Çekik gözlü Amerika
Çekik gözlü Amerika
|
Savaşın Kuzey'den ayırdığı, ekonominin yaraları sardığı Güney Kore, arabadan gökdelene, tuvaletinden banyosuna kadar Amerika özentisi içinde. Kadının hakkı var ama erkeğin dediği kanun!
AÇLIK Kore yarımadasının Kuzey'ini yamyamlığa iterken, Güney'i gelişmiş ülkeler arasına girme savaşı veriyor. Güney Kore'nin Başkenti Seul'deki modern iş merkezleri dev gökdelenler ilk bakışta Amerika özentisini gözler önüne seriyor. Tuvaletinden banyosuna kadar uygulanan ABD standartları da bu izlenimi kuvvetlendiriyor.İkinci Dünya Savaşı'nda Japonya'nın yenilgisiyle 45 yıllık işgalden kurtulan Kore yarımadasında, Kuzey ve Güney olarak bölünmenin ardından çoksayıda parçalanmış aile yaşıyor. Refah ülkesi olmaya adım adım ilerleyen Güney Kore'li bir çok aile, açlıkla başbaşa kalan Kuzey Kore'deki yakınlarından 47 yıldır haber dahi alamıyor. Yeniden Kuzey - Güney savaşı tehdidinin yaşandığı yarımadanın güneyinde halen 40 bin Amerikan askerinin bulunduğu belirtiliyor.
Başkent Seul'e Han nehri hayat veriyor. Gökdelenlerden oluşan Seul'un iki yakası köprülerle birbirine bağlanıyor. 10 milyonluk Seul'u örümcek ağı gibi ören metro da köprü ile nehir üstünde buluşuyor. Tampon tampona trafik deyimi sanki Seul için sarfedilmiş bir sözcük. Kent içinde ulaşım saatleri buluyor. Bu nedenle zamana çok önem veren Güney Koreliler randevularında trafik unsurunu ön planda tutuyorlar. Trafik ve kilometre çarpımı randevu saatini belirliyor.
On yıl öncesine kadar sıkıntılar ülkesi olarak anılan Güney Kore'de bugün işsiz hemen hemen yok gibi. Aksine Çin, Filipinler, Malezya başta olmak üzere çevre ülkelerden Güney Kore'ye çalışmak için yabancı işçi akını yaşanıyor. Ancak, Güney Kore'liler tüm yaşamlarında olduğu gibi bu konuda da çok katılar. Ve yabancı işçiye sıcak bakmıyorlar.
Ülkede kişi başına milli gelir 10 bin doların üzerinde. Dünya otomobil devleri arasına girme savaşı veren Hyundaı ile adını duyuran Güney Kore'de 4 kişiye bir otomobil düşüyor. Bu da 45 milyonluk Güney Kore'de 10 milyonun üzerinde araba anlamına geliyor.
Milli gelirin yükselmesine karşın, Güney Kore'de ev sahibi olabilmek hayli güç. Özellikle başkent Seul'de bu hayale dönüşüyor.
Seul'de 80 - 90 metrekarelik evlerin fiyatları 250 - 300 bin dolardan başlıyor. Kentte yükselen gökdelenler dahi bu sorunu çözmeye yetmiyor. Bu nedenlede üst düzey bir çok yönetici kirada oturmak zorunda kalıyor. Güney Kore geleneklerine göre kazancın dörtte birini tasarruf etmek de gerekiyor. Tasarrufa yönelmeyenler ise ayıplanıyor.
Güney Koreli kadın evlendikten sonra da kendi soyadını taşıyor. Ama bu kadın hakları konusunda çok iyi olduğu anlamına gelmiyor. Çünkü Güney Kore'de tam bir erkek üstünlüğü dikkat çekiyor. Gerçi "Kadınlar Üniversitesi"de bulunuyor. Ama "erkeğin dediği" oluyor.
Aileye saygı da ayrı bir önem taşıyor. Gelereklerine göre, ailedeki ilk erkek çocuk evlendikten sonra anne ve babasıyla birlikte oturmak durumunda. Anne ve babanın yanında da kesinlikle içki sigara içilmiyor.