İş dünyasının kraliçesi
Hakarar: Reyting kaygım yok
MELTEM Hakarar güzellikle zekaya birarada sahip olan, bunu iş yaşamına yansıtan bir işkadını. Türkiye ve Dünya Güzeli olmanın tek başına bir anlam ifade etmediğine, bunun ancak iş yaşamındaki bilgi, zeka ve yaratıcılıkla anlamlı olacağına inanan Hakarar'a göre gerçek başarı için emek harcamak şart.
Moskova'da Dünya Güzeli seçildikten sonra Rusya'yla iş yapan büyük firmalardan halkla ilişkiler uzmanlığı önerisi alan Hakarar, Koç, Enka gibi birçok büyük firmayla çalıştı. Moskova'dayken Nail Keçili'yle tanışması ise Hakarar için bir dönüm noktası oldu.
Bir okul olarak kabul etiği Cenajans'da işin ilmini öğrendiğini belirten Hakarar daha sonra Cem Şaşmaz'ın teklifiyle atv'ye geçti. Şu anda Kanal D'nin Halkla İlişkiler Müdiresi olarak çalışan, ayrıca "D Lüks" programını hazırlayıp sunan Hakarar, "Medyadaki kariyerime aynı hızla devam etmek istiyorum. İdealim, bir özel kanalın genel müdürü olmak" diyor.
Ailesine "Ya iç mimar olurum ya da okumam" diyen, Marmara Üniversitesi Tatbiki Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimari Bölümü'nü ilk yirmiye girerek kazanan Hakarar şunları söylüyor:
"Ülkemizde hem güzel hem de başarılı bir kadın örneği ne yazık ki çok değil. Güzel kadınlar bu Allah vergisi özelliklerini kullanarak kocayla yetinmiş. Ama kaçırdıkları vaktin kıymetini bir süre sonra anlıyorlar. İlle erkeğin para kazanıp aileyi geçindirmesi zorunlu değil. Hayat bir paylaşımdır."
Hakarar'ın "D Lüks" programıyla ilgili görüşleri de şöyle:
"Reyting kaygısı olmadan keyifli ve seviyeli bir sohbet programı yapıyoruz. Bir televizyon dergisi hazırlıyoruz. Her ayrıntısıyla en ince detayına kadar ilgileniyorum. Aldığımız güzel telefonlar beni çok mutlu ediyor."
Vargı: Türklere türk filmi
TÜRKİYE'de en çalkantılı siyasi günlerinin yaşandığı ve hala tartışılan 68 ruhunun yaşandığı gözüpek yıl... Ülkenin en saygın gazetelerinden Milliyet, geleneksel hale getirdiği güzellik yarışmasının üçüncüsünü gerçekleştiriyor.
İki aşamada düzenlenen yarışmanın Fitaş Sineması'ndaki elemesinden sonra sıra büyük geceye geliyor. Maksim Gazinosu, bu büyük organizasyon için hazırlanıyor. Kapıda atlı polisler hazır bekliyor. Halit Kıvanç'ın sunduğu yarışmada, şeref misafiri ise Zeki Müren. Önce konuklar, daha sonra Ayhan Işık, Grace Bezmen, Osman Seden, Günseli Başar, Gülriz Sururi gibi ünlü isimlerden oluşan jüri üyeleri, yerlerini alıyor. Sırayla Gönül Yazar, AItan Erbulak, Ateş Böcekleri, Erol Büyükburç sahneye çıkıyor. Gecenin sonunda Gülriz Sururi, Türkiye'yi İngiltere'de yapılacak Miss World Güzellik Yarışması'nda temsil edecek güzeli açıklıyor: "Zeynep Avşar kraliçe."
Bir anda salondaki bütün ilgi 17 yaşındaki bu genç kıza yöneliyor. Çiçeği burnunda kraliçe, Ankara Kız Koleji'nde okuduğu için takma adla katıldığı yarışmada, önce gerçek adını açıklamak istemiyor. Ama yarışma kurallarına göre söylemek zorunda kalıyor: "Adım Mine Kürkçüoğlu."
Onun şimdiki ismi ise Mine Vargı. Yani 1993'te Şerif Gören'in "Amerikalı"sıyla başlayan, "Eşkıya" ve "Her Şey Çok Güzel Olacak"la devam eden, Türk sinema tarihine geçen gişe rekorlu filmlerin ünlü yapımcısı.
Yarışma gecesinin ardından okuldan atılacağı için ertesi gün gidip tasdiknamesini aldığını belirten Vargı, hiç bir zaman kraliçeliğinin ve mankenliğin arkasına sığınmadığını, eğitimini ihmal etmediğini söylüyor.
"Amerikalı" filmiyle 450 bin, "Eşkıya" ile üç milyon, "Her Şey Çok Güzel Olacak"la bir milyona yaklaşan seyirciyi tekrar Türk filmlerine çeken Vargı, filmlerinde rol alan oyuncuların da hayranlığını kazanmış.