Akfırat’ta çok ‘şeyh’ler oluyor
Akfırat’ta çok ‘şeyh’ler oluyor
Kasımpaşa’da imamlık yaptığı dönemde çevresine topladığı müritleri, Tuzla Akfırat’ta yaptırdığı kooperatif evlerine yerleştirdiği öne sürülen şeyh Yaşar Yılmaz’ın "Şeriat Köyü"nü gezdik. İddiaya göre, toplu ulaşım araçlarına kapatılan ve şehirle bağlantısı sadece iki araçla sağlanan beldede, televizyon izlemekten evlenmeye, ev yaptırmaktan iş kurmaya kadar her konu şeyhin iznine bağlı. Adalet de sahte şeyhin başkanlığındaki bir kurul tarafından sağlanıyor. Yine iddiaya göre, beldedeki marketler tarikat adına işletiliyor. Bu marketlerin dışında alışveriş yapılmıyor. Biri de sadece kadınlara hizmet veriyor.
Kadınlar, eşleri olmadan sokağa çıkamıyor, çıktıklarında da birkaç adım geriden yürüyor. Belediyeye ait spor salonundaki bilardo masalarının bulunduğu bölüme ayakkabılar çıkarılarak giriliyor. 5 bin nüfuslu beldede 6 cami bulunuyor, gazete satışı da yapılmıyor.
Tarikat kuşatması
İddiaya göre, tarikattan ayrılmak isteyenler dayak yiyor, tehdit ediliyor. Yılmaz’ın müridi olan ancak sonradan ayrıldığını öne süren Ali Özgedik, kooperatif kurulduğu sıralarda Akfırat’tan 500 metrekare arazi aldığını belirterek, şunları söyledi: "Tarikattan ayrıldığım için hiç kimse selam vermiyor, ailemi dışlıyordu. Merdivenimi nasıl yapacağımdan, kaç metrekare alan kullanacağıma kadar karıştılar. Karşı çıktığımda da bana ve ustalara taş ve sopalarla saldırdılar. Evi taşlayıp camları kırdılar."
Yaşar Yılmaz’dan saldırıların durdurulmasını istediğini belirten Özgedik şöyle devam etti: "Olaydan haberinin olmadığını söyledi. Oysa ondan habersiz kuş bile uçmaz. Konuştuktan sonra saldırılar bitti. Fakat bu kez de bir grup kadın, tarikat adına evimize gelip ‘Tapu parası vermeniz gerekiyor’ dedi. Bunun yasal olmadığını parayı belediyeye vereceğimi söyledim. Birkaç gün sonra evim kurşunlandı." Yılmaz’dan şikâyetçi olan Özgedik, can güvenliklerinin olmadığını öne sürerek, "Yarın jandarma buradan çekildiğinde biz ne yapacağız, bilemiyorum" dedi.
"6 ay boyunca dövdüler"
Yaşar Yılmaz’ın ilişkilerinin ortaya çıkmasını sağlayan F.Ş.’nin babası Üstün Ş. ise Yılmaz’ın inşaatlarında çalıştığını belirterek, şu iddiada bulundu: "Hoca, kızımı Abdullah Karasoy’la evlendireceğini söyledi. Kızımı bize göstermedi. Kızım eşiyle 1.5 sene bir araya gelmediğini, ayrı odalarda yattığını anlattı. Hoca, sonra da kızın nikâhını kendi üzerine aldı. Bunun üzerine şikayet ettik. Bana susmam için Dolayoba’da iki daire verdi. Karşı çıkınca tehdit edip beni 6 ay boyunca adamlarına dövdürdü. Çenem kırıldı."
Yaşar Yılmaz, Kasımpaşa’da "Edep Grubu" adı altında bir cemaat oluşturdu. O zamanki adı Mustafa Kemal olan Akfırat’a gelip yüzlerce dönüm arazi aldı. 1980’de "Edep Cumhuri Yapı Kooperatifi’ni kurdu ve iki katlı evler yaptırarak müritlerine sattı. Zamanla 5 bin nüfuslu Mustafa Kemal Köyü, daha sonra Yılmaz’ın hocası Mekkeli Osman Hacı Akfırat’ın ismini alarak belde oldu.
Köylüler, Yaşar Yılmaz’ın şeyh, kendilerinin de mürit olduklarını kabul etmiyor ve "Burada kendi hayat görüşümüzdeki insanlarla gönül birliği ediyoruz" diyorlar. Operasyonda gözaltına alınan, ancak serbest kalan Akfırat’ın 12 yıllık muhtarı Durmuş Karasoy, Yılmaz’ın babadan zengin olduğunu savunarak, "Hoca’nın arsaları 15 - 20 dönümü geçmez. Çok abartıldı. İftiralar sonucu buraya kadar geldi olay" dedi. Akfıratlı Mahmut Aydın, "Kasımpaşa’da Yaşar Hoca’yı dinledim çok etkilendim. O zamanlar kumar oynuyordum, içki içiyordum. Hepsini bıraktım. Allah yoluna geldim. Cennette yaşıyor gibiyiz" diye konuştu. Belde gençlerinden İsmail Özel ise şunları söylüyor: "Bir anlaşmazlık olduğunda mahkeme kurulur ve sorunlar kendi aramızda çözülür."