Istanbul Fashion Week Ağustos 2010 - 3. Gün | KARMA 2: Niyazi Erdoğan, Nej, Tuvana Büyükçınar

IFW’nin ikinci karma defilesinin ilk tasarımcısı Niyazi Erdoğan’dı. Tasarımcı yapmış olduğu bu defilesi ile Türkiye’de farklı erkek giyim tasarımları konusundaki büyük boşluğu güzel bir şekilde dolduracak gibi. 

‘Piksel’ adlı koleksiyonu, bu senenin de ana trendi olan 1950’lerden esinlenmiş. Kendine kahraman olaraksa janti salon aktörlerini seçmiş. Gene Kelly, Clark Gable, Ayhan Işık imajlarını günümüze taşımış, ‘piksel’ desenleriyle harmanlamış. Klasik ceket-pantolon takımları, ceketlerin kollarını, pantolonların da paçalarını keserek kullanmış. Bizce bu tür bir kullanım hem kalıpları yıkmak açısından hem de günlük hayata uyarlanabilirliliği açısından oldukça zekice. Özellikle grinin iki tonunu kullanarak tasarladığı tulumu, erkeklerin üzerinde görebilmeyi çok isteriz.
Pantolonların altından görünen piksel desenli çoraplar ve yine uçları ve arkaları kesilerek kullanılmış klasik ayakkabılar kombinlerin eşlikçileriydi. Geek gözlüklerle podyuma çıkardığı dökümlü kıyafetler içindeki modeller cool’luk rüzgari estirdi.
Erdoğan’ın tasarımdaki yorumunu oldukça beğendik. Erkekleri cesaretlendirmek ve algıları açmak konusunda ilham verici olacaktır.

Podyuma tasarımları çıkan ikinci tasarımcı ‘Nej’ markası ile Nejla Güvenç’ti. ‘AEON’ adlı koleksiyonunda, Latince “bitmeyen zaman” anlamına gelen sözcüğü çıkış noktası almış. Doğal olan, doğadan gelen esin kaynaklarıyla ekolojik ve organik bir yaklaşımı benimsemiş. Siyah, beyaz, gri ve sarı renklerinden oluşan koleksiyonunda, dökümlü formlar, fırfır ve değişik kumaş katlamalarını kullanmış.
Ardından ‘Tuvanam’ markasıyla Tuvana Büyükçınar Demir, ‘Zamana Karşı Keşif’ adını verdiği koleksiyonunu sergiledi. Orta Asya’dan Anadolu’ya gelerek yerleşik hayata geçen Türkler’in, Anadolu’ya yerleşene kadar geçtiği bölgelerin kültüründen ilham alarak hazırladığı tasarımlarının öne çıkan dokusu unutulmaya yüz tutan kutnu kumaşıydı. Gaziantep’te özel olarak elde dokunan kutnu kumaşını modernize ederek yeniden yorumlayan tasarımcının koleksiyonunda bu sıra dışı kumaşa yine farklı coğrafyalardan gelen ikatlar, ipekler, organik kotonlar ve tüller eşlik etti.
Çok renkli bir hayal alemi havasında geçen defilenin kombinlere eşlik eden ayakkabılarının tasarımları da ilginçti.
Son olarak podyumda tasarımları ile yer alan tasarımcı ikiz kardeşler Rana-Berna Canok’tu. ‘Yürüyen heykeller’ isimli koleksiyonlarında, giysi ve aksesuarlar üzerinde üç boyutlu estetik biçimler yaratmayı amaçlamışlardı. ‘Kumaşa güç veren unsur formdur’ mottosu ile, heykelsi görünümlü kumaş oyunlarını, mat-parlak kumaş birlikteliğini, yakın tonda renklerin bir arada kullanılmasını izledik.

Yer; İTÜ Taşkışla