Nardis’te Avrupa cazı rüzgârı esti
Uluslararası İstanbul Caz Festivali kapsamında düzenlenen Avrupa Caz Kulübü konserlerine Nardis Jazz Club ev sahipliği yaptı
16. Uluslararası İstanbul Caz Festivali kapsamında Nardis Jazz Club’da gerçekleşen European Jazz Club, yani Avrupa Caz Kulübü konserleri, festivalin en rağbet gören etkinliklerindendi. Yerli ve yabancı sanatçıların aynı sahneyi paylaştığı performanslarda, izleyiciler caza doydu.
3 Temmuz’da sahne alan Cenk Erdoğan Trio, Hollandalı saksafon sanatçısı Tineke Postma’yla birlikte etkinliklere leziz bir başlangıç yaptı. Postma, gerçekten Avrupalı lirizmine sahip naif bir müzisyen; bu konserlerin en güzel yanlarından biri dinleme fırsatı bulamadığınız Postma gibi yabancı müziyenleri keşfetmek.
Ertesi gün genç neslin en yetenekli piyanistlerinden Genco Arı, son anda grubunda olan değişimlere ve misafir bir sanatçının gruba dahil olmasına rağmen, zor bir konserin üstesinden bileğinin hakkıyla geldi.
Randy Brecker’ın eşi olan ve İstanbul’a bebeğiyle gelen Ada Rovatti’yle sahne alan Arı, kendi bestelerinden ve “Caravan” gibi standartlardan oluşan bir performans sergiledi. 6 Temmuz’da piyanist Mike Del Ferro’nun eşlik ettiği Yıldız İbrahimova’nın konseriyse tam bir izdihama yol açtı. Her ne kadar İbrahimova’nın etnik şarkılardaki performansı, sesine daha çok yakışsa da, “Round Midnight”taki performansı dinleyicilerin tüylerini diken diken etti.
Acilen albüm yapılmalı
Ertesi gün, Kamil Erdem Trio’nun, Fransız asıllı Rene Sopa’yla gerçekleştirdiği performans ise konserlerin en başarılısıydı. Kemanda Nedim Nalbantoğlu gecenin belki de en renkli müzisyeniydi; biraz Erdem ve Sopa’dan rol çalarak tüm şarkılara renk kattı. Gece sonunda herkesin aklından, bu kadro Sopa’yla acilen albüm yapmalı, diye geçiyordu.
Festivalin belki en yavan konseri 9 Temmuz’da, Nilüfer Verdi’nin, kontrbas sanatçısı Andreas Buchmann’la sergilediği performanstı. Gecenin tek set olarak erken noktalanması birçok seyircide hayal kırıklığı yarattı. 14 Temmuz’daki Ayşe Tütüncü Üçlüsü ve Mathias Eick birlikteliği çok hoş bir performanstı. Tütüncü müzikal yaşamına, yıllarla tadı oturan bir şarap gibi devam ediyor; ona eşlik eden Eick ise Myspace’te keşfettiğim ve ilk kez canlı izlediğim bir genç yetenek. Kuzey cazını temsil eden Henriksen ve Molvaer’den bu yana yetişmiş en yetenekli genç trompetçilerden.
Konser serisinin sonuncusu 15 Temmuz’da, Marc Sinan’ın Alman müzisyen dostlarıyla gerçekleştirdiği ‘Fasıl’ projesi oldu. Sinan’ın projesi Doğu - Batı arasında müzikal bir köprü kurma emeliyle temelleri atılmış. Nardis’te gerçekleşen dört ‘Genç Caz’ etkinliği de profesyonel gruplar kadar rağbet gördü. Tüm konserlerin biletlerinin önceden tükenmesi, ücretsiz konserlere rağbet, Türk müzikseverlerin caza ilgisinin arttığına delil teşkil eder mi bilinmez. Aynı hevesin Nardis’in sene boyunca devam eden konserlerine de yansımasını umalım...