SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Dişte Yeni Trend: Diş Dövmesi

Elimize, ayağımıza, sırtımıza hatta yüzümüze yaptırdığımız dövme trendi artık son noktaya ulaştı: “Tattooth”, yani Diş Dövmesi. Diş kaplamalarının veya implant üstü kaplamaların üzerine işlenerek yapılan bu uygulama son zamanların en gözde uygulamaları arasında.

Diş Dövmesi uygulamasında adım adım ilerlenmektedir. Öncelikle hastanın ağız yapısına uygun porselen kaplamayı hazırlayabilmek için dijital olarak ağızdan ölçü alınmaktadır. Daha sonra hasta tarafından istenilen dövme modeli teknisyenler tarafından kaplamanın üzerine işlenir.

Aynı vücut dövmesi gibi sevdiğinizin ismini, tuttuğunuz takımın logosunu ya da evlilik tarihinizi ömür boyu dişinizde taşıyabilirsiniz. Daha sonrasında dövmenizi göstermek için sadece gülümsemeniz yeterli olacaktır.

Diş dövmesinden sıkıldığımız zaman ne olacak? İşte o zaman hasta istediği zaman bu dövmeyi sildirebilmektedir ya da değiştirebilmektedir. Diş dövmesinde istenilen her desen kaplamanın üstüne işlenebilmektedir ve tamamen hastanın zevki üzerine yapılan bir uygulamadır.

Kaplamaların işlenmesi yaklaşık 2-3 gün sürmektedir ve her yaştan insanın dişlerine uygulanabilmektedir. Uygulama sırasında acı duyulur mu sorusu en çok gelen sorular arasında yer almaktadır. Uygulama yapılırken kesinlikle ağrı hissedilmez, çünkü dövme laboratuvar ortamında kaplama dişe uygulanır, ağızda herhangi bir çalışma yapılmamaktadır. Aynı zamanda oldukça dayanıklıdır ve porselen olduğu için çıkması söz konusu bile olamaz.

Dövme anlamına gelen “Tattoo” ve diş anlamına gelen “tooth” kelimelerinin birleşiminde oluşan “Tattooth” dövme trendinde farklı bir seçenek olarak hastaların en çok tercih etti uygulamalar arasında yerini yavaştan almaya başladı. Son dönemlerde insanlar gülümsedikçe diş dövmesi ile daha sık karşılaşacağımızı söylemek yanlış olmayacaktır.

Yazının devamı...

Invisalign First: Çocuklar için Telsiz Ortodontik Tedavi

Invisalign yani telsiz ortodontik tedavi yöntemi büyüklerden sonra artık çocuklara da uygulanabilecek!

Takıp çıkartılabilen, üzerinde hiç tel olmayan bu şeffaf plaklarla 6-10 yaş arasındaki çocukların ortodontik tedavileri yapılabilecektir. Yani artık çocukları çok ‘’cool’’ bir tedavi bekliyor.

Invisalign First' ün en büyük avantajları

1) Neredeyse hiç gözükmemesi
2 )Takıp çıkartılabilir olması
3) Hijyenik olması
4) Kullanım kolaylığı

Çocuklara yapılan ortodontik damaklıklarda tel parçaların olması çocukların görüntüsünü etkliyordu. Ama Invisalign First ile çocuklarımız da hiç tel eklentisi olmadan diş çapraşıklıklarını tedavi edebilecekler.

Hem invisalign first hem de klasik ortodontik damaklıklar takıp çıkartılabilir apareylerdir. Ancak invisalign first de indikatör dediğimiz mavi düğmecikler bulunmaktadır. Bu mavi minik düğmecikler çocuklarınızın şeffaf plaklarını yeteri kadar takıp takmadığını kontrol etmemizi sağlıyor. Eğer düzgün takıyorsa mavi renkten beyaza doğru renk değişimi olacaktır.

Hijyeniktir çünkü klasik ortodontik damaklıklara göre çok daha az girinti ve çıkıntısı vardır. Bu yüzden invisalign first ün günlük bakımı daha kolaydır. Bunun yanında klasik damaklıklar ortalama 6 ay boyunca kullanılırken invisalign first plakları her 10 veya 15 günde bir yenilenmektedir.

Invisalign first çocuklarınızın dişlerine tam oturduğundan dolayı kendileri çok rahat takıp çıkartabileceklerdir. Temizliğini akan bir suyun altında fırçalama ile rahatça yapabiliyorlar.

Tedaviye başlanması için bazı dişlerin sürmüş olması gerekiyor. Bu yüzden invisalign first’e başlamak için çocuğunuzu mutlaka bir ortodonti uzmanına muayene ettirmeniz gerekir.

Invisalign first ile çene genişletmesi, çapraz kapanışlar, açık kapanışlar gibi problemlerin tedavisi gerçekleşmektedir. Ancak invisalign first ile gerçekleştirilen tedaviler 1. faz olarak adlandırılmaktadır. 1. faz tedavilerinde amaç esas tedaviye yani 2. faz tedavilere (12 yaşından sonra yapılacak ana tedavi) vakayı hazırlamak ve tedavi sürecini kolaylaştırmaktır. Çok ender vakalarda ortodontik tedaviler tek fazda bitirilebilir.

Tüm bu süreçler hakkında ortodonti uzmanınızdan bilgi alabilirsiniz.

Sevgiler

Instagramdan takip etmek için:

https://www.instagram.com/cihancapan/

Yazının devamı...

Otomatik Diş Fırçaları mı Manuel Diş Fırçaları mı

Çoğu hastamızın sorduğu bir soru var; hocam otomatik mi yoksa normal diş fırçası mı alalım?

Esasında hayatımızın çoğu alışkanlıklarını teknolojinin gelişmesi ile değiştirdik. Eskiden çevirmeli telefonlar vardı şimdi akıllı telefonlar var. Elle çamaşır ve bulaşık yıkanırken şimdi ikisinin de makinesi var. Daktilo ile yazı yazılırken şimdi herkes klavye kullanılıyor ama gel gelelim diş fırçası kullanımındaki alışkanlığımızı hala kırmış değiliz...

Otomatik diş fırçası üreten firmalar 3 boyutlu hareket yapan şarjlı diş fırçalarını piyasaya çıkarttı ve bu ürünleriyle de çok iddialılar. Ağzı bakımını hem daha etkin hem de daha eğlenceli bir hale getirmeyi hedeflemişler.

Normal bir diş fırçasını elimizle dakikada ortalama 200 hareket uygulayabilirken otomatik fırçalarda bu hareket ortalaması 55,000' e çıkmaktadır. Bu yüzden şarjlı fırçalarda çok daha etkin bir fırçalama gerçekleşmektedir. Bu fark ilk fırçalamadan itibaren hissedilebilmektedir.

Normal fırçalama yapılırken sağ elini kullanan bir kişi sol tarafını iyi fırçalarken sağ tarafını o kadar iyi fırçalayamaz çünkü elinin açısı fırçalama hareketini etkilemektedir. Otomatik fırçalarda böyle bir farklılık yoktur her iki tarafta etkin olarak fırçalanabilmektedir.

Bazılarımızın elinin ayarı olmadığı gibi sert fırçalamanın daha iyi temizlediğini düşünen kişilerin sayısı epey bir çoğunluktadır. Oysa biz diş hekimleri bunu kesinlikle önermiyoruz. Sert fırçalama diş eti çekilmesine ve dişlerde aşınmaya yol açar. Otomatik fırçalarda fırça çok bastırılırsa otomatik olarak durur. Otomatik fırçalarda bulunan basınç sensörleri bizlere ne kadar sertlikte fırçalamamız gerektiğini de göstermektedir.

Dil temizliği, yumuşak fırçalama gibi farklı fırçalama modülleri de otomatik fırçalarda bulunurken farklı fırça başlıklarının bulunması da avantajdır.

Bunun yanında mobil uygulamalarla entegre olan otomatik fırçalar ile diş fırçalamınızı gerçekten ne kadar etkin yaptığınızı da kontrol edebilirsiniz. Özellikle çocuklar için yapılmış olan eğlenceli oyunlar ile çocuklarımıza diş fırçalamayı çok daha kolay alışkanlık haline getiririz. Çocuklar için tamamen özel otomatik diş fırçaları piyasada mevcuttur.

Otomatik fırçaların deneme (tester) modelleri bazı diş kliniklerinde mevcuttur. Merak ediyorsanız kendi hekminize isteğinizi iletip bence bir deneyin derim ben.

Herkese Sevgiler

Ortodonti Uzmanı

Dr Cihan Çapan

https://www.instagram.com/cihancapan/

Yazının devamı...

Invisalign ile diş telleri artık tarihe mi karışıyor?


Gelin olmuşsun gidiyorsun yaza düğünün var ama dişlerin çarpık dolayısıyla mutsuzsun, diş teli taksan düğüne yetişmeyecek en güzel gününde ya çarpık dişlerle resim çektireceksin ya da ağzında diş telleri olacak...

Lisedesin veya üniversitede, tam ergen durumu herşeye isyan herşeye karşısın. Diş telleri mi? O da ne yakarız yıkarız:)

Satış pazarlamadasın her gün insanlarla konuşmak zorundasın, hem kendinden emin durman lâzım hem de dış görünüşün iyi olmak zorunda, Ama o ön dişlerinin birbiri üzerine binmesi yok mu! Öyle rahatsızsın ki ne işinden dolayı diş teli takabiliyorsun ne de işini iyi yapabiliyorsun...

Konservatuvarda okuyorsun veya bitirmişsin oyuncu veya spiker olacaksın ama dişlerin kötü... Diş teli taksan iş bulamazsın, öyle bir sektör baskısı var ki hem güzel güleceksin hem de diş teli kesinlikle takmış olmaman lâzım...

İş kurdun patron oldun, toplantı üstüne toplantı, galalar, yemekler, fuarlar ama seni rahatsız eden ve insanlarında bildiği ama sana söyleyemediği dişlerinin durumu da var. E karizma da var şimdi ne olacak?

Çocuğun mu var derdin var:) Damaklık verdin takmadı inatçı mı inatçı bir de ...Porselen diş telleri var diyorsun bak dişlerin çok güzel olacak diyorsun ama o ''hayır ben kesinlikle diş teli takmam'' diyor. Konu açıldığında gözleri dolmaya başlıyor ve sen dünyanın en kötü annesi olduğunu düşünerek vicdan azabı çekip çaresizliğe kapılıyorsun...

O kadar çok örnek var ki; hem dişlerim güzel olsun ama kaplama olmasın kendi dişlerim olsun, ama diş teli de takmam diyen...

Hastalarımın, özellikle de ebeveynlerinin bana en çok sordukları sorulardan biri de ‘’ Hocam o kadar teknoloji gelişti bu tellerin yerine hâlâ başka bir şey geliştiremediniz mi?’’ sorusudur.

Adam haklı tabii 1969' da ay'a ilk insan ayak bastığında metal braketler kullanılıyordu 2017' deyiz yine metal braketler kullanılıyor.

İşte yukarıda bahsettiğimiz tüm problem ve soruların artık bir çözümü var. O da hiç diş teli kullanılmadan bir seri şeffaf diş kalıpları ile çarpık dişlerin düzeltilmesi tekniğidir.

Üç boyutlu yazıcıların çıkması ile tüm dünyada özellike sağlık alanında bir devrim yaşanırken ortodontide de şeffaf kalıplar ile yapılan telsiz ortodontik tedaviler ortaya çıktı. Invisalign’da bu telsiz ortodontik tedavilere en güzel örneklerden biridir.

Invisalign teknolojisi ile dişleriniz önce sanal ortamda düzeltilir, daha sonra bu sanal ortamdaki diş hareketi gerçek hayata bir dizi şeffaf diş kalıplar vasıtasıyla gerçeğe dönüştürülür. Yani üç boyutlu tarayıcı ve yazıcı teknolojisine dayanan bir tedavi yöntemidir.

Bu şeffaf kalıplar diş tellerinde de olduğu gibi dişlere kuvvet uygulayarak hareketi sağlar.

Invisalign tedavisinin en büyük avantajı neredeyse kimsenin fark etmeyeceği kadar estetik olmasıdır. Bu şeffaf diş kalıpları dişlerin etrafını çepeçevre sarar fakat diş etlerine değmez. İstenildiğinde de hasta tarafından kolayca çıkartılıp takılabilir. Tedavi boyunca hastanın ağzına metal tel kesinlikle girmez.

Ne kadar görünmezler?
Ne kadar görünmez diye merak ediyorsanız genellikle hastalarıma yaptırdığım bir test var. Hastanın plakları bize geldiğinde ve annesi babası veya eşi o seansa da gelmediyse biz onlara diş kalıplarını teslim ettiğimiz halde eve gittiklerinde yanlış randevu verdiğimizi, kalıpların ileriki bir tarihte geleceğini söylettiriyoruz. Aileler yanlış randevu verdiğimiz için bize kızıyor ama hastamız onlara ağzılarındaki şeffaf plakları gösterdiklerinde invisalign’nın ne kadar az farkedilebilir olduğunu birebir test etmiş oluyorlar.

Herkese uygulanabilir mi?
Invisalign tedavisine uygun olup olmadığınızı öğrenmeniz için muayene olmanız gerekir. 12 yaşından büyük, orta ve hafif ağırlıktaki ortodonti vakaları invisalign ile tedavi edilebilir.

Invisalign plaklarını günde kaç saat takmam lazım?
Normal tedavi sürecinde yemek yerken ve dişlerinizi fırçalarken invisalign kalıplarını çıkartmanızı istiyoruz. Yani günde ortalama 20 saat ağızda kalması gerekiyor. Bunun dışında aşağıda sıraladığım özel anlarınızdan dolayı haftada ekstra 4-5 saat daha takmayabilirsiniz.

İstediğimde çıkartabilir miyim?
Önemli bir toplantınız varsa, arkadaşınızın veya sizin düğününüz varsa, fotoğraf çekiminiz veya kamera önüne çıkmanız gerekiyorsa, iş görümesine gidecekseniz, uzun bir konuşma yapmanız gerekiyorsa, ilk kez birisi ile buluşacaksanız yani kısaca dişlerinizde hiç bir şeyin olmadığını istediğiniz hayatınızın kritik ve önemli anlarında invisalign plaklarınızı çıkartabilirsiniz.

Temizliği zor mu?
Invisalign plakları çok kolay temizlenir. Akan bir suyun altında sıvı sabun ve diş fırçası ile kolaylıkla temizlenebilir. Bunu sabah ve akşam yapmanız yeterli olacaktır.

Zaman içinde invisalign kalıplarında renkleşme oluyor mu?
Eğer sigara, çay, kahve gibi dişleri renklendiren maddeleri kullanıyorsanız invisalign kalıplarında zamanla renkleşme olur ancak bir kalıp 15 gün kullanılmaktadır. Yani 15 gün sonra yepyeni şeffaf bir kalıba geçmiş olacağınız için bunu dert etmenize gerek olmayacak.

Tedavi süresi?
Tedavi süresi tamamen vakaya göre değişmektedir. Hafif vakalar 3-8 ay, orta vakalar 8-16 ay, ağır vakalar ise 16-24 ay sürebilmektedir. Bunu öğrenmenin en kolay yolu bir ortodonti uzmanınına muayene olmanızdır. Bu arada telsiz ortodontik tedaviler hemen hemen hiç belli olmadığı için hastalarımızın genellikle süre ile ilgili bir derdi olmamaktadır.

Diş teli tedavisi mi daha hızlı şeffaf diş kalıpları ile olan mı?
Bu tamamen vakaya göre değişen bir durumdur. Ama genelde invisalign ile yapılan tedaviler daha hızlıdır. Bunun nedeni ise invisalign tedavisinde orta ve hafif vakalar tedavi altına alınabilmektedir.

Sevgiler

Ortodonti Uzmanı Dr. Cihan Çapan

Facebook: https://www.facebook.com/cihancapan

Instagram: https://www.instagram.com/cihancapan

Yazının devamı...

Eli Öpülesi 20 Yaş Dişleri

Ah bu 20 yaş dişlerimiz… Esasında 20 yaş dişleri hepimizin belli bir yaştan sonra bunlarla "ne yapacağız" dediğimiz tombik mi tombik uykucu mu uykucu üçüncü büyük azı dişlerimizdir. İkinci büyük azı dişlerimizden sonra gelen, gelmesini beklediğimiz, bazen ise hiç gelmeyen dişlerdir.
Peki bu 20 yaş dişleri neden bu kadar kafalarına buyruk yaşıyorlar diye merak ediyorsanız gelin bu dişlerimizi biraz yakından tanıyalım.
İnsanoğlu ilk zamanlardan günümüze kadar birçok değişime uğramıştır. Bu değişim en çok da fiziki yani anatomik olarak da kendini göstermiştir. Ateşin bulunması ile beraber insanoğlu avladıkları hayvanları pişirmeyi öğrenmiş, yavaş yavaş tarıma geçmiş, tahıl ürünlerinden ekmek gibi gıdalar üretmeye başlamıştır. Bunun yanında sebze ve meyve yetiştirmeyi de öğrenmişler. Bu döneme kadar insanlar çiğ etle besleniyordu. Çiğ etin ne kadar zor çiğnendiğini sanırım hepimiz biliyoruz. Ateşin bulunması ile beraber çok uzun yıllar insanlar sert ve lifli yiyeceklerle beslenmeye devam ettiler. Bu sert ve lifli gıdaları çiğneyip, öğütmek için 3 tane azı dişine ihtiyaçları vardı. Namıdiğer 20 yaş dişlerine…

Binlerce, yüzlerce yıl boyunca insanlar aklı sayesinde tarımı geliştirmiş, yemek kültürü oluşturmuş ve "modern dünya", diye tabir ettiğimiz günümüzde artık gıdalar sanayileşmiştir. Gıda ürünlerinin bu evrimsel süresiyle beraber yiyecekler de daha kolay ulaşılabilir, yumuşak ve lifsiz olmaya başlamıştır. İşte tüm bu bahsettiğimiz sürece insan anatomisi de tepkisiz kalmamış ve bu emektar üçüncü büyük azı dişlerimizi , yani 20 yaş dişlerimizi yavaş yavaş emekliye ayırtmıştır.
İşte bu bizim "başımızın belası" dediğimiz 20 yaş dişlerimiz esasında çok uzun yıllar boyunca çalışmış, yaşlı, yorgun, emekliye ayrılmış; hatta tedavülden bile artık kalkacak olan dişlerimizdir.

Yine de bu dişlerin ağızdaki durumları farklılık göstermektedir:
Hâlâ ikinci azının arkasında yer etmiş "ben ölmedim, dimdik ayaktayım", diyenler (sürmüş 20 yaş dişleri)
"Oh, ayaklarım üşümesin ben kafamı hafif çıkartayım neler oluyor bitiyor bu hayatta", diye göz ucuyla takip edenler (Yarı gömük 20 yaş dişleri)
"Ben yorganı (diş eti) çekerim kimse bana ilişmesin uyumak istiyorum", diyenler (diş eti altındaki 20 yaş dişleri)
Karanlık taraf'a geçip dünyadan kopmuş, tamamen derin uykuda çene kemiğinin en dip köşesinde bulunan 20 yaş dişlerimiz.

Peki bu yaşlı emektar dişlerimize nasıl davranmalıyız?

Eğer "dimdik ayaktayım", diyen 20 yaş dişleri sağlıklı ise sorun teşkîl etmez ve bırakılır; ama öndeki dişe doğru sendelemeye başlar, sağa, sola yatıp yük olmaya başlarsa sıradan çıkartılır.

"Yorgandan kafasını çıkartanlar" eğer iyi temizlenmiyor, yorganın arasına devamlı yiyecek artığı birikiyorsa, sürekli hastalanıp hastalanıp iltihap oluşturuyorsa yorgan aralanır ve yaşlımız yatağından çıkartılır.

Yorganın altında kalan ve dış dünya ile görsel teması kesmiş olan ama yorganın altında rahat durmayıp önündeki ikinci büyük azının ayaklarına kafa atıyorsa, ona türlü türlü eşek şakaları yapıyorsa ruhuna El - Fatiha okunur.

"Karanlık tarafta kalanlar", eğer bunlar taa derinlerde bulunan çene sinirine kadar karanlığa geçmişlerse onları kendi hallerinde bırakırız. Bırakın uyusunlar genelde kimseye zararları olmaz. Ancak "asayiş berkemal mi", diye ara sıra sessizce onları kontrol etmekte fayda var.

Bazı 20 yaş dişleri ise hiç var olmamıştır. Tamamen bu anlattığımız evrim süreci içerisinde tedavülden kalkmışlardır.
Hepinize sevgiler…

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.