SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

KOLTUKALTI TERLEMEDE BOTOKS

KOLTUKALTI TERLEMEDE BOTOKS

Koltukaltı botoks uygulaması aşırı terleme tedavisinde en çok tercih edilen yöntemlerden birisidir. Botoks uygulaması aşırı terlemesi olan bölgelere yapılır. Koltukaltı, avuç içi, ayak tabanı, saçlı deri bu uygulamanın sıkça yapılan bölgelerdendir. Botoks uygulaması ile aşırı çalışan ter bezlerinin çalışması azaltılır. Fazla terleme kişinin sosyal hayatını negatif yönde etkiler. Bu yüzden Botoks uygulaması sonrası memnuniyet çok fazladır.

Koltukaltı botoks uygulaması klinik ortamında yapılır. 15- 20 dk’ lık bir işlemdir. Etkisi 10 gün sonra başlar. Botoksun etkisi ortalama 6-12 ay sürer. Ve en çok merak edilen soru; terleme azaltılırsa vücuda bir zararı olmaz mı? Botoks ile terleme bölgesel azaltılmaktadır, yok edilmemektedir ve vücudun diğer bölgelerindeki terleme devam etmektedir.

Terleme insan vücudunda normal bir süreç iken aşırı terleme çok büyük problemleri beraberinde getirir. Ter bezlerinin aşırı çalışmasına bağlı kişinin günlük yaşamında bazı aksamalar olmaktadır. Kıyafet seçimleri, sosyal hayatı engellemesi açısından birçok engel çıkarmaktadır. Aşırı terleme toplumun % 1 inde görülen bir problemdir. Özellikle avuç içi, ayak tabanı, koltuk altı ve daha az olarak da yüz, kasıkta, saçlı deride, kuyruk sokumunda aşırı terleme görülebilir.

Fazla terlemenin en önemli sebepleri arasında stres, diyabet, değişik uyaran ilaçlar, tiroid bezinin aşırı çalışması, böbrek üstü bezinde görülen hastalıklar, menopoz, hipoglisemi, şişmanlık, hormonlar yer alır.

Kişiler özellikle aşırı koltukaltı terlemesinden şikayetçi olurlar. Fazla terlemenin giysilerde iz yapması, ıslanmış görüntüye sebep olması, kötü koku duyulması hem kişinin kendini hem de çevresindeki insanları rahatsız edebilir. Bu tür kişilerde koltukaltına yapılan Botoks terlemeyi oldukça azaltır. Bazı insanlarda avuç içleri ve ayak tabanlarında aşırı terleme izlenebilir. Bu problemin psikolojik ve sosyal ve bir sorun olduğu durumlarda Botox tedavisi uygulanabilir.

Botoksun fayda etmediği durumlarda klipsleme, lazer ile terbezlerini yakma gibi ameliyatlar denenebilir. Çünkü nadir de olsa botoksun faydası olmadığı kişilerle karşılaşabiliyoruz.

www.eseraydogdu.com.tr

instagram: @OPDRESERAYDOGDU

facebook: Op.Dr.Eser Aydoğdu

Yazının devamı...

GÖZALTI MORLUĞUNUN ÇÖZÜMÜ VAR MI ?

GÖZALTI MORLUĞUNUN ÇÖZÜMÜ VAR MI?

Rönesans yöntemi diye bilinen Raffaello ve Tiziano uygulamalarından kısaca bahsedeceğim. Özellikle bu yazıyı yazma sebebim; son dönemde forum sitelerinde sıklıkla konuşulan, basında oldukça popüler olan Tiziano ve Raffaello ile ilgili detaylı bilgi vermek...

15 yıldır estetik dünyası içindeyim, inanın yenilikleri takip etmek için bile ayrı bir efor sarfediyorum. Önce bu konu ile ilgili bilimsel araştırmaları okuyorum, yeni ürün, teknik veya cihazı kullanan hekimlerle ve hastaları ile görüşüyorum, sonra lansman ve eğitim toplantılarına katılıyorum, uzun dönem sonuçlarını bekliyorum ve sonrasında iç rahatlığıyla sevgili hastalarıma uygulamaya başlıyorum.

Tiziano ve Raffaello da benim için aynen öyle oldu. Şu anda uyguladığım kişilerdeki memnuniyet, gözle görülür sonuçlar, etrafındaki kişilerin fark etmesi ile çevresindeki kişilerin gelmesiyle oldukça başarılı sonuçlar aldığımız açıkça söyleyebilirim.

10 dakika da tamamlanan bir uygulama olup, uygulanması sadece 10 dakika sürüyor, öğle arasında dahi yapılabiliyor, uygulama yapıldığı diğer kişiler tarafından anlaşılmıyor, iz bırakmıyor. Fakat nadiren de olsa iğne izine bağlı olarak ödem, morluk olabilmektedir. Bugüne kadar uygulanan cilt altı antiaging mezoterapi yarım santim aralıklarla yapılmasına karşın, bu uygulama bu güçlü ve hızlı sinerjik etki nedeniyle 3 cm aralıklarla yapılabiliyor. Bu nedenle bir yüz antiaging tedavisi maxımum 10-15 enjeksiyon ile tamamlanıyor.

Rönesans Yöntemi; çok özel bir teknikle hazırlanan kokteyllerden oluşan farklı ürünleri, maksimum sinerji ve maksimum antiaging etkisi, minimum enjeksiyon uygulaması ve 10 dakikada tamamlanmasıyla farklılaşıyor. Sağladığı uygulama kolaylıkları, protokolün kısalığı, uzun etkisiyle dikkat çeken bu yöntem, MIIT (Mikro Intradermal Injection Technik) tekniğiyle hayata geçiriliyor.

25 yaş sonrası için 8 ayrı antiaging aktif maddeyi bir arada içeren tek kokteyl “RAFFAELLO”: Raffaello; hyaluronik asit, pinus pinaster, resveratrol, glutatyon, antioksidan kompleksi, aminoasitler, bakırpeptid ve B grubu vitaminlerden oluşan bir üründür. 25-35 yaş arasında kullanılarak hidrasyon ve parlaklık sağlar, besler. Yüz, boyun, dekolte, eller, ayaklar, göz altı morlukları ve saç köklerinde etkilidir.

• 35 yaş sonrası için 10 ayrı antiaging aktif maddeyi bir arada içeren tek kokteyl “TIZIANO”: Tiziano; omega CTP kompleksi, organik kök hücreleri, resveratrol, bakır peptid, kollajen, hyaluronik asit, omega 3, 6, 9 ve aminoasitlerden oluşan bir üründür. Genellikle 35 yaştan sonra bu maddeler vücut tarafından üretilemediği için ince çizgiler, sarkmalar vb yaşlanma belirtileri başlar. İnce çizgilerin giderilmesi, lifting, forma sokma, kalınlaştırma amaçlı olarak yüz, boyun, dekolte, eller, göbek, kol altları, uyluk içleri, göz altı torbalarında kullanılır.

Sonuçta Tiziano ve Raffaello, Antiaging uygulamalarda botoks, dolgu gibi uygulamalarla kombine veya tek başına uygulandığında tercih edilen işlemlerden birisidir.

www.eseraydogdu.com.tr

insatgram @OPDRESERAYDOGDU

facebook Op.Dr.Eser Aydoğdu

Yazının devamı...

SAÇ EKİMİ’NDE TÜRKİYE NEDEN TERCİH EDİLİYOR?

SAÇ EKİMİ’NDE TÜRKİYE NEDEN TERCİH EDİLİYOR?

Saç Ekiminde Türkiye artık ilk tercihlerden biri haline geldi. Bunun bir çok sebebi var. Hem başarılı Estetik Cerrahlar, hem Sağlık Turizmindeki başarılı çalışmalar, hem her şey dahil uygulanan paketler,hem de Avrupa ve Ortadoğu’ya göre uygun fiyatlar hem de en son teknolojinin devamlı takip edilmesini sebepler olarak sıralayabiliriz. Saç Ekimi ile ilgili her geçen gün yeni bir buluş, yeni bir gelişme olmaktadır. Mikromotor FUE, Manuel FUE, traşsız FUE, perkütan iğneli FUE, Sedasyonlu FUE (iğne korkusu olanlara), PRP destekli FUE, Kök hücreli FUE, Mezoterapi ile kombine FUE gibi birçok yenilik ve başarılı sonuçlar mevcuttur.

Mıkro Motor Fue Tekniği İle Saç Ekim Uygulamasının Basamakları:

1- Saçınız tarafımızdan hastanede tıraş edilir. ( Kendinizin saç tıraşı olmanız gerek yoktur.)

2- Saç ekimine başlamadan önce doktorunuz elinize bir ayna verecektir, hangi bölgelere ekim yapılacağı, saçınızın ön çizgisinin nasıl olacağına dair bir çizim yaparak size tekrar bilgi verecektir.

3- Lokal anestezi veya sedasyon anestezisi ile uyuşturma yapılır. Saç alımı sırasında ağrı hissetmezsiniz. Ve saç ekimi sırasında uyanık olduğunuz için televizyon seyredebilirsiniz.

4-Başınızın arka bölgesindeki saç kökleri micromotor ile tek tek toplanmaya başlanır. Toplanan kökler özel solüsyonlarla muhafaza edilmektedir. Ensede kesi yapılmadığı için dikiş izi olmaz.

5-Saç kökleri alındıktan sonra, doğal görünümü sağlamak için ince uçlu slitlerle saç kanalları açılır. Bu işlem sizin saç köklerinizin yönünü, sıklığını ve doğallığını belirleyecek olan işlemdir.

6- Saçın ekilmesi aşaması: Açılan saç kanallarına toplanan saç köklerinin tek tek yerleştirilmesi işlemidir. Bu işlemde yine saçınızın yönlerine uygun olarak ekim yapılmakla beraber ekilen saçlar doğal olması için birli veya ikili gruplar halinde ekilir.

7- Saç ekimi bittikten sonra saçınızın arka bölgesine pansuman yapılacaktır, ekim yapılan bölge açık bırakılacaktır.

8- Ekim sonrası hastanede kalmanıza gerek yoktur.

Op.Dr.Eser Aydoğdu

www.eseraydogdu.com.tr

facebook: Op.Dr.Eser Aydoğdu

instagram : @OPDRESERAYDOGDU

Yazının devamı...

FİBROCELL KÖK HÜCRE İLE GENÇLEŞME

FibroCell hastanın kendi hücrelerinden elde edilen, zamanın etkilerini geriye çeviren Otolog Fibroblast Hücresel Tedavi yöntemidir. Bir ameliyatsız yüz gençleştirme yöntemidir.

Otolog fibroblast hücre tedavisi son dönemde estetik cerrahi ve dermatoloji alanında oldukça önem kazanan uygulamalardan bir tanesidir. Dermal ve subkütanöz defektler örneğin kırışıklar, çatlaklar, akne skarları, yara izleri tedavilerinde otolog fibroblast kullanımı estetik cerrahlar için yeni bir pencere açmıştır.

Fibrocell’in Avantajları:
Toksik değildir.
Kalıcı ve uzun etkilidir.
Karsinojenik değildir.
Teratojenik değildir.
Allerjik değildir.
Hayvansal hastalık oluşturma riski yoktur.
Yeterince elastiktir.
Enjekte edildiği yerden başka yerlere kaymaz.
Herkeste aynı etkilidir
Güvenlidir.

Uygulamanın Etki Süresi:
Otolog fibroblast enjeksiyonu iyileşmenin dereceli olarak 12 aya kadar arttığı dinamik ve canlı bir protein tamir sistemi sunar. Bu iyileşme uzun sürelidir ve bilim adamlarının araştırmalarına göre 4,5 yıldan sonra bile iyileşmede bir bozulmaya rastlanmaz.

Diğer yöntemlerden farkları nelerdir?
Dolgu enjeksiyonu ve fibroblast tedavisi iki farklı uygulamadır. Dolgu malzemeleri özellikle cilt kırışıklıklarında kısa vadede geçici bir dolgunluk sağlarken, otolog fibroblast enjeksiyonu bir tedavi yöntemi olarak cilt kırışıklıklarının yok edilmesinde etkili fakat dolgu malzemelerine nazaran daha uzun vadede etki gösteren bir yöntemdir. Otolog fibroblast hücre tedavisi uygulaması dolgu malzemeleri ile karıştırılmamalıdır.

Operasyon gerektirmeksizin bu teknik yüzdeki çevresel defektlerde kalıcı iyileşme gösteren, güvenilir şekilde kullanılan ve nerdeyse % 0 hipersensitif (allerjik) reaksiyon gösteren bir yöntemdir.
Bu yöntem, özel bir kültür yöntemi ile otolog canlı fibroblast hücre hattı oluşturmak için hastanın kulak arkasından punch ile alınan küçük bir biyopsi gerektirir. Sayısal olarak çoğaltılan bu canlı otolog fibroblastlar hastanın direk olarak dermisine enjekte edilerek burada sürekli bir protein tamir sistemi oluştururlar. Son bulgular; cilt gençleştirmede 12 aydan 48 aya kadar ölçülebilir bir iyileşme olduğunu göstermektedir. Bu çalışmalardaki histolojik analizler fibroblast enjeksiyonunun kolajen artışını sağladığını ve bununla birlikte dermal kolajenin kalınlığını ve yoğunluğunu da artırdığını kanıtlamaktadır. Bu yöntem herhangi bir alerjik tepki vermez.

Yıpranan dokuda canlılığını kaybeden hücrelerle birlikte kollajen ve elastin üretimi azalır. Artık bu durum, doku mühendisliği teknikleriyle önlenebilmektedir. Bu bölgeye nakledilen fibroblast hücreleri dokunun eski canlılığını kazanmasını sağlar. Uygulama, yaşayan, dinamik bir protein tamir sistemi ile tedavi ardından 12-24 ay boyunca kademeli olarak düzeltme sağlar. Bu düzelme uzun sürelidir, araştırmacılara göre, dağılmadan 4,5 yıl boyunca sürer.

Yazının devamı...

GÖĞÜS ESTETİĞİ SONRASI SÜTYEN SEÇİMİ

Güzel göğüsler ve sütyenler kadınların gündeminden çıkmayan, neredeyse her gün bahsi geçen konulardandır. En iyi sütyen diye birşey var mı? Doğru sütyen takılırsa hiç göğüsler sarkmaz mı? Eğer uygun sütyen takılırsa büyük göğüsler küçük görünür mü? Estetik ameliyat sonrası yanlış sütyen takılırsa estetiğin ömrü değişir mi?

Estetik ameliyat sonrası hastalarımıza 1 ay boyunca balensiz, demirsiz sporcu sütyeni dediğimiz sütyenler öneriyoruz. Sütyenin göğüs dokusuna bası, iz yapmaması gerekir. Dikiş yerinin üzerinde baskı oluşturmamasını tercih etmekteyiz.

Ameliyattan 1 ay sonra ise balenli sütyen kullanılabilinir. Fakat dolgulu ve push – up denilen göğsü ortada birleştirip yukarı çıkaran tarz sütyenleri pek tercih etmiyoruz çünkü meme protezinin ( silikonun ) yer değiştirmesine sebep olabiliyor. Ve uzun süre kullanılmasıyla meme dokusuna basarak, doku kaybı, dokunun ezilmesi gibi simetri bozukluklarına sebep olabiliyor.

Göğüs estetiği olan kişilerin bize en çok sorduğu sorulardan biri de sütyensiz gezebilir miyim. Sütyen takmasam göğüslerim bozulur mu, sarkar mı? Tabi ki sütyen oldukça faydalı bir giysi, göğüs dokusunun sarkmasında önleyici etkisi vardır. Doğru sütyen kullanıldığı sürece sütyeni önermekteyiz. Fakat ameliyat sonrası istediğiniz zaman da sütyen takmadığınız günler olabilir.

Ameliyat sonrası sütyen alacağınız zaman olarak göğüs büyütme ve göğüs küçültme ameliyatlarından yaklaşık 2 ay sonra, gerçek göğüs ölçünüz ortaya çıkacağı için yeni sütyenlerinizi almak için biraz beklemeniz gerekmektedir.

Op.Dr.Eser Aydoğdu

Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı

www.eseraydogdu.com.tr

Facebook: Op.Dr.Eser Aydoğdu

İnstagram : @OPDRESERAYDOGDU

Twitter : @OPDRESERAYDOGDU

Yazının devamı...

YÜZ ESTETİĞİNDE DEVRİM, 3D DOLGULAR

YÜZ ESTETİĞİNDE DEVRİM, 3D DOLGULAR

Gün geçmiyor ki estetikte yeni birşey bulunmasın. Her yeni kongrede, her yeni tanıtımda yeni bir üstün teknolojiye sahip dolgu maddeleri, cihazlar, estetik ameliyatlar gündeme düşmektedirler.

Yeni nesil dolgu adı altında “3D hyalüronik asitli dolgular ” yüz estetiğinde devrim niteliği taşımaktadır. Yeni nesil dolgular, yani 3 boyutlu hyalüronik asit dolguların en önemli 3 özelliği; az hacimli ürün ile yeterince doku gelişimini sağlaması, hacim bozulmasına karşı direnç gelişimi ve uzun ömürlü olmasıdır. E-Brid teknolojisi eşsiz bir çapraz bağlama yöntemidir. Hyalüronik asit partikülleri içindeki ve arasındaki kovalent bağların oluşumunu teşvik eder. Yeniden form kazandırmadaki elastikiyet, dirençlilik kapasitesi yüksektir. Çapraz bağlar üzerinde bütünlüğü, sabitliği sağlama özelliği, uygun yumuşaklıkla şekil verebilme kolaylığı, yeniden yapılanmayı tamamlama özelliği ile farklı bir teknolojiye sahiptir. E-BRİD teknolojisi ile 3D dolgu ürünlerinde %90 çapraz bağlı ve %10 çapraz bağsız hyaluronik asit mevcuttur. Böylelikle çapraz bağlı hyaluronik asit ile dokuda istenen dolgu etkisi sağlanırken, %10 çapraz bağsız üründe cildin nemini sağlar.

Peki bu kadar komplike özelliklerin faydası ne? kişi açısından artısı ne? Hem yüz bölgesinde dolgunluk sağlarken ödem ve aşırı şişme gözükmez. 3 boyut etkisi ile daha yüz kolay şekillenir. Dolguya istediğimiz şekli vermemiz kolaylaşır. Ve dolgunun yüzde kalma süresi uzar.

” 3D dolgu maddeleri” en çok hangi bölgelerde tercih edilir?

– Dudak dolgunlaştırma

– Nazolabial çizgiler (burundan dudak yan taraflarına uzanan çizgiler)

– Dudak kenarlarından aşağıya inen çizgiler (marionette çizgiler)

– Dudak üstündeki mimik çizgiler (perioral çizgiler)

– Elmacık kemiği

– Şakak bölgesi

– Yanak bölgesi

-El üstü

-Çene dolgusu

3D Dolgu ( E-Bridge ) teknolojisine sahip Hyalüronik asit partikülleri içindeki ve arasındaki kovalent bağların oluşumunu teşvik ederek küçük hacimlerde geniş alanları doldurmayı sağlar ve uzun ömürlü olduğundan kullanıcı ve hasta memnuniyetinin yüksek olmasını sağlar

Yazının devamı...

Estetik Cerrahlara Neden Başvurulur ?

Estetik Cerrahlara Neden Başvurulur ?

- Gençleşmek? Güzelleşmek? Değişim?

Evet biz estetik cerrahlara en çok başvurma sebebi nedir? Bu konuda küçük çaplı bir araştırma yapmak istedim. İnteraktif bir çalışma ile facebook, instagram ve twitter sayfalarımda bu soruyu sordum; “Sizce Estetik Cerrahlara En Çok Başvurma Sebebi Nedir? -Gençleşmek? – Güzelleşmek? – Değişim? ” Yüzlerce gelen cevapları özet olarak yorumladım ve aşağıdaki yazı ortaya çıktı.

En orjinal cevaplardan birisi “bence yaşa göre değişir” yorumuydu. Çünkü gençken amaç daha iken, orta yaşlarda en çok başvuru sebeplerinden olmaktaydı. Yaş ilerledikçe ise estetik olma sebeplerindendi.

Güzel bir diğer yorum ise estetik olma sebeplerini “kendini iyi hissetmek, kendine güven” şeklinde açıklamaktaydı.

Birçok yorum en önemlisinin sağlıklı olmak olduğunu sonrasında ise gençliğin ve güzelliğin geldiğini açıklamaktaydı.

Gençleşme; ise hem erkek hem kadınların estetik cerrahide oldukça talep ettiği konulardan birisidir. Botoks, dolgu, yağ enjeksiyonu, kök hücreler, vitaminler, örümcek ağı estetiği, cihazlar, peeling, leke tedavileri, mezolifting, yüz germe ameliyatı, göz kapağı estetiği, kaş estetiği gençleştirmede en çok kullandığımız yöntemlerdir.

Bir diğer ilginç cevap “aynaya bakınca mutlu olmak, aynalarla barışmak ” oldu bence…kişinin psikolojisi, hayattan beklentisi…

Bir başka yorum ise gençlik, güzellik, değişim seçeneklerinden farklıydı. Kişi vücudunda oluşan deformasyonları, fazlalıkları düzelttirmek için başvurur estetiğe diyordu cevap…

Ve estetiğe karşı olduğunu söyleyen yorumlar da oldu, ama yaptıranlara saygı duyduklarını açıkladılar

İyi estetik cerrahi var, iyi ki estetik cerrahlar var diyenler oldu…

Hepsi birbirinden farklı, hepsi birbirinden değerli yorumlarınız için çok teşekkürler. Facebook, instagram ve twitter’daki interaktif çalışmalara devam. Bu yazılarımı aynı zamanda Milliyet Gazetesindeki “Estetik Günlüğü” adlı köşemde de yayınlayacağım.

Op.Dr.Eser Aydoğdu

Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı

www.eseraydogdu.com.tr

Facebook: Op.Dr.Eser Aydoğdu

İnstagram : @OPDRESERAYDOGDU

Twitter : @OPDRESERAYDOGDU

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.