SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Bahar Rüküşleri

Havaların ısınması ile hali hazırda zaten giyim konusunda başarısız olan, başarısız olduğunu asla kabullenmeyen ve üstüne üstlük çok iyi giyindiğini de iddia eden o muhteşem kitle, hava sıcaklıklarındaki dengesizlikle birlikte kendini bilmezlikte sınır tanımadıkları muhteşem bir mevsim geçiş dönemine daha merhaba demek üzereler. İlk güneş ışıklarını görüp ‘’ diye Temmuz modu giyinip, akşam üzeri haliyle serinleyen havayla kavga edip ‘ diye söylene söylene eve giderlerken, hala kayak montu ve şu içi koyun yünü olan ve yatarken bile çıkartmadıkları botları, eldiven ve atkılarıyla sıcaktan kan ter içinde kalıp yandıkları halde ‘’ diye sesli bir şekilde söylenirlerken gözlerini devire devire yanlarından geçenlere bakanlarla birinciliği paylaşıyor olacaklar.

Tabi giydikleri kıyafetleri göstermeleri lazım. Ne yapsınlar? Hafta içi iş var, Pazar zaten kaçışı yok pijama günü! Kıyafet konusunda ülkemizde kimliğini tamamen yitirmiş olan Cumartesi günü bu gösteriş töreni için biçilmiş kaftan. Sporla alakası olmadan sadece sahilde yürüyecekleri beş yüz metre boyunca giymek için aldıkları ve onca para harcadıkları taytları, bodyleri, kapüşonluları giymesinler mi? Bayıla bayıla aldıkları pullu/simli etekleri alakasız çok resmi veya fazla spor bir bluz/t-shirtle birlikte giyip salına salına gezinmesinler mi? Yazlık olduğu her halinden belli olan kıyafetlerinin üzerine konu ile tamamen alakasız kocaman siyah paltolar giymesinler mi? Evet efendim giymesinler!

Mesela kot etekle baharlık bir kazak üzerine ince bir kısa ceket giysinler. Şık bir pantolon üzerine ince ama sıcak bir trikoyu trençkot ile kombinlesinler. Ya da kot pantolon, gömlek, kazak ve deri ceket dörtlüsünü spor ayakkabıları ile tamamlasınlar. Kısa elbiselerinin üzerine uzun hırka giyip, boyunlarına yine baharlık güzel bir şal atsınlar. Şık, rahat ama rüküş olmayan ayakkabılarla kıyafetlerine anlam katsınlar. İnsanların göz zevkini okşarken, kendi sağlıklarını da korusunlar. Hem göze hitap etsinler, hem de rahat etsinler. Onlar iyi hissetsin, bizler de bu geçiş sürecini biraz daha güzel manzaralarla, olumlu değerlendirmelerle, pozitif konuşmalarla atlatalım.

Hepimize muhteşem manzaralarla karşılaşacağımız bir hafta sonu olsun :)

www.bukre.co.uk

Yazının devamı...

Zenginliğimi Çantamdan Anla!

Parası Olan Herkes Pahalı Çanta Almasın!

Belli markaların çantalarını kullanmak günümüzde hala prestij ya da birbirine hava atma aracı olarak kullanılmaya devam ederken, kaliteden rüküşlüğe yapılan o talihsiz geçişte hızlı adımlarla ilerlemeye devam ediyoruz. Birçok kadın ne beğendiği ne kullanışlı olduğu ne de verdiği para karşılığında uzun süreli kullanıma değen bir kaliteye ulaştığı için değil, tamamen markası için deliler gibi pahalı çanta almaya devam ediyor. Hem de bazıları sırf bu çantaları alabilmek için banka kredilerine baş vuruyor, borç alıyor ve aylarca araba kredisi öder gibi taksit ödüyorlar.

Katıldığım birçok davette ne giyimiyle ne ortamla ne de kendi vücut özellikleri ile hiçbir uyum göstermediği halde sadece markası yüzünden gülünç duruma düştüklerinin bile farkına varmadan markasını diğerlerinin gözlerine sokmak için seçtikleri çantaları ile ortalarda geziyorlar.

Son yıllarda ‘stil uyumsuzluktur’ algısı benimsenmeye başlansa da bunun da bir dengesi var. Bahsedilen uyumsuzluğun büyük bir kitle tarafından tamamen yanlış anlaşıldığını söyleyebilirim. İlerleyeceğine git gide gerileyen giyim alışkanlıklarına bir son verilmesi lazım. Hadi aynaya baktığınızda uyumsuzluğu göremiyorsunuz, elinizden düşmeyen sosyal medya hesaplarına da mı bakmıyorsunuz? Dünya’nın her yerinde olan her şeyi görüp takip edebildiğimiz bu devirde bir yerlerden yardım almaya başlasak hiç fena olmayacak.

Her şeyin olduğu gibi çantaların da vücut tiplerine, tarza, giyim parçalarına, hava şartlarına ve gidilecek yere göre uygun olan ve olmayanları var. Sadece pahalı ve bilinen bir marka diye rengi uymasa da olur diye bir şey yok! Uymasa da olmaz! ‘Ben böyle giydim oldu’… HAYIR OLMADI! Rengi şekli orantısı uygun olanı olunca şık ve anlamlı oluyor. Başkaları gibi olmaya, kendinize pahası yüksek şeylerle değer katmaya çalışmaya ve daha da önemlisi bunları yaparken gülünç duruma düşmeye hiç mi hiç gerek yok. Kendiniz olup, kendinize yakışanları yaparak var olmaya devam.

www.bukre.co.uk

Yazının devamı...

Gümbür Gümbür Punk!

İsyankar, ilham verici ve kendini yüksek sesle ifade eden PUNK akımı, 2019-2020 Moda trendlerinde açık ara öne çıkıyor. Zımbalı deri ceketler, yırtık kotlar, bant tişörtler ve ağır botlar gibi ikonik parçalara sahip olan punk görünüm özellikle 80’lerde yoğun ve sinirliydi. Geri gelirken aynı agresiflikle gelmemekle birlikte farklı, dikkat çekici, kişiye özgü ve uyumluluk karşıtı olmaya devam edecek olan Punk gönülleri yine fethedecek.

Agresiflik, kimseye benzememe, asilik, serseri görünümünden dolayı dışlanmışlık yani tabiri caizse uyumsuzluğun uyumu olan Punk, günümüze başka bir bakış açısıyla, yine güçlü ama daha net silüetlerle ve şıklıkla kombine olmuş ve karmaşıklığın aksine sade ancak bireysel farklılıkları göze sokarak geri geliyor.

Kendine özgü, tekil, asi, cool ancak cool olmak için bir şey yapmasına gerek olmadığı her halinden anlaşılan Punk etkisi elbiseden ayakkabıya, saç aksesuarlarından dış giyime, çantadan gözlüğe modanın her alanına dokunacak. Bu defa bu dokunuş çok konuşulacak ve çok canlar yakacak.

Kafaları kendine çevirecek, başları döndürecek olan Punk görünümünü kişisel stilinize adapte etmek size çok başka bir özgüven ve ilham verecek. Değişimden sakın korkmayın. Kendinizi bu etkileyici akımın ellerine bırakın. Stilinizi, modunuzu, tercihlerinizi, hayata bakışınızı değiştirmenin belki de zamanı geldi diye düşündürerek enerjinize başka bir yol verecek olan bu etkilere bakalım ne kadar hazırsınız bir görün. Bir de başka taraftan görün.

Kendinize en uygun parçaları bularak bu akıma karışmaya başlayın derim. Başkalaşın, kendinize güvenin, mutlu olun, güçlü olun. Yapmadıklarınızı yapmaya, yapmaktan hoşlanmadıklarınızı bırakmaya hazır olun. Siz sadece olmak istediğiniz siz olun! Hep söylediğim gibi sadece ‘moda’ diye sakın size yakışmayanları giymeyin ama yakışıyorsa da rahatlıkla giyip ortalarda dolaşmaya başlayacağınız günlere hazır olun. Denemeden karar vermeyin. Önyargılı olmayın. Punk diyince korkmayın :) Stilinizi zenginleştirecek şekilde hayatınıza ‘yeni’leri almaya açık olun. Unutmayın, yeni güzeldir!

www.bukre.co.uk

Yazının devamı...

Göz Kamaştıran Işıltı

Makyaj kadınların vazgeçilmezi. Hepimizin sevdiği, eğlendiği ve kendimizi iyi hissettiren konuların başında geliyor. Birçok makyaj eğitmeninin şunlar doğru bunlar yanlış diye belli kurallar çerçevesine oturtmaya çalıştığı makyaj, aslında hiç te öyle bir şey değil. Evet bilinmesinde fayda olan bir sistemi var. Ama gerçekte tamamen yüz şekli, nasıl görünmek istenildiği, renklerin tene uyumu ve yapılan makyaja yapılan yorumlarla doğru orantılı.

Makyaj yapmamak en iyisi diye savunanların fikirleri ile makyajsız dışarı çıkılmamalı gibi ekstrem söylemlerde bulunanlar dahil herkesin düşüncesine saygı duymakla birlikte, modunuza, keyfinize ve yüzünüze iyi gelen her şeyi yapmakta serbestsiniz. Farklı fikirlerden haberdar olmakla birlikte seçimlerinizi kendiniz yaparak dengeli bir sistem kurabilirsiniz.

Makyajın yararları ve zararları yıllardır tartışılıyor. Bu tartışmalar kesin bir sonuca bağlanmamakla birlikte, hepimiz makyaj yapmaya tam gaz devam ediyoruz. Edeceğiz de.

Peki makyajla ilgili aklımızda tutmamız gereken önemli noktalardan bazıları neler?

Cilt tipinizi öğrenip ona en uygun ürünleri seçmeye çalışarak işe başlayabilirsiniz.

Cildin düzenli nemlendirilerek bakımına özen gösterilmesi makyaj yapılsa da yapılmasa da şart. Nemlendirilen cilde makyaj yapılması gerektiğini de artık biliyoruz.

Cilde hem istenilen etkiyi verip, hava aldıran, hem de dış etkenlere karşı koruyan ürünler kullanmanız cildinizi çok daha genç ve canlı tutacaktır.

Farklı ürünleri denemeden hangisinin size uygun olup olmadığını bilmeniz olanaksız. Dolayısı ile denemeye açık olmanız önemli.

Pahalı ya da ünlü bir markaya ait diye alınan ürünlerin sizin cildinize kesinlikle iyi geleceği gibi bir yanılgıya sakın düşmeyin. Tabii ki cilt sağlığınız açısından içeriği sağlıklı ve kaliteli ürünler tercih edin, ancak üründe kullanılan etken madde cildinize iyi gelmeyebilir, bunu her zaman göz önünde bulundurun.

Makyaj genel söylemlerin aksine iyi temizlendiği ve kaliteli ürünler kullanıldığında cilde zarar vermek yerine, güneş ışınlarından, dışarıdaki tozdan kirden vb. dış etkenlerden teninizi koruduğundan fayda sağlar.

Makyajı yapmak kadar kullanmayı bilmek te çok önemli. Makyajlı yüzünüze dokunmayın, kaşımayın, herhangi kir toz ya da makyaj kalıntısını elinizle değil, makyaj fırçanızla hafifçe temizleyin. Aman dudaklarınızı yalamayın, rujlar mideye gidiyor. Her daim yüzünüzde makyaj olduğunun bilincinde olun ve gün içinde düzeltmeler yapın. Işıl ışıl gezmeler.

www.bukre.co.uk

Yazının devamı...

Heyecan Verici Mercan

Pozitifliği ile bilinen mercan bu yılın rengi. Pozitif etkisinin yanı sıra çekicilik ve şehvet duygularını da harekete geçirmesiyle ünlü mercan, yüzyıllardır güzelliğin simgesi olan sihirli ve etkileyici bir renk. Huzur, ferahlık, dinginlik hissi veren ve evlere keyif getiren bu renk hayattaki pozitif etkisiyle Dünya var oldukça geleceğe taşınmaya devam edecek. Her ne kadar gerçek mercanları bulmak gün geçtikçe zorlaşsa da o muhteşem rengi dünyalarımıza katmak ve bize enerji vermesine olanak sağlamak hala mümkün.

İster kıyafet, takı, aksesuar, isterse ev dekorasyonu olsun hayatlarımıza bir yerlerden bulaşan bu renge Mısır tarihi, Rönesans ve Osmanlı da dahil olmak üzere hemen hemen her dönemde rastlıyoruz. En göz alıcı kadınlarda, en değerli takılarda, en eşsiz sanat eserlerinde göze çarpan mercan hep bir heyecan kaynağı.

Her ten rengine uymasının yanı sıra hem kadın hem erkekler tarafından tercih edilmesi de dikkatlerden kaçmıyor. Bu sene sık sık askılarda göreceğimiz mercan takım elbiseler kadınların ilk tercihlerinden olurken, trençkot, ayakkabı, küpe, pantolon ve hatta rujlara kadar her yere sızarak kanımıza karışacak. Birçok renk ve tonlarıyla müthiş uyum sağlayan mercanı, farklı parçalarla hayatımıza katıp, keyif, mutluluk, dinginlik, çekicilik ve samimiyeti yakınımızda bir köşeye iliştireceğiz.

Sanallık yerine gerçekliği simgeleyen mercan, deniz yaşamında barınak olduğu gibi hareketli ve sıkışık hayatlarımızda bize optimistlikle kucaklandığımız bir yuva sıcaklığı sunacak.

Bu yıl Mercan.

Mercan Heyecan.

www.bukre.co.uk

Yazının devamı...

Wooow Gözlerim Kamaştı!

Güneş gözlükleri özellikle son yıllarda hayatımızın vazgeçilmez parçalarından. Yaz kış kullandığımız aksesuarların başında geldikleri de kesin. Değişik, kaliteli, şık ve kullanışlı çok sayıda güneş gözlüğü çeşidi ile karşı karşıyayız. Her zevke, her yüz şekline, her kıyafete ve bütün hava koşullarına göre gözlük bulmak artık çok kolay.

Günümüz koşullarında size en yakışan gözlüğü bulmak eskisi kadar güç olmasa da hala zaman alan ve dikkat edilmesi gereken bir konu. Gözleri bozma tehlikesi olan tabiri caizse uyduruk gözlüklerin artık alınmaması gerektiğini biliyorsunuz herhalde? Hala bilmiyorsanız lütfen göz sağlığınızın ne kadar önemli olduğunun farkına varın. Beş duyu organının her biri tartışmasız aynı önemde ve bu konu fazlası ile hassas. Saçınızı boyayıp beğenmediğinizde bir başka renge boyayabiliyorken, bozulunca değiştirebileceğiniz gözlerinizin olmadığını ve onları ömrünüzün sonuna kadar özenle korumanız gerektiğinin ayırımını yapmanız çok önemli.

Tabii diğer en önemli konu da göz sağlığına uygun kalitede üretilmekle birlikte sadece moda diye aldığınız ve size yakışmayan o güneş gözlükleri! Onları almayın da, takmayın da.. Olmuyor! Komik oluyor! Yakışmıyor! Kimse söylemiyor diye bunu yapmaya devam etmeyin. Evet seçmek zor biliyorum ama imkansız değil. Göz var nizam var ve hatta daha da iyisi, ayna diye bir icat var. Geçin şöyle aynanın karşısına takın takın çıkartın. Her defasında tekrar bakın ve kendinizi nasıl hissettiğinize odaklanın. ‘Evet bu kesin benim gözlüğüm’ diyene kadar denemeye devam edin. Ki bu konu sadece güneş gözlükleri değil, numaralı gözlükler için de geçerli. Yüz şeklinize, cam kalınlığınıza ve diğer bütün kriterlere uygun gözlüğü bulun.

Hangi amaçla gözlük aldığınızı biliyor olmanız da satın aldıktan sonra verilen paraya üzülmenize ve alıp kullanmama gibi can sıkıcı durumlara engel olacaktır. Örneğin yazın en sıcak günlerinde kullanacağınız gözlüklerin camlarının koyu olması, kışın takılacak gözlüklerin camlarının daha açık renk olması gibi basit ancak önemli noktalara dikkat etmezseniz, cayır cayır bir yaz gününde güneş gözlüğünüzün arkasında gözlerinizi kısarak dolaşmak zorunda kalabilirsiniz.

Gözlüğün yüzünüze göre çok büyük veya küçük olmasının, size ait olmadığı bin kilometreden belli olan ve ayağınıza küçük ya da büyük gelen bir çift ayakkabı giymenizden farkı yoktur. Doğru ölçüde bir gözlük aldığınızdan emin olun.

Eğer bir satış danışmanından yardım alacaksanız, işi iyi bildiğine emin olduğunuz birine danışın. Satış kaygısı ile her taktığınız gözlüğe ‘harika’, ‘muhteşem’ ya da ‘tam size göre’ gibi yorum yapan çalışanlardan koşarak uzaklaşın. Gerçekçi, sizi dinleyen ve duyan, ihtiyacınızı anlayıp size en uygun gözlüğü bulan satış danışmanlarını da sakın kaybetmeyin.

Gözlüklerinizi başınızın üzerine takmayın, genişlerler ve formları bozulur. Güneş kremi, makyaj malzemesi gibi kimyasal ürünlerden temizlemek için ılık suda sabunla yıkadıktan sonra gözlük camı temizlemek için özel üretilen gözlük beziniz ile kurulayın. Herhangi bir yüzeye camları temas etmeyecek şekilde koymaya özen gösterin ki camları çizilmesin. Çantanızda, aracınızda mutlaka kutusu içinde muhafaza edin. Tabii bir de çocuklardan ve evcil hayvanlarınızdan uzak tutun.

Son olarak gözleri güneşten korumanın yanı sıra göz çevresi kırışıklıklarından korunma konusunda güneş gözlüklerin ne kadar önemli olduğunu da önemle belirtmek isterim.

Bol güneşli güzel günler.

www.bukre.co.uk

Yazının devamı...

Valla Ne Giysen Çok Yakışıyor!

Benim en sık duyduğum cümlelerden. Bu cümleyi her duyduğumda verdiğim cevapsa ‘Teşekkür ederim ama tabii ki herkes gibi bana da her giydiğim yakışmıyor. Bilinçli olarak kendime yakışanları giyiyorum yani tesadüfen giyinmiyorum’ oluyor. Ki doğrusu da bu zaten. Herkesin fiziksel olarak birbirinden farklı olduğu bariz. Ve daha önceki yazılarımda da vurguladığım gibi kimse fiziksel özelliklerini kendisi seçerek doğmuyor. Ancak fiziksel özelliklerine göre kıyafet, ayakkabı ve aksesuar alışverişi yapmak herkesin elinde.

Kendinize boy aynasında tabiri caizse alıcı gözüyle bir bakın. Sizi hiç tanımayan, yanınızdan geçen biri gibi. Saçınıza, kıyafetinize, ayakkabınıza, ifadenize, çantanıza kadar her bir detaya dikkatle bakın. Hissettiğiniz yaşta, arzuladığınız görünümde ve keyif aldığınız bir ifadede misiniz? Öyleyseniz harika!

Ya değilseniz?

İşte o zaman nasıl görünmek istediğinizi sorgulayın ve bu görüntüye ulaşmak için neler yapmanız gerektiğini düşünün. Başlamak için en iyi nokta vücut özelliklerinizi iyi bilmeniz olacaktır. Öğrendikten sonra işiniz kolay. Sevdiğiniz ve aynı zamanda vücudunuza yakışan kıyafetler giymeniz kendinizi çok iyi hissettireceğinden bu konu işin kalbi. Tabii ki ne sevip ne sevmediğiniz sizi siz yapan şeyleri oluşturuyor buna bir itirazım yok. Ancak aklın yolu bir. Örneğin güzelliğinizi gölgeleyen, göstermek istemediğiniz yerlerinizi öne çıkartan, yaşınızdan çok daha büyük gösteren kıyafetler herkes gibi sizi de mutsuz eder. Bir kıyafeti çok seviyor olabilirsiniz ancak size hiç yakışmıyorsa gardıroptan ilk çıkartılması gereken parça olduğu gerçeğini kabullenmeniz lazım.

Zaten bir baksanıza o gardıropta ne kadar çok giymediğiniz kıyafet var. Ne sevip sevmediğinizi bilmediğiniz zamanlarda aldığınız, farklı bir yaştayken giydiğiniz ya da kilo olarak farklı bir zamanda giyiyor olduğunuz ama artık giymediğiniz öylece üst üste bekleyen onlarca giysi. Her konuda olduğu gibi yeniye yer açmazsanız eskilerle söylene söylene yaşamaya devam edersiniz. Dolayısı ile giymediğiniz ve bir daha giymeyeceğinizi bildiğiniz kıyafetlerinizi, onları severek giyebilecek kişilere verin. Evet hepsini toplayın ve verin. Yenilerini an itibari ile hemen alamayacak olsanız bile giymediğiniz şeyler hayatınızdan çıksınlar. Az ama size yakışan ve keyifle giydiğiniz kıyafetlerinizi giymeye devam edin.

Bu temizlikten sonra her alacağınız parçayı severek ve giyeceğinize emin olarak seçin. Emin olmadıkça almış olmak için almayın. Deneyin ve boy aynasında iyice bakın. Size gerçekten yakışsa bile giymeyeceğinizi düşündüğünüz şeyleri de almayın çünkü giymezsiniz ve onlarda dolapta bekleyenler listesinin yeni üyeleri ve gereksiz harcamaların bir parçası olarak hayatınızda yer tutmaya başlarlar. Yeni alacağınız ufak ya da büyük her parça kıyafet, aksesuar, çorap, toka, ayakkabı, çanta her ne ihtiyacınız varsa parmağınızı şıklatıp ‘evet tam aradığım bu’ duygusuyla hayatınıza eklensin.

Değiştiremediğimiz özelliklerimizin yanında değiştirmemiz mümkün olan konular da yok değil. Örneğin bakımlı, istediğiniz kiloda, mutlu ve keyifli olmak, eğlenmek, memnun olmadığınız konu ve olayları oldukları gibi kabullenip, istediğiniz hale getirmek için çabalamak ta aynı gardırobunuz gibi üzerine düşünüp, ne istediğinize karar verip, hayata geçirebileceğiniz konulardan bazıları.

Hadi artık hayatınızda temizlik, değişiklik ve farkındalık zamanı!

www.bukre.co.uk

Yazının devamı...

Küçük Büyükler

Çocuk olmak ne güzel şey. Çocukların kendilerine has ne de renkli ve yaratıcı dünyaları var. Büyüyünce farkına varacakları en keyifli ve en değerli zamanları çocukluk. Koşup oynadıkları, ağız dolusu güldükleri, eğlendikleri, öğrendikleri, günleri, saatleri, yılları bilmeden ve kimseye aldırmadan tam da kendileri oldukları o muhteşem yıllar. Şüphesiz çocukluk dönemi her bireyin gelişiminin en önemli süreci. Hepimiz hatırlarız o günleri. Tıpkı bizler gibi onlar da hatırlayacaklar.

Günümüzde çocuklar çevre ve yaşam koşullarındaki değişiklikler ve toplumdaki hızlı değişim sonucunda büyükler gibi yaşar oldular. Küçük kadınlar ve adamlar gibi giyinmeleri günümüzün en göze batan noktalarından biri. Çocuk dediğin çocuk gibi giyinir. Renkli ve rahat giyinir. Çiçekli ve desenli giyinir. Pamuklu ve sağlıklı kumaşlardan üretilen giysiler giyer. Smokin, gelinlik ya da topuklu ayakkabı giymez. Makyaj yapmaz, oje sürmez, saç boyatmaz. Ve hatta babayla takım olsun diye iki bin Türk Lirası değerinde mayo giymez. Elinde anne babasıyla aynı cep telefonu ile ortalarda dolaşmaz. Eğer bu yaşta anneleri ya da babaları gibi giyinirlerse, büyüdüğü zaman ne giyecekler? ‘Çocuk Modası’ adı altında küçültülmüş yetişkin kıyafetleri ile tıpkı ebeveyn ve diğer büyükleri gibi birbirlerine hava atar oldular. Anne babalara hesap sorar, kimseleri beğenmez oldular. Bir de verdikleri cevaplar!

Ama sorumluluk toplumda ya da onlarda değil. Yeter ki gürültü yapmasınlar diye ellerine verilen tablet ve telefonlar, ‘ama sınıftaki herkesin var, bir tek benim yok’ dediklerinde, birlikte geçirilmeyen zamanlar için kendini affettirme güdüsüyle ebeveynlerin aldırdıkları kıyafet, oyuncak, teknolojik cihaz ve ayakkabılarla büyükler onları böyle yaptı.

Çocuklarınızı büyük gibi giydirmeyin! Sizin kıyafetlerinizin onlardan farklı olması gerektiğini belirtin. Çocuk olmanın ne şahane bir şey olduğunu ve bu muhteşem zamanlarını onlarla geçiriyor olmaktan ne kadar keyif aldığınızı her fırsatta kulaklarına fısıldayın. Yanlış seçilen kıyafetlerle onlara yaşlarından büyük sorumluluklar yüklemeye son verin. Onlar çocuk! Bırakın çocukluklarını yaşasınlar.

www.bukre.co.uk

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.