyen tek gerçek ise yaşanan ekonomik krizin hem bütçelerini hem de psikolojilerini sarstığı.
"9 senedir Eyüp Aşevi'ne geliyorum ama bu kadar kalabalık görmedim. Krizden sonra daha kalabalık olduk" diyen Meliha Polat da buradan aldığı yemeği 6 çocuğu ve sakatlığı nedeniyle çalışamayan eşine pay ediyor. Polat bir kaygısını da şu sözlerle ifade ediyor: "Aşevine o kadar çok kişi geliyor ki ya dağıtılan yemek yetmezse?"
‘Şişe satıp yol parası yapıyorum’
Aşevinde herkes dertli, bir şeyler söylüyor... Ancak iş fotoğrafa gelince 'utanma' başlıyor. Halk ekmeğini, yemeğini aşevinden almaktan utanıyor. 2 torunu ve kızına bakan, 52 yaşındaki Rabia Çarkoğlu da onlardan biri; anlatıyor: "Topladığım şişeleri satarak kendime yol harçlığı yapıyorum. Yolda gördüğüm demirleri toplayıp para kazanıyorum. Hastayım, ilaçlarımı bile alamıyorum. Bizimki de yaşamak mı sanki?
‘Kendimi öldüresim geliyor’
Ramazan Bayramı' ndan sonra aşevinden yemek almaya başlayan 37 yaşındaki Nazan Bulduk'un söyledikleri, yaşanan buhranın özeti aslında. O da diğerleri gibi fotoğrafının çekilmemesi şartıyla anlatmaya başlıyor: "3 çocuğumla yalnız yaşıyorum. 5 yaşında ikizlerim ve 10 yaşında oğlum var. Zaten fakirdik ama daha fakir olduk. Aylardır ne su, ne de elektrik faturalarını ödüyorum. Kira borcum birikti. Oğluma beslenme çantası bile hazırlayamıyorum."
Krizin özeti...
Bulduk’un şu sözleri ise dinleyeni tam kalbinden vuruyor: "Çocuklar benden bir şey almamı istediklerinde kendimi öldüresim geliyor. Ellerini sıka sıka 'Hiçbir şey istemeyin' diyorum."
YAŞAM