Görüneni tasvir etmek
Görüneni tasvir etmek
|
Bizim edebiyatımızda örneklerine oldukça az rastlanan doğa tarihi Batı’da kendine özgü bir edebiyat türüdür. Keşifler ve icatlar, doğada yapılan basit gözlemler sonucu ortaya çıkar. Bunları edebi cümlelerle, bazen şiir bazen nesir şeklinde yazarsanız bu işi başardınız demektir. Edebi cümleleriniz için görüneni tasvir edin zaten yeter.
Brunel böylece ünlü Thames Tüneli’ni yapmaya karar vermiş.
Doğaya bakarak pek çok keşif yapabiliriz.
Doğa tarihi güzel uğraşlardan biridir. Hem eğlendiricidir, hem de sağlık yönünden yararlıdır. Doğanın gücünü gördüğünüzde onun için parçası olmaktan gurur da duyarsınız.
Bir sonbahar günü bahçesinde dolaşırken asılı duran bir örümcek ağı görür. O anda fikir doğar. Tıpkı örümcek ağı gibi. Zincirler ve demir iplerle asma köprü kurulabileceğinin sevincini yaşar.
Kendisine bu fikri veren örümcek ağını koruma altına alır.
Kuşlar kanatlarıyla hem havalanırlar, hem de hız yaparlar. Uçağın bütün bunları yapabilmesi için motorlara gereksinimi vardır.
Doğa tarihçisi olmak için fosilleri araştırmaya gerek yoktur. Tarih sözcüğü sizlere ne kadar eskiyi çağrıştırsa da güzel ve çağdaş bir dünya kurarken de işinize yarar.
Anı defteri tutabilen, resmi dairelere karmakarışık dilekçeleri yazmayı başaran herkes doğa tarihçisi olabilir.
Yaşınız mı? İnanın hiç önemi yok.
Irmağın yatağı düz değil... Bu iş olamaz diye yanıtlamış ama, zihni devamlı düşüncede.
O günlerde katıldığı bir yemekte masasına ıstakoz getirmişler. Watt’ın gözüne ıstakoz kabuğu ilişmiş.
İşte Watt bundan ilham alarak yere uzatıldığı zaman suyu taşıyabilecek bir demir boru icat etmiş.