Son zamanlarda muhtemelen üstüne en çok şey konuşulan konulardan biri “Anda Kalmak” konusu olduğunu düşünüyorum. Özellikle İş hayatında, Organizasyon kültüründen, iş yerindeki uyuma kadar bir çok alanda anda kalmanın önemi sürekli vurgulanıyor. Peki, nedir “Anda Kalmak” ve nasıl yapılır? Yönetici ve Takım Koçluğu Eğitimlerine ya da bu konudaki koçluk çalışmalarına katıldığımızda tüm bu sorularımıza yanıt bulabilir ve öğrendiklerimizi kolayca hayata geçirebiliriz.

Aslında iki tür Anda Kalma kavramından bahsedebiliriz. Birisi fiziksel olarak, diğeri ise mental ve duygusal olarak anda kalmak. Fiziksel olarak anda kalmak kariyer ve profesyonel yaşantı için çok önemli. Ancak eğer kişi duygusal ve mental olarak anda olamıyorsa, fiziksel olarak anda olması sınırlı şekilde etkili olabiliyor. Kişi, Yönetici ve Takım Koçluğu çalışmalarıyla, Mental ve duygusal olarak kendisiyle bağ kurarak işini yaptığında inovatif düşünceleri harekete geçer ve yeni olasılıkları farketme başlar. Böylece yaşadığı hayatla, gelecek süreçleri arasındaki bağlantıyı görebilir ve dışarıdan bir bakış açısıyla objektif bir şekilde değerlendirmeler yapabilir. Aynı zamanda bir Takım Koçu olarak birlikte çalıştığı kişileri de daha hızlı ve aktif bir şekilde motive edebilir böylece kendisinin ve kurumun hedeflerine daha kolay bir şekilde ulaşmasını sağlayabilir. Bunun bir çok faydası vardır. Öncelikle birlikte çalıştığı kişileri daha iyi dinler ve onlarla iletişimini daha güçlü bir hale getirebilir. İkincisi çevresinin ve kaynaklarının farkında olur ve kendisini işine tam olarak verebilir. Böylece, başarı da kaçınılmaz olur. Aynı zamanda Yönetici, Yaptığı işin ya da üstlendiği görevin büyük resimde herkese nasıl bir fayda sağladığını görebilir. Son olarak ise kişiyi heyecanlandıran aktiviteler ve etkinliklere katılma isteği artar ve böylece hayattan hem kendisi hem de çevresi daha fazla keyif alabilir.

Bu nedenle kişinin kariyeri ve kendisi için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri kendi kendine koçlukla birlikte anda kalmaktır. Tamamen odaklanmak ve konsantrasyon da bu yoldan geçer. Anda kalmak için belirli şeyleri düzene sokmak gerekiyor. Koçluk işte tam da bu noktada işimize yarar. Yaşantımızdaki dengeyi oluşturmamızı ve korumamızı sağlar. Toplum olarak hepimiz aynı anda çok fazla şey yapıyoruz ve tek bir şeye odaklanamıyoruz. Bu nedenle anda kalmanın en büyük düşmanlarından birisi multitasking denilen şey yani aynı anda çok fazla şey yapmak. Bu nedenle ne zaman aklımıza gelirse mutlaka multitasking yapmayı bırakıp tek şeye odaklanmaya çalışmak gerekiyor.

Tek bir şeye odaklanmak bizlere neler kazandırabilir? Öncelikle ilişkilerimizi geliştirir. Bir kişiyle sadece o kişiyle birlikte olmak için buluştuğunuzu ya da vakit geçirdiğinizi düşünün. Ona verdiğiniz zaman sadece onun ve sizin olmalı. Böylece, ilişkinizde de bir adım öteye geçebilirsiniz. Çocuğunuzla ya da eşinizle sadece onlara ayrılacak bir zamanda beraber oluyor musunuz? İşinizde sadece işinizin odakta olduğu zamanlar geçiriyor musunuz? Fark ettikçe bunu yapmaya çalışın. Karşılığını kısa zaman içinde alacaksınız. Öncelikle kariyer planınızda önünüze daha net bir yollar çıkmaya başladığından daha emin adımlarla ilerleyebilirsiniz. Tam olarak anda olmanın getirdiği netlikle geleceğe dair, zihninizin içinde dönüp duran bir çok soruyu cevaplayabileceksiniz. Böylece, kısa sürede hedeflerinizi kolaylıkla gerçekleştirebileceksiniz.

Tüm bunlar olurken iş yerinde neyi neden yaptığınızı ve kişilerle nasıl bir ilişki içinde olduğunuzu da gözlemleyebilirsiniz. Yönetici Koçluğu döngünüzde sizi ilerleten ya da gerileten davranış biçimlerinizi fark edebilirsiniz. Zayıf yönlerinizi geliştirmeye odaklanabilir, planlar yaparsınız. Güçlü yönlerinizi daha çok kullanarak kendinize kariyer basamaklarını çıkmak için bir avantaj olarak kullanabilirsiniz. Çünkü koçluk çalışmalarıyla birlikte anda olmak size kendinizden emin ve farklı bir bakış açısı verecektir. Yaptığınız işe daha hakim olarak istediğiniz kariyer hedefine doğru hızlı bir şekilde şekilde yol alabilirsiniz.

Sevgiyle Kalın...

Berna TÜRKÖVER

NLP VE PROFESYONEL KOÇLUK EĞİTMENİ

bernaturkover@istanbulnlp.com.tr

https://www.instagram.com/istanbulnlp/

https://www.facebook.com/istanbulnlp

www.istanbulnlp.com.tr

Sürekli gelişim içinde olmak, hayat boyu öğrenme fırsatını yakalamak, kendi değerlerimizi ve hedeflerimizi belirlemek ve onları uygulanabilir bir plan içinde yaşamak herkesin hayalini kurduğu bir yaşam tarzı... Peki bu yaşam tarzı için neler yapıyoruz? Nasıl bir plan belirliyoruz? Bu yaşam tarzını yaşamak ve ulaşmak için bir yolumuz var mı? İşte tüm bu soruların cevabını koçluk eğitimlerinde ve koçluk serüveninde bulabiliriz.

Yaşam koçluğu, bizlerin en yüksek potansiyelimize ulaşmamızı sağlayan bir yolculuk, eğitim ve bilgilenme biçimidir. Kişilerin hedeflerine ulaşmalarını ve zaten içlerinde var olan potansiyellerini gerçekleştirebilmeleri için koçla birlikte yapılan bir yolculuktur. Nihai hedef ise, kişilerin hedefleri gerçekleştirebilmeleriyle birlikte, hayatları boyunca kullanabilecekleri kalıcı yöntemlerle planlı bir şekilde hayatlarını ve kariyerlerini geliştirmektir.

Son zamanlarda koçluk özellikle de kariyer konusunda popüler bir uygulama haline geldi. Bununla birlikte, kişi kariyerini değerlendirirken hayatına bir bütün olarak bakması gerekir. Kariyer konusundaki ilerleme ya da ilerleyememe aslında tüm hayata yayılan bir süreçtir. Yani, kişi aslında kariyerindeki ilerlemeler ya da gerilemelerde tüm yaşantısının yansımasını görebilir. Dolayısıyla, hayatı hem bölümlerine göre ayrı ayrı (kariyer, aile, sağlık, ikili ilişkiler, çevre, sosyal yaşantı, kişisel gelişim vb.) hem de bütünsel olarak ele alıp kişinin gelişimini o şekilde değerlendirmek gerekmektedir. Koçluğu bu hususta bir destek sistemi gibi görmek ve o şekilde kullanmak faydamıza olur. Hem bireysel olarak, hem de kariyer yolumuzda sorunlarımızı çözmek ve böylece gelişime yönelik bir hayat tarzı benimsemek için kullanılan koçluk, gelişimi her açıdan destekler. Yine son yıllarda ifade biçimlerinde sürekli değişim gösteren bir olgu olan koçluğu farklı alanlara da ayırmak mümkün. Yaşam Koçluğu, Yönetici Koçluğu, Takım Koçluğu, Kurumsal Koçluk, Eğitim ve Öğrenci Koçluğu, Ebeveyn Koçluğu, Nefes Koçluğu, İlişki Koçluğu gibi alanlardan bahsetmek mümkün. Ancak, yine üstüne basarak belirtmek gerekiyor ki, mutlaka her şeyin özü kendi içimizdedir ve eğer bir başlangıçtan söz etmemize gerekiyorsa, her koçluk serüvenine ya da yolculuğuna kendi içimize bakarak başlamamız gerekir.

Ayrıca, şunu bilmemiz gerekiyor: Başarı tesadüfen gelmez ve ömür boyu öğrenme isteğimizin başarımıza katkısı büyüktür. Bir yandan sürekli kendimizi geliştirmeye açık olmalıyız. Diğer yandan ise yeniliklere açık olmalı ve yaşanan süreçte esnek olmaya çalışmalıyız. Yani zihnimizi temiz tutmalı ve yeniliklere ve geleceğe bakmalıyız. Geçmişten gelen olumsuzlukların duygusal yükünden kurtulmalı, yaşananlardan öğrendiklerimizi bir deneyim olarak düşünmeliyiz. İşte bu konuda da koçluğun ve koçluk eğitimlerinin hayatımıza kattığı büyük farklar vardır. Tam bu noktada biraz da NLP’ye değinmek gerekli: NLP bize koçlukla birlikte bir sonraki adımımızı daha iyi planlamayı sağlamakla birlikte potansiyelimizi keşfetmemizi ve istediğimiz hayata adım atmamızı da sağlayabilir. Bu cümlede şunu kast ediyorum: NLP bize daha büyük fırsatları ve belki de şu ana kadar görmediğimiz birçok olasılığı keşfetmemizi sağlar. Bir örnek vermek gerekirse; Yerde durduğunuzu ve belinize bağlı iplerle ağırlıklarla yerde tutulduğunuzu düşünün. Bu ipleri kesersek ne olur? Belki de bizi tutan belirli ağırlıklar var ve onların ipini kesebilirsek, havaya yükselebiliriz ve aynı hizada duran (belki de arkamızda) her şeyi daha net görebiliriz. İşte NLP bizim bunu yapmamızda yardımcı olur. Belki mevcut şeyleri değiştirmez, ancak bakış açımızı değiştirir. Olayları farklı bir gözle değerlendirmemizi, çözümleri ve kaynakları fark etmemizi sağlar.

Seygiyle Kalın...

Berna TÜRKÖVER

NLP VE PROFESYONEL KOÇLUK EĞİTMENİ

bernaturkover@istanbulnlp.com.tr

https://www.instagram.com/istanbulnlp/

https://www.facebook.com/istanbulnlp

www.istanbulnlp.com.tr

Kurumsal koçluk, kurumların şu an bulundukları durumla, gelecekte ulaşmak istedikleri konum arasındaki mesafeyi hesaplayarak, ulaşmak istedikleri ve olmak istedikleri konumda onlara eşlik ederek en iyi sonuca ulaşmaları için destek vermektir. Bu şekilde kurum kültürünü ve kurumsal bir yapıyı destekler ve kurumları hedef ve vizyon belirleme konusunda doğru yönlendirir.

Kurumsal koçluğun en önemli alanlarından birisi de, kurumun vizyonuyla, çalışanların vizyonunun bir arada hareket etmesini desteklemektedir. Kurum vizyonuyla çalışanın vizyonu örtüştüğünde kurum giderek artan bir ivme kazanarak sürekli olarak gelişir, böylece çağın gerekliliklerine de ayak uydurmuş olur.

Kurumsal koçlukta doğru gelişim ortamının sağlanması için hem fiziksel, hem de beşeri koşullar sağlanır. Koçluk ortamının sağlanması için kurumlarla görüşülür. Bunun sonucunda ise bireylerin kişisel hedeflerine ulaşmaları konusunda bir çok çalışma yapılır. Bu çalışmalar bireysel gibi görünmesine rağmen, kurumun hem vizyonuna hem de misyonuna direkt katkı sağlar.

Kurumsal koçluğun, katkı sağladığı bir diğer önemli alan ise, kurum içinde ortaya çıkarttığı farkındalıktır. Koçluk sayesinden çalışanlar kurumla ilgili daha kapsamlı bilgiye sahip olurlar, kurumun kültürünü daha iyi anlarlar. Böylece kurumsal olarak belirli bir farkındalık düzeyine ulaşarak kurumla bütünleşirler. Ayrıca, çalışanlar ile yöneticileri arasında daha etkili iletişim kurulmuş olur. Takım ruhu ve takım çalışmasını da destekleyen kurumsal koçluk çalışmalarıyla birlikte elde edilen olumlu gelişmelerden birisi de ekip olarak çalışma konusunda daha verimli sonuçlar alınmasıdır. Kurumsal Koçluk çalışmalarının ardından, kurumlardaki ekiplerin daha uyumlu çalıştığı, iletişim becerilerinin arttığı, daha aktif bir çalışma ortamının oluştuğu ve kurumsal verimliliğin arttığı ölçülebilir bir şekilde gözlemlenmiştir.

Kurumsal koçluk kurumlara; Liderlik, etkin yöneticilik, karar verme süreçlerini geliştirme, kariyer planlama konusunda aktif çalışma, performans değerlendirmesi, hedef belirleme süreçlerinin etkinliği, motivasyon güçlendirme, zaman yönetimi gibi konularda çok büyük bir katkı sağlar.

Kurumsal koçluk aynı zamanda insan kaynağına yatırım anlamına gelir. Bu durumda karşılıklı bir “kazan, kazan” durumu gözlenir. Şirket çalışanına yatırım yapar ve çalışan da karşılığında şirkete olumlu geri dönüşümü olacak şekilde bir performans sergiler. Böylece, her iki taraf da daha aktif ve sağlıklı bir ilişki içinde ilerler. Bu şekilde çalışanlar kendilerini daha iyi tanırlar. Kendini daha iyi tanımak ise performans artışına dolayısıyla kişinin kendini nasıl ve hangi konularda geliştirebileceği üzerine yeni bir vizyon edinmesine neden olur. Kurumsal koçluk çerçevesinde, Yönetici Koçluğu, Takım Koçluğu, Satış Koçluğu, Pazarlama Koçluğu vb. alanlarda ihtiyaca göre ayrı ayrı hizmet de alınabilir.

Kurumsal koçluk programları sonucunda, kişiler yeteneklerini daha iyi değerlendirdiklerini ve üretkenliklerinin arttığını söylemişlerdir. Kurumsal geri bildirimlerde ise, artan kurumsal iletişim kalitesi, azalan çatışma ortamı, insan kaynağının verimli şekilde değerlendirilmesi, yönetim kalitesinde de yükselme gibi konulardan bahsedilmiştir.

Berna TÜRKÖVER

NLP VE PROFESYONEL KOÇLUK EĞİTMENİ

istanbulnlp

facebook.com/İstanbul NLP

Hepimiz sosyal varlıklarız ve hepimizin çevresinde gelişen ve farklılaşan ilişkilerimiz var. Eşimizle, ailemizle, çocuklarımızla, iş arkadaşlarımızla, çevremizle iyi ilişkiler içinde olmak hem bir gereklilik, hem de hayattan aldığımız zevki artırıcı unsurlardır. İlişkilerimizde ne kadar tatmin bulabiliyorsak yaşamdan aldığımız zevk o kadar artar diyebiliriz. Her ilişkinin kendine ait bir dinamiği vardır. Bu dinamik ise karşılıklı iletişime dayalıdır. Doğru iletişim kurabilmek her ilişkinin temelinde yatar ve tüm yaşantımızı etkiler. Bu konuda bize yardımcı olabilecek, ilişkimiz içinde bize yol arkadaşlığı yapabilecek kişilere ise ilişki koçu diyebiliriz. İlişki koçluğu çalışmalarını ilişkilerini geliştirmek isteyen çiftelere, bazı sorunları çözmek isteyen çiftlere, iş ve aile hayatında iletişimini daha etkin bir duruma getirmek isteyen herkese öneririm. Ayrıca, ilişki koçluğu eğitimini de bu konuda koçluk yapmak isteyenlere, ilişkilere farklı bir açıdan bakmak isteyen ilişki terapisi yapan terapistlere de önerebilirim.

İlişki koçluğu çalışmalarıyla ilişkilerimizin kalitesi artar. Kişiler farklı sorunlarla etkin baş etmek yolları farkederler. İlişki dinamiklerinin oluşturulması, daha huzurlu bir ortama sahip olabilmek, daha iyi iletişim kurabilmek için kullanılan bir yöntemdir. Genellikle, ilişki koçluğunu alan taraf sorun olduğunu düşünen taraftır. Öyle de olmalı. Bu nedenle o soruna yönelik koçluk yapılır. İlişkilerimizde unutmamız gereken noktalardan birisi şudur: Kişinin kendisi değiştiği zaman, karşısındaki kişi de değişecektir. Böylece, o ortamdaki ilişki dinamikleri daha çok yerine oturur ve ortama (ilişkiye) huzur verir.

Genellikle, herkes ilişki koçlarına bir sorun olunca başvurur. Ancak, bir kişiyle hayatımızı birleştirmeden önce, ya da o kişiyle ilişkimizi bir sonraki düzeye taşımadan önce de ilişki koçuyla çalışma önerilir. Böylece, kişiler birbirlerinin farklılıklarını dikkate alarak ilişkide uyumu yakalanabilir ve farkındalığını artırabilir. Bir kişinin kişisel gelişim alnında kendisini geliştirmesi sonucunda ilişkisi ve her alanda iletişimi de daha iyi olacaktır. Çünkü iyi bir ilişkinin en önemli yanı kişinin kendisini tanımasıdır. Böylece, hayata kattığı anlam farklılaşır. Bu durumda da karşısındaki kişinin hayata bakış açısını daha rahat anlayabilir. Hayatında dengede olmayan alanları düzenleyebilir.

Eğer sadece sorunlara yönelik ilişki koçuna baş vuruyorsak,(iletişim bozukluğu, mutsuzluk, ne istediğimizi bilmemek, çatışma ya da genellemeler gibi) ilişki koçuyla sadece bunlar üzerine çalışabiliyoruz. Ama şunu bilmek gerekiyor: sorunlu ilişkiler kaderimiz değil. Yani ilişkimizde yaşadığımız sorunlar bir kısırdöngü haline geldiyse, farklı kişilerle tekrar eden bir şekilde aynı sorunlar yaşanıyorsa ilişki koçluğu desteğiyle bunların hepsi çözülebilir. Biz mutlu olursak hem ilişkimiz hem de partnerimiz mutlu olur.

Bazen ilişki koçuyla çalışmak demek, ilişkideki her iki tarafın da koça birlikte gitmesi demek olarak algılanabilir. Ancak, gerçek bu değildir. İlişki koçları genellikle ilişkide sorun olduğunu düşünen ve şikayet eden tarafla çalışmayı tercih edebilir. Bu kişiler bazen eskiden yaşadıkları bir sorunu sürekli içselleştirmiş ve geride bırakamıyor olabilir, bazı şeyler üstü üste gelmiş olabilir ve karşısındakinin bu durumunu bir davranış değil, kimlik olarak algılamaya başlarız. Bu aslında değiştirilebilir bir şeydir. Bir olaya bağlı davranış kimlik olarak algılıyor olabilir. “...... zaten öyledir” veya "...... hep böyle yapar" deriz ve geçeriz. Oysa ki bu bir genellemedir ve gerçekliği yoktur. Eskiden olan bir olayı düşünerek, ilişkimizdeki her şeyi genellemek veya çarpıtmak sürekli iletişim sorunlarına neden olabilir. Bu durumda da ilişki koçları, çiftle birlikte çalışmak yerine bireysel çalışmayı tercih eder ve bu konuyu olayı içselleştiren partnerin tarafından ele alır.

İlişkilerde, her şeye içselleştirmeden bakmak ve karşımızdakinin de niyetini anlamak çok önemlidir. Partnerimizin ne dediğine değil ne demek istediğine odaklanmalıyız. Her davranışın altında olumlu bir niyet vardır. Örneğin; Tepkimizden çekindiği ya da eleştirileceğini bildiği için konuşmak istemiyor olabilir, ya da bizimle ilgili olmayan bir konuda iş yerindeki bir sorunu düşünüyor olabilir. Çünkü karşımızdaki kişi de bize göre hareket eder.İletişim karşılıklı bir devre şeklindedir. Bununla birlikte eğer ilişki o kişiye uygun değilse, iyi bir şekilde ayrılmak ve sorunsuz bir şekilde üzülmeden süreçlerin üstesinden gelmek gerekir. İlişki koçları bu konuda da yardımcı olur. Ancak esas olan etkili iletişim kurarak lişkiyi olumlu bir şekilde yönlendirmek ve şekillendirmek konusunda farkındalık kazandırmaktır. İlişki koçluğunda temel unsur, danışan kişinin kendisini iyi hissetmesi, farkındalığını artırması ve durumun büyük resmini görmesidir. Aşk dolu mutlu ilişkiler yaşamanız dileğiyle…

Berna TÜRKÖVER

NLP VE PROFESYONEL KOÇLUK EĞİTMENİ

istanbulnlp

facebook.com/İstanbul NLP

Akıl ve zeka oyunları çocukların IQ oranlarını ve mantıklı düşünme, problem çözebilme becerilerini artırabilir. Bunun üzerine belirli araştırmalar olduğu biliniyor.

Artık çocukların elinde Ipad, Iphone ve teknolojinin her alanına kolayca ulaşabildikleri bir yaşam var. Bu nedenle zeka ve bilinç gelişimleri çok hızlı oluyor. Her şeyi çok kısa zamanda algılıyor ve farklı değerlendirebiliyorlar. Akıl ve zeka oyunlarının çocukların gelişimine etkileri de bu nedenle çok farklı oluyor. Bu konu, çocuk gelişiminde çok önemli bir yer kaplıyor.

Her aile çocuğunun en iyi şekilde eğitim görmesini ister. Ancak bazı çalışmalar sadece okulda yapıldığında yetersiz kalabiliyor. Çocuklarının mevcut kapasitesini ortaya çıkarmak isteyen ve farklı becerilerini geliştirmek isteyen ebeveynler çocuklarıyla ilgilenirken akıl ve zeka oyunlarından rahatlıkla faydalanabilirler. Böylece çocuklarının hafıza, stratejik düşünme, görsel zeka, mantıksal düşünce, inovatif düşünce, davranış becerilerini farklı akıl ve zeka oyunlarıyla güvenli bir şekilde geliştirebilirler. Berkeley Üniversitesinde yapılmış bir araştırmaya göre, çocuklara haftada iki kere bir saat on beş dakikalık çeşitli akıl ve zeka oyunlarından oynamaları IQ puanlarında 13 puanlık artışla sonuçlanmıştı. Çocukların daha mantıklı düşünmeleri ise yüzde 32 değerinde artmıştı. (1)

Zeka oyunları sayesinde çocukların beyninin yüksek performans göstermesi mümkün. Bu şekilde de daha mantıklı ve daha isabetli kararlar alabiliyorlar. Zeka oyunları sayesinde çocuklar kavrama, bilinçaltında etken tanıma ve anlama becerileri hızlanabilir. Bunu belirtirken şunu da söylemek gerekiyor. Zeka oyunları bazen tek başına, bazen de bir grupla oynanmalıdır. Her iki şekilde de zeka gelişimine etkisi son derece yüksektir. Tabi ki bazen bireysel bazen de grup şeklinde oynanması daha faydalıdır. Bu şekilde daha etkili olduğu gözlemlenmiştir. (2)

Peki, zeka ve akıl oyunlarıyla çocuk beyni gelişirken aileye ne gibi sorumluluklar düşmekte? Akıl ve zeka oyunları sayesinde aileler çocuklarını daha iyi tanır ve çocuklarının farklı alanlardaki becerilerini keşfedebilir. Böylece, aileler de çocuklarını daha etkin yönlendirebilir hatta çok daha etkili bir iletişim içine girebilirler. Çocukların zeka oyunlarıyla birlikte dikkat, odaklanma ve konsantrasyonu artarken, hem motive olurlar, hem de ebeveyn çocukla birlikte kendini geliştirebilir. Çocuğuyla kurduğu iletişim gelişir ve karşılıklı daha anlayışlı bir dönem başlar.

Zeka ve akıl oyunlarının bir diğer önemi ise çocuğa her zaman daha etkin bir çalışma yöntemi sunmaktır. Her farklı oyunda çocuk kendisini tanır ve akranlarıyla birlikte kendisini değerlendirmeyi öğrenir. Her oyunda kendini nasıl geliştireceğini tanır ve anlar. Kendini kontrol etmeyi de öğrenir. Christine Gorss Loh, Parenting Without Borders adlı kitabında (Sınırlar olmadan ebeveynlik) çocukları her zaman daha iyisini yapabilecekleri aktiviteler yapmaya teşvik etmenin önemini anlatmıştır. Örneğin, Japon’ya da ebeveynler bu tür akıl ve zeka oyunlarına önem vermekte ve çocuğun yapamadığı ya da kendisini akranlarıyla değerlendirdiği durumlarda onları her zaman daha iyisini yapabilecekleri konusunda yüreklendirdiklerini yazmıştır. Loh’ya göre Japonların en çalışkan insanlar olmaları bir tesadüf değildir. Onlar bu yöntemlerle daha verimli çalışabilen ve daha etkili düşünebilen bir toplum yetiştirebilmektedir. (3)

İşte bu nedenle, çocuğu daha iyiye teşvik etmek önemlidir. Akıl ve zeka oyunları da bu konuda sıkça başvurulan yöntemlerden biri olarak öne çıkmaktadır. Zeka oyunları çocukların geleceğe dönük tahmin ve projeksiyon yapma becerilerini de artırıyor. Bu durumda da çocuk eğitim ve öğrenim hayatıyla ilgili daha iyi seçimler yapıyor. Daha iyi arkadaşlar ediniyor.

Bir diğer önemli etkisi ise, çocuğun detaylarda kaybolmayıp tümü yani bütünü görebilme yeteneğinin artmasıdır. Çocuklar özellikle de ülkemizde birçok sınav ve başarı kriteri içinde kaybolabiliyor ama aslında hedef tektir ve hedef birdir. Bu hedef, nihai başarı ve istenilen eğitime ulaşıp istenilen hayatı yaşamaktır. İşte bu bütünün içinde kalmak çok önemli. Bu nedenle çocuğunuzun zeka ve akıl oyunlarıyla desteklenen beyni, bu tür becerileri daha kolay ve daha kısa zamanda kavrayacaktır.

Berna TÜRKÖVER
NLP VE PROFESYONEL KOÇLUK EĞİTMENİ

instagram.com/istanbulnlp

facebook.com/İstanbul NLP

Kaynaklar
1- http://bungelab.berkeley.edu/silvia-bunge/
2- https://www.researchgate.net/profile/Silvia_Bunge
3- Parenting Without Borders: Surprising Lessons Parents Around the World Can Teach Us, Temmuz 2014

NLP yani Zihin Dili Programlama teknikleri iş yaşantımızda ve kariyer planlama sürecinde çok etkin olarak kullanılan yöntemleri içerir. Kendimizi nerede ve nasıl görmek istediğimize dair bakış açımızı yeniler ve bizim hayattan ne istediğimiz konusunda daha güvenli ve kendinden emin seçimler yapmamızı sağlar. NLP yöntemini kariyer planlamasında kullanırken, iş yaşantımızda değiştirmek istediğimiz etkenler için de kullanabiliriz. Bu süreçte yapmamız gereken hedeflerimizi belirlemek, kendi içimize dönerek ne istediğimizi anlamak ve plan yapmaktır.

İş hayatının içinde çok farklı dinamikler mevcuttur ve hepimiz bu dinamiklerin bir parçası olarak her anı tecrübe ederiz. Öncelikle, iş yaşantımızı, işimizi iyi yapmak, sorumluluk almak, çalıştığımız kişilerle olan ilişkilerimiz, geleceğe dair planlarımız, hedeflerimiz gibi birçok farklı dinamiğin birleşmesinden ortaya çıkan bir bütün olarak görmeliyiz. Bu konuyu da ‘büyük resme’ bakarak yorumlamalıyız. Çünkü , aslında yaşantımız bir bütün: Ailemiz, işimiz, kişisel gelişimimiz ve çevremiz, romantik ilişkilerimiz de bu bütünün parçaları. Bu nedenle motivasyonu da tek tek parçalarda değil hayatımızın bütününde aramamız gerekiyor.

İş yaşantımızda yolunda gitmeyen bir konu varsa yine yaşantımızın tümüne bakmamız gerekir. Örneğin, bundan önce iş yerimizde kendimizi daha iyi hissediyorduk ama son zamanlarda daha farklı hissediyoruz ya da iş yaşantımızda daha olumsuz duygular hissediyoruz gibi sorunlara mutlaka yaşantımızın tümüne bakarak cevap vermemiz gerekmektedir. Kişi, öncelikle kendi içine dönmeli ve cevapları orada aramalıdır. Öncelikle, kendimize bakıp kendi yaşantımızda yolunda gitmeyen bir şeyler var mı bunu bulmamız gerekiyor. İlişkimizle ilgili bir sorun aile yaşantımızı, aile yaşantımızla ilgili bir sorun iş yaşantımızı dolayısıyla kariyerimizi etkileyebilir. İşte, NLP bu noktada devreye giriyor. NLP yardımıyla sorunlu alanları bulabilir ve bu alanlar içinde çözüm arayabiliriz. Çünkü, sorunlu alan tüm hayatımıza yayılan etki bırakmaktadır. Bununla ilgili adım atmak ve çözümlemeye çalışmak tüm bakış açımızı değiştirir. Her şey sırasıyla zincir reaksiyonu olarak ilerler. Eğer hayata karşı bakış açımızı değiştirirsek işe karşı bakış açımızı da değiştirebiliriz. Bu sayede algımız değişir, daha iyi odaklanabiliriz, kaynaklarımızı daha iyi kullanabiliriz.

Eğer kariyerimizi değiştirmek istiyorsak ve farklı bir yöne gitmek istiyorsak NLP çok etkili bir yöntemdir ve NLP’yi bu süreçte kolaylıkla kullanabiliriz.

Eğer bir kariyerimiz varsa, vizyonumuz da olması şarttır. Vizyon, gelecek planlaması demektir. Kendimizi beş yıl sonra nerede ve nasıl görmek istiyorum, hangi unvana sahip olmak istiyorum gibi soruların cevabını ararız. Vizyon planında kaynakları toparlamamız ve oraya doğru ilerlememiz gerekmektedir. Örneğin, beş yıl planı içinde beş yılın sonunda istediğim pozisyonda olmak için bir yıl sonra ne yapmış olmalıyım ya da altı ay içindeki adımlarım nasıl olmalı, bir ay sonra neler yapmış olmam gerekiyor, hatta ben bu hedefim için bugün ne yapıyorum gibi sorular sorarak ilerlemeliyiz. Eğer bir hedefe gerçekten isteyerek ve adımlarımızı planlayarak ilerlersek beynimiz bizler için otomatik olarak seçimler yapar. Karşılattığımız olaylar ve kişiler hedefimizi gerçekleştirme konusunda bizlere aracı olur. Kısacası, yaşadığımız her şey önümüze yeni kapılar açar. Yaptığımız seçimler hedefimize dönük olur. Kısacası, bir plan yapmamız bile zihnimizin organize olması için yeterlidir.

Zihnimizi programlamak ise bu süreçte bize yol göstermesi ve kendimi içimizdeki kaynakları keşfetmemiz için ve en önemlisi kapasitemizi açarak bize yeni aracı kaynaklar getirmesi için bir kapı olur. Hayallerimizi gerçekleştirme konusunda bize yardımcı olur. Zihnimizi programlamamız sayesinde hem bakış açımız değişir hem de istemediklerimize değil istediklerimize odaklanarak ne istediğimizi ve nelere ihtiyacımız olduğunu daha iyi anlarız. Kendimizi yeniden keşfederiz. Böylece korkularımızı bir kenara bırakıp hedefimize doğru emin adımlarla ilerleriz.

Berna TÜRKÖVER

NLP VE PROFESYONEL KOÇLUK EĞİTMENİ

instagram.com/istanbulnlp

facebook.com/İstanbul NLP

Nlp-Neuro Linguistic Programming Zihin dili programlama demektir. Nlp hayatımızdaki tüm alanlardaki hedeflerimizi, hayallerimizi gerçekleştirmemiz için destekleyicidir. Hatta doğru kullanıldığında bizi masallardaki uçan halının üzerine koyup sihirli hayata taşıdığını söylersek pek de abartmış olmayız. Bunun nedeni genellikle beynimizin mevcut potansiyelini etkili bir şekilde nasıl kullanabileceğini öğrenerek harekete geçmiş olmasıdır. Nlp kişisel gelişimin temel taşıdır. Nlp aynı zamanda; Kişisel gelişim konusunda kendini desteklemek, hayatındaki sorunları aşmak, mevcut potansiyelini keşfetmek, kendini gerçekleştirmek ve hayat vizyonuna ulaşmak isteyen herkesin öğrenmesi gereken bir süreçtir. Bugün size Nlp'yi hayatınıza taşımaya başlayabilmek için en temel süreçle ilgili yazmak istiyorum.

Ne istediğinizi biliyor musunuz? Bu satırları okuduktan sonra okumaya devam etmeden önce şöyle bir dakikalığına durup düşünmenizi istiyorum. Bir şeyler söylediğinizi duyuyor gibiyim. Daha başarılı olmak istiyorum, daha mutlu olmak istiyorum, maaşım daha yüksek olsun istiyorum, eşimle ilişkimin daha iyi olmasını istiyorum. Daha daha daha... Liste boyle uzayıp gidiyor. Nedir peki ölçü veya kriter, aslında zihnimiz bunu bilmek istiyor ve aynı zamanda çok da önemsiyor. Başarılı olmak isteyen kişiye göre başarının kriteri nedir? Kimine göre daha çok para, kimine göre bir ünvan, kimine göre güvenli bir ortamda çalışmak, kimine göre iyi çalışma arkadaşlarının olması vsvs. Başarı kriterleri herkese göre farklılık gösterir. Beynimizin bu spesifik ölçülebilir kriterleri bilmesi gerekiyor ki bizi destekleyebilsin. Başka bir isteği inceleyelim. Eşimle ilişkimin daha iyi olmasını istiyorum. Daha iyi bir ilişki kriteri nedir. Evet daha iyi bir ilişkinin hepimize göre ölçülebilir farklı kriterleri vardır. Bazen partnerinizle akşamları yarım saat sohbet edebilmek, bazen bir hediye ya da bir çiçek, bazen sevgi sözcükleri duymak, bazen de takdir edilmek gibi çok farklı kriterler olabilir. Bu kriterler ilişki dinamiklerine, partnerlerin kişilik yapılarına, kurallarına, yaşadıklarına, geçmiş deneyimlerine ve sayamayacağımız çok fazla değişkene bağlı olduğundan herkese göre farklılık gösterecektir. Dolayısıyla bu isteklerle ilgili kime sorsak farklı yanıtlar alacağız. Dolayısıyla kendi isteklerimizi netleştirip özel ve ölçülebilir kriterler belirlediğimizde isteklerimiz birer hedefe dönüşür. Bir hedefle isteği birbirinden ayıran şey hedefin ölçülebilir olmasıdır. Kilo vermek istiyorum bir istek, 5 kilo vermek istiyorum bir hedeftir. Bir öğrenci için daha iyi bir not almak istiyorum bir istek, 100 üzerinden 95 almak istiyorum bir hedeftir. Aslında bu bizim için yeni bir şey değildir. Günlük hayatımızda sürekli kullandığımız bir tutumdur.

Evden çıktığımızda nereye gideceğimiz genellikle bellidir, örneğin işe gitmek için yola çıktığımızda zihnimiz gideceği lokasyonla ilgili bütün seçenekleri biz farkında olmadan gönden geçirir ve en kısa yoldan zahmetsiz bir şekilde bizi oraya ulaştırır. Evden çıktığımızda herhangi bir yere gitmek istiyorum demeyiz, nereye gideceğimiz nettir. Böylece zihnimiz bu doğrultuda organize olur. Gideceğimiz yere uygun kıyafetleri, makyajı, doğru imajı seçer. Örneğin bir akşam yemeği davetine gidiyorsak, zihnimiz daha gardırobunuzun önüne gitmeden günlük kıyafetlerini göz ardı ederek sadece o davete uygun kombinasyonları saniyeler içinde gözden geçirir ve bir plan yapar. İç sesimize kulak verirsek bu sesi rahatlıkla duyabiliriz. Eğer nereye gitmek istediğimizi bilmiyorsak zihnimiz bizi yönlendirmez, sadece sessizce karmaşanın durulmasını bekler. Çünkü onun için doğru ya da yanlış yoktur. Sizin istekleriniz, seçimleriniz ve mutluluğunuz doğrultusunda hareket etmeye programlanmıştır.

Nlp kendimizi tanımamızı sağlayan, iç sesimizle arkadaş olmamızı, bilinç ve bilinçaltımızı doğru yönlendirerek etkili bir şekilde kullanmamızı sağlayan bir araçtır. Ne istediğimizi netleştirmek ve harekete geçmek Nlp’nin temel taşlarıdır. Nlp global bir sistem olduğu için Nlp’yi kullanan kişilerin başarı hikayelerini tüm dünya takip etmeye devam ediyor. Herkesin beyninin zihninin aynı yapıya sahip olduğunu göz önünde bulundurursak siz de aynı stratejileri kullanarak kolaylıkla isteklerinize ve hedeflerinize ulaşabilirsiniz. Hayatın size güzelliklerle dolu sürprizler getirmesini dilerim.

Berna TÜRKÖVER

NLP VE PROFESYONEL KOÇLUK EĞİTMENİ

instagram.com/istanbulnlp

facebook.com/İstanbulNLP

www.istanbulnlp.com.tr