Efes’in Bill’cesi: woaw
Efes’in Bill’cesi: woaw
Sadece tek kelimesi duyuldu:
"İnanılmaz."
Bunu da zaten fısıldayarak söyledi.
Gazeteciler gruplar halinde sabahtan öğleden sonraya kadar onun peşindeydi. Sonunda ABD Başkanı Bill Clinton gazetecilerin beklediği yerin önüne geldi. Gazeteciler uzaktan bağırdı:
"Burayı nasıl buldunuz?"
Clinton, bu tek kelimeyi işte o zaman Efes Antik Kenti için sarf etti. Efes'i gezerken yanında yine eşi Hillary ve kızı Chelsea vardı. Spor, sade ve sempatik. Bu kelimeler artık üzerlerine yapıştı.
Efes Selçuk Havaalanı'na önce Amerikalı basın mensuplarını taşıyan uçak indi. Ardından saat 10.15'de Başkan'ın uçağı geldi. Clintonlar indi. Bir el sallandı. Ardından otomobillerle konvoy halinde Efes'e hareket edildi. Clintonlar'ı alanda İzmir Valisi Kemal Nehrozoğlu, Selçuk Kaymakamı Yusuf Ziya Karacaev ve Selçuk Belediye Başkanı Hüseyin Ülgür karşıladı.
Clintonlar, ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, Beyaz Saray Basın Sözcüsü John Lockhard, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Mark Parris ve kalabalık bir grupla Efes Antik Kenti'ne Magnasia kapısından girdi.
Albright ve diğerleri, Kuretler Caddesi'nden Antik Tiyatro'ya doğru yürümeye başladılar. Grup ikiye ayrılmış oldu.
Clinton ailesi Kuret Caddesi'nde tur attı, Traian Çeşmesi, antik hamam, Hadrian Tapınağı'nı gördü. Ayrıca restorasyon çalışması süren Yamaç Evler'e de girerek burayı dünyada ilk ziyaret eden kişiler oldu.
ABD Başkanı bir ara eşi Hillary ile elele dolaştı. Bir ara üzerindeki ceketi çıkardı. Celcus Kitaplığı'nın önünde eşine de, kızına da sarılarak poz verdi. Yaptığı her hareket ya anında kaydedildi ya da dilden dile dolaştı.
Clintonlar saat 12.00 sıralarında Meryem Ana Evi'ni ziyaret ettiler. Burada yarım saat kaldılar.
Gezinin bu bölümüne Türkiye'den yalnızca TRT ve Anadolu Ajansı dahil edildi. Burada Alsancak Domenikan Katolik Kilisesi Başpiskoposu Guiseppe Bernardino Clinton ailesini, dualarla takdis etti.
Meryem Ana'dan gelen dedikodular şöyledi:
"Clintonlar, Meryem Ana Evi'ni görmekten, buradaki havayı teneffüs etmekten ve yıllardır istedikleri bir ziyareti gerçekleştirmiş olmaktan dolayı çok mutlu olmuşlar. Mum yakıp anı defterini imzalamışlar."
Clintonlar, Selçuk Müzesi'nde yemek yedikten sonra İstanbul'a döndüler.
Yeni zamanların tarihini şekillendiren ABD'nin Başkanı, Efes'te dört bin yıllık tarihin izlerini sürdü.
Meydan ajanlara kaldı
* Bir grup Türk gazeteci antik tiyatronun karşısına konuşlandırıldı. Gazeteciler Clintonlar bir yana, tiyatroyu bile görmekte zorlandı. Derken tiyatronun üzerinde bir kıpırtı oldu. "Galiba Clintonlar basamaklarda dolaşıyor!" yaygarası koptu. Zoomlar yapıldı. Dolaşan kara kuru bir sokak köpeğinden başkası değildi. Köpeğe "Karabaş" adı takıldı.
* Karabaş dışında Selçuk - Efes, Selçuk - Meryem Ana yolunda kimse dolaşamadı. Yollar kapatıldı. Kuşlar uçamadı. Efes ziyaretçi almadı. Antik kent girişindeki dükkanlar da tatildi! 11 bin Türk güvenlik birimi görevdeydi. Bir polis "Bugün İzmir'de tek bir polis kalmadı" yorumunu yaptı.
* Havaalanında Amerikan filmi ayağımıza geldi. Ajanlar, köpekler, sımsıkı aramalar, zırhlı araçlar, uçuşan helikopterler ve beklenen "president." Hiçbir şey filmlerden eksik değildi.
* Amerikan ajanlarının nasıl hiç konuşmadan, hiç bağrışmadan işleri tıkır tıkır yürüttüğüne şaşıldı. Ajanların tek bir bakışla birbirlerine istediklerini anlatabildikleri keşfedildi.
* Clinton bir kez daha deprem bölgesini dolaştığının belki de farkında değildi. Tarihi M.Ö. 2000 yılına kadar uzanan Efes, defalarca depremle yerle bir olmuştu. Sonunda da M.S 365'te kimbilir kaç şiddetinde yediği bir depremle terk edilmişti. Yangınlar çıkmış, insanlar enkaz altına kalmış, Milattan Sonra 1999'da Amerikan Başkanı'nı ağırlamıştı.
* Fakat Clinton başka birşeyin mutlaka farkındaydı. Efes'i ziyaret ederek Türk turizmi için reklamların en büyüğünü yaptı. Turizmciler bulunmaz fırsatı yakalamış oldu.
* Clinton gelecek diye Selçuk allandı pullandı. Yol kenarlarındaki bordürler boyandı, elektrik lambaları yenilendi, antik kentteki otlar temizlendi. Ajanların kendi aralarında haberleşmeleri için özel tesisat kuruldu.
* Meryem Ana ve Efes'e milletlerarası konuşmaya açık telefon hattı çekildi. Ayrıca aksaklık yaşanmaması için 15 telefon ve bir faksın bulunduğu Türk Telekom Haberleşme Merkezi oluşturuldu. Meryemana'ya 2 - 8 megabit radyolink tesis edildi. 30 tranklık haberleşme imkanı yaratıldı. Tüm bunları talep eden ABD, hizmet karşılığı 4.5 milyar lira ödeme yaptı.
* Meryem Ana'yı Hillary Clinton ve Chelsea 1996 Mart ayında da ziyaret etmişti. Clinton'dan önce burayı ziyaret eden ünlüler arasında Papa 6. Paul, Papa 2'inci Jean Paul, Kraliçe Elizabeth, Prenses Margaret, Walesa ve çok sayıda sanatçı var.
* Pamucak sahilindeki beş yıldızlı Sürmeli Efes Oteli'nin tamamı Clinton'ın ajanları için beş günlüğüne kapatıldı. 186 odalı otele Türk ve Amerikan bayrakları çekildi, uydu telekomünikasyon merkezi ile içinde ameliyathane de bulunan seyyar hastane kuruldu. Personelin bir bölümü de güvenlik nedeniyle izne çıkarıldı. Clinton'ın Efes Müzesi'nde yediği yemeği otelin aşçıları, servisi de garsonları yaptı.
CIA'yla 1 hafta prova yaptık
ABD Başkanı, eşi ve kızına 2.5 saat boyunca Efes harabelerini, Selçuk Müzesi'ni ve Meryemana'yı gezdiren Efes Müzesi'nde görevli arkeolog Cengiz İçten, CIA ajanlarıyla bir hafta boyunca prova yaptıklarını belirtti.
Clinton'ın Efes'e hayran kaldığını belirten İçten, 1996'da da Hillary ve Chelsea Clinton'a rehberlik yaptığını belirterek, şunları söyledi:
"Sanırım bu yüzden yine benim gezdirmemi istediler. İki ay önce bana haber verildi, son bir hafta boyunca da hergün beş - altı defa güvenlik görevlileri ve Amerikalılarla birlikte Efes'te çeşitli güzergahlar üzerinde prova yaptık. 1.5 saat Efes'i, 35 dakika müzeyi, 25 dakika Meryemana'yı gezdiler. Yaklaşık yarım saat müzenin bahçesinde yemek yedik."
Hillary Clinton'ın kendisini hemen tanıdığını belirten İçten, geziyi şöyle anlattı:
"Zaten gelmeden önce uçakta Hillary Clinton Başkan'a Efes'i biraz anlatmış. Kendi tarihleri çok köklü olmadığı için binlerce yıllık Efes'e hayran kaldılar. Clinton çok ilgiliydi, devamlı tarihle ilgili sorular sordu. Zaman zaman hayranlığını gizleyemeyerek Amerikalılara özgü bir şekilde 'Woaw!'dedi. Restorasyonu tamamlanan Yamaç Evleri'ni ilk gezen onlar oldu. Özellikle Yamaç Evleri'ne ve Celcius Kütüphanesi'ne hayran kaldı."
Chelsea Truva'yı sordu
İçten, Chelsea'nin yerini sorduğu Truva hakkında da bilgi verdiğini söyledi. Clinton'ın Efes'in çok iyi korunmasını takdir ettiğini anlatan İçten, ziyaretin Türkiye'nin tanıtımı açısından önemli olduğunu vurgulayarak, "Clinton'ın, inanç turizmi nedeniyle İsrail'e giden Amerikalılara mesaj verebileceğini söyledi" dedi.
Heyecanlanmadım
Daha önce de Lech Vallessa'dan Jivkov'a kadar 20'ye yakın devlet başkanına Efes'te rehberlik yaptığını belirten arkeolog İçten, Hillary Clinton'la tanışıyor olmalarının da etkisiyle heyecanlanmadığını söyledi. Clinton'a gezi boyunca "Presidant" diye hitap eden İçten şöyle devam etti: "Çok sıcak insanlar, çok yumuşaklar. Kendisi ve etrafındakiler çok rahattı. İnsanın ABD Başkanı olduğuna inanası gelmiyor" dedi.
Yemekte döner yedi
Müzenin bahçesinde verilen yemekte döner, pilav, ezme çeşitleri ve şaraptan oluşan menü, Clintonlar tarafından beğenildi. Başkan ve ailesi, tüm yiyeceklerden tadarken, Türk yemeklerini beğendiklerini vurguladı.
Müzeden ayrılışında, kapıda ABD'nin Ankara Büyükelçiliği çalışanları ile hatıra fotoğrafı çektiren Clinton'a, müze tarafından kitap, Artemis heykeli ve Eros başı armağan edildi.