Bütün yatağı Türkiye'de olan nehirde yaşam durdu

Milliyet'ten okurlarına Ergene Havzası, verimli toprakları ve linyit yataklarıyla Istranca (Yıldız) Dağları eteklerinden Kuzeybatı Marmara'ya uzanır.Ergene Nehri bu havzada doğar, dağlardan kol alır, ovalarda göllenir, yamaçlarda kıvrılır, kıvrılır ve 281 kilometre sonra Meriç'e karışarak son bulur. "Trakya bölgesinde bütün çığırı Türkiye topraklarında bulunan en büyük akarsu" olan Ergene'ye bir de insan eliyle biçilen son var ki, haberini Milliyet'te okudunuz. Arkadaşımız Önay Yılmaz'ın duyurduğu Trakya Üniversitesi'nin raporunda, gelinen nokta "Ergene Nehri'nde doğal hayatın bittiği söylenebilir" diye özetleniyordu.Haber, "Zehir akıyor" başlığıyla 11 Haziran Pazar günü manşetimize çıkınca Çevre ve Orman Bakanlığı "alınacak önlemlerle Ergene'nin 2-3 yıl içinde pırıl pırıl akacağı" açıklamasını yaptı. Bir nehri zehir yatağı haline getirenlerin utanç duyması gereken sonuç hepimize büyük bir sorumluluk yüklüyor. Ergene için yapılan çalışmaları titizlikle izleyeceğiz. Ergene, "maden bulunan yer" anlamına geliyor. Sayfalarımızda geride bıraktığımız hafta da, nesli tükenmekte olan hayvanları avlayanlara uygulanacak cezalar ve otoyolların Elmalı Barajı'nda neden olduğu ağır metal kirliliğinden, Karadeniz sahil yolunun bölgede yarattığı tahribata kadar bir dizi çevre haberi okudunuz.Bütün bu haberler Milliyet'in çevre haberleri konusunda gösterdiği duyarlılığın yansımaları. Milliyet, bu yayın çizgisiyle Türkiye'de doğaya sahip çıkan, çevre sorunlarının üstüne giden en kararlı yayın organı olma yolunda büyük bir mesafe kat etmiş bulunuyor. Tabii, basına çevre konusundaki ödüllerin de büyük bir bölümünün Milliyet'e verilmesi bu açıdan şaşırtıcı olmuyor, gazetemizin çevreye duyarlı çizgisinin fark edildiğini gösteriyor. Son çevre ödüllerimiz İstanbul Çevre ve Orman İl Müdürlüğü'nün düzenlediği 1. Erguvan Çevre Ödülleri Yarışması'nda geldi. Arkadaşımız Serhat Oğuz 4 Aralık 2006'da manşet olan "Taşı toprağı zehir İstanbul" dosyasıyla "Haber" dalında birinciliğe; Gökhan Karakaş "Varillerde kanserojen madde" haberiyle "Yazı", "Elde kalan denizyıldızı" çalışmasıyla da "Fotoğraf" dallarında üçüncülüğe değer görüldü. Çevre yayınlarına ödül Türk Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Ömer Sabancı, geçen çarşamba günü gazetemizi ziyaret etti. Milliyet'in sorularını yanıtlarken TÜSİAD'ın yaklaşımlarını özenle seçtiği sözcüklerle anlatan Sabancı, haftanın siyaset gündemini belirleyen tartışmadaki ilk açıklamanın da sahibi oldu. Sabancı'nın "hükümetin, özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda bir uzlaşma sağlayarak bunu duyurmasının ekonomideki beklentileri olumluya çevirebileceği" sözleri perşembe günü manşetimizdeydi.Ertesi gün birinci sayfamızda "AKP, adayını belirleyecek" başlığıyla büyüyen haber ise, Başbakan'ın Cumhurbaşkanlığı konusunda Makedonya'dan dönerken yaptığı açıklamaları özetliyordu. TÜSİAD'ın hükümete önerisi Milliyet'te rutin haberler ciddi bir taramadan geçiriliyor. Bütün basının önünde gelişen olayları "özel" dosyalar gibi işleyerek sayfalarımıza daha geniş bir çerçeve içinde yansıtıyoruz.Kuzey Irak'taki Kürtler ile Bağdat arasında "petrol hakları" konusunda tırmanan gerginlik de rutin, ancak Milliyet'in önem verdiği bir gelişmeydi. Haber "Irak'ta petrol kimin" başlığıyla cuma günü manşetimize çıktı. Londra muhabirimiz Nevsal Elevli, "Kürt bölgesel yönetiminin Türkiye'nin yanıbaşında bulunan yeni rezervlere ilişkin arama çalışmalarında Bağdat'ın onayına gerek olmadığını duyurduğunu" haber veriyordu. "Rutin"de Milliyet farkı "NATO Parlamenter Asamblesi Başkan Yardımcısı" sıfatıyla Ermenistan'a giden AKP Milletvekili Vahit Erdem'in "soykırım iddialarını reddettiği" gerekçesiyle karşı karşıya kaldığı tavır, diplomasi muhabirimiz Utku Çakırözer'in özel haberiyle ortaya çıktı. Cumartesi günü sürmanşetten yayımlanan habere göre, 20 kişilik bir heyetle Erivan'a giden Erdem'e Ermenistan Meclis Başkanı'nın "Haddinizi aşıyorsunuz" noktasına varan sözlerinin ardından koruma ve araç da verilmemişti.Yazarımız Ece Temelkuran'ın "En Uzak Komşu Ermenistan" başlığıyla mayıs ayında yayımlanan yazı dizisinde altını çizdiğimiz sözlerin başında, ülkenin en kıdemli şairi Silva Gabudikyan'a (84) ait olanlar geliyordu. Gabudikyan, Ağrı Dağı'nın kendileri için ne ifade ettiğini anlatırken "Ararat sizin için bir yükseklik, bizim için bir derinlik meselesi" diyordu.Diplomatik sorunlar ve tarihsel anlaşmazlıklar bir yana... Derinliği, ev sahipliğinde de aranmayacak bir haslet sayabilir misiniz? dakin@milliyet.com.tr Erivan ve derinlik