SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Burun estetiğinde hangi doktoru seçmeli?

Burun estetiği yaptırmaya karar veren hastaların en çok zorlandığı konu normal olarak doktor seçimi olmaktadır. Doktordan doktora değişen fiyatlar, ameliyat tekniklari bu seçimi iyice zorlaştırmaktadır.

Burun yüz estetiğinin en önemli unsuru olduğu için ameliyat sonrası çıkabilecek küçük sorunlar bile hastaların psikolojisini yoğun bir şekilde etkilemektedir. Bu bilgiler ışığında söylemek gerekirse burun estetiği ameliyatları, mutlaka kendini burun operasyonlarına vakfetmiş ehil ellerde yapılmalıdır.

Çünkü her hastada yapılması gerekenler farklıdır, bu ameliyatlarda tek bir doğru yoktur. Her ameliyatın birbirinden bağımsız, ayrı ve kendi içinde bile varyasyonlar gösterdiği unutulmamalıdır.

Hangi Doktoru Seçmeli?

Ne kadar zor bir burun ya da kolay bir burun diye sınıflandırarak hiç bir deneyimli cerrah operasyona başlamaz. Bir sanatçı edasıyla bir bütünsellik ışığında operasyona yoğunlaşmak ve her türlü probleme karşı hazırlıklı olmak gereklidir. Her burun için aynı derecede özen göstermek gerekir. Özetle özellikle burun cerrahisi üzerine yoğunlaşmış cerrahlar tercih sebebi olmalıdır.

Her ne kadar klasik literatür bilgisi, her dört rinoplasti ameliyatının biri, ikinci bir düzeltme ameliyatına ihtiyaç duyar denilse de tecrübeli ve ehil ellerde bu oran çok daha düşüktür.

Rinoplasti operasyonları, açık ve kapalı teknik ameliyatlar olarak iki sınıfa ayrılmaktadır. Açık teknikte, burun cildi tamamen kaldırılarak, burun içindeki bütün kıkırdak ve kemik dokular direkt görüş altında ameliyat edilir. Oysa kapalı teknikte direkt görüş altında ameliyat tamamen yapılamaz, çoğunlukla dokulara cildin üzerinden dokunularak şekil verilir ve tamamlanır.

Açık tekniğin en önemli avantajı, burun tüm anatomisine ve şekil bozukluklarına çok daha iyi hâkim olunmasını sağlamasıdır. Böylece problemli kısımlar daha iyi gözlemlenip, daha kolay ve kalıcı müdahaleler yapılabilmektedir. Açık teknik rinoplasti ile, benim ellerimde, çok daha sağlıklı, güçlü ve kalıcı bir burun yapısı oluşturulmaktadır.

Her cerrahın yoğurt yemesinin farklı olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.

Site: http://www.selcukinanli.com/

Instagram: https://www.instagram.com/rinoplasti/
Facebook: https://www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

Erkeklerde rinoplasti (burun estetiği)

Erkeklerde en az kadınlar kadar dış görünümlerine önem vermeye başladılar... Bu da estetik operasyonlara olan ilgilerini arttırmaya başladı. Bunun sebepleri arasında en önemlisi kadın erkek ilişkilerinden ziyade, dış görünümüyle dikkat çeken ve toplumda kabul gören kişilerin iş yaşamında daha başarılı olmalarıdır. Görünümü daha hoş olan erkek satıcının ikna kabiliyetinin daha fazla olması, halkla ilişkiler, pazarlama gibi sektörlerin giderek artması ve bu sektörlerde karşılıklı iletişimin önemli olması, dış görümünün bu derece önemsenmesine neden olmaktadır.

Bu nedenle erkekler son dönemlerde estetik ameliyatlara daha fazla ilgi duymaya başlamıştır. Estetik operasyonlar genellikle kadınlarla özdeşlese de, günümüzde erkeklerde estetik ameliyatlara ilgi göstermektedir. Burun estetiği yani rinoplasti ameliyatı olan hastaların yaklaşık olarak %30-40 oranı erkeklerden oluşmaktadır. Erkekler artık dış görünümlerine daha fazla özen göstermektedir. İyi bir görünüş, gösterilecek en iyi referanstan daha önemli hale gelmiştir.

Burun yaşamda fonksiyonları kadar önemli olsa da, estetik açıdan yüze anlam katan ve ifadeyi şekillendiren bir organdır. Rinoplasti ameliyatının amacı yüze uyumlu olacak şekilde buruna doğal bir şekil vermektir. Yapılan ameliyatla burun yapısı büyültülebilir, küçültülebilir, kısaltıp, uzatılabilir. Burun ucu tekrar şekillendirilir, kemeri giderilir, dudak ve burun arasındaki açı düzeltilerek, burun delikleri küçültülür. Ayrıca solunum fonksiyonları da, aynı ameliyatla giderilebilir. Günümüzde rinoplasti ameliyatı yaptıran erkek hastaların yarısı solunum ve kemik sorunları nedeniyle yaptırmakta, diğer yarısı ise estetik amaçlı uygulamalar nedeniyle ameliyatı tercih etmektedir.

Burun estetiğinde dikkate alınan ölçüler, kadın ve erkeklerde farklılık göstermektedir. Bir erkek hastada kalkık ve üst tarafı içe doğru kavisli bir burun yapılması, hastanın yüzüne kadınsı olan feminen bir ifadenin yerleşmesine sebep olur. Erkek burnunun ideal yapısında burun ucu kıvrık olmamalı, sırt tarafı kavisli yerine düz olmalıdır. Rinoplasti ameliyatlarında kabul edilmiş olan ideal ölçülerdeki burun kalkıklık açısı erkekler için, 90-95 derecedir.

Erkekler için yapılacak burun estetiği ameliyatı özen ve tecrübe isteyen bir iştir. Burun estetiği uzmanı bu konuda yeteri kadar deneyime sahip olmalıdır. Ameliyatta yapılacak en küçük hata, hastanın kadınsı bir görünüme bürünmesine neden olabilir. Bu yüzden erkeklere yapılacak rinoplasti ameliyatında, estetik cerrahın seçimi önem taşımaktadır.

Toplumumuzda erkeklerdeki burun yapısı özel bir biçim içermektedir. Burun genellikle büyük ve kemerli olmasının dışında, burun ucu aşağıya doğru bakmaktadır. Burun estetiği planlanırken, güzellik anlayışının değişkenliği dikkate alınmalı, genel beğeniye uyacak burun yapısından ziyade, hastanın yüzüne uyumlu olacak stil tercih edilmelidir. Yeni yapılacak burun şekli, erkeklerin görünümüne uygun olmalıdır. Gerektiği takdirde, burun ameliyatı yanında yüz simetrisi ve yüz profilinin sağlanması için, çene ucu estetiği de birlikte yapılmalıdır. Sonuçta yüze uyumlu olacak bir burun yapısı ortaya konmalıdır.

Genel anesteziyle yapılan ameliyat, işlemlere göre 1-2,5 saat arası devam edebilir. Ameliyattan sonra hastalar birkaç gün içinde ayağa kalkabilir. Fakat erkeklerin yapılan rinoplasti ameliyatı sonrasında işlerine dönmesi için, şişliklerin ve ödemin geçmesine ve rahatsızlığının derecesine göre bir değerlendirme yapılır.

Çalıştığı işin fazla ağır olmaması halinde, işe dönme daha kısa sürer. Burundaki alçı alındıktan sonra, hastalar morlukları örtmek amacıyla buna uygun kozmetik ürünlerden faydalanabilir. Bu etkilerin daha hızlı iyileşmesini sağlamak içinde, faydalı olacak doktorun önerdiği uygun kremler kullanılabilir.

Site: http://www.selcukinanli.com/

Instagram: https://www.instagram.com/rinoplasti/
Facebook: https://www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

Grip ve üst solunum yolu enfeksiyonları ve gebelik.

Bu hafta estetik operasyonlardan biraz uzaklaşarak farklı bir konuda sizleri bilgilendirmek istiyorum. Sonbaharın gelmesiyle birlikte grip ve üst solunum yolu engenfeksiyonlarında artış gözlemlenmekte. Özellikle bu hastalıklara yakalanan anne adaylarının dikkat etmesi gereken bazı hususlar mevcut...

Sinüsler, yutak, gırtlak gibi alanları etkileyen iltihaplanmalar üst solunum yolu enfeksiyonu olarak tanımlanır. Bu rahatsızlıkların üst solunum yolunun kulak ve alt solunum yoluyla bağlantılı olması nedeniyle, enfeksiyonun bu alanları da etkilemesi söz konusudur.

Soğuk algınlığı, farenjit, grip, larenjit, sinüzit gibi iltihaplanmalar üst solunum yolu enfeksiyonları arasındadır. Bu tür enfeksiyonlar virüs kaynaklı oluşur. Bazı durumlarda bakteriyel enfeksiyonların eşliğinde görülür. Üst solunum enfeksiyonları genellikle grip ve soğuk algınlığı olarak daha sık yaşanır. Bunlara eşlik eden farenjitte sıkça görülebilir.

Kış ve sonbahar döneminde doğada mikropların görülme sıklığı artar. Özellikle kapalı alanlarda uzun süre kalma, havalandırmanın iyi olmaması, soğuk nedeniyle vücudun direncinin düşmesi, sigara, düzensiz beslenme gibi etkenler üst solunum yolu enfeksiyonlarının görülme sıklığını arttırır.

Soğuk algınlığı ve grip genellikle birbiriyle karıştırılan sorunlardır. Bunların olması ve neticeleri birbirinden farklıdır. Virüs kaynaklı olmalarına rağmen, gripte 3 tür virüs etkili olurken, soğuk algınlığında 200 binden fazla virüs etkili olur. Grip tüm vücudu etkilerken, soğuk algınlığı burnu etkiler. Bunların bulaşması damlacık enfeksiyonu şeklinde olur. Virüslü olan kişinin hapşırması halinde, çok sayıda virüs hava yoluyla diğer kişilerin dış ortama açılan ağız, burun, göz gibi alanlarından enfeksiyonu oluşturur. Virüsün bulaştığı kişiler 2 gün süreyle kendileri de bulaştırıcı olurlar. Hastalarda ilk belirtiler olduğunda, bulaşıcılık daha fazladır. Bulaşma temas halinde bile gerçekleşir. Normal kişilerde bile oldukça rahatsızlık veren bu tür sorunlar, gebelik döneminde daha fazla sıkıntı yaratır. Anne adayları bu dönemde bebekleri için daha fazla endişe duyarlar.

Burun akıntısı, öksürük ve hapşırma, hafif baş ağrısı ve ateş, gözlerde sulanma ve kulak ağrısı karakterizedir.

Vücudu etkileyen kas ağrıları, burun tıkanıklığı, kuru öksürük, nefes alma güçlüğü, burun akıntısı, şiddetli baş ağrısı, ateş ve titreme, halsizlik, iştahsızlık ve yorgunluk etkili olur.

Üst solunum enfeksiyonu açısından gebelik tek başına risk faktörü değildir. Fakat gebe kadının enfeksiyona yakalanması halinde, komplikasyon görülme olasılığı yükseltir. Bu konuda aynı yaşta olan kadınlar arasında yapılan bir karşılaştırmada, gebe olanların daha yüksek oranda hastanede yatarak tedavi edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Gebelik kadında hem bağışıklık sisteminde, hem de solunum ve dolaşım sisteminde farklılıklara neden olarak, komplikasyonlar açısından risk oluşturur. Özellikle gebeliğin son döneminde grip olan anne adaylarının, bunu doğumdan sonra bebeklerine geçirme olasılığı yükselir.

Grip aşısı canlı virüs içermediği için, gebelik döneminde de güvenle kullanılabilir. Grip salgını olan mevsimlerde, gebe kadınların ikinci ya da üçüncü trimesterde grip aşısı olması gerektiğini önermekteyiz. Ayrıca şeker hastalığı, yüksek tansiyon, astım gibi rahatsızlıkları olan gebelerin mutlaka grip aşısı olması gerekir. Bu şekilde risk faktörü olmayan gebe kadınlar ise, ilk trimesterin sonunda grip aşısı olmalıdır. Bu aşının bir faydası da, anne adayında gelişen antikorların, bebeğe de geçmesidir

Bu sayede doğumdan sonraki ilk aylarda bebeğinde gripten korunması sağlanır. Grip genellikle Kasım ayından Nisan ayına kadar etkili bir rahatsızlıktır. Bu nedenle aşı için en uygun dönem Ekim ayından Kasım ortasına kadardır. Aşıdan sonra antikorun üretimi ve koruyucu etkinin sağlanması için, 1-2 haftaya ihtiyaç vardır. Aşının koruyucu etkisi ise, % 70-90 arasında değişir.

Site: http://www.selcukinanli.com/

Instagram: https://www.instagram.com/rinoplasti/
Facebook: https://www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

Burun estetiği (Rinoplasti) ameliyat teknikleri; açık teknik mi? Kapalı teknik mi?

Çoğumuz burun estetiği ameliyatlarının nasıl yapıldığını merak etmişizdir. Biraz araştırdıktan sonra “burnu açarak veya burun içinden” olarak anılan farklı teknikler kullanıldığını duymuşuzdur. Burun estetiği ameliyatlarında temel olarak “açık teknik ve kapalı teknik” olmak üzere iki teknik kullanılmaktadır.

Bu teknikler, burun kemik ve kıkırdak iskeletine hangi yollarla ulaşıldığıyla ilgilidir. Bu teknikleri biraz açıklamaya, avantaj ve dezavantajlarına değinmeye ve bir blog yazısı olarak kendi kişisel düşüncelerimi aktarmaya çalışacağım.

Bir olguda suboptimal bir sonuç yeterli olabilirken, diğer bir olguda daha iyi bir sonuç hedeflenebilmektedir. Elbette hiçbir cerrah kötü bir sonuca varmak istemez.

Özellikle 1960 yıllardan itibaren yoğunlukla kullanılmaya başlanmış ve halen pek çok cerrah tarafından da uygulanmaya devam etmektedir. Bence en büyük avantajı, ameliyat sonrası burun çevresindeki ödemin, açık teknikteki ödeme kıyasla, daha erken dönemde geçmesi ve burnun daha erken oturmasıdır. Ameliyat süresi de açık teknik rinoplastiye göre daha kısadır. Kanaatimce pek çok cerrah da ameliyat süresi daha kısa olduğundan ve erken dönemde daha inmiş bir burun ile hastasını buluşturmak istemesinden dolayı bu tekniği kullanmaktadır. Bununla birlikte, ameliyat sahasının hiçbir zaman bir bütün olarak tam olarak görülememesi – görüş kısıtlılığı, buna bağlı olarak burun deformitelerinin ameliyat içinde tam değerlendirilememesi ve düzeltici tekniklerin uygulama zorlukları ana dezavantajlarıdır.

Kapalı tekniğe kişisel bakışım, kısıtlı görüşte, kısıtlı sahada suboptimal sonuçlar yönündedir. Elbette, bu tekniği her ameliyatında harika bir şekilde uyguladıklarını söyleyen ve mükemmel sonuçlar elde ettiklerini belirten cerrahlar vardır, belki olabilir de, ancak benim için bunlar soru işaretidir.

Açık teknik rinoplasti ise burun alt ucundan yaklaşık yarım cm’lik küçük bir cilt kesisi ile cilt kaldırılarak, kemik ve kıkırdak iskeletin tamamen ortaya konması ile uygulanmaktadır. Bana göre sayısız avantajları mevcuttur. Direkt görüş altında burunun her bölümüne ve her alanına kolaylıkla ulaşılabilmekte ve istenilen her türlü ameliyat tekniği rahatlıkla yapılmaktadır. Yine bence en büyük avantajı, burun içi deformitelerinin daha iyi öğrenilmesi, anlaşılması ve çözüm yollarının daha kolay uygulanmasıdır. Cerrahi gelişime oldukça elverişli bir yöntemdir.

İnsizyon (kesi) izi ise 6 ay içinde kaybolmaktadır. Kanaatimce yüzlerce avantajı yanında bu dezavantajları, rahatlıkla ihmal edilebilir düzeydedir, merak etmeyin her burun mutlaka iniyor, inmeyen, oturmayan bir burun yoktur. Çok daha düzgün yapılabilme şansının yanında, biraz daha uzun dönemde ödemin yatışması, benim için çok anlamlı değildir. Bu karşıtlık, bilimsel toplantılarda cerrahlar arasında da oldukça tartışmalı bir konudur.

Bu durumu, ya bir anahtar deliğinden bakarak kapı arkasını anlamaya çalışmak, buna bağlı zihinsel gelişime ya da kapıyı açıp içeri girerek kapı arkasındaki her detaya vakıf olmaya ve bunun getirdiğini zihinsel gelişim durumuna benzetiyorum. Bana göre her zaman kapıyı açıp içeri girip olan biteni anlamak ona göre davranışlarımı belirlemek daha arzu ettiğim bir olaydır.

Her iki tekniğin de kuvvetli savunucuları vardır. Her cerrah kendisine göre, bilgisi, görgüsü, tecrübesi, vizyonu, hedefleri, tekniği ve felsefesi doğrultusunda bir tekniği seçmekte ve uygulamaktadır.

Site: http://www.selcukinanli.com/

Instagram: https://www.instagram.com/rinoplasti/

Facebook: https://www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

Burun Estetiğinde Taş Devri’ne Son: “Piezo Rinoplasti”

Her alanda olduğu gibi burun estetiğinde de teknolojik aletler gün geçtikçe artmakta.

Dünyada da pek çok estetik cerrahın burun ameliyatlarında tercih ettiği “Piezo Rinoplasti” hastaya ve hekime büyük bir kolaylık sağladığını göstermekte.

Ülkemizde sınırlı sayıda estetik cerrahın uyguladığı bu yöntemi çok sık kullanan KBB Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Selçuk İnanlı “Piezo Rinoplasti” tekniği ile morlukların ve şişliklerin oldukça azaldığı bir teknolojik döneme geçildiğini belirtiyor. Prof. Dr. Selçuk İnanlı, ayrıca başarılı bir burun estetiği için burnun dış kısmının güzel olmasının dışında burnun iç kısmınında son derece fonksiyonel olması gerektiğinin altını çiziyor.

Her doktorun bilgisinin, görgüsünün, vizyonunun, ameliyat tekniğinin, tecrübesinin ve yaklaşım tarzının birbirinden tamamen farklı olduğunu belirten İnanlı, dikkat edilmesi gerekenler arasında; Doktorun önceki sonraki vakalarının nasıl olduğunu, başarısının nasıl şekillendirdiğini ayrıca hasta ve hekim arasındaki iletişimin kuvvetli olması gerektiğini sıralıyor.

Öncesi sonrası fotoğraflar hasta doktor iletişimini kuvvetlendiriyor

Burun estetiği operasyonu öncesi hastalarına öncesi ve sonrası fotoğrafları gösterdiklerini belirten İnanlı, bu yöntemin hastaların beklentilerini karşılamak açısından önemli olduğunun altını çiziyor.

Öncesi sonrası fotoğrafların hastalara karar verme sürecinde daha kolaylık sağladığını ifade ediyor. Bilgisayar programı üzerinden hastayla birlikte en uygun burun tasarımını yaptıklarını açıklayan İnanlı, hastayı dinleme sürecinde ise estetik operasyona eklemek istedikleri noktayı onlardan aldıklarını belirtiyor. Bu yöntem sayesinde hastanın gerçek dışı beklentilerinin önüne geçtiklerini anlatan İnanlı, hasta ile doktor iletişiminin daha sağlıklı bir zemine oturduğunu ifade ediyor.

Prof. Dr. Selçuk İnanlı, burun estetiği operasyonlarında rahat bir nefes için burnun iç kısmının ve dışının ayrı düşünülmemesi gerektiğine değinirken, burnun içersindeki yapının ameliyat sonrası sorun teşkil etmemesi için ameliyatlarını içeriden dışarıya doğru yaptığını vurguluyor. Burun estetiğinin fiziksel prensiplerle ayakta durduğunu belirten İnanlı, KBB Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı olarak burnun fonksiyonel ve estetik bir organ olduğunu açıklıyor.

Burun operasyonlarının bir solunum yolları cerrahisi olduğunu anlatan İnanlı, bu operasyonlarda ise estetik ve fonksiyonelliği birlikte harmanlamak gerektiğini vurguluyor. Ağırlıklı olarak hastalarında açık rinoplasti operasyonları uyguladığını söyleyen İnanlı, bu yöntemi ise daha verimli ve daha fazla modifikasyona (düzeltmeye) izin vermesinden dolayı tercih ettiğini belirtiyor. Operasyonlarının minimum 3.5 - 4 saat arası sürdüğünü anlatan İnanlı, burnu yeniden yapılandırmaları sayesinde burnun ömür boyu çökmemesini sağlamaya çalıştıklarını ifade ediyor.

Burun kemiklerini kırmada “Taş Devri”ne son veren yöntem “Piezo Rinoplasti”

Tüm dünyada son 2 yıldır popüler olan Piezo Rinoplasti’de kemik kesme işlemi yani Piezo elektrik ve Piezometrik elektrik akımlarıyla burun kemiklerini ayırma işlemlerini uyguladıklarını belirten İnanlı, bu sayede operasyonda istenmeyen kırılma ve kesilmelere olanak vermediklerini anlatıyor. Mikron seviyesinde titreşimlerle burnun içindeki yumuşak dokulara ve mukozaya zarar vermediklerini açıklayan İnanlı, bu sayede ise hastalarda daha az travma, şişlik ve morluk yaşandığını belirtiyor.

Burun açısından sorunlu bir milletiz!

Ülkemizdeki burun tiplerinin Avrupalı ve Amerikalı burunlardan ırksal olarak farklı olduğunu belirten İnanlı, Türklerin burnunun kemerli, düşük ve cilt yapısının ise daha kalın olduğunu açıklıyor. Ortadoğu ülkelerinin genomlarına baskın olarak sahip olduğumuzu söyleyen İnanlı, burun açısından sorunlu bir millet olduğumuza dikkat çekiyor.

Angelina Jolie ve Nicole Kidman burnu

Ünlülerin burun, dudak gibi organlarının tıpa tıp aynısını isteyen hastalarla sık sık karşılaştıklarını belirten İnanlı, insanların Angelina Jolie, Liv Tyler veya Nicole Kidman gibi ünlülerin burunlarına sahip olmak istediklerini söylüyor. Herkesin yüz dinamiklerinin bir başka kişiden farklı olduğunun altını çizen İnanlı, kişiye özel burun estetiği yaptıklarını ve bu yüzden bu kadar uzmanlık ve tecrübe isteyen bir alan olduğunu vurguluyor.

Yazının devamı...

Revizyon burun estetiği olmadan önce...

Burun estetiği operasyonu burun şeklinde ve fonksiyonlarındaki sorunlarda uygulanan estetik bir operasyondur. Burun içinde bulunan kemik ve kıkırdak dokuda kalıcı değişimler yapılarak, burun şekli ve fonksiyonlarda düzenlemeler gerçekleştirilir. Literatürde burun estetiği ameliyatı geçiren her dört hastanın birinde çeşitli sorunlar ortaya çıktığı ve revizyon bir ameliyata ihtiyaç duyulduğu belirtilmektedir.

Burun estetiği ameliyatı olmasına rağmen, sorunları geçmeyen ya da sorunlarının devam ettiğini düşünen hastalarda yeniden düzeltme için revizyon burun estetiği ameliyatı yapılabilir. Hastalarda yeni oluşturulan burun şeklinden ya da solunum sıkıntısından kaynaklanan sıkıntılar olabilir. Bazı hastalarda yeni burun şeklini gördüklerinde üzerinde bazı değişimler yapılmasını isteyebilir. Çünkü burun estetiği kişiye özel yapılan bir estetik operasyondur. Hastanın memnuniyeti ölçüsünde ameliyatın başarısı söz konusudur. İnsanlar doğuştan olan sorunları bu derece sorun etmezler.

Ancak kendi istekleriyle estetik operasyon sonucunda oluşan sorunları daha fazla büyütürler. Revizyon burun estetiği ilk ameliyata oranla hem hasta açısından, hem de doktor açısından daha zor koşullarda ilerler. Buna rağmen burun cerrahının hastasını rahatlatması, gereken bilgilendirmeyi yaparak güven kaybı yaşanmamasını sağlaması ve revizyonla birlikte sorunların giderilmesini sağlamalıdır.

Revizyon burun estetiği ne zaman yapılmalıdır?

Burun estetiği ameliyatı olan hastalarda yeni oluşturulan burun şekli hemen görülemez. İlk zamanlarda burun ve yüzde oluşan ödem ve morluk buna engel olur. Bu etkilerin geçmesi için hastaların belirli bir süre beklemesi gerekir. Yeni burun şeklindeki olumsuzluklar için hemen karar vermemesi gerekir.

Bu yüzden revizyon ameliyatın yapılması için tam iyileşmenin beklenmesi ve burun şeklinin buna göre değerlendirilmesi gerekir. Bu süreden önce yapılan ikinci ameliyatlarda, elde edilecek başarı oranı düşük olur. Burun oturduktan sonra revizyon ameliyatına karar verilmelidir. Hasta ile yakın bir dialogda kalınarak revizyon süreci yönetilmelidir.

Revizyon burun estetiği hangi doktor tarafından yapılmalıdır?

Revizyon ihtiyacı duyulduğunda, bu operasyonun burun estetiği ameliyatını yapan doktorun yapması en doğrusudur. İlk ameliyatta dokulardaki iyileşmede sorun yaşanmadıysa, ilk ameliyatı yapan doktorunuzun operasyonu yapması uygun olacaktır. Çünkü doktorunuz ilk ameliyatta burun içinde ve dış yapısında neler yaptığını bilir. Bu nedenle revizyon ameliyatı sırasında yapılacak değişikliklerde daha başarılı olur.

Ancak hasta hekim arasında bir güven kaybı veya iletişimsizlik ve empati eksikliği söz konusu ise hasta daha ehil başka bir doktora yönelebilir. Yeni doktorun tam ameliyatı ve notlarını bilmesi, öncesindeki burun fotoğraflarının incelenmesi, defektif alanların belirlenmesi ve nasıl rekonstrükte edilip düzelteceğini hastası ile detaylıca konuşması lazımdır.

Revizyon burun estetiği ameliyatında doku ihtiyacı nasıl karşılanır?

Revizyon ameliyatları daha önceden yapılan burun estetiği üzerinde düzeltmeler yapılmasına olanak verir. Yani burun şekli yeniden düzeltmeyle yapılandırılacaktır. Bu nedenle ameliyat sırasında yapılan işlemlere göre hemen tamamında kıkırdak ihtiyacı olabilir. İlk ameliyatta burun içindeki kıkırdak doku kullanıldığından, vücutta başka alanlardan kıkırdak doku alınması gerekebilir. Bu durumda kulak kepçesi ya da kaburga kıkırdakları söz konusu olur. Kulaklardan kıkırdak alınması herhangi bir sorun yaratmaz. Kıkırdak dokunun alınmasından sonra, sadece kulakların bir gün süreyle bandajlı kalması gerekir. Kulaklardan yeteri kadar kıkırdak alınamazsa, kaburga kıkırdaklarından ihtiyaç karşılanır.

Hastaların vücutlarından kıkırdak doku alınmasını istememesi halinde, kadavradan ya da bazı sentetik ürünlerden kıkırdak elde edilebilir.

Fakat bu tercih enfeksiyon, vücudun dokuyu kabul etmemesi, volüm azalması gibi sorunları gündeme getirebilir. Bu yüzden uzmanlar her zaman hastanın kendi dokularını daha güvenli kabul ederler. Belli özel durumlarda diğer prosedürler de geçerli olabilir.

Revizyon burun estetiği yapılması için hangi sebepler olabilir?

İkinci operasyonun talep edilmesi, hastanın nefes alma sorunlarından ya da burun şeklindeki istenmeyen sorunlardan kaynaklanabilir. Hasta memnuniyeti burun estetiğinde önemli olduğundan, gerçekleştirilebilecek her değişim revizyon burun estetiğinde yerine getirilir.

Hastanın daha düşük burun isteği varsa revizyon burun estetiğinde ne yapılır?

Hastanın ilk ameliyatında burun içinden yeteri kadar doku çıkarılmamış olması bu sorunu gündeme getirebilir. Ameliyat planına göre gerçekleşen burun estetiğinde, bu durum en fazla görülen sorunlar arasında yer alır. Yapılan revizyon ameliyatta burun içindeki fazla doku alınarak, kolayca hastanın talebi yerine getirilir.

Hastanın daha kalkık burun isteği varsa revizyon burun estetiğinde ne yapılır?

Hastanın böyle bir talebi olursa, revizyon burun estetiği ameliyatında daha zorlu işlemler yapılır. Çünkü düşük burnu kaldırmak, kalkık burnu indirmekten daha zorludur. Bunun yapılması için, vücuttan başka bir alandan kıkırdak doku alınması gerekir.

Alınan kıkırdak doku burun içine yerleştirilerek, hastanın kalkık burun isteği yerine getirilir.

Hastanın burun sırtının az alındığını belirtmesi halinde revizyon burun estetiğinde ne yapılır?

Burun estetiği olan bir hastanın yeni burun şeklinde hala kemerli yapının düzelmemiş olması halinde, ikinci operasyona gerek duyulur. Bu düzeltme de kolayca yapılabilir.

Hastanın burun sırtı fazla alınmışsa, revizyon burun estetiğinde ne yapılır?

Bu sorunda burun estetiği sırasında burun sırtından alınan dokunun fazla olması, dolayısıyla göze hoş gelmeyecek şekilde burun sırtında çökük bir görünümün oluşmasına neden olur. Bunun revize edilmesi gerekir.

Yine burun sırtına kıkırdak doku ilavesi yapılacağından, başka alanlardan alınan doku burun sırtına ilave edilir.

Burun estetiği sonrasında burun tıkanıklığı olursa, revizyon gerekli midir?

Burun estetiği ameliyatında yapılacak değişimler hastada burun tıkanıklığı sorunu yaşanmamasını sağlamalıdır. Ameliyatta hem var olan nefes alma sorunları giderilmeli, hem de yapılan değişiklikler burun tıkanıklığına neden olmamalıdır.

Burun içi fizyolojisinin tam anlamı ile oturması ve karar verme 6. aydan sonra olmalıdır.

Revizyon burun estetiğinde yeniden ameliyat planı yapılır mı?

İkinci operasyonun başarılı bir şekilde geçmesi için, burun cerrahı tarafından eksiksiz bir ameliyat planı yapılmalıdır. Burunda yapılacak düzeltme işlemleri belirlenmeli, yapılacak işlemlere göre doku ihtiyacı tespit edilmeli, bunun nereden sağlanacağı gibi belirlemeler mutlaka yapılmalıdır. Çoğu burunda burunu açmadan tam net bir fikir vermemektedir, dolayısı ile, cerrah her türlü duruma hazırlıklı halde hastasının onayını alarak ameliyata girmelidir.

Revizyon burun estetiği ameliyatında burun yeniden şekillendirilebilir mi?

Burun şeklinin yeniden yapılması revizyon ameliyatlarda tam anlamı ile mümkün değildir. Bu nedenle ilk ameliyat sırasında deneyimli bir burun cerrahı işe girişilmeli, ameliyat planı en iyi şekilde yapmalı ve hastanın memnuniyeti sağlanmalıdır. Revizyon burun estetiği sadece ilk ameliyatta yapılan şekillendirme üzerinde düzeltmeler yapabilir. Bunu dikkate alarak, ilk ameliyatın değeri bilinmelidir.

Revizyon ameliyatları daima ilk ameliyatlara göre çok daha zordur ve başarı şansı ilk ameliyata göre daha düşüktür ancak yine de ehil ellerde çok daha tatmin edici sonuçlar alınabileceği de akıldan çıkarılmamalıdır.

Tecrübeli, ehil, iletişimi güçlü ellerde yüz güldürücü sonuçlar alınabilir.

Yazının devamı...

Kırışıklıklar için yüz egzersizleri

Elbette her yaş güzeldir ve yaşlanmak ya da yaş almak da beraberinde deneyim ve bilginin artması nedeni ile özel ve güzeldir. Yaşlanma sürecini durdurmanın da gerçekçi olmadığı düşünülürse yapılabilecek tek şeyin, yaşlanmayı geciktirmek ve bu yaş alma sürecini biraz daha yavaşlatmak ise mümkündür.

Yaşlanmanın ilk belirtilerinin meydana geldiği yer olan insan yüzünde, yer çekiminin yarattığı etki ile ciltte sarkma ve gevşemeler ortaya çıkar. Bunun nedeni yaşlandıkça, zamana bağlı olarak insan cildinde gittikçe azalmaya başlayan kolajen seviyesidir. Çünkü kolajen cilde esnekliğini veren maddedir ve azaldıkça cilt elastikiyetini kaybederek sarkmalar yaşamaya başlar.

Yerçekimi ve yaşa bağlı etmenlerin dışında;

Fazla mimik kullanımı

Dengesiz ve sağlıksız beslenme

Sigara tüketimi

Yeterince su tüketiminin olmaması ve buna bağlı cildin nemini kaybetmesi

Östrojen seviyesindeki değişim

Aşırı güneş ışığı

Estetik müdahaleler de ciltte sarkma ve gevşemelere neden olmaktadır.Yüzde meydana gelen bu sarkma ve gevşemeleri ortadan kaldırmak için botoks uygulaması yapılabileceği gibi cilt gerdirme gibi cerrahi operasyonlardan da faydalanılabilmektedir. Aynı zamanda anti aging adı verilen yaşlanmayı geciktirici kremlerden de fayda elde etmek mümkün olabilir.

Tüm bunlar, çözüm olmakla beraber, yüz kaslarını doğru şekilde çalıştırarak kırışıklıkları önlemek en önemli yol olarak ifade edilebilir.

Yüzde bulunan kasları çalıştırmak için yapılabilecek en temel egzersizleri yüz yogası başlığı altında toplamak mümkündür. Son derece büyük faydaları olan yüz yogasının akla gelen ilk faydası elbette doğal yöntemlerle, hiçbir yapay destek kullanmadan cildin yaşlanma faktörlerinden korunmasıdır.

Bunun yanında düzenli bir şekilde yapılan yüz yogası, kişide oluşan gerginlik ve stresi de azaltır. En temel yüz yogası hareketlerini şu şekilde ifade etmek mümkündür.

Bu hareket, yanaklarda oluşan sarkmaları önlemek için oldukça etkilidir. Dudaklar, büzülüp tam ortada (balık ağzı şeklinde) birleştirilir ve bu esnada, aynı anda da gülümsemeye çalışılır. Bu egzersizin etkili olması için her gün beş kere yapılması gerekir.

İsmini ünlü aktrist Marilyn Monroe’dan alan bu hareket en çok dudakların sıkılaşması için çok önemlidir. Bu egzersizi yapmak için dudaklar büzülür, ellerle bastırılır ve öpücük yollama hareketi yapılır.

Asıl amacı boyundaki kasları güçlendirmek olan bu egzersiz aynı zamanda boyun bölgesinde oluşabilecek sarkmaları da önler. Bu egzersizi yaparken, baş önce sağ tarafa çevrilir, çene yukarı kaldırılır, dil damaklara dayanarak gülümsenerek yutkunulur. Aynı hareket, aynı sırayla sol taraf için de yapılmalıdır.

İlk olarak derin nefes alınıp tutularak yapılan bu egzersizde, tutulan nefes bir yanaktan diğer yanağa geçirilmeye çalışılır. Bu harekete, ağızda tutulan tüm nefes bitene kadar devam edilir. Balon egzersizi de denilen bu çalışma, günde on kere tekrar edilmelidir.

Bütün yüz hareketsiz bir şekilde tutulmaya çalışılarak sadece gözler hareket ettirilmeli. Yüz sabit bir haldeyken, gözler önce sağa sonra da sola hareket ettirilmelidir. Her gün günde on kez düzenli bir şekilde yapılması gereken bu hareket kaz ayağı çizgilerinin oluşumunu geciktirecektir.

Tamamen yüz kasların gevşetmeyi amaçlayan bu hareket esnasında, gözler kapatılmalı ve ardından hafifçe gülümsenmelidir. Bu hareketi yapmaya, yüzün tamamen gevşediği hissedilene kadar devam edilmelidir.

Bu hareketin birinci adımı olarak, önce burundan nefes alınmalı ve bütün yüz kasları kasılmalıdır. Hareketin daha sonraki ikinci aşamasında, alınan nefes ağızdan verilmeli ve bu esnada dil de dışarı çıkarılmalıdır. Bu hareket arka arkaya üç kez tekrar edilmelidir.

Site: http://www.selcukinanli.com/

Instagram: https://www.instagram.com/rinoplasti/

Facebook: https://www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

Göz kapağı estetiği faydalı bilgiler

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz 2 haftada konumuz göz kapağı estetiğiydi. Bu haftada son olarak sizlere göz kapağı estetiğiyle ilgili operasyon sonrası iyileşme süreci hakkında faydalı bilgiler vermek istiyorum.

Yaş ilerledikçe, yerçekiminin de etkisi ile kaşlarda, üst ve alt göz kapaklarında sarkıklık ve bununla birlikte özellikle alt göz kapaklarında yağ dokularının hacminin artması ve fıtıklaşması ile torbalanma olabilir.

Bu deformite görünüm bozukluğuna neden olması yanında, sarkık haldeki üst kapakların gözün önünü kapatması ile kişinin görmesini engelleyebilir. Göz kapaklarına uygulanan ameliyat ile fazla deri, kas ve fıtıklaşmış yağ dokusu vücuttan uzaklaştırılır, bu şekilde hem güzel bir görünüm elde edilir hem de kişinin rahat görmesi sağlanmış olur.

Operasyon sonrasında iz kalır mı?

Operasyon sonrasında üst göz kapağında kapak boyunca iz kalır.

Kimler bu ameliyat için iyi bir adaydır?

Ameliyat hastane koşullarında, anestezi uzmanının gözetiminde, ameliyathanede yapılır. Lokal anestezi ve İntravenöz Sedasyon (Damar yolu ile uyutma) yöntemi tercih edilir. Uygun hastalarda lazerle yapılabilir. Hastanın durumuna göre sadece üst veya alt kapaklar ya da hem alt ve üst kapaklar aynı anda ameliyat edilebilir. Ameliyat ortalama 1-1.5 saat sürer.

Aynı gün eve çıkmak mümkündür. Ameliyat sonrası erken dönem genellikle rahat geçer. Göz etrafında şişlik ve morarma olabilir. Gözlerde kuruluk, yanma hissi, görme bulanıklığı olabilir. Gözyaşı artabilir, gözler ışıktan bir süre rahatsız olabilir. Hasta ilk günlerde gözünü tam olarak kapatamayabilir.

Operasyonun;

İlk iki günü okuma aktivitesi yapılmamalıdır.

Beşinci gününden itibaren araç kullanımına başlanabilir.

İkinci gününden sonra gözleri ıslatmadan duş alınabilir.

Beşinci günden itibaren banyo yapılmaya başlanabilir.

Bir hafta sonra, lens kullanan hastalar, lens kullanımına başlayabilir.

Genel olarak iyileşme hali iki hafta içinde gerçekleşir.

Ameliyattan sonra hastanın güneş gözlüğü kullanması özellikle tercih edilir çünkü gözleri aşırı ışıktan korumak önemlidir.

Bunlar ilk hafta içinde kendiliğinden geçen beklenen olaylardır. Dikişler 3-5 gün sonra alınır.

Normal Hayata Dönüş

Ameliyat iyi sonuç verir. Nadiren rötuş gerekli olabilir. Kişi 3 gün sonra işine dönebilir. Kullanıyorsa 1 hafta sonra kontakt lenslerini takabilir. Gözkapaklarının yeni şekli, yerçekimi nedeniyle etkileneceğinden kişinin bünyesine göre bazen birkaç yıl bazen de ömür boyu dayanır.

Ameliyattan sonra doktorunuz size gözlerinizin kurumaması amacıyla birtakım göz damlaları ve merhemleri verecektir. Ancak yine de göz kapaklarınızın üzerinde bir miktar gerginlik hissetmeniz doğaldır.

Operasyon sonrası göz derisinin inceliği nedeniyle şişlikler ve morarmalar oluşabilir. Yaklaşık bir hafta içinde gerileyecektir. Bu tip ameliyatlardan sonra ağrı olması çok beklenmemektedir. Genelde evde herkesin kullandığı basit ağrı kesicilerle kolaylıkla kontrol altına alınır. Bu süre içinde evde istirahat etmek uygun olur.

Ameliyattan sonra gözlerinizde hissedeceğiniz yeni görüntü ile kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. Televizyon izlemenizde, bilgisayar ile vakit geçirmenizde ya da kitap okumanızda sakınca yoktur.

Göz Kapağı Estetiği Sonrası Neler Bekliyor?

Göz kapağı estetiği operasyonun size vereceği daha canlı ve genç görüntünün yaratacağı pozitif ruh hali sizi mutlu edecektir.

Site: http://www.selcukinanli.com/

Instagram: https://www.instagram.com/rinoplasti/

Facebook: https://www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.