SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Dişil tarafınızı kucaklamak için ipuçları

Dişil tarafınızı özgürce ve sevgiyle kucakladığınızda hayatınızda nelerin değişeceğini biliyor musunuz? İçinizdeki Afrodit'e hayatınızda daha fazla yer açmak ister misiniz? Afrodit eğitimleri ve “Eril Beril'den Afrodit'e / Modern Kadının Dişil Özüne Yolculuğu” kitabıyla kadınların dişil özlerine yeniden kavuşmalarına aracılık eden Konuşmacı, Yazar, Koç, Eğitimci Gülen Gündüz Yılmaz yazdı: Dişil tarafınızı kucaklamak için ipuçları! - PEMBENAR ÖZEL

|

"Hepimiz ayrımcıyız"

8 Mart her geldiğinde içim şöyle bir gıcıklanıyor. Zira, insanların ve kurumların kadına verdikleri değeri gösterme yarışı bu dönem iyice hızlanıyor.

Bizler kadına değer vermekle ilgili hemfikiriz, öyle değil mi? Hatta çoğumuz böyle düşünmediğine inandığımız insanlara karşı da öfkeliyiz, tepkiseliz ve onları cahil / geri kafalı / ilkel gibi şekillerde etiketliyoruz: Bizler iyiyiz, diğerleri kötü olan sonuçta.

Peki bizim gibi “çağdaş” insanların oluşturduğu organizasyonlara bakalım, haydi: Yönetim pozisyonlarından, düzenlenen konferans ve panellerdeki kadın / erkek oranına dek, eşitlik var mı sizce? Hayatımıza yeni giren Clubhouse uygulamasında bile erkekler konuşuyor, biz kadınlar da dinliyoruz. Neden böyle dersiniz?

Çünkü savunduğumuz değerler ne olursa olsun, bilinç düzeyinde kendimize ve başkalarına ne söylersek söyleyelim, bilinç dışı düzeyinde hepimiz ayrımcıyız. Bu yazıyı okuyan sen de, bu yazıyı yazan ben de, kadını ve dişili yargılıyoruz. Tek fark ayrımcılığımızın derecesi, ki bu da kendi bireysel bilinç dışımızı incelediğimiz oranda değişiyor. Başka insanları suçlamak yerine bilinç dışımızdaki nahoş karanlıklarımıza bakmak kolay değil, cesaret istiyor.

İnsanlık ayrımcılık konusunun bilinç dışında gerçekleşen bir hadise olduğunu yıllardır biliyor. “Bilinç dışı ya da örtük önyargı” olarak Türkçe’ye çevrilen “unconscious bias” konusu ile ilgili sayısız araştırmaya son yıllarda sinirbilim (neuroscience) araştırmaları da eklendi. Özetle durum şu, bizler inandığımız o yüce değerleri istediğimiz kadar konuşup duralım; birisini bir panele konuşmacı olarak çağırırken, birisinin performansını değerlendirirken (kendi performansımız da dahil değerlendirirken), bir kişinin ne kadar yetkin olup olmadığına karar verirken, Ahmet’leri Ayşe’lere tercih ediyoruz. 

Çünkü bilinç dışımız erkek ve erili, kadın ve dişile göre daha değerli olarak değerlendiriyor. Bilinç dışımız kadınla ve dişil prensiple ilgili türlü olumsuz yargıyla dolu. Bu yargılar sadece “Kadın kadını çekemez.” ya da “Kadın yönetici böyle.” gibi direk kadınla ilgili yargılar da değil. Dişil prensibi eril prensipten değerli tuttuğumuz yargılarımıza da bakmaya davet ediyorum sizleri: Sonuç odaklılığı süreç odaklı olmaya, kontrolü teslimiyete, koşturmayı dinlenmeye, düşünceleri duygulara, matematiği hikayelere yeğliyoruz. Bu satırları okurken, senin aklına kim bilir başka neler gelmiştir, listemiz bir hayli uzun, öyle değil mi?

Evet, biraz sevimsiz bir yazı oldu, farkındayım. İğneyi kendimize batırdım neticede. Kadına fiziksel şiddet uygulayan o “kötü” insanlardan, odağı sana ve bana, “iyi” insanlara çevirdim. İçinde türlü rahatsızlık, sıkıntı, belki öfke, belki keder hissettin. İçindeki Eril hemen konuyu çözmek, sonuca gitmek istemiş olabilir, “tamam, anladım da, ben ne yapacağım peki?” diyordur belki.

Eh, madem buraya dek geldin ve kadına, dişile değer vermek konusunda ciddisin, yazının geri kalanında önerilerim olacak sana. 

1- Kadına değer vermek, dişil prensibe değer vermekten, bu da kendi bilinç dışını keşfe çıkmaktan geçer: Bilinç dışındaki yargılara, korkulara ve acıya bakabilirsen, hakikati görmeye başlarsın. Bu hem uzun hem de acılı bir süreçtir. Çünkü “kadına değer verin” diye bağırırken o değeri aslında hiç de vermeyen ya da kadın olmaktan korkan parçalarımız olduğunu fark etmek  haliyle kolay değildir. İyi haber şudur ki, bu yolu yalnız yürümek zorunda değilsin. Senden önce yürümeye başlamış insanlardan destek alabilir, bu yoldaki kardeşlerinle güvenli çemberlerde buluşabilirsin. Yolda yürümenin kendisi keyiflidir; yasın içinde kutlama, kutlamanın içinde yas olduğunu anlarsın. Farkındalığın arttıkça kararlarını bilinç dışın değil farkındalığın yönlendirir. Romantik ilişkilerin, çocuğunla ilişkin, işinle ilişkin dönüşür; istediklerini yaratmaya ve en önemlisi yaşadığın anın içinde hoşnutluğu, keyfi ve coşkuyu deneyimlemeye başlarsın.

2- İkinci öneri setim ise cefadan değil sefadan geçecek: Hayatında dişil prensibe daha fazla nasıl yer açabilirsin? Yani durmaya, yavaşlamaya, şefkate, gevşemeye nasıl yer açabilirsin? Gündelik hayatında dişil prensibe alan açtıkça hayatının her alanına denge gelir:

-Kendine minik rutin zamanları belirle. Akşam işi gücü kapatıp dişile geçmek için bir akşam ritüelin olabilir. Gün arasında eril taraftan koştururken, dişili deneyimleyeceğin anlar olabilir. Durduğun, yavaşladığın bu anları yaratmak için kendine izin ver.

-Hayatında keyfe yer aç. Seni hızlandıran ve ajite eden kahve içmek yerine renkli, rayihalı bitki çayları iç. Melisa, papatya, ıhlamur ve rooibos. Bunlar seni gevşeten çaylar. Yeşil çay, adaçayı, tarçın, portakal, elma ve zencefil. Bunlar ise seni uyandıran çaylar. Ve gül… Ah o gül! Kalp çakramıza en iyi gelen çaydır. Ben genellikle yeşil çay ile başka bir çayı karıştırarak güne başlarım. Mesela karanfil veya tarçın. Bazen de sabah olmasına rağmen hafif telaşlı bir ruh hâlim olur; o zaman mesela yeşil çaya ıhlamur katarım. Eğer kalbimi açmak istiyorsam o zaman gülü çeşitli çayların içine katıveririm. Hangi çayı içeceğime bedenim karar verir.

-Kendini canlandırmak, sakinleştirmek, gevşetmek için aromaterapik yağlardan destek al.

-Doğada vakit geçirmeyi sadece tatilde yapılacak bir aktivite olarak düşünmeyi bırak, mümkünse her gün doğayla bir ilişkin olsun. Doğa dişildir. Ondan uzaklaştığımızda dişilden uzaklaşırız. Parkta bir on dakika yürü, ağaçlara sarıl, evinde bitki besle. 

-Vaktinin ne kadarı eril rollerde ne kadarı dişil rollerde geçiyor? Bunu fark etmek için her gün beş dakikanı ayırıp bir günlük tutabilirsin. Böylece dişil rollere daha fazla vakit ayırabilirsin.

3- İçindeki Dişil ne yapmak ister? Çocukken neler yapmak hoşuna giderdi? Şiir yazmak mı? Şarkı söylemek mi? Dans mı? Çok değil sadece haftada 1 saat buna ayırabilir misin? 

Ne dersin? Hayatında daha fazla dişil prensibe yer açmaya evet diyor musun?

 

Gülen Gündüz Yılmaz

Konuşmacı, Yazar, Koç, Eğitimci

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.