SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Baba-çocuk ilişkisinde 0-6 yaşın önemi ve dikkat edilecek noktalar

Babanın çocuk üzerinde pek çok rolü var. En önemlisi ise babaların, çocuğun cinsel kimliği üzerindeki etkisidir. "Çocuğun davranışları, iletişim dili, öz şefkat-özgüven, sosyal uyumluluk gibi birçok alanda, fiziksel- duygusal gelişim, öğrenme gibi süreçlerde özellikle 0-6 yaş arası babaların rolü oldukça önemli" diyen Klinik Psikoloji Bilim Uzmanı İlkgün Demir, baba-çocuk ilişkisindeki kilit noktaları anlattı

|

Babaların bir kısmı emzirme dışında, bebeğin dünyaya ilk geliş anından itibaren çok aktif. Hatta hamilelik döneminde anne karnındaki bebekle yakın temasta kalıyor ve eski tarz baba rollerinden uzaklaşarak ilgili babalık sergiliyorlar. Klinik Psikoloji Bilim Uzmanı İlkgün Demir, çocuk üzerinde pek çok rolü olan babanın en önemli rollerinden birinin çocuğun cinsel kimliği üzerinde oynadığı rol olduğunu belirterek “Babayla sağlıklı iletişim kuran çocukların davranışlarında, iletişim dilinde, öz güveni ve sosyal uyumluluğunda, eğitim-öğretim hayatlarında daha başarılı olduğunu görüyoruz. Fiziksel gelişimleri de daha sağlıklı oluyor. Çocuk gelişiminde aktif rol alan babaların çocuklarının, babasından değer, şefkat, sevgi görmek, onaylanmak gibi ruhun besinini alamayan çocuklara göre hayatla baş edebilme dirayetleri daha güçlüdür” dedi.

0-6 yaş neden önemli?

Farklı kuramlarda farklı yaşlar ve dönemlerden bahsedilse de 0-6 yaş arasındaki çocuklar için ebeveyn ilişkisinin gıda kadar önemli olduğunu vurgulayan İlkgün Demir, “Bu dönemde çocuklarla sağlıklı iletişim kurmak, çocuğa güvende olduğunu, sevildiğini hissettirmek çocuğun ‘fiziksel bakımı’ kadar önemli ve değerlidir. Bu dönem tüm yaşamı etkileyecek ve şekillendirecektir. Hepimizin bugünkü kararları, seçimleri, korkuları, kaygıları, özgüveni, hayatı ve diğerlerini algılayışı ve hatta eş seçimi, cinsel kimliğimizi konumlandırmamız bu döneme ait temellere dayanır” diye konuştu.

Babalık rolleri değişti

Kadının geçmişe göre hızla aktif çalışma hayatında olması, değişen zaman ve sürecin de katkısıyla babalık rolünde değişimler olduğunu belirten Demir, artık işten geldikten sonra çocuğu ile oynayan, hafta sonları birlikte zaman geçiren, çocuğuna bir şeyler öğreten, sohbet eden, paylaşan bir babalık rolünden bahsedilebileceğini söyledi.

 Ancak hala daha çocuğun birinci bakımının anneler üzerinde olduğunu kaydeden Demir, “Toplumsal değerlere göre elbette ki yöresel farklılıklar hala daha gözlemlenmektedir. Örneğin eğitim seviyesi ve/veya sosyo-ekonomik durumu yüksek gelir grubundaki baba belki daha ilgiliyken ülkemizin daha etnik ve otantik kesimlerinde belki baba hala bir otorite simgesi olarak iletişime kapalı olabilir. ‘Çocuğu şımartmamak veya babadan korkan çocuk saygılı olur’ gibi geçmişten gelen bazı geçersiz inanışlar da bunda etkili olabilir” ifadelerini kullandı.

Anne-baba ilişkisinin çocuğun ilk tanık olduğu davranış kalıpları olduğunu söyleyen Demir, çocuğun iletişim dilini, anne ve babasını gözlemleyerek kurduğunu, sınırlar, olaylara yaklaşım, saygı ve sevgi gibi tanımlarını ebeveynlerini gözlemleyerek öğrendiğini kaydetti. Demir sözlerini şöyle sürdürdü:

"Nasıl bir çocuk arzuluyorsanız sizler de öyle olmalısınız. Çocuk sizlerin ilişkisi ile kendini, diğerlerini ve hayatı tanımlayacak ve eğer ki bu dönemde yanlış bir tanım elde ederse gelecek yaşamındaki kararlarını da etkileyecektir. Bu anlamda anne-baba iletişimi çocuk açısından her zaman akılda kalacak, her davranışında içinde bir parça barındıracak yemeğin tuzu kadar önemlidir.”

Şiddet ortamında büyüyen çocuklar suça meyilli oluyor

Şiddetin öğrenilen bir davranış olduğunu vurgulayan Demir, şiddet uygulanan, kavga ve hakaret ortamında büyüyen çocukların suça ve bağımlılıklara meyilli olduğunu kaydetti.

Babanın fiziken var olup duygusal anlamda yok olmasının çocukta şiddetli travmalar oluşturabildiğini söyleyen Demir, “Şefkat ve sevgiden mahrum bırakılmış bir çocuğun ileriki hayatında her türlü seçimi veya kararları, partner seçimi veya ilişkileri sağlıklı bir dilde olmazken bir de şiddet görmüş veya tanık olmuş bir bireyin nasıl kendisine, diğerlerine şefkat duymasını bekleyebiliriz ki? Hatta babanın en önemli rolü olan bir çocuğun, kız ve erkek çocukta ayrı ayrı cinsel kimlik oluşumundaki etkisinin yaratacağı travmaları düşünebiliyor musunuz? Bir kız çocuğu örneğin çocukluğunda tanıdık gelen bu yok sayılma ve hırpalanma duygusuna, romantik ilişkilerinde de çekilecektir. Zira en tanıdık duygu; hırpalanmak, hor görülmek, hakaret ve yok sayılmak olacaktır veya her zaman evliliğe, birlikteliklere ön yargılı olabilecektir” şeklinde konuştu.

Çocuklar babaları tarafından kabul görmek ister

Çocukların babaları tarafından sevilmek, değerli olduğunu hissetmek, kabul görmek ve görülmek gibi istekleri olduğunu belirten Demir, “Birlikte kaliteli zaman geçirmek, sohbet etmek, bir film izlemek ve üzerine belki de tartışmak ister, başarılarının takdir edilmesini ister. Ancak yılgınlıkları veya hüzünlerinde omzunda elini hissetmek veya yanında ağlayabilmek ister. En basiti de anılar yaratmak ister, sarılmak ister, omzuna çıkmak ve belli bir zaman sonunda ise omzuna elini dayayan kendisi olmak ister. Bir de ‘Bir masal anlatsın’ ister” açıklamasında bulundu.

 

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.