SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Lohusalık Depresyonunu Nasıl Atlattım?

Lohusalık depresyonunu elbet yaşamayan anneler vardır. Ancak çok hassas bir dönem olduğunu kendi deneyimlerimden ötürü gayet iyi biliyorum.

Hamilelik boyunca östrojen ve progesteron hormonlarındaki artış doğum sonrasında çok keskin bir şekilde düşüyor. Bu nedenle ciddi duygusal dalgalanmalar yaşıyorsunuz. Hassasiyetiniz o derece artıyor ki etraftan söylenilen iyi niyetli herşey kişide yetersizlik duygusu yaratıyor ya da yoğun bir eleştiri imiş şeklinde bir algıya sebep oluyor.

Ben kendimi sürekli olarak 'ya bebeğime iyi bakamazsam', ya 'iyi bir anne olamazsam', ya 'yeterince sütüm gelmez ve bebeğimi besleyemezsem' gibi çok mantıklı olmayan, acımasız eleştirilerle kendimi üzüyordum. Bu duygu değiişikliğinde bebek sahibi olduktan sonra ki fizyolojij değişimlerin yanı sıra sosyal hayatınızda ki değişikliklerde sebep oluyor. Bu dönemde çok uykusuz gecelerim oldu. Yakınlarıma çok sert çıkışlarım oldu. Böyle bir dönemde bebeğiniz kadar sizin de şevkate ihtiyacınız oluyor. En büyük görev eşinize ve ailenize düşüyor. Her zamankinden daha fazla anlayışlı olmaları, tavsiye, nasihat verirken özen göstermeleri gerekiyor. Çevrenin sizi üzebilecek soru bombardımanına tutmalarını engellemeleri gerekli. Örneğin 'sezeryan doğum mu? normal doğum mu? ''sütün geliyor mu?' 'yok bebeğini öyle tutma', 'yok kırkın çıkmadan dışarı çıkma'..gibi anlamsız konuşmalar sizi tahmininizden çok yıpratabilir.

Eğer şanslıysanız yakın çevrenizden böyle bir destek alıp bu süreci daha kılay atlatabilirsiniz. Bunun yanı sıra fırsat buldukça açık havaya çıkmak, yürüyüşler yapmak, sağlıklı beslenmek, müzik dinlemek, eşinizle ve arkadaşlarınızla sosyal hayatınıza devam etmek ve hayatınızı normalleştirmek size çok iyi gelecektir. Eğer endişeleriniz çok fazla ise, ciddi düşünce bozuklukları yaşamaya başlamazsanız utanılacak bir durum yoktur. Bu süreyi uzatmayın ve hekiminizden yardım almaktan çekinmeyin.

Sevgilerimle

@wellnessmomm

Yazının devamı...

Ek Gıdaya Geçerken Paniğe Gerek Yok

Şimdi şimdi anlıyorum ki ekgıdaya geçişte stres yapmaya hiç gerek yok. Bebekler her şekilde besleniyorlar ve büyüyorlar. Belki yedikleri sizin beklentinizi karşılayamıyor olabilir, ancak en önemlisi 1 yaşa kadar herşeyin başı Anne Sütü, yoksa formül mama ağırlıkta vermektir. Yeni bebek sahibi olan annelere bir bakışta 12 ay bebek beslenmesini anlamalarını sağlayacak püf noktalarından bahsetmek istiyorum.

İlk 6 ay sadece Anne Sütü veriyorsunuz. Su dahi vermiyorsunuz. Çünkü anne sütünün %87'si sudur.

Ek gıdaya geçince Demir Zengini Besinlere ağırlık verilmeli

Ek Gıda 6-8 ay 2 çay bardağı ölçüde olmalıdır. Dünya Sağlık Örgütü beslenmenin %73'ü anne sütü %27 sini Ek Gıda olarak verilmesini öngörüyor.

9-12 ay 3 çay bardağı ölçüde olmalıdır. Dünya Sağlık Örgütü beslenmenin %62'sini anne sütü, %38'ini katı gıda olarak öngörüyor.

İnek sütü ancak 1 yaştan sonra verilmelidir.

Boş kalorilerden kaçının, bebeğin zayıf olması sağlıksız olduğu anlamına gelmez

Bu dönem bebeğin hayat boyu beslenme alışkanlığını kazanması için çok önemlidir. Hiçbir zaman inatlaşmamalı ama pes de edilmemelidir. O anda yemiyorsa ısrar etmeyin sonra tekrar deneyin.

Yemese bile 3 öğün sizinle masaya oturma alışkanlığını kazandırın

Eline alabileceği besinlerden verin. Bebeğin kendisi de beslenme eyleminde aktif duruma geçsin, kendine güveni gelsin

Bal ve tuz 12. aydan sonra verilmesi gerektiği unutulmamalıdır.

Sevgilerimle

@wellnessmomm

Yazının devamı...

Formül Mamaya Başlama Hikayemiz

Güldür güldür akan anne sütüyle bebeğini beslemek varken formül mamaya geçmeyi kim ister ki. Ama bazen ya hiç emzirememiş olabiliyorsunuz, ya da uzmanlar ne derlerse desinler sütünüz bebeğinizi doyurmaya yetmeyebiliyor.

İşte böyle zamanlarda, mamaya ilk başlarken bir suçluluk duygusuyla bebeği biberona alıştırmaya kalkıyorsunuz. Bu duygular bende de oldu. Anne sütünü almaya çok istekli bir bebeğim vardı. Ama ilk günden bu yana hiç bir zaman göğüslerim çok dolmadı. Belki lohusalık depresyonu, belki yorgunluk ve uykusuzluk vücudumun süt üretim kapasitesi iştahlı minnak bir bebeğe yetmedi. Baktım bebek aç uyumuyor, kilo almında durma var ben de formül mamaya başladım. İlk yaşadığım zorluk bebeğin biberonu reddetmesi oldu. Kadehle vermeyi de beceremedim. Yavrucak anne memesinden sonra ağzına plastik bi materyalin dayatılmasına başlangıçta çok itiraz etti. Hep ağladı. O ağladı ben ağladım niye sütüm yetmiyor bunları yavruma yaşatıyorum diye. Saç kurutma makineleri açıp gürültüsüyle bebeği biberona alıştırdım. Böyle enteresan bir metod sonrası kabullendi minik. Mamaların kimini sevmedi, kimileri kabızlık yaptı. Anne sütüne göre formül mamanın birçok dezavantajını yaşadık. Çünkü

Anne sütünü hazırlamaya ısıtmaya gerek yok. Aynı zamanda steril. Dilediğiniz yerde bebeğinize verebiliyorsunuz.

Anne sütü içindeki antikorlar bebeğin bağışıklığini güçlendiriyor.

Anne sütünü alan bebek psikolojik olarak rahatlıyor, anne ile bağını güçlendiriyor.

Anne sütü alerji riskini düşürüyor.

Anne sütü alan bebeklerde kabızlık sıkıntısı çok olmuyor.

Ancak herşeye rağmen mamaların olması da emziremeyen anneler için büyük bir nimet. Bebeğim yeterli beslendiği ve sağlıklı gelişimini sağladığı için şükrettim. Ayrıca şanslıydım biberon vermeye başlandıktan sonra memeyi hiç bir zaman bebeğim reddetmedi. Önce anne sütü sonra formül mama verip böylece 11. aya kadar ikisiyle birlikte gelmeyi başardık.

Yazının devamı...

Evde Öksürüğe Ne İyi Gelir?

Bu hava geçişinin bize en büyük hediyelerinden biri de öksürük. Öksürük Solunum yolunu temizlemek için doğal bir reflekstir. Bebekler yetişkinler gibi balgamı çıkartamazlar. Zaman zaman hem bebeğin yemesini hem uykusunu bozabiliyor.

Genelde geniz akıntısı gibi bir sebepten kaynaklanır. Bebeklerde öksürüğün bir kaç nedeni var:
Üst solunum yolu enfeksiyonlarında sık yaşanır.
Alerjik çocuklarda da öksürük sık olur.
Burnun tıkalı olması özellikle yatarken mukusun geriye kaçmasına ve öksürüğe sebep olur.

3 günden uzun süren, sık nefes alıp vermesi olan durumlarda, öksürük yorucu ve hırıltılı bir durum almışsa doktorunuza başvurun. Ayrıca bebeğin Ateşi de takip edilmelidir.

Bir yaşından küçük ve balgamı varsa öksürük kesen şurup içirmeyin.
• Soğuk algınlığı ilaçları 6 aydan küçük bebeklerde kullanılmamalıdır.
Öksürüğün nedenlerin çoğu virüslerdir. Antibiyotiğin faydası olmaz, zamanla kendiliğinden geçer.

Çocuğunuzun öksürüğünü rahatlatmak için evde pratik neler yapabilirsiniz?
Balgamın kolay atılması, mikropların uzaklaştırılması için bol sıvı içecekler verin. Bol emzirin, mama ya da su verin. 3 aylıktan büyükse elma suyu sıkıp verebilirsiniz.
Ilık içecekler solunum yolunu gevşetir. Bir yaşından büyükse ıhlamur, bal, limon karışımı çaylar verilebilir.
Burnunu sık sık tuzlu suyla temizleyin. Burun aspiratörüyle burun içindeki mukusu temizleyin
Kalorifer peteklerine su kapları koyarak odanın nemlendirilmesini sağlayabilirsiniz. Kuru hava kuru öksürüğü artırır.
Ilık banyo hem öksürüğüne, hem burnun temizlenmesine hem de kolay uymasına yardımcı olur
Uyurken başını altına yastık koyarak hafif başını yükseltirseniz daha kolay nefes almasını sağlarsınız.
Yastığına nane, okaliptus, lavanta uçucu yağları damlatıp rahat nefes almasını sağlayabilirsiniz

Yazının devamı...

Bebeğinize Ateş Düşürücü Verirken Nelere Dikkat Etmelisiniz?

Ateş Düşürücüler bebekliğimizden bu yana en çok kullandığımız hayat kurtarıcı ilaçlardır. Ancak doğru amaçta ve dozda kullanılmayan hiç bir ilaç masum değildir. Bu nedenle Ateş Düşürücü deyip hafife almamalısınız. Evde bebeğiniz ya da çocuğunuz varsa aşağıda belirttiğim noktalara dikkat etmelisiniz.

Ateş Düşürücüler 38 derece üzerindeki çocuğu rahatlatmak ve Febril Konvülziyona engel olmak için kullanılır.

3 Aylıktan küçük bebeklerde ateş kullanıcı kullanılmamalı, zaman kaybetmeden doktora gidilmelidir.

Ateşi 38 den düşük 6 aydan büyük bebeklerde çocuğun genel durumu iyi ise Ateş Düşürücü kullanmaya gerek yoktur.

Ateş düşürücüler çocuklara hem şurup hem de fitil formunda verilebilir.

Ateş düşürücü vermekte ki amaç çocuğu fiziksel olarak rahatlatmak, ağrılarını azaltmaktır. Hastalığı tedavi etmez.

Ateş düşürücüler gereksiz yere Aşı öncesi kullanılmamalıdır, aşının bağışıklığını da etkileyebilir.

Ateş düşürücüler tedavi edici ya da koruyucu değildir, 48 saatten uzun süren ateş var ise doktora gidilmelidir.

Ateş düşürücüleri doktorunuzun önerdiği dozda kullanın. Fazla ve gereksiz dozda kullanımı hem karaciğer hem de böbrekler açısından tehlikelidir.

Aspirinin yan etkileri fazla olduğu için çocuklarda kullanımı önerilmez.

Parasetamol içeren ilaçlar her zaman ilk tercih edilmelidir.

İbuprofen içeren ilaçlar 6 aydan büyük çocuklara önerilir.

İbuprofen ve parasetamol 3-4 saat ara ile dönüşümlü kullanılabilir, hiçbir zaman aynı anda alınmamalıdır.

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.