SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Flört 101: Hangi mesaja nasıl cevap vermeliyiz?

Gelen mesajlar karşısında bazen ne diyeceğimizi bilemiyoruz. Hem zekice hem de yerinde bir cevap vermek için birçok arkadaşımıza danışıyor; yine de bazen doğru yöntemi ve cevabı bulamıyoruz!

Sizin için bu konuyu işin uzmanı İlişki Koçu ve Yazar Adil Yıldırım ile konuştum.

''Keep calm, we have Adil Yıldırım''




İşte gelen mesajlar ve onların panzehri :) ...

1. Whatsapp tan konuşalım mı? Numaranı alabilir miyim?
 
Adil Yıldırım: Bir erkeğin instagram DM den yazışırken aniden whatsapp demesi hoş değil çünkü öncelikle numaranı isteyebilecek kadar senin güvenini kazanmış olması gerekir, bunu yapmadan yani yazışmaların en başında numaranı istemesi saçma sapan
bir davranıştır aynı zamanda senin açından güven veren bir davranış değildir çünkü hiç tanımadığın ve sadece bir miktar goy goy yazışmalar yaptığın bir insana özel numaranı verirsen hele de günümüzde başına ne çeşit belalar açacağını bilemezsin. Adam sapık
olabilir, manyak olabilir, ruh hastası olabilir bu tip insanların çevrede bir çok kadına zarar verdiklerini görüyorsun ve yine de hemen numaranı paylaşıyorsan kendini yalnız hissediyorsun veya duygusal boşluktasın demektir, bunu çözmek için hayatını zenginleştirmeli
ve kendini iyi hissetmeni sağlayan insanları ve hobilerini arttırmalısın. Kendini yalnız hissettiğin sürece böyle güvensiz insanlara şans vermeye devam edersin ve maalesef günün birinde bunlardan bir tanesi sana zarar verebilir.
 

2. Cevap veremedim ancak yanlış anlama. Sadece mesajlaşmayı sevmiyorum.
 
Adil Yıldırım: İlk başta buna hadi oradan! Diye yanıt veririm çünkü böyle diyen nice sırtlanların gün boyu çevrimiçi olduklarını görüyoruz, seanslarımızda denk geliyor böyle vakalar, ancak bu adamlar yeni tanıştıkları bir kadına ben yazışmayı sevmiyorum
diyerek bir anlamda bu kadını yazışma sırasına koyarlar yani bekletirler, işte burada sorun başlıyor. Yapmanız gereken şudur: Yazışmayı sevmeseydin sürekli çevrimiçi olmazdın, belki de işlerinle ilgili yazışıyorsun ancak en azından bana bunu söyleme canım
diyerek gülümseyen bir ifadeyle kibarca sizi salak yerine koymaması gerektiğini söylersiniz. Öte yandan bazı adamlar gerçekten sabahtan akşama kadar yoğun şekilde çalışırlar ve özel hayatlarında yazışmalara pek önem vermezler işte böyle adamların söylediklerine
kulak verin ve onları anlamaya çalışın, elbette işkolik erkek eğer sana göre değilse ve gün boyu sana ilgi gösteren bir adamla ilişkide olmak istiyorsan o zaman bu adamla zaman kaybetmezsin ve daha ilgili bir adam bulursun.
 

3. Bakayım sana, fotoğraf atsana.

Adil Yıldırım: Ben ilişkilerde fotoğraf atılmasına karşı değilim ancak bu aşamaya gelinmesi için en az 6 ay geçmesi gerekir yani daha yeni tanıştığı bir kızdan geceleri resim isteyen bir adam sırtlandır bu konuda şüpheye yer yok, adamın tek
amacı çeşitli fantezilerini yerine getirmek için kızdan resimler almaktır. Bunların daha tehlikeli olanları da vardır mesela ısrarla çıplak resim isteyip ileride bu resimleri bir şantaj malzemesi olarak kullanırlar, dolayısıyla kızlara tavsiyem kesinlikle
resim paylaşmayınız. İlişkide ilk birkaç ayı geride bıraktınız ve adam size güven veriyor her şey yolunda görünüyor yine çıplak resim falan atmayın bu tip şeylerden uzak durun ancak gülümseyen selfie ler veya ofiste çalışırken bilgisayar karşısında çekilmiş
bak çalışırken bile seni düşünüyorum anlamına gelecek profil resimleri erkeği size bağlayacaktır.

4. Buluşalım mı?
 
Adil Yıldırım: Bu kısa ve öz soruya daha ilk sorulduğu anda evet yanıtı vermenizi tavsiye etmiyorum çünkü bir erkek en azından ikinci kez sormalıdır, sorduğu anda hemen atlamak sizin açınızdan pek akıllıca olmayacaktır, dolayısıyla
güzel bir açıklama yaparak mesela “arkadaşlarıma o akşam için söz verdim, daha sonra elbette görüşmek isterim” dersiniz ve hem açık kapı bırakmış olursunuz hem de onu kırmadan aslında görüşmek istediğinizi ancak onun söylediği tarihte müsait olmadığınızı uygun
bir dille ifade etmiş olursunuz. Mesela verilecek hatalı yanıtları söylüyorum, ki bu yanıtlar erkek açısından çok iticidir hiç sevmezler, “Ben sana haber vereyim”, veya “Haberleşiriz” veya “Ben sana dönerim” gibi cevaplar erkekler açısından şu anlama gelir
“Şu anda sana yeterince önem vermiyorum benim önem sıramda başlarda değilsin” Siz bu tip cevaplar yerine ona başka bir tarih teklif edebilirsiniz, mesela “O gün arkadaşlarıma sözüm var ancak haftaya Çarşamba uygunum, ne dersin?”

5. Uyudun mu?
 
Adil Yıldırım: Türk Sinemasının efsane aktörü Nuri Alço’yu akıllara getiren bu keyifli mesaj niyet olarak pek iyi değildir, çünkü eğer normalde hiç sesi soluğu çıkmayan ve asla arayıp sormayan bir adam bu mesajı atıyorsa zaten amacı bellidir, erkek
dilinde “Yemlemek” anlamına gelir, bu kıza mesaj atayım da iletişimde kalayım yarın öbür gün cinsellik yaşama fırsatımız olabilir diye düşünen sırtlanların gece mesajıdır. Ona kısaca “Bu tip mesajlardan hoşlanmıyorum” diye yanıt verebilirsiniz, daha fazlasına
gerek yok. Öte yandan normal bir ilişkide erkek arkadaşınız bunu soruyorsa ona şakayla karışık “Uyumadım seni düşünüyorum sevgilim” yazabilirsiniz, bu konuşma bir flörtleşmeye gidebilir, ilişkileri ayakta tutan bu şekilde şakayla karışık ve hafif cinsellik
içeren yazışmalardır, bunları yapmayan çiftler çok düz, soğuk, mesafeli ve katı iletişimin kurbanı olurlar.

6. İstersen gel bende oturalım, film falan izleriz.
 
Adil Yıldırım: Yeni tanıştığınız bir adam bunu söylediğinde amacı bellidir, sadece cinsellik ve yakınlaşmak dışında sizi görmek veya sizinle vakit geçirmek gibi bir amacı yoktur. İnsan yeni tanıştığı birinin evine gitmez ve
onunla vakit geçirmek istemez çünkü ona güvenemez, bunu yapan insanların büyük bir riske girdiklerini düşünüyorum. Bir insanın evine gitmeden önce onunla dışarıda en az 10 defa görüşmeniz gerekir hepsi de farklı mekanlarda olmalıdır ki adamın tanımadığı mekanlarda
nasıl davrandığına bakmış olacaksınız. Bir erkek sizinle hep aynı mekanda görüşüyorsa farklı mekanlarda kendini iyi hissetmeyen ve agresifleşen birisi olabilir, dolayısıyla bu konuya dikkat edin. Şu yanıtı verebilirsiniz: “Ben dışarıda görüşmeyi tercih ederim.”
Bu kadar kısa ve net. Sizi görmek isteyen bir adam sizinle görüşecek bir mekan bulacaktır, yok illa amacı cinsellik olan bir adam ise şu yanıtı verecektir: “Tamam sen kendini ne zaman hazır hissedersen her zaman beklerim…” Yani evde görüşmek dışında seninle
ilgilenmiyorum anlamına gelecektir…

Notlarınızı aldığınızı umuyor ve yazımı burada sonlandırıyorum :)

Sevgilerimle,
Eda Özdemir
Instagram: @edaozdemir


Yazının devamı...

#SendeBirGüzellikVar: Endolift Lazer Ağı

İlerleyen yaş, kilo alıp verme, dış faktörler ve yer çekiminin etkisiyle yüz bölgemizde sarkmalar, buruşmalar ve kırışıklar gözlemleyebiliriz. Ben de yakın zamanda verdiğim kilolardan kurtulduğum için ne kadar mutlu olsam da, yüzümde yarattığı değişikliklerden çok da memnun değildim.

Yüzümdeki yağ kaybı ve yetersiz beslenmeden kaynaklı kolajen eksikliği 24 yaşımda beni nazolabial çizgilere (burnumuzdan dudaklarımıza doğru inen çizgiler) maruz bıraktı:) En başta fark etmesem de, bu çizgilerin günlük hayatımda beni ne kadar yorgun ve 'olgun' gösterdiği görünce; gerçekten rahatsız olmaya ve bir çözüm aramaya başladım.

Hem işim dolayısı ile hem de artık sosyal medyanın hayatımıza kattığı bilgiler ile en iyi çözümün bu bölgeye uygulanabilecek hyalüronik dolgular olacağını düşündüm.

Yolum bu noktada sevgili doktorum Evrim Uçkunkaya ile kesişti. Kendisine danıştığımda ''Hocam, gerçekten kötü hissediyorum ve nazolabial çizgilerimden rahatsızım. Sizce bu bölgelere dolgu uygulamak, bir çözüm olur mu?'' diye sormuştum. Kendisi bana bunun bir çözüm olabileceğini, ancak uzun vadede daha kesin ve süregelen sonuçlar alabilmemiz için farklı bir prosedür izleyebileceğimizden bahsetti. Nazolabial dolgu yaptırdığımda, o bölgedeki görüntüyü hafifletmiş olsak dahi; yüzümdeki diğer bölgelerin de hacim ve boyutlarından rahatsızlık duyabileceğimi belirtti. Üstelik zaten kilo vermiştim; ve hiçbir dolgu yüzümdeki yağ dokusunu geri getiremeyecekti:) Bu yüzden hem doğala dönmek hem de daha sağlıklı ve dinç gözükmek adına Endolift uygulamasını önerdi. Benim için en önemli nokta bu yönlendirme oldu. Çünkü doğru yönlendirme ve ihtiyaca göre ilerlemek bence güzellik ve estetik konusundaki en önemli nokta.

Endolift uygulamasından kısaca bahsetmek gerekirse; bahsettiğim gibi yüz, çene, boyun bölgelerindeki sarkmalar ve gözlerin altındaki torbalar için uygulanabilen acısız bir yöntem. Cildin kesilmeden, iplerle gerilmeden (Evet, Fransız askı uygulamasını bile düşünmüştüm) eski dinç haline kavuştuğu bir uygulama. Yaşım gereği geleneksel cerrahi uygulamalara yönelmediğim için benim ihtiyacımı karşılayan, kolay ve hızlı bir işlem oldu. İşlemin amacı cilt altındaki ısıyı arttırarak, yeni damar oluşumu teşvik ederek cildi sıkılaştırmak. 

İşlem 45 dakikada hiçbir ağrı ve sızı olmadan tamamlandı. Ben sonuçları gözlemlemek için birkaç gün bekleyebileceğimi düşünüyordum ancak işlem sonrası kabusum haline gelen nazolabial çizgilerim tamamen kaybolmuştu. Üstelik, ''kontür'' bölgeleri olarak bildiğimiz yüz hatlarımda da belirgin ancak doğal dokunuşlar farkettim. Ne kadar kilo versem de gitmeyen gıdı bölgeme de böylece bir çözüm bulmuş olduk:) İşlem sonrası rutin hayatıma anında devam ettim. 

Evrim Hanım'ın bana önerdiği en önemli noktalardan biri de kolajen oldu. Cildimizi sıkı, diri ve bir arada tutan kolajen; maalesef yaşımız ile ters orantılıymış. Deri altında bulunan bağ dokusunun ana elemanı olan kolajeni kaybettiğimizde, cildimiz sarkıyor ve kırışıyor. Kendisi bana suya katılarak içilebilen kolajen takviyelerini önerdi. Ben de tabii ki hemen başladım. Kolajenin vücudumuzda sentezlenmesi için C vitamini ve eser elementlere de ihtiyaç duyduğunu lütfen unutmayalım:) 

Eğer kolajeni doğal yollardan almak istiyorsanız; kolajenin en çok bulunduğu gıdalardan biri olan kemik suyunu tüketmeyi tercih edebilirsiniz. Kırmızı et ve tavuğun haşlandığı su da doğal kolajen alımı için verimli bir kaynak. Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu kolajen miktarını karşılamak için haftada en az 3 kez et tüketmemiz gerektiğini unutmayın.

Et ve türevlerini tüketmek istemeyen kişiler ise kereviz, yeşil zeytin, sarımsak, salatalık ve muz gibi gıdalardan yararlanabilir.

Bahsettiğim uygulamanın sonuçları, her kişinin anatomisine, fizyonomisine ve yaşam kalitesine göre değişiklik gösterebilir. Bu neden ile bu uygulamadan önce konunun uzmanı bir doktorla görüşmeniz çok önemli.

Kilo vermekte ve güzelleşmek için uygulama seçmekte asla acele etmiyor ancak kolajen alımına bir an önce başlıyoruz!

Sevgilerimle,
Eda Özdemir

Instagram: @edaozdemir

Yazının devamı...

Cilt temizleme araçları denemeye değer mi?

Merhaba,

Ben PembeNar güzellik editörü Eda Özdemir. Uzun zamandır işim vasıtası ile birçok ürün ve işlem değerlendirme fırsatı yakaladım. İşlemlerin ne olduğunu ve detaylı getirilerini PembeNar güzellik sayfamızda yer versek de; kendi deneyimlerimi de size kendi köşemden anlatmak istedim.

Yüz serumlarından peelinglere kadar, cilt bakımı söz konusu olduğunda önümüzde geniş bir yelpaze bulunuyor. Cildiniz için doğru ürünü bulduğunuzu varsayalım, peki ya uygulamak?

Eğer bu yazımı okuyorsanız; rutininize hangi cilt bakım araçlarını eklemeniz gerektiğini araştırmaya başlamış olmalısınız. Son dönemde popülerleşen elektrikli yüz temizleme aletleri sizin de ilginizi çekti mi? Ben de bu 'tavsiye' akımına yenik düştüm ve cildinizi titreşim yayarak masaj yapan ve temizleyen aleti denedim.



Öncelikle kesinlikle olmazsa olmaz bir ürün değil. Ancak cilt bakım rutininizi eğlenceli hale getiriyor. İşleri biraz daha kolaylaştırdığı için, cilt bakım rutininize olan sadakatinizi artırıyor diyebilirim.

Bu aletin gözenek tıkanmalarını engellediği, ölü cilt hücrelerinden sizi kurtardığı, yaşlanma belirtilerini azalttığı, cilt bakım ürünlerinin emilimini hızlandırdığı ve sizi daha net, daha parlak ve daha sağlıklı görünen bir cilde kavuşturduğu iddia ediliyor. Oysa bence hiç alakası yok:)

Ben bunun tamamen sizin kullandığınız cilt bakım ürünleriyle ilgili olduğunu düşünüyorum. Evet, aletin yarattığı titreşimler cildinizde kan akışını hızlandırarak yenilenmeyi teşvik edebilir ancak bu alet olmadan da doğru cilt bakımı ürünleri ile cilt temizliği ve bakımı elde edebilirsiniz.

Dediğim gibi olmazsa olmaz bir alet değil. 

Şarjları uzun süre dayanıyor.

İşinizi kolaylaştırıyor.

Seçim sizin :)

Sevgilerimle,

Eda Özdemir

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.