Fadıl takipte
Fadıl takipte
|
Dünyaya 194 milyon kilometre uzaklıkta, Güneş sistemimize giren en büyük Kuyrukluyıldızın çapı 25 kilometre. Hale - Bopp'un çevresini saran gaz ve toz bulutunun çapı ise 2.6 milyon kilometrekareyi aşıyor
YATIP uyumaya hazırlanırken teknisyen Davut, kontrol için gözlemevine gitmişti. Yaklaşık 15 dakika sonra sevinç çığlıkları atarak yanımıza geldi. "Çabuk gelin, Hale - Bopp'u görebiliyorum" diye bağırdı. Bizim için sürpriz olmuştu, hemen dışarı fırladık.Gözlemevine doğru giderken birden aklıma, Hale - Bopp'un kuyruğuna gizlenen uzay gemisiyle cennete gitmek için intihar eden Cennetin Kapısı tarikatı üyeleri geldi. 39 kişi yaşamını bu uğurda yitirmişti. Gece gökyüzü iyi bir gözleme çok elverişli olmasa da yıldızlar kolaylıkla seçilebiliyordu. Gözlemevindeki 40 santimlik teleskopun yanına çıktık. Saat epey geç olmuştu. Kubbeyi kuzeybatı yönüne çevirdik. Gözlem için kubbenin kapağı açıldığında teleskopa bile gerek duymadan çıplak gözle Hale - Bopp'u görebiliyorduk. Kuyrukluyıldız tüm görkemiyle karşımızdaydı. Haziranda güneş sistemimizden çıkacak olan ve 4377'de yani 2 bin 380 yıl sonra yeniden dünyamızı ziyaret edecek olan Hale - Bopp'u doya doya seyretmeye başladık.
Yurttaş, fotoğraf makinesini kurarak bu nefis görüntüleri yakalamak için hemen harekete geçti. Astronomlar da teleskopla yıldızı incelemeye ve bilgi toplamaya başladı. Dondurucu soğuğa rağmen saatlerce Hale - Bopp'u izledik.
Dünyaya uzaklığı 194 milyon kilometre civarında idi. Yakın zamanda Güneş sistemimize giren en büyük kuyrukluyıldızdı. Çekirdeği yaklaşık 25 kilometre çapında olduğu tahmin edilen Hale - Bopp'un çevresini saran gaz ve toz bulutunun çapı ise 2.6 milyon kilometrekareyi aşıyordu. Astronom Alan Hale ve Tom Bopp'un 23 Temmuz 1995'te keşfettiği kuyrukluyıldız, bütün dünyada ilgi uyandırdı. ABD'de insanlar, ışık kirlenmesi yüzünden şehirlerde görmeyi başaramadıkları kuyrukluyıldızı izlemek için kent dışına kilometrelerce uzaklara gidiyor. Hatta gökyüzünü ışık kirlenmesinden korumaya çalışan dernekler bile kurulmuş durumda.
Kuyrukluyıldızlar, çeşitli dillerdeki isimlerinden de anlaşıldığı gibi çeşitli şeylere benzetilmiş. Çince ve Japoncadaki ismi "süpürgeli yıldız". Batı dillerindeki "comet" ismi ise, Latince "saç" kelimesinden geliyor ve kuyrukluyıldızla rüzgarda uçuşan uzun saçlar arasındaki bir benzerliği ima ediyor.
Kuyrukluyıldızlara biz de pek yabancı değiliz. Hüseyin Rahmi Gürpınar, "Kuyrukluyıldız Altında İzdivaç" adlı bir roman bile yazmış. İlk gözlemevimiz, Osmanlı döneminde Müneccimbaşı Takiyüddin tarafından kurulmuş, ancak bu bilimin ömrü pek uzun sürmemiş. 1577'de görülen kuyrukluyıldız, 1578'de başgösteren veba salgınının nedeni olarak gösterilmiş. Hatta bazı çevrelerce burada meleklerin bacaklarının seyredildiği şeklinde bir inanış yayılmış. Daha sonra Cihangir sırtlarında kurulan gözlemevi, 1579'da topa tutularak yıkılmış. Meleklerin mahrem yerleriyle ilgili inanış epey sürmüş olacak ki, yeni bir gözlemevinin kurulması için 300 yıldan fazla bir süre geçmiş.
Bilim adamları çalışmalarını yaparken biz gözlemevinden ayrıldık. Birkaç saatlik uykudan sonra kahvaltıda Prof. Yeğingil, bize yıldızlar ve Hale - Bopp hakkında bilgi verdi.
Yıldızlar da bizler gibi doğuyor, yaşıyor, yaşlanıyor ve ölüyor. Yıldızları oluşturan hammadde, yıldızlararası boşlukta bulunan gaz ve toz. Prof. Yeğingil, dünya dışında başka canlılar olabileceğini söylüyor. Milyarlarca yıldız içinde nokta gibi olan güneşi bulmakta güçlük çekilirken, dünyayı bulabilmenin ise neredeyse mümkün olmadığını anlatıyor. Prof. Yeğingil, uzaydaki canlıları araştırma konusunda çalışmaların sürdürüldüğünü, henüz somut bir bulguya rastlanılmadığından söz ediyor. UFO'lara inandığını belirten Prof. Yeğingil, "Ancak UFO'lar tanımlanamayan bilinmeyen cisimlere verilen addır. UFO'larla uçan daireleri özdeşleştirmemek gerek. Maalesef bu konuda çok spekülasyonlar yapılıyor" diyor.
Prof. Yeğingil, Ulusal Gözlemevi'nin de içinde yer aldığı bir porojeyi şöyle anlatıyor:
"Rusya uzaya 1998'de bir X - Gama uydusu gönderecek. Türkiye'de bu projeye Erdal İnönü'nün büyük çabalarıyla katılmış durumda. Böylece Spektrum X - Gama uydusuyla gözlenecek X - ışını kaynaklarının optik teleskoplarla gözlenmesi ilk kez Ulusal Gözlemevi'nde gerçekleştirilmiş olacak."
Zevkli geçen inişten sonra, üniversitesideki odasında TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi Müdürü Prof. Dr. Zeki Aslan bizi karşılıyor. Hale - Bopp'u ve neler hissettiğimizi soruyor. Ona anlatıyoruz. Keyifle bizi dinliyor. Gözlemevi çalışmalarının bu yıl sonunda biteceğini, ileride halk günleri de yapılarak bu bilimi sevdirmeye çalışacaklarını anlatıyor. Uluslararası gözlemlere açılacağını, başka ülkelerin yer kiralayarak daha büyük teleskoplar kurabileceğini ekliyor. Prof. Aslan, Gözlemevi'nin resmi açılışının 25 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından yapılacağını bildiriyor.