"Haklı olmak yetmiyor!"
"Haklı olmak yetmiyor!"
Arnavutköy Amerikan Kız Koleji ve Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun olan, daha üniversitenin ikinci sınıfındayken eşi Erdal'la evlenen, sonra da eğitim için altı yaşındaki kızı Aliş'le ABD'ye gelen o.
Yıl 1979'dan beri ABD'de, ama Amerikan vatandaşı değil. Ohio State Üniversitesi'nden Erken Çağda Çocuk Eğitimi üzerine lisansüstü diploması var. Büyük kızı Aliş 25, ABD'de doğan kızı Zeliş 14 yaşında. Hep para biriktirip Türkiye'ye dönmek ve çocuk yuvası açmak istemişler.
47 yaşını da, üç yaşındaki sevgili torununu da ona pek yakıştıramıyorsunuz. İngilizcesi mükemmel, iyi Fransızca biliyor; şimdi de Arapça öğreniyor. Arada tek tük beyazın seçildiği dalgalı siyah saçları omuzlarında; ince parmaklı elleriyle konuşuyor, bol bol gülüyor. Adı Fügen Gülertekin.
Ohio'nun Marysville Kadınlar Hapihanesi'nde sekiz yıla mahkum. Günde 22 saatini, bir başkasıyla paylaştığı hücresinde kapalı geçiriyor. Kendisine "bebek katili" diye bağıran diğer mahkumlara bulaşmadan, "suçsuz" olduğuna ve uğradığı haksızlığın bir gün düzeltileceğine inanarak yaşıyor.
Önyargı kurbanı
Hayatını değiştiren olay bu. Daha önce hiçbir sabıka kaydı olmayan Fügen Hanım, baştan sona "yabancılara yönelik önyargının" belirlediği bir mahkeme sürecinden geçiyor. Küçük çocuğun hayatını bilerek tehlikeye sokmak, onu sallayarak kafatasında çatlak oluşmasına sebebiyet vermek suçlarından azami cezaya çarptırılıyor.
Mahkemede jüri üyelerine baskıdan evinin yumurtalanmasına, ilk tutukluluğunda kefalet parasının 10 milyon dolar gibi rekor bir rakamda belirlenmesinden tutukluluk halinin T.C. makamlarına bildirilmemesine, bölgenin tek gazetesi Columbus Dispatch'in düzenlediği yoğun karalama kampanyasından Ohio tarihinde bu suçtan hapis cezasına çarptırılan tek kişi olmasına kadar birçok "özelliği" var sürecin.
"Haklı olmak yetmiyor" diyor Fügen Hanım. Doğuştan gelişim bozukluğu olan Patrick'in kafatasındaki çatlağın kendi evindeki olay esnasında belirdiğinin kanıtlanmadığını anlatıyor.
Ankara el uzatmalı
Ancak bir yerlerden başlanabilir. Bugüne dek Chicago Başkonsolosu Yavuz Aktaş'ın çabalarına rağmen, bu olaya ilgisiz kalmış Türk devleti tutum değiştirebilir örneğin. Vatandaşına sahip çıkıp ABD hükümetiyle konuyu görüşebilir. Yapılan usulsüzlüklerin dosyasını sunabilir ve "yeniden dava açılmasını" isteyebilir. Gülertekin bunu hakkediyor.