Thulium Lazer, ciltteki leke ve kırışık tedavisinde yaygın olarak kullanılan güvenli ve etkili bir yöntemdir.

Uzman bir doktorun teşhisine, yönlendirmesine ve hastanın taleplerine göre oluşturulan tedavi planına bağlı olarak uygulanır. Kişinin yapısal özelliklerine ve cilt problemini oluşturan lekenin nerede olduğu, genişliği, cilt altındaki derinliği, yaygınlığı gibi niteliklerine göre cihazın uygun akım gücü, dalga boyu, atım ve tarama seçenekleri belirlenmektedir. Thulium lazer ile gerçekleştirilen uygulamalarda cihazdan sağlanan enerji ile lekelerin niteliğine bağlı olarak seçilen akım gücü, dalga boyu, atım ve tarama seçenekleri ile sorun yaşanan cilt alanı üzerinden geçilmektedir. Lavieen Leke Lazeri ile yapılan işlemde diğer lazer sistemleriyle yapılan uygulamalardan farklı olarak ciltteki incelmeye neden olan soyulma ve kabuklanmalara neden olmaz. Bunun yerine ciltte oluşturulan kontrollü ufak zedelenmeler ile kişinin vücudundaki ‘makrofaj’ denilen iyileştirici hücreler sorunlu bölgeye çekilerek cilt probleminin giderilmesi sağlanır.

Thulium lazer ile tedavi süresi ne kadardır?

Cildin alt katmanlarına yayıldığı için inatçı tipte sayılan bazı lekelerin diğer lazer sistemleriyle tedavisi daha uzun bir süre ve sabır gerektirmekteyken, Thulium Lazer uygulamalarında ilk seanstan itibaren olumlu değişimler gözlemlenebilmektedir. Lekelerin tipine göre kişiden kişiye farklılık gösterebilmekle birlikte 2 ay arayla gerçekleştirilen 3 seans leke tedavisi için yeterli olabilmektedir.

Thulium lazer ile tedavi edilen cilt problemleri nelerdir?

Güneş lekeleri (melazma) etkili bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Melazma, güneşten gelen ışınların zararlı etkileri sonucu kişilerin ciltlerinde ortaya çıkan özellikle açık kahverengi ve koyu kahverengi görünümlü lekelenmelerdir. Güneş lekelerinin ortaya çıkmasındaki en önemli etken güneş olmakla beraber, kişinin vücudundaki hormonlara ilişkin birtakım değişimler ve metabolizmasında yaşanan süreçler de güneş lekelenmelerine sebebiyet verebilmektedir. Kadınların vücudunda hamilelik ve doğum kontrol hapı kullanımı hormonların işleyişini değiştiren belirgin faktörlerdir. Güneş ışınları bu süreçte cilde çok daha fazla zarar verebilmektedir.

Yaşlanma gibi zamanın etkileri sonucu kişinin hücrelerinde yaşanan değişimler de leke ve kırışıklık oluşumuna neden olabilmektedir. Yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan cilt problemleri de Thulium Lazer ile tedavi edilebilmektedir.

Thulium Lazer ile güneş lekelerinin giderilmesi, yaşlılık lekelerinin giderilmesi, cilt tonunun dengelenmesi, çillerin giderilmesi, doğum lekelerinin giderilmesi, pigment tedavisi, cilt tonu (beyazlaştırma), epidermal melazma, yaşlılık noktaları - lekeleri, cilt dokusu – kırışıklıklar, akne ve yanık skarı tedavisi, anti-aging tedavisi başarılı bir şekilde yapılabilmektedir.

Op. Dr. İlsun Aka

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi

www.ilsunaka.com.tr

www.instagram.com/drilsunaka

Liposuction kolay erimeyen bölgesel yağların giderilmesinden kullanılan yöntemlere verilen isimdir. Fazla yağların alınmasının ardından ciltte gevşeme ortaya çıkabilir. Kullanılan liposuction yöntemine göre yağ alımı ile birlikte cilt germe işlemleri de uygulanabilir.

Örneğin lipomatik (infrasonic) liposuction, klasik teknik ile karşılaştırıldığında vücuttaki yağlar titreşim hareketleri ile alındığı için dokuda klasik tekniklerdeki gibi hasar oluşmaz. Titreşim hareketleri klasik liposuction tekniğinde olduğundan daha kontrollü bir yağ alımı imkanı sunar.

Ayrıca bağ dokuda ve ciltte sıkılaşma sağlar, cilt dokusunun daha gergin ve esnek görünmesini sağlar. Titreşim uygulanan bölgelerde doku hasarı ya da herhangi bir şekilde ağrı hissedilmez. Bunun yanı sıra ödem ve morluk oluşma riski de klasik tekniklere göre çok daha düşüktür.

Lipomatik liposuction ile göbek, kalça, gıdı, kol, uyluk, hatta ayak bileği gibi cildin sarkma riskinin yüksek olduğu bölgelere uygulandığında çok daha fazla faydalı olur. İşlemden sonra bu bölgelerdeki cilt sarkmalarında ciddi oranda düzelme görülür.

Nasıl uygulanır?

Lipomatik liposuction işleminde sedasyon verilerek kişide rahatlama hissi sağlanır. Bu sayede operasyon süresince hiçbir şekilde ağrı ya da sızı hissedilmez. Daha küçük bir bölgeye uygulanacaksa lokal anestezi de uygulanabilir. 1-2 santimlik kesiler için kendiliğinden çözünen dikişler kullanılır. Bu işlem ile 6-8 litreye kadar yağ alımı yapılması mümkündür. Damarlara, sinirlere ve yumuşak dokulara zarar verme riski oldukça düşüktür. Lipomatik liposuction teknolojisi bölgedeki kolajen üretimi artırılarak bölgenin doğal bir şekilde sıkılaşması sağlanır.

İyileşme süreci oldukça hızlıdır, birkaç gün içinde işe dönülebilir. Operasyondan sonra birkaç gün şart olmak üzere, yaklaşık 3-4 hafta korse giyilmesi önerilir. İncelme operasyondan hemen sonra başlar, ortalama 3 ay boyunca devam eder. Sonuçları hızlı ortaya çıkan ve hasta memnuniyeti oldukça yüksek bir operasyondur.

Op. Dr. İlsun Aka

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi

www.ilsunaka.com.tr

www.instagram.com/drilsunaka

Burun estetiğinde doğal görünüm için çok önemli bazı kriterler vardır. Bunlar yeni burun şeklinin yüzle tam uyum sağlaması, var olan burnun genel özellikleri korunarak sadece estetik sorunların giderilmesinin hedeflenmesi ve görünen bir iz oluşmamasıdır. Bu nedenle yeni burun şeklinin tasarımı çok önemlidir. Hastalar minimal değişiklikler talep etmeli ve gerçekçi beklentilere sahip olmalıdır. Son olarak da cerrahın tecrübesi ve tercih ettiği teknik de çok önemlidir. Günümüzde görünen iz oluşturmayan tekniklerin kullanımı daha fazla tercih ediliyor.

Burnun yüzüne geneline uyması, çok fazla ön plana çıkmaması, hatta gözleri daha fazla ön plana çıkarması görünüm açısından çok önemlidir. Tüm bunlardan daha önemlisi ise solunum işlevini sağlıklı bir şekilde yerine getirebilmesidir.

Burun estetiği nasıl yapılır?

Burun estetiğinde açık veya kapalı teknik uygulanabilir. Her iki işlemin avantaj ve dezavantajları hastaya detaylı şekilde anlatıldıktan sonra hastanın ihtiyaçları doğrultusunda uygun cerrahi tekniğe birlikte karar verilir.

Estetik burun ameliyatları, diğer yüz yapılarının yer, yakınlık, açı ve mesafelerine göre yapılan bütüncül değerlendirme sonrasında yaklaşık 1,5 saat sürer. Aynı seansta hem nefes alma problemine hem estetik görünüme ait sorunlar giderilebilir. Ameliyat sonrası 3. ve 7. günlerde yapılacak kontrollerin ardından işe dönebilir. Günümüzde tampon ve alçı yerine nefes alma imkanı sunan ateller ve koruyucu bantlar uygulanabiliyor. Ameliyat öncesi ve sonrası kullanılacak özel jellerle morarma ve ödem en az düzeye indirilebilmektedir.

Kemik gelişimini tamamlanmış her hasta burun estetiği için uygun bir aday olabilir. Kadınlarda 15-16 yaş erkeklerde ise 16-17 yaş sonrasında cerrahi işlem güvenli şekilde gerçekleştirilebilir. Sinüs fonksiyonunun etkilendiği ve ciddi burun içi eğriliklerin eşlik ettiği hastalarda daha erken yaşlarda yapılabilir. Üst yaş sınırı ise yoktur.

İyileşme sürecinde dikkat edilmesi gerekenler

Buruna yerleştirilen nefes alma imkanı sağlayan silikon tamponlar ortalama 3 günde çıkartılır. Tamponlar silikon yapıda olup dokulara yapışmadığından tampon çekilme işlemi zannedilenin aksine çok kolay ve ağrısızdır. Termal atel birinci haftanın sonunda alınır. Atel çıkartıldıktan sonra ödemi azaltmak için 2-3 gün burun bandajı uygulanır. Rinoplasti hastalarının bir kısmında morluk olabilir. Ameliyat sonrası burun şiş olmasına rağmen atel çıkartıldığı andan itibaren burun şeklindeki iyileşme hasta tarafından fark edilir. Postoperatif 2. ayda ödemin yüzde 75’i geriler. Kalan ödem 6-12 aylık sürede ortadan kaybolur. Kalın burun derisi olan hastalarda ödemin gerilmesi 1,5/2 yılı bulabilir. Genellikle 1-2 haftalık istirahat süreci sonrası hastalar iş ve sosyal hayatlarına dönebilirler.

İyileşme süreciniz travmaya yanıt olarak, kolay şişen veya moraran bir yapı yoksa bir haftayı geçmez. İlk 48 saat aralıklarla buz tatbiki bu süreci daha da azaltır. Burun içine konan silikon splint üçüncü günde, dışına konan alüminyum splint yedinci günde alınır. Burnun nihai sonucu alması kemik iyileşmesinin tamamlanmasını takiben 4 ile 6 ayı bulabilir. Morarmanın daha az olması için, ameliyat öncesinde ve sonrasında cerrahın önerilerine tam olarak uyum sağlanılması gerekir. Unutulmamalıdır ki her burun ameliyatında revizyon ihtimali %10-15 oranında olabilmektedir. Nihai sonuca karar vermek için 1 yıl beklenmeli ve sabırlı olunmalıdır.

Op. Dr. İlsun Aka

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi

www.ilsunaka.com.tr

www.instagram.com/drilsunaka

Cildiniz hem içten hem dıştan güzelleştirilebilir

Yaşlanma, yerçekimine, strese, güneşe ve çevresel etkilere bağlı olarak zamanla yüz, boyun ve dekolte bölgesinde oluşan yaşlanma belirtilerinin ve deformasyonların tedavisi için çeşitli mezoterapi teknikleri uygulanabilmektedir.

Özellikle güneş ve çeşitli çevresel etkenler, cilt altı dolaşımın bozulmasına neden olabilir. Vitamin ve mineral ihtiyacının karşılanmaması sonucunda ciltte mat ve cansız görünümün yanı sıra lekeler ve sarkmalar da ortaya çıkabilir.

Cildin vitamin ve mineral ihtiyacının karşılanması, bozulmuş kan dolaşımın düzeltilmesi, azalan destek dokuların yerine konması amacıyla en etkili yöntem olarak yüz mezoterapisi uygulaması yapılabilir.

Yüz mezoterapisi hastanın cilt yapısına göre değişmekle birlikte 2 hafta aralıklarla 2-7 seans yapılabilir. Uygulamadan sonra cilt koruma mezoterapisi önerilerek 1- 3 ayda bir seans uygulama yapılarak cilt koruması mezoterapisi yapılabilir. Koruma mezoterapisi canlı parlak sağlıklı bir cilt için oldukça etkili bir yöntemdir.

Mezoterapi öncesinden cildin ayrıntılı muayenesi yapılır. Cildin ihtiyaçlarına uygun ilaç karışımları hazırlanır. Uygulama bölgesi dezenfekte edilir, hazırlanan ilaç karışımı ince iğneler ile 1 cm aralıklarla cilt içine verilir. Uygulama sırasında soğuk kompres yapılarak ağrı duyusu önlenir. Yüz mezoterapisi uygulaması sonuçları hemen fark edilir hale gelir.

Cildi içeriden de desteklemek gerekir

İlerleyen yaş, sigara kullanımı, aşırı stres, hava kirliliği ve hareketsizlik cilde esneklik ve canlılık veren kolajenin azalmasına neden oluyor. Bu durumda ciltte sarkmalar, kırışıklıklar matlaşma ve kuruluk görülebiliyor. Son dönemlerde cilde kaybettiği kolajeni kazandırmak için kolajen aşısı veya takviye tabletleri kullanılabiliyor. Kolajen aşısı uygulanarak ya da kolajen içerikli tabletler kullanarak cilde daha dolgun ve pürüzsüz bir görünüm verilebilir. Kolajen cilt için çok önemlidir. Deri üç katmandan oluşur: epidermis, dermis ve deri altı doku (hipodermis). Epidermis olarak bilinen en üstteki katman, hücrelerdeki ve dokulardaki su kaybını kontrol eder. Bu koruyucu bariyer olmadan, vücut hızlı bir şekilde dehidre olur yani susuz kalır. Epidermisin hemen altında ikinci kat yani dermis yer alır. Dermis; kan damarları, sinirler ve saç folikülleri içermesine rağmen, öncelikle kolajen adı verilen bir proteinden oluşur. Bu protein, hücrelerin ve kan damarlarının büyümesi için bir çerçeve sağlayan bir lif ağı oluşturur. Dermisin birincil bileşeni olduğundan, kolajen cilt için destek yapısı görevi görür. Hipodermis, daha büyük kan damarlarını ve sinirleri içeren bir yağ ve bağ dokusu tabakasıdır. Ayrıca ter bezleri, yağ ve kolajen hücrelerine de ev sahipliği yapar. Hipodermis, vücudunuzun ısısını ve hayati önem taşıyan iç organlarınızı korumaktan sorumludur.

Kolajen desteğiyle cilt daha sağlıklı ve daha güzel hale getirilebilir. Uzman desteği aracılığıyla ciltteki kolajen kaybı giderilebilir ve mezoterapi uygulamalarıyla cilt daha güzel hale getirilebilir.

Op. Dr. İlsun Aka

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi

www.ilsunaka.com.tr

www.instagram.com/drilsunaka

Meme küçültme estetiği, kişinin yaşam kalitesinin düşmesine neden olacak kadar aşırı büyük göğüslerin büyüklüğünü azaltmak ve konturunu düzeltmek için uygulanan estetik cerrahi prosedürüdür. Kişinin fiziksel olarak hareket kabiliyetinin artmasını sağlar. Bunun yanı sıra aşırı büyük göğüsleri taşırken omuz, boyun ve sırtta oluşan ağrıyı hafifletir. Vücudun daha orantılı ve ince görünmesini ve kıyafet seçiminde daha fazla özgürlük sağlar. Hareket kabiliyetinin azalmasına neden olacak kadar aşırı büyük göğüslere sahip olan ve bundan şikayetçi olan herkes için uygundur.

Nasıl yapılır?

Meme küçültme operasyonu genel anestezi altında hastanede yapılır. Kesiler mümkün olduğunca memenin doğal kıvrımlarına gizlenerek açılsa da tamamen gizlenmesi mümkün olmaz. Ancak atılan estetik dikişlerle izler iyileştikçe sönerek belirsiz hale gelir. Kesi işleminden sonra göğüslerdeki fazla dokular alınarak meme başı bölgesinin etrafı küçültülür. Göğüs uçları olması gereken pozisyon ve açıya getirilerek daha dik bir görünüme kavuşturulur. Ameliyattan sonra, göğüslere gazlı bez sargısı uygulanır ve cerrahi sutyen kullanılır. Ameliyat ortalama 3 saat veya daha uzun sürebilir.

Ameliyattan sonra ilaçla kolayca kontrol edilen ağrı bir veya iki gün içerisinde azalır. Ameliyattan 1 gün sonra hasta hastaneden taburcu edilebilir. Kesi çevresinde şişlik ve cilt renk değişikliği genellikle bir hafta içinde azalır. Dikiş hattı ameliyatın ikinci haftasında iyileşir. Hasta 5 gün içinde günlük aktivitelerine dönebilir.

Göğüslerde his ve işlev kaybı olur mu?

Göğüs küçültme estetiğinde süt üreten bezler ve sütü meme ucuna taşıyacak kanalların etkilenme riski büyüktür, etkilenmenin boyutu ve kalıcı olup olmayacağı tercih edilen teknikle doğrudan ilişkilidir. Meme başı duyusundaki etkilenme derecesi de aynı şekilde teknikle ilişkili olarak değişecektir. Bazı meme küçültme ameliyat tekniklerinde meme ucu duyusu tamamen kaybolmakta, bazılarında ise hiç değişmemektedir.

Meme küçültme estetiği sadece estetik amaçla değil, aynı zamanda sağlık amacıyla da yapılabilir. Bazı büyük memeler kişinin ruh sağlığını etkileyebilir veya asosyal bir kişiliğe sokuyor ya da bel ve boyun ağrısı, göğüslerin altında pişik, mantar oluşumları, yatarken nefes almada zorluk, yürürken çabuk yorulma gibi sıkıntılara neden oluyor ise meme küçültme estetiğine başvurulabilir.

Üstelik yapılan araştırmalarda meme küçültme operasyonu geçiren kadınlarda kanser gelişme riskinin, küçültme operasyonu geçirmeyenlere oranla yüzde 30-40 civarında azaldığını göstermektedir. Eğer aşırı büyük göğüsler yaşam kalitesinin düşmesine neden oluyorsa, estetik cerrahiden destek alınarak daha ideal göğüslere sahip olunabilir.

Op. Dr. İlsun Aka

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi

www.ilsunaka.com.tr

www.instagram.com/drilsunaka

Jinekomasti erkeklerde meme dokusunun çeşitli nedenlerle genişlemesi veya şişmesi durumunda görülen bir rahatsızlıktır. Jinekomasti, en yaygın olarak östrojen ve testosteron hormonları arasındaki dengesizlikten kaynaklanır. Östrojen, meme büyümesi dahil olmak üzere kadın özelliklerini kontrol eder. Testosteron ise kas kütlesi ve vücut kılı gibi erkek özelliklerini kontrol eder. Her iki cinste kendi hormonlarının yanı sıra karşı cinsin hormonlarını da üretir, yani erkekler az miktarda östrojen üretirken dişiler de az miktarda testosteron üretir. Çok yüksek olan veya testosteron seviyeleri ile dengesiz olan erkek östrojen seviyeleri, jinekomastiye neden olur. Jinekomastiye neden olabilecek başka birçok durum vardır. Bunlar; şişmanlık, doğru beslenme eksikliği, testislerde veya adrenal bezlerde tümörler, karaciğer hastalığı, hipertiroidi, böbrek yetmezliği ve kullanılan bazı ilaçlardır.

Erkeklerde meme büyümesi bir veya iki memeyi etkileyebilmektedir. Çoğunlukla testosteron seviyeleri ile dengesiz veya çok yüksek olan erkek östrojen seviyelerinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda; meme ağrısı ve hassasiyet sık görülen semptomları oluşturmaktadır. Çoğu zaman elle kontrol edildiğinde, doğrudan meme alanının altında yumru şeklinde sert bir doku ele gelmektedir. Yumrunun meme dokusu içinde kolayca hareket edebildiği gözlenmektedir.

Herhangi bir sağlık tehlikesi yaratmamaktadır. Sadece bazı durumlarda sağlığı tehdit edebilecek farklı bir rahatsızlığın göstergesi olabilmektedir. Jinekomasti sıklıkla sosyal ve psikolojik sorunlara sebebiyet vermektedir. Jinekomasti sporla veya rejimle düzelmesi zor bir problemdir.

Nasıl tedavi edilir?

Jinekomasti üç dereceye ayrılmaktadır. Birincisinde hafif meme yağlanması, ikincisinde süt bezi şişmesi, üçüncüsünde hem yağlanma hem de glandüler yani süt bezinde anormal büyüme görülebilmektedir. Jinekomasti derecesini ölçmek için meme görüntüleme testleri-mamografi ve/veya meme ultrasonu yapılabilir. Ayrıca hormon seviyesini kontrol etmek için kan testleri istenebilir. Yağdan zengin olan birinci ve üçüncü derece jinokomastide liposuction uygulanmaktadır. Üçüncü ve ikinci derecede jinokomastide; meme dokusunun yoğun olduğu durumlarda ise cerrahi kesi ile doku çıkarılması tercih edilebilir. Çocuklarda ve ergenlerde genellikle tedaviye gerek yoktur. Jinekomasti vakalarının çoğu zamanla azalır. Bununla birlikte; tıbbi bir durum jinekomastiye neden oluyorsa, öncellikle bu tıbbi durumun tedavi edilmesi gerekir. Jinekomasti şiddetli ağrıya ve hassasiyete veya utanmaya neden oluyorsa estetik operasyon uygulanabilir.

Jinekomasti ameliyatı yöntemleri arasında VASER veya lazer liposuction yöntemleri de son dönemde revaçta olan yöntemlerdendir. Her ameliyat sonrasında hasta iki gün sonra işe başlayabilir. Günlük hayatına devam edebilir. Ortalama 3-4 hafta cerrahi korsa kullanılması ve bir ay spor gibi ağır aktiveteler yapılmaması önerilir.

Op. Dr. İlsun Aka

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi

www.ilsunaka.com.tr

www.instagram.com/drilsunaka

Dudak dolgusu işlemi; dudakların dolgunluğunu artırmak, şeklini düzeltmek, konturunu belirlemek için uygulanan estetik bir prosedürüdür. Günümüzde enjekte edilebilir dermal dolguların en yaygın uygulanan yeri dudak bölgesidir. Yine en çok tercih edilen dolgu malzemesi ise vücudun doğal yapısında da bulunan hyalüronik asit dolgu malzemeleridir. Bunun dışında kişinin kendi vücudundan elde edilen otolog yağ hücreleri de enjekte edilebilmektedir. Hiyalüronik asit dolgu malzemesi enjekte edildikten sonra dolgudaki jel dudakların dokularını destekler ve şekillendirir.

Hiyalüronik asit dolgu malzemelerinin tercih edilmesinin birçok sebebi var. İlk olarak enjekte edilen madde miktarı kontrol edilebilir. Doktor dudaktaki hacim artışını daha iyi kontrol edebilir. Enjeksiyonlar, istenen sonuçlar elde edilene kadar kademeli olarak artırılabilir. İşlem sonrasında dudaklarda topaklanma gibi sorunlar oluşmaz. Diğer dermal dolgu maddelerine kıyasla daha az morarma ve şişme görülür. Sonuçlar, kullanılan dolgu malzemesinin türüne göre 6 ay ila 1 yıl arasında etkisini sürdürebilir. Bu süre, kişinin hiyalüronik asit malzemesini absorbe etme süresine göre de değişiklik gösterir. Dudaklar hacmini ve şeklini kaybetmeye başlayınca kişinin isteğine göre enjeksiyon işleminin tekrarlanması gerekir. Alerji riski oldukça düşüktür.

Dudak dolgusu nasıl uygulanır?

Dudak dolgusu enjekte edilebilir dolgu malzemeleriyle ortalama 15-20 dakika içinde tamamlanan ameliyatsız estetik operasyonlardır. Dolgu malzemesi olarak otolog yağ hücreleri tercih edildiğinde liposuction işlemi de gerekeceğinden prosedürün süresi uzayabilir. Dolgu enjeksiyonundan önce hissi azaltmak için topikal veya lokal bir anestezi malzemesi uygulanabilir. Elde edilmek istenen şekil ve hacme göre enjekte edilecek alanlar dikkatlice işaretlendikten sonra ince uçlu iğnelerle dolgu malzemesi enjekte edilir. Enjeksiyonu takiben rahatsızlığı hafifletmek ve şişliği kontrol etmek için bölgeye hafifçe soğuk kompres uygulanabilir. İşlemden hemen sonra ruj veya diğer dudak ürünlerinden kaçınılması tavsiye edilir. Enjeksiyondan hemen sonra dudakların şekli hemen ortaya çıkar, hareket kabiliyetinden herhangi bir azalma görülmez.

Dolgun dudaklar, gençliğin ve sağlığın göstergesi olmasının yanı sıra estetik olarak da genel yüz şeklini ciddi oranda etkiler. Doğal dudak yapısı aşırı ince, asimetrik ya da yaşlanmaya bağlı olarak hacim ve şekil kaybına uğrayan dudaklara sahip olan kişiler tarafından tercih edilir. Bunun dışında; estetik görünümüne önem veren ve daha dolgun dudaklara sahip olmak isteyen kişiler de dudak dolgusundan faydalanabilir. Böylece daha estetik, enerjik ve genç bir görünüme sahip olabilirler.

Op.Dr. İlsun Aka

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi

www.ilsunaka.com.tr

www.instagram.com/drilsunaka