SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Kızlar kısır döngüyü kırın

Kızlar, kısır döngüyü kırmalısınız..

Bugün instagram hesabımdan aldığım bir mesaj şu şekildeydi:

Doktor hanım merhaba, ben 19 yaşındayım, adetlerim 2-3 ayda bir oluyor, kiloluyum, beni en çok rahatsız eden şeylerden birisi ise bacak iç yüzeyinde ve pubik bölgemde aşırı derecede tüylenme var. Benim bilmek istediğim, doktora gidersem tedavisi var mı?

Bu tür adet düzensizliği, kilo artışı ve kıllanma artışı ile ilgili mesajların arttığını fark ettim. Giderek artan sayıda genç kız kilo artışından şikayetçi. Adetleri ise düzensiz. Bu kızların birçoğunun sivilce, saç dökülmesi sorunu da var. Bu rahatsızlığın adı polikistik over sendromudur. Toplumda %7-10 olarak görülürken bu oran neredeyse 2-3 katına kadar çıktı.

Bu artış için tabii ki günümüz yaşam şekli ve beslenmeyi suçlayacağım. Evet, polisiktik over sendromunun genetik temeli var ama çevresel etkenler olmasa belki de ortaya çıkmayacak.

Yediğimizi sağlıksız şekerlemeler, cips ve bildiğiniz tüm çöp gıdalar vücudun karbonhidrata olan direncini bozuyor ve kilo alımına sebep oluyor. Yaşam şeklimizdeki yavaşlama nedeniyle vücudun karbonhidrata olan direnci daha da artıyor ve beyin , yumurtalık ve yağ dokusu arasındaki mesajlaşma bozuluyor. Kadın yumurtalık organları, yumurtalamayı bırakıyor ve kadınlık hormonu olan östrojen hormonu yerine, erkeklik hormonu olan testosteron üretmeye başlıyor. Bu da insülin direncini daha da bozuyor ve yumurtalıkların yumurtlaması daha da etkileniyor. Böylece kilo, hareketsizlik, adet görememe, insülin direnci, kıllanma, kilo artışı, adet görememe ve böylece sürüp giden bir kısır döngü oluşuyor. Bu sorun sadece genç kızlık dönemin değil ileri yaşları da etkiliyor ve gebe kalamama, 40'lı yaşlarda rahim kanserine yakalanma gibi sorunlar sizi bekliyor.

Genç bir kızın yapması gereken şey bu kısır döngüyü kırmaktır. Bu nedenle önce ve sadece zayıflamalıdır. Amam zayıflayamıyorum ki diyen kızlarımızı duyuyor gibiyim. Beslenme şeklini düzeltip, hareketi arttırırsanız insülin direnciniz azalacağı için zayıflayabileceksiniz. İnsülin direnci yani karbonhidrata bozulan cevabı düzeltmenin en önemli yollarından birisi ilaç değildir, hareket etmektir. Düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme ile vereceğiniz 10-20 kilo sayesinde adetleriniz düzelir, saç dökülmeniz geçer, sivilceniz geçer ve kıllanmanız azalır.

Yumurtalıklarınız tekrar östrojen üretmeye başlar, vücudunuzun karbonhidrata verdiği cevapta ise düzelme olur. Kısır döngü kırılır ve her şey normale döner.

Sorularınız için bana @doktorebruunal adresinden ulaşabilirsiniz.

Sağlıkla kalın.

Yazının devamı...

Vajinismus tedavisinde yeni uygulamalar

Vajinismus tedavisinde yeni uygulamalardan haberdar mısınız?

Vajinismus, ağrı nedeniyle ilişkiye giremem sorunudur. Yeni yayınlanan DSM V sınıflamasına göre vajinismus genitopelvik ağrı/ ilişkiye girilememe bozukuluğudur. DSM ye göre bu duygusal sebeple olabildiği gibi sebep sadece ağrı kaynaklı da olabilir.

Vajinismus teriminin tıp literatüründe ilk kullanımı 1862'dir. 1862’ den bugüne kadar biz hekimler, vajinismus şikayeti olan kadınların, baskıcı bir ailede büyüdüğü veya taciz, tecavüze uğradıkları için ilişkiden kaçındıklarını düşünüyorduk. İlginç olan ise, baskı veya taciz gören kadınlarda vajinismus gelişebileceği gibi vajinismus şikayeti olan kadınların büyük bir kısmının ne baskıcı bir aile ne de taciz hikayesi var. Dahası vajinismus şikayeti olan kadınlar, ilişkiye girmeyi çok istediklerini, hatta kendilerinin ilişkiyi başlattıklarını ama tam o noktaya geldiklerinde korkunç bir ağrı hissettiklerini söylemektedir.

Vajinismus olan kadınlar, vajina girişinde bir duvarın olduğunu ve ilişki sırasında, tampon, parmak veya dilatatör ilerletilmesi durumunda burada korkunç bir ağrı olduğunu söylüyorlar. Hatta bazı kadınlar bu duvarın kızlık zarı olduğunu düşündüğü için kızlık zarının ameliyat ile alınması uygulamasını yaptırabiliyor. Maalesef kızlık zarının ameliyatla alınması ilişkiye girmelerini sağlamıyor.

Biliyoruz ki vajina girişini kapattığını söyledikleri ağrı yapan bu duvar, vajina giriş kısmındaki kaslarının kasılması ile oluşuyor. Yani aslında duvar, vajen girişindeki kasların ta kendisi. Kadın ilişkiye gireceği zaman bu kaslar istemsiz olarak kasılıyor ve neredeyse vajinal girişi kapatır hale geliyor. Bu kasılma sırasında yapılan parmak/dilatatör veya eşinin itme hareketi ise kadında korkunç bir ağrı oluşturuyor.

Vajinismusu olan kadınların ağrıları gün geçtikçe azalması yerine git gide artmaktadır ve zaman içinde çift ilişki denemelerini bırakır ve umutsuzluğa kapılır. Zamanla bu kadınlarda depresyon ve anksiyete bozukuluğu gelişir.

Zamanla vajinimus şikayeti olan kadının eşinde de karısına zarar verdiği hissi, yetersizlik, yanlış yapma gibi kaygılar gelişiyor.

Artık vajinismus hastalığında tedavi seçenekleri çeşitleniyor

Hekimlerin, ilişkide oluşan ağrının pelvik taban kaslarına bağlı olduğunu anlamasından sonra, tedavi uyguladıkları tedavi yöntemleri tamamen değişti. Artık kadına sadece psikolojik tedavi yapmak yerine, ilişkilerinde soruna neden olan kasları gevşetme eğitimleri veriyor veya kası gevşetecek işlemleri uyguluyoruz.

Fizyoterapi şeklinde yapılan tedavi seçeceğinde kadının istemsiz olarak sıktığı kasları anlaması ve zamanla onları kontrol eder hale gelmesi hedeflenmektedir. Bunun için 3-6 aylık tedavil döneminde, dilatatör egzersizleri ve kendi bedenini tanıma görüşmeleri yapılmaktadır.

En yeni tedavi ise pelvik taban kasına uygulanan nörotoksin tedavisidir

Pelvik taban kaslarını kontrol etmeyi denemiş ama başaramamış kadınlara veya daha kısa sürede tedavi isteyen kadınlara bu uygulama ile yeni tedavi seçeceği sunulmaktadır. Vajinismus tedavisinde amaç, vajina giriş etrafındaki kasın gevşemesi olduğu için pelvik taban kaslarını gevşetebilecek bir nörotoksin olan botulinum toksin uygulaması yapılmaktadır. Tek seans uygulama olarak yapılan botulinum toksin tedavisinden sonra, 15 gün içinde ilişkinin oluşmasını engelleyen, duvar oluşturan kaslarda gevşeme olur ve kadın istese dahi bu kasları kasamaz.

Botulinum toksinin vücuda zararı yok

Kullanılan bu ilaç ne yumurtalıklara ne de rahime zarar vermemektedir. Doğru noktalara uygulama yapıldığında herhangi bir şekilde gaz veya idrar kaçırmayada neden olmamaktadır. Hamileliğe veya doğuma ise herhangi bir etkisi yoktur. Uygulama sonrası kadının ilişkide zevk almasını engellemez ve orgazm sorununa neden olmaz.

Botulinum toksinin etkisi 4 ay sürmektedir

4 ay sonra toksin vücuttan atıldığı için etkisi ortadan kalkar. Artık rahatlıkla ilişkiye giren kadının bu süre sonunda tekrar hasta olması ise söz konusu değildir. Vajinismustan tamamen iyileşmiştir.

Kimler hangi tedaviyi seçmeli?

Dilatatör ile egzersiz yaparak kas gevşemesi çalışmalarının ve botulinum toksin ile kasların gevşemesi tedavisinin hedefi aynıdır. Seçim kadının kendi isteğine bağlıdır.

Ama şunu söylemek isterim ki psikoterapi ve egzersizden sonra başarısız olan kadın, botulinum toksin uygulaması ile kaslarınızda gevşeme sağlayabilir ve ilişkiye ağrısız bir şekilde girebilir.

Yazının devamı...

Akıntı Sorunu

Akıntı sorunu sizi de canınızdan bezdirdi mi? Biz kadın doğum uzmanlarının kabusu oldu da. Günümüz kadınlarının neredeyse %95 i hayatlarının bir döneminde akıntı şikayeti yaşıyor.
Kadınların %30’unda ise hiç geçmeyen ve kadını günlük hayatını ve cinselliğini etkileyen akıntısı mevcut. Bir çok doktora gittikleri halde akıntılarının geçmemesinden dert yanan kadın sayısı giderek artıyor.

Benim muayene ettiğim kadınların tamamı daha önce akıntı şikayeti için en az iki kere başka bir doktor tarafından muayene edilmiş.

Peki çağımız kadınlarının daha kolay su ve hijyenik ortama ulaşabilmesine rağmen, 50 yıl önceki kadınlarda belki de hiç olmayan akıntı şikayetinin olması size de garip geliyor mu?

Yazının başlığında gördüğünüz kadın doğum uzmanlarının kabusu ifadesini okuduğunuzda şaşırmış olabilirsiniz. Doktor ilaç verir ve akıntı geçer, neden kabus olsun diye düşünebilirsiniz. Ama her ilacı deneyip gene de sıkıntısı geçmeyen kadın ile karşı karşıya olmak hekimler için kabus oluyor. Çünkü kadının yaşadığı mutsuzluk, öfke, hayal kırıklığı ve hatta ümitsizliği hekimi de yaşıyor. Kadın bunu sadece kendi için yaşarken hekim bunu muayene ettiği hastaların bir çoğunda görüyor ve bazen çıkmaz da olduğunu bile düşünüyor.


Bu sorunun cevabı akıntının sebebine bağlıdır. Eğer cinsel yolla bulaşan bir hastalığınız varsa, yani yeni bir erkek arkadaşınız oldu ve sonrasında akıtınız başladıysa bunun tedavisi genelde bir keredir ve sonrasında güvensiz cinsel ilişkiniz olmaz ise akıntınız oluşmaz.
Ama geçmeyen akıntınız cinsel ilişki durumunuzdan bağımsız ise şu andan itibaren yazacaklarımı lütfen dikkatli okuyun ve uygulamaya çalışın.

Aslında akıntı sorunu yaşadığımız bu çağdan kaynaklanıyor. Kadın daha temiz daha hijyenik olmak için sürekli bu bölgesini sabun, duş jeli veya zararsız olarak sınıfladığı bebek şampuanı veya genital temizleyici jeller ile yıkıyor. Günlük ped kullanıyor. İç çamaşırları iyi koksun ve mikropsuz olsun diye çokça deterjan ve yumuşatıcı ile yıkıyor. Modaya uymak için tayt ve dar pantolon giyiyor. Evde hijyen artsın, mikroplar ölsün diye çokça çamaşır suyu ve hipo gibi kimyasal maddeler kullanıyor. Korunma yöntemi olarak renkli ve kokulu kondomlar kullanıyor. Tuvalet temizliğini arkadan öne yapıyor ve renkli kokulu tuvalet kağıtları ile siliniyor bir de üstüne ıslak mendil ile temizliyor. İşte tüm bunlar bir araya gelince genital mikrobiom bozuluyor ve akıntı oluşuyor. Yani iyi bakteriler ölüyor ve kötü bakteriler artıyor, bu da sarı- yeşil, kokulu, gri renkli veya beyaz süt eksiği gibi akıntıların oluşmasına neden oluyor.

Eğer geçmeyen akıntınız varsa ve yukarda saydıklarımı bırakmazsanız 100. Doktora da gitseniz şikayetiniz geçmeyecek.

Yukardakileri yapmamasını söylediğim hastalarımın ilk tepkisi; evi çamaşır suyu olmadan temizleyemem, yumurta kokusu nasıl çıkacak veya lavabo nasıl parlayacak veya ben o bölgeye sabun değdirmeden temiz olduğumu hissetmiyorum oluyor.
Ben de kadınlara seçim senin diyorum, temiz lavabo mu akıntın olması mı, birisini seçeceksin.

Genital bölge öyle özel bir dokuya sahip ki çok temizlediğinizde kirlenir. Bilginiz olsun.

Sağlıkla ve akıntısız kalmanız dileğiyle.

Yazının devamı...

Genital temizlik nasıl yapılmalı?

Genital bölgenin az temizlenmesi de çok temizlenmesi de rahatsızlıklara sebep olur. Mesela işyerinizdeki tuvaletin temiz olmadığını düşünüyorsunuz ama kullanmak zorunda kaldınız ve sonrasında sürekli kaşıntı ve akıntı oluşuyor. Bu aslında tuvaletten size geçen bir bakteriye bağlı değildir. Bu gibi durumlarda kadınlar çok fazla genital bölgelerini temizlemektedir. Gereğinden fazla sabun ile yıkama, ıslak mendil kullanma ve genital bölge temizleyicisi olarak satılan sabunlardan kullanmak şikayetlerin en önemli sebepleridir.

Vulva ve vajen yapısı itibari ile belli bir flora yani bakteri yoğunluğu ve tipine sahiptir. Doğal flora sayesinde buradaki deride ve mukozada kaşıntı, akıntı vs oluşmaz. Ama kadınların burayı fazla temizlemesi, kullandıkları temizlik malzemeleri veya ıslak mendiller veya kayganlaştırıcı olarak bebe yağı gibi maddeler kullanarak florayı bozduklarında kaşıntı, akıntı, yanma gibi şikayetler başlar.

Umumi tuvaletlerden genital bölgeye bulaşacak mikrobun hastalık yapması biraz zordur. Mesela HPV, Herpes, Sfiliz, hepatit tentene temas ile bulaşır. Yani siz tuvaletten veya havuzdan bu tür hastalıkları almazsınız.

Eğer vulva veya vajen dokunuzda yara, çatlak veya bütünlüğü bozulmuş deri varsa size cinsel yolla bulaşan hastalıklardan birinin bulaşması riski artar. Bu ayrı bir konudur.

Kadınlar genital bölgelerini sadece su ile temizlemelidir. Önden arkaya doğru temizlik yapmalıdır. Özellikle kız çocukları temizleme yönünü iyi öğrenmedikleri için akıntıları olabilmektedir. Kesinlikle sabun veya genital bölge temizleyicisi, krem vs kullanılmamalıdır. Islak mendil ile vulva ve vajen temizliği olmaz. Burayı tahriş eder. Gece yatarken iç çamaşırı giymeyin ve bol pijama ile yatın. Böylece vulva ve vajenin hava ile teması sayesinde anaerob denen bakterilerin üremesi azalacak ve koku şikayetiniz azalacaktır.

Ne ilişkiden sonra ne de banyoda vajinal duş yapmayın. İlişkiden sonra vajeninizi yıkama alışkanlığını bırakın. İç çamaşırlarınızı sabun ile yıkmanız vulvar kaşıntı şikayetinizi azaltabilir.

Yazının devamı...

Kadınlarda Yumurtlama Yani Ovulasyon Belirtileri Nelerdir?

Yumurtlama zamanınız olan ovulasyonu bilmek her kadın için önemlidir. Yani hem bebek isteyen ve hem de bebek istemeyen kadınlar için bu zamanı bilmek çok önemlidir.

Yumurtalama olduktan sonra yumurta 24 saat vücutta yaşar.

Yumurtlamadan sonra tüplerden bir tanesi yumurtayı alır. Ve bu dönemde ilişkiye girilirse sperm vajenden rahim ağzına oradan da rahim içi ve tüpe doğru ilerler ve yumurtayı döller. Gebe kalmak isteyen bir kadının ovulasyonu bilmesi sayesinde bu dönemde ilişkiye girer ve yumurtanın döllenmesi şansı olur. Eğer kadın gebe kalmak istemiyorsa bu dönemde ilişkiye girmeyerek veya prezervatif kullanarak gebe kalmasını önler.

Aslında düzenli adet gören her kadın yumurtlar. Yani 28-25 günde bir adet düzeni varsa kadın yumurtluyor anlamına gelir. Özellikle adet öncesi memelerde şişlik, adet öncesi sinirlilik, hafif kilo alma, karında şişkinlik gibi belirtiler o ay kadının yumurtladığını gösterir.

Adet olacağınız tarihi biliyorsanız bunun 14 gün öncesi sizin yumurtlama gününüzdür. Yani mesela ayın 27’sinde adet olacaksanız ayın 13’ü yumurtlama gününüzdür.

Yumurtlama sırasında vücudunuzda neler olur?

Yumurtada 2-3 cm lik basit bir kist oluşur ve bu kistin içindeki yumurta kistin çatlaması ile karın içine düşer. Bu olaylar sırasında kadına da tek taraflı karın ağrısı olabilir ve bu ağrı 1-2 gün sürebilir. Bu taraf yumurtalıktan progesteron salınımı olur ve buna bağlı olarak vücut ısısı 0.3 C artar. Bu artış luteal faz denen yumurtlamadan adet gününe kadar olan süre boyunca yüksek kalır. Bazı kadınlar yumurtlama olmadan önceki 1 hafta yani adetin 7. gününden sonra yataktan çıkmadan vücut ısılarını ölçmeye başlar ve yumurtlama günündeki artışı hergün ki ölçüm ile tespit eder. Burada önemli olan yataktan çıkmadan hergün aynı saatte ölçüm yapmak ve bunu kaydetmenizdir. Böylece 0.3C lik artışı tespit edebilir ve böylece yumurtlama gününüzü belirlersiniz.

Ayrıca artan progesteron hormonu ile rahim ağzındaki salgılanan sıvının kıvamında yumuşama olur ve yumurtlama döneminde bu salgıyı ince ve şeffaf şekilde akıntının vajenden gelişini hissedersiniz.

Yumurtlama testleri nasıl kullanılır?

Gebelik planlayan kadınların bu dönemde ilişkiye girmeleri gerekli demiştik. Bu nedenle yumurtlama yani ovulasyon testleri geliştirilmiştir. Bu test, aynı idrarda gebelik testi gibi yapılır. Adet olduğunuz ilk günden sonraki 12. günde bu testi yapmaya başlamalısınız. Sabah ve akşam idrar test edilmelidir. Eğer çift çizgi çıkarsa 24 saat içinde yumurtlayacağınız anlamına gelir ve mutlaka o gün ve devam eden 3 gün içinde her gün ilişkiye girmeniz gebelik şansınızı arttırır. Yumurtlama testinde çift çizgi çıktıktan sonra testi yapmaya devam etmenize gerek yoktur.

Yumurtlama döneminde ilişkiye giren bir kadın gebelik istemiyorsa ne yapmalı?

Eğer gebelik istemiyorsanız ve korunmasız ilişkiniz olduysa aynı gün veya en geç 3 gün içinde ertesi gün hapı kullanmalısınız. Veya 7 gün içinde spiral taktırmanız da oluşacak gebeliği engeller.

Yazının devamı...

Gebelikte Derinizde Oluşabilecek Değişikliklere Hazır mısınız?

Birçok kadında gebelik sırasında deri, tırnak ve saçta belirgin değişiklikler olur. Bunlardan bazıları; meme, meme başı ve bacak iç kısmında koyu lekeler, yüz, çene ve burun bölgesinde melasma denilen yama şeklinde kahverengi lekeler, göbekten kasık bölgesine uzanan linea nigra olarak bilinen kahverengi çizgi, çatlak lekeleri, sivilce, örümcek ağı şeklinde damar genişlemesi, varisler, tırnak ve saçta değişiklikler, tüylenmede artış olarak sıralanabilir.

Oluşan değişikliklerin birçoğu hormonal değişime bağlıdır. Linea nigra tüm kadınlarda olan kadının gebe olduğunu gösteren bir belirtidir.

Yama şeklindeki lekeler, vücudun melanin üretmesindeki artışa bağlıdır. Bu lekeler doğumdan sonra genellikle kendiliğinden geçer. Bazı kadınlarda ise bu lekeler yıllarca kalabilir. Deri lekelerinin daha kötü olmasını engellemek için mutlaka güneş kremi ve şapka kullanılmalıdır.

Gebelikte göbeğiniz büyüdükçe buradaki deride pembe renkli çatlaklar oluşur. Gebeliğin son üç ayında ise göbek, kalça ve kollarda bu çatlaklar artar. Yağlı kremlerin kullanımı ile deriniz yumuşatılabilir ama çatlakların oluşması engellenemez. Sürülen kremlerin kıl kökü iltihabı yapmaması için kıl yönünde uygulanması gereklidir. Doğumdan sonra bu çatlakların birçoğu görünmez şekilde geriler.



Gebelik süresince bazı kadınların sivilceleri olmaya başlar, daha önce sivilceleri olanların ise daha da artabilir. Gebelikte sivilcelerin oluşmasını engellemek için yüzünüzü mutlaka sabun içermeyen bir temizleme jeli mesela Zein Obagi Foamacleanser gibi yıkamalısınız. Eğer saçlarınızda yağlanma varsa hergün saçınıza uygun şampuan ile yıkayın ve yüzünüze saçınızın temas etmemesine özen gösterin. Oluşan sivilceleri kesinlikle sıkmayın. Kullanacağınız makyaj malzemeleri mutlaka yağsız olmalıdır.

Gebelikte sivilce tedavisinde kullanılan ürünler var mı?

Sivilce tedavisinde kullanılan ürünlerin içeriği önemlidir.

Krem içeriğinde benzoil peroksid, Azeleik asit, salisilik asit veya glikolik asit varsa gebelikte kullanılabilir. Fakat A vitamini içeren kremler ve haplar, tetrasiklin içeren haplar, hormone içeren haplar kesinlikle kullanılmamalıdır.

Zein obagi sülfür maskesi ise gebelikte güvenle kullanılabilir.

Örümcek şeklinde damrlanma deride gebelik sırasında oluşur. Bu, vücudunuzdaki kan miktarının artmasına bağlı olan doğal bir reaksiyondur. Doğumdan sonra bu lezyonlar kendiliğinden geçer.

Rahimin büyüyerek bacak damarlarına baskı yapması ile bacaklarda varisler oluşabilir. Genital bölgede oluşan varisler de buna bağlıdır. Hatta rahimin damarlara olan baskısı sonucu basur da gebelikte sık görülür. Bu tür varislerin oluşmasını engelleyemezsiniz, ama vereceği rahatsızlığı azaltabilirsiniz.

· uzun süre aynı pozisyonda oturmayın ve sık sık hareket edin.

· bacak bacak üstüne atarak uzun süre oturmayın.

· eğer imkanınız varsa gün içinde bacaklarınızı yukarı kaldırarak dinlenin.

· varis çorabı giyin.

· lifli gıdalar tüketerek kabız kalmamaya çalışın.

Gebelik hormonları nedeniyle saç telleriniz kalınlaşır ve vücudunuzdaki tüylerde de kalınlaşma olur. Normalde tüysüz olan bölgelerdeki mesela yüz, göğüs, kol, karın gibi, kıllar artar ve kalınlaşır.

Bu değişiklikler doğumdan 6 ay sonra normale döner.

Doğum yaptıktan 3 ay sonra kadında saç dökülmesi oluşur. Bu aslında hormonların normale dönmesine bağlı saçların normal büyüme ve dökülme döngüsüne geri dönmesinden kaynaklanır. Bazı kadınlar gebelikte tırnaklarının daha hızlı uzadığını farkeder. Bazı kadınlar ise çabuk kırıldığını ve inceldiğini söyler. Bu değişiklikler saçlardaki gibi doğumdan sonra geçer.

.

Gebeliğe bağlı kaşıntılı kabarık cilt lezyonları :

Bazı gebelerde, kırmızı, kabarık ve kaşıntılı deri lezyonları gebeliğin son aylarında oluşabilir. Kabarıklıklar göbekte başlar, bacak, kalça ve memeye yayılabilir. Nedeni bilinmemektedir. Gebelikte oluşan diğer bir deri hastalığı ise . Deride minik, kaşıntılı kabarıklıklar oluşur ve aynı sinek ısırığına benzer. Gebeliğin herhangi bir ayında başlayabilir, ilk önce birkaç adet oluşur ama zamanla artar. Bunun bağışıklık sistemine bağlı bir nedenden dolayı oluştuğu düşünülmektedir. Önemli bir bilgi ise prurigo lezyonları olan kadınlar erken doğurabilir veya daha küçük kiloda bebek doğurabilirler.

Yazının devamı...

Rahim filmi çekilmesi hakkında bilmeniz gerekenler

Rahim filmi olarak bilinen histerosalfingografi (HSG) işlemi rahim ve tüplerin iç kısmının görüntülenmesini sağlayan X ışını ile çekilen radyolojik tetkiktir. Daha çok tüplerin açık olup olmadığını değerlendirmek için yapılır. Rahim iç kısmının yüzeyinin düzgün büyüklükte ve şekilde olduğunu değerlendirmeye de yarar. Bu sorunların hepsi infertilite olarak bilinen kısırlığa sebep olur.

Tüplerin bağlanarak fonksiyonunun engellendiği operasyonları değerlendirmek için ameliyattan 2-3 ay sonra da uygulanabilir.

Gebelik, rahim iltihabı ve işlem tarihinde ağır kanama olması gibi durumlarda HSG filminin çekilmesinin uygun değildir.

HSG çekilmesinden 1-2 saat önce ağrı kesici içmeniz faydalı olabilir. Bazı kişilerin işlemden önce antibiyotik kullanması gerekebilir. HSG işlemi sırasında sedasyon veya uyutulmaya gerek yoktur. Ağrılı olmayan ve hasta tarafından çok rahatsızlık hissedilmeyen bir müdehaledir. İşlemden sonra evinize kadar araba kullanmanızda herhangi bir problem olmaz. Bir sonrak gün işinize gidebilirsiniz.

Rahim filmi hastane veya radyoloji bölümlerinde çekilir. Adetin ilk yarısında yani kanamanız başladıktan sonraki 1-14 gün arasında çekilir. Bu dönemde hamile olamayacağınız için test güvenliği açısından önemlidir. Ayrıca bu dönemde rahim içindeki dokular ince olduğu için film daha kaliteli olur.

Rahim filmi sırasında rahim ve tüplerin görünmesini sağlayan bir sıvı verilir. Bu sıvının içinde bir tür boya vardır. X ray ışını verildiğinde bu boya vücut dokularından farklı olarak beyaz görülür. Sıvı sayesinde rahim iç kısmının yüzeyinin düzeni ve tüplerin iç kısmı görülür. Boya içeride ilerlerkenki hareketi de işlem sırasında görülür ve doku hakkında fikir verir.

HSG sırasında karşılaşacağınız basamaklar şu şekilde sıralanabilir:

· Jinekolojik maueyene olacakmış gibi sırt üstü yatılırsınız ve ayaklarınızı yanlara açmanız istenir. Vajinaya spekulum yerleştirilir. Böylece rahim ağzınız görülür hale gerlir. Spekulum aleti takılması ağrı yapmaz.

· Rahim ağzına lokal anestezi uygulanabilir. Bu işlem sırasında hafif bir batma veya yanma hissi olabilir.

· Boyar madde olan ilacın içeri verilmesi için iki yöntemden birisi uygulanır. Rahim ağzı bir alet ile sabitlenir ve kanül denen metal bir boru, rahim ağzına yaklaştırılır ve hafifçe içeri itilir. Veya rahim ağzından içeri plastik ince bir boru ilerletilir. Bu borunun etrafında balon vardır ve tüp içeri girince bu balon şişirilir ve böylece tüp sabitlenmiş olur.

· Spekulum çıkarılır ve X-ışını makinası resim çekmesi için ayar yapılır.

· Sıvı yavaşça yerleştirilen tüpten içeri ilerletilir, sıvı rahim içi ve tüplerin içinden geçerek karın boşluğuna ilerler. İşte tam bu sırada karında hafif bir kramp hissedilebilir. Eğer tüplerden geçiş olmazsa hafif hareket etmeniz istenebilir.

· Görüntüler alındıktan sonra yerleştirilen aletler sırayla geri çıkarılır.

İşlemden sonra neler olacak?

Rahim filmi çekildikten sonraki ilk birkaç gün lekelenmeniz olabilir. Verilen boyar madde olan şeffaf sıvı ara ara çamaşırınıza gelebilir. Bu nedenle kimyasal bir koku olması normaldir. Kalın ve yapışkan bir akıntınız da olabilir. İşlemden sonra ilk gün ped kullanmanız iyi olur. Tampon kullanmanız önerilmez.

Rahim filmi işleminin riskleri var mıdır?

İşlem sonrası ciddi sorunların oluşması çok nadirdir. Film sırasında kullanılan maddeye allerjiniz olabilir, rahimde yaralanma veya infeksiyon gelişebilir.

Rahim filminden sonra şu belirtiler varsa mutlaka doktorunuzu aramalısınız:

· Pis kokulu vajinal akıntı

· Kusma

· Bayılma

· Ciddi karın ağrısı veya kramp

· Fazla miktarda vajinal kanama

· Ateş veya titreme

Yazının devamı...

Medya ve vücut yapısı

Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak muayenehanemde herzaman hamile veya kadınlar değil ergen yaş grubunundaki kızları da sıklıkla muayene ediyorum. Bu yaş grubunun en sık şikayeti adet düzensiliğidir. Düzenli adetleri olduktan sonra, yıllar içinde adetten kesilme şikayeti olan ergen sayısı gittikçe artıyor. Aile ve ergene bunun nedeninin zayıf olmak olduğunu söylediğimde o güne kadar fark etmedikleri bir yeme bozukluğu olduğu ortaya çıkıyor.

Vücudun fonksiyonlarını yerine getirmesi için belli bir düzeni korumamız gerekli. mesela vücudunuzda yağ kitleri azalırsa yumurtalıklar çalışmaz, aynı şekilde yağ kitlei çok artarsa yani şişmanlık olursa gene yumurtalıklar çalışmaz.

Ergen yaş grubunun en önemli sorunlarından bir tanesi vücut şekillerini fazla önemsemleridir. Zayıf olmak, sıfır beden olmak, yememek, veya yemekten sonra kusarak sıfır bedeni koruma çabası ergenler arasında ne yazık ki çok fazla.

Ergenler neden vücutlarını beğenmiyor?

Medya yani basın yayın grubunun insanların beyninde oluşturduğu ideal, mükemmel kadın vücudu intibası nedeniyle genç kızlarımızda vücutlarını beğenmeme şikayetleri başlıyor.

Peki ama medya nasıl olurda bedeniniz ile ilgili kötü hissetmenize neden olur?

Medyanın kullandığı ve sunduğu ‘ideal kadın‘ ı heryerde görebilirsiniz- televizyonda, sinemada, internette, magazinlerde, reklamlarda ve video oyunlarında. Zamanla izlediğiniz bu kadınların vücut şekillerinin normal olduğunu düşünmeye başlarsınız. Gerçekte ise bu kadınların kilo ve vücut şekilleri kesinlikle anormaldir. Birçok kadının bu şekilde görünmeye çalışması kesinlikle sağlıksızdır. Bu; depresyona, yeme bozukluğuna ve kendine güvensizliğe sebep olur.

Medyada sürekli olarak aynı tip kadınlarının vücut yapılarını gördüğünüz için kendinizi bunlarla kıyaslamamanız aslında zordur. Her aynaya baktığınızda kendinizi beğenmemeye başlar ve kendinizi ‘düzeltecek’ çabalar içine girersiniz.

Gene medyada önerilen diyetler, makyaj malzemeleri ve satılan kıyafetler ile bu sağlıksız kadınlara daha çok benzemeniz sağlanır. Hatta bu ürünler için yapılan reklamlarda da kendinizi iyi hissetmemeniz istenir. Bu aslında daha çok ürün satmanın yöntemidir. Aslında medyanın nasıl çalıştığını anlamak, yayınlanan kadın fügürlerinin kendiniz hakkında nasıl düşündüğünüzü kontrol etmesini engellemenin ilk basamağıdır.

Neden televizyondaki oyuncular ergenle aynı yaşta olduğu halde daha olgun veya daha büyük görünüyorlar?

TV de rol alan birçok ergen oyuncunun yaşı yirminin üstünde . Aslında büyük yaştaki kişiler ile çalışarak televizyon yapımcıları kısa çalışma saati kuralları veya okul problemleri gibi sorunlarla uğraşmıyor. Sizin gibi ergen birinin rolünde olan oyuncular aslında sizden daha ileri yaştalar. Bunların sadece çok azı gerçek ergen gibi görünüyor.

Sağlıksız vücut intibası (imaj) nin belirtileri nelerdir?

Eğer kendinizi sadece görüntünüz ile değerlendiryorsanız, televizyondaki veya magazindeki kişiler ile kendinizi kıyaslamaya başladıysanız, vücudunuzu tariff ederken olumsuz kelimeler kullanıyorsanız, görüntünüz ile ilgili mutsuz veya depresif iseniz, sürekli olarak vücudunuzun veya görüntünüzü düzeltmek ile ilgili şeyleri düşünüyorsanız sağlıksız vücut intibası edinmişsiniz demektir.

Ergenlik döneminizde vücudunuz değişir. Boyunuz uzar ve kalçalarınız genişler. Sivilceler çıkar. Memenizde ve genital bölgenizde de değişiklikler olur. Bu değişiklikler nedeniyle normal görünüp görünmediğiniz konusunda endişelnebilirsiniz. Kendinizi internette gördüğünüz kişelr ile kıyaslamaya başlayabilirsiniz. Hatta beğenmediğiniz bazı vücut bölgenizi düzeltmek için ameliyat olmayı dahi planlayabilirsiniz. Şunu bilmelisiniz ki ‘normal’ olan değişik değişik olabilir. Meme, kalça veya labiya denen iç dudak büyüklüğü kadından kadına değişebilir. Tüm bu farklı görünümler aslında normaldir.

Vücudunuz ile ilgili daha iyi hissetmek ve kendinize güvenmek için ne yapmalısınız?

· Medyanın kendi vücudunuz ile ilgili düşüncenizi nasıl etkileyebildiğinin farkına varın. Medya da gösterilen güzellik kriterleri kesinlikle gerçekçi değildir. Kendinizi sanal kişler ile kıyaslamaktan vazgeçin.

· Medya ile ne kadar ilgilendiğinizi takip edin. Eğer fazla ise ara verin.

· Farklı vücut şekillerinin normal olduğunu bilin.

· Sağlıklı beslenin ve düzenli egzersiz yapın.

· Başarıya odaklanın, görüntüye odaklanmayın. Bu şeilde davranan kişileri örnek alın.

· Kendiniz gibi değerleri olan kişiler ile arkadaş olun.

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.