Herhalde hepimizin mutlaka düz ve gösterişsiz beyaz bir t-shirtü vardır. Beyaz t-shirtler ilk bakıldıklarında aslında hiçbir özellikleri yokmuş gibi görünseler de doğru kombinlendiklerinde muhteşem sonuçların vazgeçilmez parçalarıdırlar. Beyaz sadeliğin, saflığın, temizliğin, güvenin, iyiliğin ve huzurun rengidir. Soğukkanlılığı, asaleti, masumiyeti, istikrarı ve devamlılığı temsil eder.

Günümüzde gece, gündüz, yaz, kış, şık, günlük gibi kavramların zaman zaman yer değiştirmesi ve hatta bazılarının çok daha belirginleşip diğerlerinin silikleşmesi ile giyim alışkanlıkları da ciddi anlamda değişti. Bu değişimin sonucunda eskiden hiç beğenmediğimiz şeyleri beğenmeye, olmazsa olmaz dediklerimizin varlıklarını bile hatırlamamaya ve ‘bu böyle giyilmez-bu renkle bu renk olmaz’ gibi kurallaşmış söylemlerin arkasından el sallamaya başladık. Dünya değişti, moda değişti, şartlar, mevsimler, ilişkiler daha da önemlisi bizler değiştik. Dolayısı ile beyaz bir t-shirt eskiden sadece günlük kıyafetlere eşlik ederken, bugün payetli bir uzun eteğin üzerinde bir davete, takım elbisenin içinde iş toplantısına, bikini üzerinde deniz kenarına, Jean üzerinde alışveriş merkezine, mini deri bir etek üzerinde gece kulübüne ve daha birçok yere elini kolunu sallaya sallaya giriyor.

Evet beyaz t-shirt her yere giriyor ama her kalite ve kesimde olanlar değil. Ortama uyumlanma konusunda maalesef ki hepsi aynı derecede başarılı olamıyor. Dolayısı ile deniz kenarına giderken ya da evde giymek için aldıklarınız hariç, iyi kalite penyeden olan t-shirtler giymeye özen gösterin. Yıkana yıkana deforme olmuş ve beyazlıktan grinin değişik tonlarına evrilmiş bir t-shirt giymeyin. ‘Aman yaa griye kaymış gibi olsa da olur’ demeyin, ya gri giyin ya beyaz. Ki beyaz t-shirt giymek aslında tahmin edildiği kadar kolay da değildir. Kol altı yaka gibi yerlerinde kısa sürede sararma olma süresi hızlı olup, anında her lekeyi gösterdiğinden giyilirken ciddi dikkat ister.

İyi kesimi olan, iyi kalitede penyeden üretilmiş, fiyatı da ulaşılabilir beyaz şık ve güzel bir t-shirt bulmak maalesef sanıldığı kadar kolay bir şey değil. Ama imkansız da değil. Öncelikle vücut tipinize uygun kesimde bir t-shirt bulana kadar lütfen alışveriş yapmayın. Bu durumda yapılması gereken en önemli şey, bulduğunuz ve size yakışıp yakışmayacağından emin olamadığınız beyaz t-shirtü denemeden sakın satın almayın. Evet üşenmeyin deneyin. Kendinizi içinde muhteşem hissedeceğiniz t-shirtü bulana kadar vazgeçmeyin. Çünkü beyaz iyiliktir. Zamansızlıktır. Rahatlıktır.

www.bukre.co.uk

Sevgililer günü akşamında ne giyeceğini hala bilmeyenler lütfen sakin olun. Sevgililer günü için bir programınız varsa ve detaylara hakimseniz gideceğiniz yere göre giyinmeniz çok daha kolay. Ancak sürpriz bir program için hazırlanacaksanız kafanızın karışması normal. Çok büyük ihtimalle uzun bir çalışma gününün ardından katılacağınız sevgililer günü kutlaması için gri/pembe, siyah/kırmızı, lacivert/bej gibi renk kombinlerinden faydalanabilirsiniz.

Sadece cici bir sevgili görünümünde olmak için birbirinin kopyası olarak gezen o kocaman kalabalıktan olmayın. Kendi tarzınızı yansıttığınız hem hayat şeklinize hem de zevklerinize uygun olan stilinizin parçası olacak bir kombibasyonla kendinizi çok daha iyi hissedeceğinizi unutmayın.

Sadece birkaç detaya dikkat:

Çirkin kocaman çizmeler giymeyin! Stiletto tercih edin.

Kazak asla! Şık bir bluz giyin.

Çok ağır makyaja gerek yok. Ama az olacak diye iyi hissetmediğiniz bir şekilde evden çıkmayın.

Kalın çoraplar bu gece olmaz. İnce ve siyah çorapları tercih edin.

Çok büyük çantalar yerine minik ve şık çantalar geceye eşlik etsin.

Saçlar ne çok yapılı ne de dağınık olsun.

Etkileyici, sade, şık ve zarif olun.

Hava Soğudu Diye Çirkin Giyinmeniz Gerekmiyor

Yazın şık ve iyi görünmek çok daha kolay oluyor. Renkli ve ince kıyafetler, takılar, bakımlı ayaklar, aksesuarlar, saçlar evden çıktığımız gibi her yerde istediğimiz görüntü ile gezebiliyoruz. Kış geldiğinde hava şartlarından dolayı kocaman botlar, montlar, bereler, eldiven ve atkılar derken kat kat giyinmek durumunda kalıyoruz. Peki bu stilimizi kaybetmemiz anlamına mı geliyor? Tabii ki hayır.

Kışın da güzel ve şık olmak mümkün. Öncelikle kış diye bakımınızdan, sporunuzdan ve yeme rutininizden vazgeçmemeyi alışkanlık haline getirmeniz gerekiyor. Giyime gelince soğuk günlerde her zaman birkaç kat giyinmeyi öneriyorum. Sıcak ortamlara uyum sağlayabilecek tabii ki üşümeyeceğiniz bir bluz giyip, üzerine hırka giyerek iç mekanlarda ortama uyum sağlamanızı kolaylaştırabilir, aynı zamanda değişik birkaç görünüme de sahip olabilirsiniz. Kışın birçok kombinasyona şahane bir şekilde eşlik eden çeşitli renk, kalınlık ve desende külotlu çoraplarla etek giymeye devam edebilir feminen görüntünüzden bir şey kaybetmeyebilirsiniz. Tek parça elbiseler yine hırka ve kabanla çok rahat kombinlenebildiği gibi dış mekanlarda çizme veya botla, iç mekanlarda stilettolarla şık bir kış görünümü için muhteşem bir tercih olabilir. Gömlek üzerine kazak ve kalın kumaştan üretilen kumaş pantolonlarınızı da aynı şekilde dış mekanlarda bot, çizme ve iç mekanlarda babet ya da topuklu ayakkabılarla tamamlayabilirsiniz.

Uzun kazaklarınızın ya da elbiselerinizin altına tayt yerine opak çorapları tercih etmeniz şıklığınıza şıklık katacaktır. Dış giyim alışverişlerinizde siyahtan kaçınmak şıklığınızı arttıracaktır. Artık eskisi gibi kışın beyaz ya da açık renkler giyilmez gibi bir anlayış kalmadığını sanırım hepimiz biliyoruz. Sıcak tutacak diye çirkin, kaba ve siyah bir mont ya da kaban almak yerine yine sıcacık tutacak taba, bej, beyaz ya da gri, üzerinize oturan ve şık bir dış giyim parçası tercih edebilirsiniz. Ayakkabılar için de durum aynı, tek tip çirkin siyah bot ve çizmeler yerini çoktan farklı renklere ve şık modellere bıraktı bile. Takı, aksesuar ve çantalarınızın renk ve desenleri de şıklığınıza şıklık katma konusunda her zaman en çok işe yarayan detaylar olarak yardımınıza koşacaklardır.

Giyim bize her an iyi ya da kötü hissettiren bir konu olduğundan, yazı kışı olmayan bir mevzu aslında. Mutlu olduğunuz, içinde iyi hissettiğiniz ve size yakışan şeyleri giymek için yazı beklemeyin. Havanın iyi ya da kötü olması sizin iyi ya da kötü olmanıza etken olmasın. Havaya uyumlanarak, harika bir kış geçirebilirsiniz.

Evet yerinde ve güzel bir soru. Ancak herkesin zaten kendine göre bir stili var. Kendine has, ona özel, kendi hakkında fikir veren bir havası ve özellikleri var. Bu özellikler zaten bizleri biz yapan şeyler. Dolayısı ile kimseye stil sahibi değil diyemeyiz. Öncelikle stil konusunda bir yardım ya da fikir talebinde bulunmayan birine kesinlikle görünüşü ya da stili hakkında yorum yapma hakkımızın olmadığını sizlere hatırlatmak isterim. Bazı insanların stilleri konusunda yardıma ihtiyacı olabiliyor ve benim gibi stil danışmanlarından yardım talebinde bulunabiliyorlar. Konu bu raddeye geldiğinde tabii ki istedikleri stile uygun önerilerle onlara yardımcı oluyoruz. Ancak doğuştan sade olan birine çok gösterişli bir stili benimsetemezsiniz. Stil anlık görünümle alakalı bir şey değildir. Sürdürülebilen, konforlu ve isteyerek uygulanan bir alışkanlıklar ya da bakış açısıdır diyebiliriz. Sadece stil olsun diye içinde rahatsız olduğu bir elbiseyi kimse birden fazla giymeyecektir. Ya da stili çok şık olan bir çantayı kendince kullanışsız bulan biri ilk fırsatta en rahat kullandığı çanta ile dışarıya çıkmaktan vazgeçemeyecektir.

Yani stil sahibi olmak kesinlikle öğrenilebilen bir konu olmakla birlikte fiziki ve kişisel durumlara uyumlandırıldığında işe yarayan ve sürdürülebilen bir mevzudur. Başkalarında görüp beğendiğimiz şeylerin aynılarını yapmak stil sahibi olmak değildir. Beğenebiliriz ama bize uygun olup olmadığı başka bir nokta. Genellikle yazılarımda bahsettiğim gibi, aynaya bakıp nasıl göründüğünüze ve nasıl istediğiniz görünüme kavuşabileceğinize karar vermekle işe başlayabilirsiniz.

Kendimden örnekle gidersem, moda olduğu için bana yakışmayan bir şeyi asla giymem mesela. Ya da modası geçti diye çok sevdiğim bir şeyi giymekten de vazgeçmem. Ama yetişme tarzı, çevre, hava, çalışma şartları gibi dış etkenlere bağlı olarak öğrendiğimiz birçok şeyin doğru olmadığını, değiştirilebilir olduğunu öğrenerek işe başlayabiliriz. Denemeden bilemeyiz derim hep. Değişik şeyleri deneyin, olup olmadığına sonra karar verin. Neleri sevip sevmediğinize odaklanın ve sevmediğiniz hiçbir şeyi giymeyin, takmayın ya da kullanmayın. Zaten bir stiliniz olduğunu unutmayın. Sonrası kolay…

Günümüzde birçok şeyi bilgisayar başından yapmaya öyle alıştık ki, evden çıkmaz olduk. Yeme-içme, temizlik malzemeleri, perde, mobilya, ev aksesuarı dahil her şeyi internetten satın aldığımız bu zamanda giyim konusu en çok kafa karıştıran ve en cesaret edilemeyen konulardan biri olmaya devam ediyor. Ben mesela bu konu ile ilgili hala ciddi sorun yaşıyorum. Gerçekten beğendiğim ve kesin almam gerektiğini düşündüğüm halde neredeyse hiçbir şeyi cesaret edip internetten satın alamıyorum.

Ödeme yapılan yerin güvenilir olup olmadığından başlayarak, görülen ürünle teslim alınacak ürünün birbirinin aynısı olup olmayacağı endişesi, beden ölçülerine uyup uymayacağı (ki bu en önemli konu), kumaş kalitesi ve dikiş kalitesinin ekrandan anlaşılamaması, özellikle yurtdışından verilen siparişlerde sorun olma ihtimalinde nasıl değişim ya da iade yapılacağı konularındaki endişe gibi onlarca nedenden dolayı hala giyim konusunda belli başlı markaların dışında internet üzerinden alışveriş yapmak büyük bir stres haline dönüşebiliyor.

Birçok platformda puanlama ve yorum konularında alıcıya destek amaçlı paylaşımlar yapılsa da bu paylaşımlarında kontrol edilebilir ya da müdahale edilebilir olduğunu öğrendiğimizden nereye bakacağımıza neye inanacağımıza şaşırdık. Tabii ki her zaman gidip deneyerek, seçerek, dokunarak satın almak en doğru tercih olsa da bu zamansızlık ve koşuşturma içerisinde internet alışverişinin hayat kurtardığı gerçeğini de göz ardı edemeyiz. Bu durumda giyim alışverişi konusunda internet satışında biraz daha fazla yol kat edilmesi gerekliliği tartışılmaz. En kısa zamanda daha güvenli, daha anlaşılır, daha kolay ve daha kaliteli internet alışveriş platformların kurulması hepimiz için çok büyük bir rahatlık olacaktır.

www.bukre.co.uk

Birkaç gün önce bu yılın rengi büyük bir gürültü ile duyuruldu. Sadeliği, zamansızlığı ve kalıcılığı, aynı zamanda da güveni simgeleyen Klasik Mavi bütün ihtişamı ile 2020 ye damgasını vurmaya hazır. Duygusal bir renk olan mavi güven temelli, koruma vaadi sunan, istikrarlı ve klasik şıklık anlamına da gelen renk olduğundan, dünya üzerinde insanların ortak paydada buluşmaları açısından duygusal bir bağ kurmaya hazırlanıyor. Berraklık, içe bakış ve iletişim ile ilişkilendirilen klasik mavi geniş ve sonsuz akşam gökyüzünün sınırsız mavisi olduğundan düşünce dünyamızı zenginleştirmek için var olanın ötesini görmemizi sağlayıp, derin düşünmeye yöneltip aynı zamanda da iletişim akışını açıyor.

Hayatın birçok alanında kullanılmaya başlanan ve her yılın aralık ayında belirlenen küresel kültüre bağlı olan şeylerden yola çıkılarak belirlenen yılın rengini, modanın yanı sıra iç mekan tasarımlarında, tekstilin tüm alanlarında ve grafik tasarımlarda da bolca görüyoruz. Bu yıl bu muhteşem rengin büyüsüne kapılıp, güven, keyif, dinginlik ve şıklıkla özdeşleşeceğiz.

Kıyafetlerde sıkça göreceğimiz klasik maviyi, tek parça elbiselerde, kabanlarda, şallar ve eldivenlerde tercih ederek yılın rengini hayatınıza katmaya hemen başlayabilirsiniz. Gri, kahve, bej ve turuncu ile muhteşem uyum sağlayan bu rengi hayatınıza katmaktan korkmayın. Tonu itibari ile her ten ve göz rengine uyum sağlayan klasik maviyi herkes rahatlıkla tercih edebilir.

Satın alacağınız ürünlerde renk konusunda kafanız karıştığında kendinizi klasik mavi renge yönelirken bulursanız hiç şaşırmayın.

www.bukre.co.uk

Bol, belli bir şekli olmayan, rahatlık ve özenmeden oluşan şıklık anlamına gelen bu trend son yılların en gözdelerinden. Her ne kadar bu stili seviyor ve başkalarında beğeniyor olsanız da önce her zaman bahsettiğim gibi kendi vücut tipinizi ve ölçülerinizi göz önünde bulundurmayı ihmal etmeyin. Giyim tarzı kişiye özel, zevke göre değişen, vücut tipine göre kendi yolunu bulan bir oluşumdur. Oversize giyinmeyi, birkaç ‘büyük beden’ kıyafet almak sanmak bazen işe yarıyor gibi görünse de genel olarak iyi bir fikir değildir.

Her giyim parçası gibi oversize olanlar da seçilirken göz önünde bulundurulması gereken birkaç önemli nokta var.

Bu ürünleri seçerken kendi ölçünüze en yakın büyüklükte beden tercih etmeniz gerektiğini unutmayın. Kendi bedeninizden iki beden büyüklükte kalmanız ideal bir oversize görünümü elde etmeniz için yeterli olacaktır. Aksi taktirde bir yığın kumaşın içinde kaybolursunuz.

Detaylar çok önemli. Detaylarda fazla karmaşa olmamasına dikkat edin. Çok fazla doku ve ayrıntıdan uzak durun. Dantel süslemesi, dokulu yaka gibi ince vurgular taşıyan parçaları tercih edin.

Oversize giyim konusunda birçok kadının karşılaştığı en büyük problem bu kocaman parçaların kendilerini şekilsiz göstermesidir. Bol kıyafetler içinde rahat ve konforlu olmak demek, büyük bir balon gibi görünmek demek değildir. Mümkün olduğunca teninizden bir kısmı gösterin. Örneğin kısa bir kazak elbiseden biraz bacağınız, ya düşük yaka bir süveterden omzunuzun bir kısmı görünsün. Bu görüntü kıyafetiniz ne kadar büyük olursa olsun vücut yapınızla ilgili fikir verirler.

Şekilsiz ve yuvarlak görünen gevşemiş parçalardan uzak durun. Bunun yerine şekil ve yapı açısından belirgin büyük beden parçaları gardırobunuza ekleyin. Bükük beden bir kıyafeti normal bedeninizde bir ceketle, dar kesim pantolonunuzu ya da dar mini eteğinizi oversize bir bluzla tamamlayın. Oversize kıyafetlere çoraplar ve kemerler ile harika görünümler kazandırabilirsiniz.

Kumaş türüne dikkat. Kalın kumaşlar ve kalın örgüler sizi olduğunuzdan çok daha büyük göstereceklerinden, oversize kıyafetlerinizin kumaşlarını dikkatle seçin.

www.bukre.co.uk