SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Endoskopik Uygulamalar

‘‘Endoskopik Uygulamalar Tercih Edilebilir Ama Limitimizi de Bilmeliyiz’’

Kansız ameliyatlar olarak da adlandırılan endoskopik yöntemler kadın hastalıkları ile ilgili problemlerin tanı ve operatif tedavisi içinkullanılmaktadır. Laparoskopi olarak adlandırılan teknikte, karın içinin görüntüsü, kameralar yardımıyla ameliyathane içerisindeki televizyon ekranlarına yansıtılmakta ve operasyon yapacak ekip tarafından karın içindeki bütün organlar kolaylıkla gözlenebilmekte... Bu incelemeler sonucunda hastalık değerlendiriliyor, kesin teşhis konuluyor ve uygun olan operasyona karar veriliyor. Lazer, elektrik enerjisi ve çeşitli kesici ve kan durdurucu aletlerin yardımı ile istenilen operasyon gerçekleştiriliyor.

Endoskopik yöntemlerle yapılan ameliyatlar karın kesisi ile yapılan açık operasyonlara göre önemli avantajlar sağlıyor. Her şeyden önce bu tip uygulamalar hastanede kalış süresini kısaltıyor. Dış gebelik, basit yumurtalık kistleri, endometriosis, idrar kaçırmalarının düzeltilmesi, miyomların alınması ile ilgili operasyonlar sonrasında hastanın hastanede kalmasına sıklıkla gerek kalmıyor. Aynı gün evine çıkan hasta, 48 saat içerisinde günlük yaşamına dönebilmenin avantajına sahip olabiliyor. Sayılan avantajlarından dolayı laparoskopik yolla yapılan uygulamalar histerektomi olarak adlandırılan, çeşitli nedenlerle rahim çıkarılması için ve hatta kanserlerin ameliyatla tedavisinde de yaygın olarak tercih edilir hale gelmiştir. Bunda endoskopik ameliyatların açık uygulamalara göre daha az maliyete sahip olması da rol oynar.

Histeroskopi, optik bir sistemle rahim içinin gözlenmesi esasına dayanır ve rahim içiyle ilgili olarak yapılan ameliyat şekilleridir. Histeroskopik ameliyatlarla yine rahim içinin gözlenmesini takiben ortaya çıkarılan polipler, miyomlar, yapışıklıklar, rahim gelişme bozuklukları çok kısa sürede güvenli bir şekilde, karın açılmasına gerek kalmaksızın tedavi edilebiliyor. Kısırlık sorunlarının tedavisinde önemli başarılar elde edilirken diğer tarafta menopoz öncesi ve sonrası ortaya çıkan, başta sebebi belli olmayan kanamalar ve erken kanser teşhisi olmak üzere çeşitli sorunların tanı ve tedavisinde başarılı sonuçlar vermekte…

Endoskopik girişimler günümüzde özellikle çocuk sahibi olamayan çiftlerde de teşhis amacıyla kullanılabiliyor ve bu girişimlerden elde edilebilecek veriler doğrultusunda tedavi de aynı anda yapılabiliyor.

Ülkemizde laparoskopi ile rahim çıkarılması operasyonları ilk olarak benim liderliğimde 1993’te Hacettepe Üniversitesi’nde yapıldı. 1995 yılına kadar iyi bir şekilde eğitimlerinin yapıldığı endoskopik operasyonlar 2000 yılına kadar biraz daha yavaşladı. Ancak son 7-8 sene içinde teknolojinin çok gelişmesi ve operasyonlara çok yardımcı olması bu tip ameliyatların yaygınlaşmasını etkiledi.

Bu tip operasyonlar uzun süreli özel eğitim gerektirir. Endoskopik cerrahi ameliyatı konusunda deneyimli doktorca, yeterli alet ve donanıma sahip eğitimli yardımcı personelin bulunduğu, gerektiğinde ameliyata uzunca zaman ayırılabilecek hastanelerde uygulanmalıdır.

Endoskopik cerrahın aynı zamanda mutlaka iyi bir açık cerrahi tecrübeye sahip olması gerekmektedir. Endoskopik cerrahi yöntemlerle yumurtalık kistlerine kolaylıkla müdahale edilebilir. Patolajik tanı ile kesin tanı konarak tedavi süreci yönetilebilir. Her ameliyatın yan etkisinin ve ekonomik giderinin olduğu ve her kistin opere edilmesinin gerekmediği de unutulmamalıdır.

Endoskopik cerrahinin ilerlemiş şekli olan, eğitimli uzman hekim tarafından yönetilen ve robotlarla yapılan operasyonlara Robotik Cerrahi diyoruz. Bunun için geliştirilmiş yeni teknolojiler var. Bunun eğitimini alan doktorlar ameliyathanenin dışında bir konsol içinde robotik kolları yöneterek ameliyat yapıyor. Optik sistem görüntüyü olduğu gibi önünüze getiriyor. Her şeyi net bir şekilde görerek yapıyorsunuz. Ama bu şu anda gelişme safhasında olan bir teknoloji. Maliyeti yüksek olması ve eğitimli ekip & hastane gerektiği için sadece belirli merkezlerde yapıldığı bilinmelidir.

Sizin için en iyi ameliyat şekli; güvendiğiniz ve sizi ameliyat etmesine karar verdiğiniz doktorunuzun en iyi bildiği ve tecrübesinin en fazla olduğu ameliyat yoludur. Ancak ameliyat olmanız gerekli ise bizim için en kolay ve avantajları olan endoskopik yöntemleri seçmemiz daha mantıklı değil mi?

Miyom ve kist ameliyatlarının endoskopik uygulamalarında mikrocerrahi prensiplerine dikkat edilmesi gerekir. Aksi takdirde operasyon sonrası yapışıklıklar artabilir ve gebe kalmanız zorlaşabilir. Doktor uygun görürse mini laparotomi denilen teknikle karına yapılacak ufak bir kesiden ameliyatın özel cerrahi uygulama ile yapılması daha yüz güldürücü sonuçlar verebilir. Bu nedenle bazı durumlarda mikroskop altında yapılan mikrocerrahi ameliyatlarına başvurmak gerekebilir.

PROF. DR. TİMUR GÜRGAN

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM UZMANI

Yazının devamı...

Endometriozis (Çikolata Kisti) Tedavisi

Günümüzde kadın hastalıklarının tedavisinde ilerleme kaydedilmiş ve çoğu hastalığın tedavi yöntemleri bulunmuştur. Genel olarak rahim hastalıkları, rahim içi hastalıklar, idrar yolu enfeksiyonları kadınların sıklıkla karşı karşıya kaldıkları hastalıkların başında gelmektedir. Tabii bu tür hastalıklar kadınlarımızda kadınlık hissiyatının kaybolacağı veya anne olabilme yetisini kaybedeceği korkularını beraberinde getirmektedir.

Rahmin iç döşemesine Endometrium denilmektedir. Rahmin iç dokusunun olması gereken yer dışında vücudun başka yerde büyümesine Endometriozis denir. Ağrılı adet, ağrılı cinsel ilişki, kabızlık ve karın ağrısı gibi şikayetlerle ortaya çıkan bir hastalıktır. Türkiye'de 1 milyonun üzerinde kadında görülen bu hastalık kadınların kısırlığına neden olabilmektedir.

Genelde 30 lu 40 lı yaşlarda görülmektedir. Çocuk sahibi olan kadınlardan çok hiç çocuk sahibi olmayanlarda daha fazla görülmektedir. Ayrıca bu hastalık kalıtım yoluyla da geçebilir.

Temel belirtisi karin ağrısıdır. Ağrı cinsel ilişki sırasında, adet öncesi ve sonrası dönemde ve idrar yaparken artmaktadır. Kesin nedeni bilinmemekle birlikte tedavisi hastalığın yaygınlığına ve şikayetlere göre değişiklik göstermektedir. Çevresel faktörlerinde etkili olduğu bu hastalık, bazı toksinler ve dioksin gibi bağışıklık sistemini ve üreme sistemini etkileyebilmektedir. İlaçla veya ameliyatla Endometriozis tedavisi mümkündür. Tedaviler ağrı ve kısırlığı bir süre geçirebilmesine rağmen tedaviden sonra hastalık tekrarlayabilir. Dünyada da birçok kadında görülen bu hastalık, tedavi sonrası dahi şikayetlerin olabildiği göz önüne alınırsa, ömür boyu takip edilmesi gereken bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Çikolata Kisti Tanı ve Tedavisinde Neler Yapılır?

Tedavide çocuk isteyip istememek çok önemlidir. Teşhis etmek için ya laparoskopi yöntemi ya da ameliyatla girilip doku örneği yani biyopsi alınmaktadır. Aslında doktorlar veya operasyonu yapan cerrahlar gerekmedikçe herhangi bir ameliyatı uygulamak istemezler. Kistin Büyüklüğü, sayısı ve yaptığı ağrılara göre operasyona karar verilir. Özellikle tek taraflı ise korkmayın, tek taraftan az da olsa çıkarıldıklarından yumurta, rezerve azalsa bile diğer taraf onu kompanse edebilir ve ileride veya o anda çocuk istiyorsanız sizin kendi başınıza veya tüp bebek tedavisi ile çocuk sahibi olmanız üzerine negatif etkisi olmaz. Ama ameliyat kararı önemlidir. Bazen de takiple veya ağızdan alınan ilaçlar ile bir süre büyüme engellenebilir ama biliniz ki, özellikle 3 veya 4 santimin üzerindeki kistlerde ilaç tedavisi ile bu hastalıkların geçme şansı yoktur. O zaman bunu da bir tarafa bırakacak olursak; kısırlık tedavisine veya tüp bebek tedavisine de cevap vermiş oluyoruz.

Sıklıkla yaptığımız; mümkün olduğunca ameliyat etmeme ve yumurtalıklardaki yumurta rezervi iyiyse onlara da tüp bebek tedavisini önermek veya ameliyat olacaklarsa, en iyi olduğu zamanda ameliyattan önce evli ise yumurtalıkları alıp kocasının spermi ile dölle, döllenmiş embriyoları sakla sonradan da tedaviyi düşün.

Prof. Dr. Timur GÜRGAN

Gürgan Clinic - Kadın Sağlığı İnfertilite ve Tüp Bebek Merkezi

E-Posta: bilgi@gurganclinic.com.tr

https://www.gurganclinic.com/

https://timurgurgan.com.tr/

Yazının devamı...

Doğurganlık check-up'ı nedir?

Doğurganlık check-up'ı nedir?

Yeni evlenmiş çiftlere ve gebelik istemeyip korunan çiftlere belli zaman aralıklarında ‘ Doğurganlık Check-Up ‘ ı yaptırmalarını tavsiye ediyoruz. Neden mi ?

İnsan üremesini kadın ve/veya erkeğe ait çeşitli hastalıklar,sorunlar ve problemler etkileyebilmektedir. Bunların bir kısmı çiftin kendilerinin saptayabileceği belirtilerle gidebileceği gibi bazılaraı konuya özel tetkikler ve tanı metodları yapılmadıkça tespit edilemez.Kadınlarda rahim,fallop tüpleri ve yumurtalıkların erkeklerde testislerin fonksiyonlarını bozabilecek infeksiyonlar, gelişme anomalileri, kistler, tümörler, hormon bozuklukları, cinsel ve ruhsal sorunlar çiftin istedikleri zaman çocuk yapabilme olasılıkları üzerine olumsuz etkiler yapabilirler. Ayrıca yine bireylere ait yaş, genetik ve bağışıklık sistemlerine ait faktörler, obesite, stres, yorgunluk, sigara ,alkol kullanımı ile beslenme alışkanlıkları hatta meslekleri, eğitim düzeyleri, sosyal ve moral tercihleri, çeşitli nedenlerle aldıları tıbbi tedaviler ve geçirdikleri ameliyatlar olumsuz etkiler yapabilir. Ancak bireylere ait hastalıkların ve problemlerin çiftin üreme fonsiyonlarını ne düzeyde etkilediklerini belirlemek için uygun ve yeterli araştırmaların konun uzmanlarınca yapılması gerekir.

Her çift kendine özel özelliklere sahip olduğundan çocuk yapabilme şanları birbirine benzemez. Her çifte uyabileceği düşünülen bir genelleme yapılması doğru olmaz. Bu yaklaşım çiftin çocuksuz kalmasına kadar gidebilen istenmeyen sonuçları doğurabilir. Bu nedenle her çifte özel olarak değerlendirme yapılması ve bu değerlendirmeden elde edilecek bilimsel verilere göre çiftin gelecekteki çocuk elde edebilme planlamasının yapılması uygun olur.

Evlilik sonrasında çiftlerin bir kısmı hemen çocuk istemezler ve gebelikten korunma yöntemlerini kullanırlar. Bazı çiftler ise hemen çocuk isterler ve genel inanışlara göre 1-2 yıl bir uzmana başvurmadan gebelik beklerler. Her iki durumdada bilinemeyen, öngörülemeyen sorunlar, problemler uygun zamanda uygun tedaviyi almalarını engelleyebilir, çiftin tedavisini zorlaştırabilir hatta imkansız kılabilir.

Erkekte genetik nedenler veya diğer etkenlerle oluşmuş şiddetli sperm sayı ve hareket azlığı, yumurta dölleme azalması, sperm yokluğu, kadınlarda ise yukarıda belirtilen nedenlere bağlı üreme organları sorunları mümkün olduğunca erken tanınırsa tedavileri daha kolay, başarılı ve ekonomik olabilir. Örnegin kadın yumurta rezervlerinde oluşan azalma zamanında farkedilmez ve erken tedavi olanaklarından faydalanılamazsa çiftin bebeğe ulaşması imkansız hale gelebilir. Erken tanı gereksiz zaman kaybını, psikolojik ve ekonomik kayıpları da önleyebilir.

Bu nedenlerle çiftlere evlenmelerini takiben kendilerini güncel bilimsel veriler ışığında yeterli ve gerekli teknolojik gelişmelerinde katkılarıyla yapılacak tanı metodlarından faydalanarak ‘Doğurganlık Check-up’ yaptırmaya davet ediyoruz. Konularında eğitimli, tecrübeli uzmanların çalıştığı donamlı merkezlerde; çiftin üreme organlarıyla ile onları doğrudan ve dolaylı etkileyebilecek diğer sistemlerin değerlendirilmesi yapılır ;

1. Çiftin kadın ve erkeğe ait detaylı değerlendirilmesine yarayacak kişisel hikayeleri alınır. Problemli olması muhtemel alanlar sorgulanır ve sorunlar belirlenir

2. Gerekli hormon testleri yapılır

3. Detaylı ultrason incelemeleri yapılır (ultrasonografi)

4. Gerekirse fallop tüpleri değerlendirilir

5. Sperm fonksiyon testleri yapılır

6. Yumurtalık rezervleri çeşitli metodlarla değerlendirilir

7. Koruyucu hekimlik uygulamalarına esas teşkil edilecek değerlendirmeler ve tavsiyeler yapılır

8. Hayat tarzı değişiklikleri tavsiye edilir (diyet,psikolojik danışmalıklık,alışkalıkların dengelenmesi vb..)

9. Gerekli multidisipliner konsültasyonlar (Üroloji,endokrin,diyet,cerrahi vb)planlanır ve koordine edilir

10. Gerekli operasyonlar planlanır

11. İleriye yönelik takip ve tedavi planlaması yapılır.

12. Belli zaman aralıklarında veya sorunlar oluştuğunda randevular verilir

13. Uygun tedaviler basitten yüksek teknolojik olanlara kadar planlanır ve gerektiğinde en yüksek başarı oranlarına ulaşılacak şekilde uygulanır.

Bu gün bebek isteğiniz olsun veya olmasın, günün birinde üzülmemek için çifte özel değerlendirilme olanağını mutlaka değerlendirin.

Sağlıklı günler;

Prof.Dr.Timur GÜRGAN

Yazının devamı...

Ovülasyon İndüksiyonu ve Aşılama Süreçleri

Bu tedavi, yumurtlaması normal olan hanımlarda yumurta sayı ve kalitesini artırmak ya da yumurtlaması olmayan ya da bozuk olan hanımlarda da yumurtlama elde edilmesi için uygulanmaktadır.

Tüm bu tedaviler kişiye özeldir. Yani altta yatan probleme yönelik olarak farklı tedaviler kullanılmaktadır. Tedavi başlangıcınızdaki tetkikler ve muayene bulgularınıza göre size uygun olan tedavi seçeneği belirlenecektir. Bu yöntemle elde edilebilecek başarı oranları sizlere net olarak verilecektir. Kullanılan ilaçlar, ağızdan alınan tablet şeklinde ya da cilt altı ve /veya kas içi enjeksiyon şeklinde uygulanan iğne şeklinde olmaktadır. Tedavi seçiminde olduğu gibi takip de kişiye özel olarak yürütülmektedir. Ayrıca bazı hastalarımızdaki hormon bozukluğuna yönelik özel bazı ilaçlar da gerekli olduğunda kullanılmaktadır. Yumurta sayı ve kalitesi artırıldığında sperm tarafından döllenebilme olasılığı artmaktadır.

Bazı özel grup hastalarda yumurtlama tedavisi verilmeden yumurtlama olmadığı için (örneğin doğumsal olarak yumurtalığı uyarıcı hormonları eksik olan ve/veya olmayan hastalar) bu tedavi vazgeçilmezdir.

Bilinen ciddi bir yan etkisi yoktur ancak titiz bir takip olası yan etkileri azaltacak ve başarıyı artıracaktır. Kontrolsüz verilen tedavilerde yumurtalıklar aşırı uyarılabilir ve hiperstimülasyon dediğimiz tablo oluşabilir. Hiperstimülasyonda yumurtalıklarda kistleşme, karın içinde sıvı toplanması ve diğer sistematik yan etkiler görülmektedir.

Bu tedavide amaç yumurta ve spermin karşılaşma olasılığının ve yumurta sayısı ve sperm kalitesinin artırılarak döllenme şansının yükseltilmesidir. Aşılama tedavisinde gebelik yüzdesi çifte özel olarak altta yatan probleme bağlı olarak değişir. Birçok vakada da nedeni açıklanamayan kısırlık söz konusudur. Genel olarak başarı %15-25 arasında değişmektedir. Bazı çok iyi seçilen vakalarda Gürgan CLINIC'de %30'a varan gebelik oranlarına ulaşılmaktadır. Ovulasyon zamanında; laboratuarda özel aşamalardan geçirilip hazırlanmış spermlerin, özel kateter aracılığı ile intrauterin kaviteye enjekte edilmesi işlemidir.

-Servikal mukus problemleri. Ör. Servikal mukusun sert olup sperm geçişine izin vermemesi.

-Ejekulasyon problemleri; İmpotans, vaginismus, anatomik penis problemleri (düzeltilmemiş hipospadiyas, paraplejik erkek)

-Retrograd ejekülasyon dediğimiz spermin bazı hastalarda geriye kaçışı ve idrara karışması

-Açıklanamayan infertilite

-Evre I-II endometriozis olguları

-Yumurtlama problemlerine bağlı infertilite

-Hafif düzeyde olan erkek infertilitesinde. Örneğin sperm sayı ve hareketinde sınırda sorun olması

Normal siklusda siklus başına bir yumurta geliştiği bilinir. İnseminasyon da ovulasyon indüksiyonu ile siklus başına 2-4 yumurta gelişmesi sağlanarak gebelik hızı arttırılmaya çalışılır.

Klomifen Sitrat (Gonaphene, Serophene, Klomen gibi haplar)/HCG(yumurta çatlatma iğnesi)+IUI(Aşılama)

Aşılama olgularında ovaryan stimülasyonun amacı 2-4 matür follikül elde etmektir. Aşılama için ovulasyon indüksiyonunda sıklıkla kullanılır. Bunun nedenleri arasında ilacın ucuzluğu, zahmetli monitorizasyon gerektirmemesi, çoğul gebelik, OHSS ve diğer komplikasyonlarının azlığı sayılabilir. Zamanlamanın ayarlanabilmesi için ovulasyon ekzojen hCG ile tetiklenir.

Protokol: Yumurtlama hapları adetin 1.-5. günleri arasında herhangi bir gün başlanır, farklı günlerde başlamanın gebelik hızları açısından bir farklılığı yoktur. Adet döneminin 3.-7. günlerinde başlandığında, toplam 5 gün süre ile 50-100-150-200 mg/gün (1, 2, 3 ya da 4 tb/gün) olarak verilir. Menstrüel siklusun 10-13. günleri arasında USG yapılır. Folikül gelişimi kontrol edilir ve yaklaşık 36-38 saat sonra aşılama yapılır.

Gonadotropinlerle yapılan ovulasyon indüksiyonu, serum E2 ve USG ile yakinen takip edilmelidir.

Protokol: Adetin ilk 5 günü içinde hastanın kilo ve yumurtalık cevabına göre enjeksiyonlar günlük olarak başlanır, kişiye uygun olarak 3-5 gün aralarla USG ve gerekli ise hormon düzeyleri bakılır. Follikül gelişimine göre uygun zamanda çatlatma iğnesi verilir ve aşılama yaklaşık 36-38 saat sonra yapılır.

İnseminasyon zamanı sabah erkek sperm vermek üzere androloji ünitesine çağrılır. Sperm vermeden evvel 2-5 gün cinsel perhizde olması önerilir. Ejekülatı mastürbasyon yolu ile bunun için dizayn edilmiş özel odada steril bir kutunun içine vermesi önerilir.

Sperm verme aşamaları :

-Genital bölgeyi evde yıkadıktan sonra sabah androloji laboratuarına gelmeli.

-Kliniği gelmeden önce idrara sıkışık olun, klinikte ejakülat vermeden önce idrarınızı boşaltın ve böylece kanal temizlenmiş olur.

-İdrar yapma sonrası ellerini ve genital bölgeyi sabunla yıkayıp, görevli tarafından verilen havlu ile silmelidir.

-Mastürbasyon ile verilen sperm steril kutuya konmalıdır. Kutunun kapağı kapatılıp görevliye verilmelidir. Steril kutunun içine eliyle veya penisi ile dokunmamalıdır.

-Krem veya lubrikantlar kullanılmamalıdır.

Sperm verildikten sonra sperm laboratuarında semen yıkama aşamalarından geçirilir. Böylece fertilizasyon kapasitesi yüksek olan spermler ayırt edilir. Yıkama işlemi ile normal sperm fonksiyonunu bozan beyaz küreler, seminal sıvı, diğer artıklar ayırt edilir ve morfolojik olarak normal hareketi fazla olan spermler seçilmiş olur.

Vakanın sperm durumuna göre uygun yöntem laboratuarda uygulanır. Hazırlık işlemi tamamlanınca aşılama yapılır.

Sevgiyle ve Sağlıkla kalın.

Prof.Dr.Timur Gürgan

Yazının devamı...

Açıklanamayan İnfertilite

Açıklanamayan İnfertilite

İnfertil çiftlerin yaklaşık %10 - 15 'inde bu durumu açıklayacak herhangi bir neden bulunmamaktadır. Hem kadın ve hem erkek detaylı mueyeneden geçirilir, yapılması gereken tüm testler yapılır, sonuçlar değerlendirilir ve infertiliteye neden olacak bir olgu saptanmaz ise bu duruma açıklanamayan infertilite denir.

Ülkemizde yaklaşık 2 milyon çiftin şu anda veya yakın bir gelecekte kısırlık sorunu yaşayacağı tahmin edilmektedir. İstediği zamanda çocuk sahibi olamayan insanlar ülkemizde önemli sosyal, psikolojik, moral ve ekonomik sorunlar ve çıkmazlar yaşamaktadır. Sorunların kısa sürede çözümü kendileri için en uygun ve doğru olabilecek bir tedaviyi sunabilecek bir merkeze başvurmaları ile gerçekleşebilir. Ancak seçim o kadar kolay değildir; Hasta kendisi için en doğru olanı nasıl seçecektir? Hastalar sıklıkla önemli bir sağlık sorunuyla karşılaşıp karar vermek zorunda kaldıklarında onca düşünmelerine rağmen doktora sonunda şunu sorarlar: Siz benim yerimde olsaydınız ne yapardınız? Burada doktorun en önemli görev ve sorumluluğu ortaya çıkar. Onlar gibi olabilip kendi profesyonel bilgi, birikim ve tecrübelerine göre en doğru, kısa, ucuz ve tarafsız seçeneği sunmak!

Kısırlık sorununu yaşayan çiftlerin önemli bir bölümü sorunlarının ne olduğunu tam olarak bilmeden tedaviye başlamaktadırlar. Bu eksiklik çoğunlukla başvurulan tıbbi hizmet birimlerinde kendilerine yeterli zamanın ayrılamaması ve problemleriyle ilgili bilgilendirilmenin yapılmamasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle yeterince araştırmadan, bilgilenmeden ve sorgulamadan tedaviye başlanmamalıdır. Anlamak için sormaktan çekinilmemelidir. Kendilerine mantıklı gelen her çözümün uygulamada aynı derecede başarıyı arttıramadığı gerçeğini göz ardı etmemelidir.

Tanı ve tedaviye başlanacak sağlık birimi fizik yapı, personel ve donanım bakımından hastalarına her türlü çağdaş hizmeti uygun koşullarda sunabilmelidir. Kısırlık tanı ve tedavisi bir ekip hizmetidir ve başarı ancak her kademedeki hizmetin aynı kalite ve bilinçle yapılması ile gelebilir. Bilinçsizliğin, sabırsızlığın ve paniğin faydadan çok zarar verebileceği bilinmelidir. Kadın ve erkek her yönden birbirlerini anlamaya ve desteklemeye çalışmalıdır. Bu birliktelikte alacakları yeterli tıbbi destekle gebeliğe daha çabuk ve kolay ulaşabilmelerini sağlar. Bilinçsizce ve bilgisizce yapılacak tedavi uygulamaları başarıyı düşürür. Çiftin konsantrasyonun ve işbirliğinin sağlanamaması kötü sonuçların alınmasına yol açar.

Kısırlık tedavisi her çift için özeldir. ÇİFTE ÖZEL yapılan planlamalarla uygulanacak tedaviler başarı şansını arttırır. Kadın ve erkeğe ait detaylı değerlendirilme sonrasında elde edilen bilgilerin değerlendirilmesi ile ortaya çıkar. Bu değerlendirmede kişilerin sosyal, moral, psikolojik, ekonomik durumları, daha evvelki hastalıkları, tetkikleri ve tedavilere verdikleri cevaplar ve başvurdukları zamandaki yaş, yumurtalık fonksiyonları, hormonal durumları göz önüne alınır. Kendilerine özel tedavi planlaması yapılmalıdır. Kişilerin tedavi esnasındaki cevaplarına göre de gerekli değişikler ve yeni planlamalar yapılabilmelidir. Başka bir çift için geçerli olan yaklaşımın diğeri için geçerli olamayacağı bilinmelidir.

Kısırlık sorunu olan çiftler için tüp bebek veya mikroenjeksiyon uygulamaları sıklıkla ümitlerinin son basamağı olarak kabul edilmektedir. Erkek ve/veya kadında gebeliğe engel olabilecek sorunların saptanması ve tedavisi için uygulanan metotlarından sonuç alamayan çiftler önemli bir sosyal, ekonomik ve psikolojik baskı altına girmektedirler. Çabalarına rağmen amaçları olan sağlıklı bir bebek elde edemeyen bireyler yüksek teknolojinin kendilerine son şansları olarak yardım edebileceği ümidiyle tüp bebek ve mikroenjeksiyon tedavilerine umutla sarılmaktadırlar. Bu tedavilerin bütçelerini zorlayacak kadar pahalı olması ve tedavinin yaklaşık bir ay kadar bir süre almasından dolayı çoğunlukla yaşadıkları şehirden, evlerinden uzakta bilmedikleri bir şehirde kalmalarının gerekliliği de tedavi stresini artırmaktadır.

Tedavilerinden sonuç alamayan çiftler büyük bir hayal kırıklığına uğramaktadır. Gebelik testlerinin negatif olarak alındığı gün başlayan üzüntüye, kızgınlık, küskünlük ve ümitsizlik duyguları eşlik etmektedir ve kişiler bir mateme girmektedirler. Tedaviden elde edilen başarısızlık nedenleri araştırılmakta sıklıkla yetersiz istirahat süresi, kendilerini üzen konuşmalar, doktorların davranışları, çevre faktörleri suçlanabilmektedir.

- Tedavinizin başlangıcında ya kazanır ya da kaybedersiniz.

- Tedaviye başlamadan önce danışmanlık ve tedavi planınız için tercih ettiğiniz merkeze muayeneye gidiniz. Kendiniz bu tedavi bana uygun, tek seçeneğim bu kaldı diye karar verip hemen tedaviye başlamayınız.

- Sizin yaşınız, yumurtalık rezerviniz, psikolojiniz, moral tercihleriniz ve ekonomik durumunuz ile tespit edilen kısırlık sebebinize en uygun tedavi planlamasının yapılmasına olanak tanıyınız.

- Konsantrasyonunuzun, motivasyonunuzun en yüksek, stresinizin en azalmış olduğu bir zamanda tedavi olmanızın başarıyı getirebilecek bir faktör olacağını unutmayınız.

- Doktorunuz ve tedaviye başladığınız merkez ile sizlerin aynı amaç için çalıştığını biliniz: Sağlıklı gebelik ve sağlıklı bir bebek!

- Bilim elde ettiği önemli gelişmelerle size yardımcı olabilir ancak bu uygulamalarında belli başarı limitleri olduğunu unutmayınız.

- Kişiye uygun yumurtlatma ilaçları seçimi, çeşitli lazer uygulamaları, özel yumurta ve embriyo geliştirici sıvıların kullanılması, rahim iç zarının embriyoyu kabul etmesine kabul etmesine yönelik uygulamalar, transfer tekniklerindeki gelişmeler ve embriyoların transfer öncesi genetik değerlendirilmesi sizlere yardımcı olabilir. Ancak bunların hiçbiri bir sihirli çözüm sağlamaz. Yeni tekniklerle ilgili bilgileri elde ettiğinizde araştırın, öğrenin ve sonradan sizin için başarıya katkısının ne olabileceğine karar verin ve beklentilerinizi ona göre ayarlayın.

Unutmayın ki sebepsiz infertilite yoktur, izah edilemeyen infertilite vardır. Doğru teşhis ve kişiye özel tedavi planlaması ile çözüme olaşmak mümkün olabilir.

Sevgiyle ve sağlıkla kalın.

Prof.Dr.Timur GÜRGAN

Yazının devamı...

Tüp Bebek tedavisinde Trofektoderm Biopsisi neden önemli?

Tüp bebek tedavilerinde başarısızlığın en önemli iki nedeni vardır. Bu nedenlerden ilki yumurtanın spermle döllenmesi sonrasında gelişen embiryonun sağlıklı çocuk oluşturamayacak kadar kalitesiz olmasıdır. İkinci neden ise embiryonun gömülüp gebeliği başlatacağı rahim içi zarının yetersiz kalmasıdır.

Döllenmiş yumurtanın kalitesi sperm tarafından döllenmesı sonrası gelişmesinin laboratuvarlarda özel sistemlerle izlenmesi sonunda anlaşılır. Döllenmesi sonrasında 3. günde embiryonun içerdiği hücre sayısı, hücrelerin büyüklükleri, birbirlerine oranları, istenmeyen hücrelerin varlığı gebelik oluşturabilme olasılığı hakkında bilgi verir ve en iyi embiryoların seçilerek kullanmasına yardımcı olur. Bu şekilde gebelik olasılığı tedavi edilen hasta bazında en yüksek değerlere eriştirilmeye çalışılır.

Embiryo kalitesini etkileyen diğer önemli bir faktör ise döllenme sonrasında oluşan embiryonun genetik yapısıdır ve embriyolardaki genetik düzenle ilgilidir. Kadın yaşı,spermle ilgili problemler,bağışıklık sistemi ve diğer genetik nedenler,döllenme sırasındaki gelişen sorunlar,ilaçların etkileri,kadına ait hormonal bozukluklar ve diğer hastalıklar oluşan embiryoların genetiğinde etkili olan kromozom yapılarını bozarak embiryoların canlı çocuk oluşturabilme özelliğini bozabilir. Bu durumlarda hastalar gebe kalamaz veya gebelik oluşsa bile düşükle sonuçlanır. Embiryolardaki genetik problemler ve düzensizlikler içindeki hücrelerden 1-2 tanesinin lazer sistemlerininde yardımı ile alınarak genetik laboratuvarlarda incelenmesi ile anlaşılabilir. Bu şekilde genetik yapısı normal ve güzel gelişmiş embriyolara bulunabilir ve rahim içine verildiklerinde yüksek gebelik oranları sağlanır ve düşükler önlenebilir.

Embiryolardan hücre çıkarılmasının zamanlaması çok önemlidir. Gelişmenin 3. Gününde bu işlem yapıldığında kullanılan tekniğin embriyolara zarar verebileceği ve normal genetik yapıda olsalar dahi gebelik oluşturma özelliklerini azalabileceği son zamanlarda yapılan bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir. Buna alternatif olarak döllenme sonrası 5. Güne kadar geliştirilen ve blastakist olarak adlandırılan embiryolardan alınan hücrelerle yapılan incelemelerin daha kesin sonuç verebilmesi ve bu girişimlerin gebelik olasılıklarını tekniğe bağlı olarak düşürmemesinden dolayı‘ Trofektoderm Biopsisi’ olarakta adlandırılan bu uygulamaları tedavide önemli bir alternatif olarak kullanılabilmesinin yolunu açmıştır. Biopsi yapılıp normal olarak saptanan embiryolar ayrıca yeni geliştirilen özel dondurma yöntemleriyle saklanabilmekte ve sonradan taze olanlarıyla aynı gebelik oranlarını verebilmektedirler.

Gürgan CLINIC Tüp Bebek Merkezi yukarıda belirtilen yeni teknikleri son bilimsel verilerin ışığında değerlendirmiş ve bu sistemleri değişik hasta gruplarında uygulayarak çifte özel en yüksek gebelik olasılıklarına ulaşabilmiştir.

"GENETİK DENGELEME VE BİRİKTİRME" olarak adlandırdığımız bu yöntem özellikle 2 ve üzerinde tüp bebek başarısızlığında,37 yaş üzerindeki kadınlarla over rezervi azalmış kadınlarda,spermle ilgili DNA kırılmaları saptanmış çiftlerde tedavi başarı oranlarını büyük ölçüde arttırmıştır. Bu tekniklerin uygulandığı 56 çiftte normal genetik yapıya sahip embiryo transferi rahim içi zarının da desteklenmesi ile yapıldığında gebelik oranları çifte özel olarak %60 a kadar yükseltilebilmiştir. Bu tedavi yaklaşımının ilk tedavi uygulaması olarak bütün hastalara uygulanabilmesi ile kişiye özel olarak en yüksek düzeye yükseltilebilecektir.

Prof. Dr. Timur Gürgan

Dünya Kısırlık ve Tüp Bebek Derneği Başkanı

Website: http://www.gurganclinic.com.tr/

Facebook: https://www.facebook.com/gurganclinic/

Facebook: https://www.facebook.com/profdrtimurgurgan/

Tel: 0(312) 442 74 04

Yazının devamı...

Bebek isteyen ailelere umut veren yeni yöntemler

Polikistik over sendromu başta olmak üzere çikolata kistleri, bağışıklık sistemi bozuklukları olan kadınlarda yumurta gelişme ve olgunlaşma sorunu ile ortaya çıkan tüp bebek başarısızlığı yaşayan kadınların gebelik şansını artırmak için yeni bir yöntem var. 'Kümülüs hücre tedavisi' denen bu yöntem anne olma şansı önemli oranda artırıyor.

Polikistik over sendromu nedir?

PCOS dediğimiz bu sorun Türkiye’de sık rastlanan bir hormonal rahatsızlıktır. Adet düzensizliği, obezite, kıllanma ve sivilce oluşumuyla seyreder. Ayrıca yarattığı yumurtlama problemine bağlı olarak kısırlığa yol açması ile son derece önemlidir. Bu hastalarda yumurtlama, aşılama ve tüp bebek tedavisinde diğer hasta gruplarına göre ciddi farklılıklar var. Tedavi cevabı ve gebelik şansı yüksek olmakla birlikte tedavi detayları çok önemlidir. Yüksek başarı için hem kişiye özel tedavi seçeneği iyi bir şekilde belirlenmeli hem de yan etki yaratmadan ve komplikasyona yol açmadan yüksek gebelik şansı verilmeli.

Tedavide önemli noktalar nelerdir?

PCOS'de uygulanacak tüm tedavilerde kişisel cevap eşiği önemlidir. Bu eşiğin altında cevap alınamazken üzerinde aşırı yanıt ve buna bağlı ciddi sağlık problemleri olabilir. Zaman zaman bu problemler hayati tehlike yaratabilir. Tedavi eşiği her hasta için ve aynı hasta içerisinde bile farklı tedavilerde değişken olabilir. PCOS tedavisi uzmanlık gerektiren bir konudur.

Tedavi sırasında ne tür sorunlar ortaya çıkabilir?

Tüp bebek tedavisi sırasında yumurta gelişmesinde gecikme veya hızlı gelişim, kalitesiz yumurta gelişmesi, döllenme azlığı veya yokluğu, embiryo kalitesinde düşüklük, rahim içi zarında gömülgenlik sorunları görülebilir. Bütün bunlar tedavi başarı oranlarında azalmaya yol açar. Bu nedenle yapılacak tedavilerin hem yumurta sayı ve kalitesini geliştirmesi,hem de rahim içi gömülgenliğini arttırarak gebeliğe giden yolu kısaltması istenir.

Bu hastalar için yeni tedaviler var mı?

Evet, kümülüs hücreleri çalışmasından bahsetmek gerekir. Normal yumurta gelişmesi sırasında yumurta hücrelerini sarıp sarmalayan, onların olgunlaşmasına, gelişimine ve beslenmesine yardımcı hücreler olan kümülüs hücrelerini bu amaçla kullanılabileceği gösterilmiştir.

Yeni geliştirilen tekniklerle yumurta toplama işlemi esnasında belirtilen hücrelerde alınmakta ve yumurtalar döllenene kadar ayrı bir ortamda çogaltılmaktadır. Yumurtaların döllenme sonrasında kümüs hücreleri ile birlikte olduklarında onların destekleyici etkisi ile daha iyi gelişme göstedikleri ve gebelik oranlarında artma sağlandığı gösterilmiştir. Bu laboratuvar işlemi sırasında hastaya ilave bir girişimsel müdahaleye gerek duyulmamaktadır. Teknik ‘Kümülüs Hücreleri Yumurta Desteği’ olarak adlandırlmaktadır. Bu yöntemde tüp bebek yapılacak anne adayının (kadının) hormon tedavisinden sonra gelişen yumurtaları etrafındaki kumulus hücreleriyle birlikte toplanır.Kumulus hücreleri yumurtalardan dikkatlice laboratuvar ortamında ayrıştırılır.

İki gün boyunca bu hücrelerin gelişimi takip edilir ve döllenmiş yumurtalar kümulus hücreleri ihtiva eden kültür ortamına aktarılır. Embiryo transfer işlemine kadar embriyo gelişimi ve kalitesi değerlendirilerek anne rahmi uygun olduğunda embriyolar bu hücreler ile birlikte transfer edilir.

Yumurta toplama işlemi ve devamı

Yumurta toplama işlemi sırasında 35 yaşın altındaki 45 polikistik overli kadının kendi kümülüs hücreleri ayrıştırılmış ve olgun olan kümülüs hücreleri seçilerek özel sıvılarda geliştirilmiştir. Elde edilen kadın yumurtaları spermle döllenmeleri sonrası bu özel kümülüs hücreleriyle birlikte beslenmeye devam etmiş ve yumurtalara destek olmaları sağlanmıştır. Kalan 40 polikistik over hastalığı olan kadına ise kümülüs yumurta desteği uygulanmamıştır. Bu iki grup karşılaştırıldığında döllenme oranlarında bir faklılık görülmemiştir. Fakat, kümülüs yumurta desteği uygulanan gruptaki embriyo kalitesi anlamlı bir şekilde daha iyi bulunmuş ve beşinci gün embriyosu (blastokist) yani gebeliğin oluşma öncesi insan embriyosu olma oranı istatistiki olarak anlamlı şekilde daha fazla olduğu bulunmuştur. Döllenmiş yumurtalarına kümülüs hücresi yumurta desteği yapılan polikistik over sendromlu hastaların embiryo transferi sonrasında elde edilen gebelik oranları da anlamlı şekilde fazla olarak yükseklik göstermiştir. Kümülüs yumurta desteği uygulanan hastalarda yüzde 51.6 gebelik elde edilirken uygulanmayan hastalarda yüzde 23.4 gebelik elde edilmiştir. Sonuç olarak kümülüs hücreleri yumurta desteği PCOS hastalarında yumurta kalitesi ile ilgili problemleri önemli derecede çözebiliyor.

Kümülüs Hücre Desteği başka hasta gruplarında da uygulanabilir mi?

Kümülüs hücreleri yumurta desteği ayrıca bu hücrelerce salınan ve rahim içi zarıyla embiryonun yakınlaşmasını sağlayarak gömülgenliği arttıran hormonlar ve maddeler salmaktadırlar. Bu maddelerin etkileriyle embiryo daha rahat rahim içi arına gömülmektedir. Gebelik oranları artmakta ,düşük olasılığı se düşmektedir. Bu nedenle yukarıda bahsedilen tedavi hem embiryo kalitesini arttırabilmekte hemde gömülgenliği arttırıp başarıya önemli katkı sağlamaktadır. Bu tedavini sorunlar yaşayan çikolata kisti olan kadınlarda , embiryo kalitesinin devamlı düşük olarak ortaya çıktığı tüp bebek başarısızlığı olan hastalarda ve bazı bağışıklık sistemine bağlı başarısızlıklarda da kullanılması mümkündür.

Mikroinjeksiyon tedavisi (ICSI) özellikle erkeklerde sperm problemlerinde yüksek döllenme sağlayarak büyük bir çığır açmıştır. Ancak bazı hastalarda spermler normal görünse dahi yumurtaların döllenmemesi veya düşük yumurta döllenme oranları sorun yaratabilmeketdir. Özellikle sperm orijinli bazı faktörlerin eksikliği veya yetersizliği sonunda yumurtalar döllenebilmek için yeterli düzeyde aktive edilememekte ve tedavi işlemi istenilen sonuca ulaşamamaktadır. Bu faktörlerle ilgili yetersizlik çiftin kendi kendilerine gebe kalma olasılığını da azaltabilmektedir.

Tüp bebek tedavisi sırasında mikroinjeksiyon sonrası hiçbir yumurta hücresinin döllenmemesi (total fertilizasyon başarısızlığı) veya tekrarlayan bir şekilde döllenmenin kalitesiz olması aşağıdaki klinik durumşarda ortaya çıkabilmektedir:

• Tüm yada kısmı globozoospermi (yuvarlak başlı sperm sendromu)

• Yumurta kaynaklı aktivasyon problemleri

• Sperm hücrelerindeki yumurta aktive edici faktör eksikliği yada yokluğu)

• Kadının yumurta sayısının az olaması

• Sperm hücrelerinin tamamının hareketsiz olduğu haller

Son yıllarda yumurta aktivasyonunu sağlayabilmek için ‘kalsiyum ionoforları’ kullanılmaya başlanmış ve bu yöntemle yumurtaların aktive edilmesiyle döllenme oranları yükseltilmeye başlanabilmiştir. Bu yöntemin temel prensibi yumurta hücrelerini içinde barındıran özel yumurta kültürü sıvılarının içindeki kalsiyum iyonlarının yumurta hücresine geçmesini sağlamaktır. Böylelikle normalde yumurta hücresinin içerisinde olan kalsiyum konsantrasyonunu hatırı sayılır bir seviyede yükseltip döllenme işlemi başarılı bir şekilde gerçekleşebilmektedir.

Yaptığımız çalışmada şimdiye kadar yapılan kalsiyum ionofor yumurta aktivasyonu tedavilerine kümülüs hücre kültürü yumurta destegi tekniğide litaratürde ilk kez ilave edilmiş ve önemli başarılı sonuçlar alınmıştır. Bu iki tekniğin birlikte kullanılmasının yumurta aktivasyonu tedavisini bir adım daha ileriye götürmesi olası görülmektedir.

Araştırmamızda daha evvelki tedavilerinde %30 altında döllenme gösteren ( ortalama % 19.2 ) 40 hasta, % 0 döllenme gösteren 20 hasta ve globozoospermisi olan 6 hastaya yumurta aktivasyonu ile birlikte kümülüs hücreleri yumurta desteği birlikte uygulanmıştır. Bu işlemlerde rutin tüp bebek tedavisine ilave olarak elde edilen yumurtalar 15 dakika 50 mikrolitrelik damlalar şeklinde hazırlanmış aktivasyon solüsyonu içinde tutulmuşlar ve sonrada mikroinjeksiyon uygulanmıştır. Döllenmenin gerçekleşmesi sonrasında döllenmiş yumurtalar kümülüs hücreleri kültüründe / yumurta desteği ile 2 gün tutulmuş ve rahim içine transfer edilmişlerdir. Tedavi sonrası döllenme oranları yumurta desteği ile yumurta aktivasyonu yapılan yumurtalarda döllenme oranları belirgin şekilde artmıştır. Döllenme oranı daha evvelde ortalama % 19.2 döllenme gösteren yumurtalarda % 42.2 , % 0 olan yumurtalarda % 25.3 ve globozoospermi olan yumurtalarda % 60 olarak bulunmuştur. Bu gruplarda embiryo transferleri sonrasında gebelik oranlarıda belirgin şekilde yükselmiştir ve sırasıyla % 42.3 , % 34.3 ve % 50.0 olarak tespit edilmiştir.

Tüp bebek tedavisinde rahim içi zari gömülgenlik azalmasında ve tekraralayan düşüklerin tedavisinde yeni bir yöntem var mı?

Histeroskopi rahim içinin değerlendirildiği altın standarta sahip bir tekniktir. Son teknikle geliştirilen ofis histeroskopi ile hastalara anestezisiz, ofis şartlarında kısa sürede bu işlem uygulanabilmekte ve Rahim için boşluga ve/veya Rahim içine ait sorunların tanısı konmakta ve gerektiğinde tedavisi yapılabilmektedir.

Son gelişen teknolojide ise; rahim içinin gebeliği kabul etme potansiyelini artırmaya yönelik rahim hücrelerinin uyarılmasını sağlamaktır. Ofis histeroskopi ile rahim içi incelenmekte ve tüm özel noktalarına mikromakaslar yardımı ile ufak kesiler (mikrotravma= injury) uygulanmaktadır. Böylece rahim içi zarında genetik ve hormonal dengeleme ile bagışıklık hücrelerinde artma sağlanarak Rahim içi zarının transfer edilen embriyoyu tutma/gömülgenlik potansiyeli arttırılmaktadır.

Halk arasında ‘Nadaslama’ olarak da adlandırılan bu uygulamada kontrollü bir çizikler ile rahim içi zarının kanlanması ve rahim içi zarına embiryonun tutunmasını arttıran özel hücre ve özel kimyasalların seviyesini arttırmak hedeflenmiştir. Bilimsel çalışmalar göstermektedir ki rahim içerisine uygulanan teknolojik yaklaşım tüp bebek başarısızlığı ile tekrarlayan gebelik kaybı yaşayan çiftlerde etkili bir girişimdir

Ayrıca Son yıllarda yapılan çalışmalar ‘Granulosa Hücreleri Destekleyici Faktör (G-CSF)’ adlı bir sıvının rahim içine özel zamanlarda bir veya birkaç kez uygulanmasının da rahim içi zarın kalınlaşmadığı,ince kaldığı hallerde ve erken gebelik kayıplarında etkin şekilde faydalı olduğunu göstermiştir.

Prof. Dr. Timur Gürgan

Dünya Kısırlık ve Tüp Bebek Derneği Başkanı

Website: http://www.gurganclinic.com.tr/

Facebook: https://www.facebook.com/gurganclinic/

Facebook: https://www.facebook.com/profdrtimurgurgan/

Tel: 0(312) 442 74 04

Yazının devamı...

Balanslama Tekniği gebelik şansını arttırıyor

Balanslama Tekniği ile birlikte uygulanan yeni yöntemler gebelik şansını arttırıyor.

Balanslama tekniği:

Tedavi başlangıcında çiftin duygu,düşünce ve bedenin tedaviye hazırlanması,

İlaçların kişiye özel uygun doz ve kalitede seçimi,

Yumurtaların özel yöntemlerle belirlenen uygun,olgun spermlerlerle lazer yardımı ile döllenmesi,

Embriyoların gelişimlerinin belli aralıklarla videolarla yakından izlenmesi,

Gebelik oluşturacak embriyoların seçilmesi

Rahim içi zarının bağışıklık dengesinin sağlanması esasına dayanıyor.

Dış etkenler, iklim değişikleri, çevresel faktörler, kullandığımız ilaçlar, sigara ve alkol tüketimi, genetiği değiştirilmiş gıdalar ile vücudumuza dışarıdan aldığımız birçok madde, hava kirliliği, molekül yağmurları,stres,yorgunluk,bozuk çalışma şartları,psikoljik sorunlar ve depresyon insanların vücut dengesini yani balansını bozuyor ve sonuç olarak kısırlık ortaya çıkıyor. Ayrıca üreme sistemine ait hastalıklar, gelişme sorunları, hormon bozukları, genetik ve bağışıklık sistemi hastalıkları da etken oluyor. Bu nedenle varsa belirlenen sorunlar tanınıp çözülmeden tedaviye başlanmamalıdır. ‘Zihin-Beden ve Detoks Dengeleme Programı" bu konuda yardımcı olabiliyor.

Genellikle çok yumurtanın başarıyı arttırdığı kabul edilir. Elde edilen yumurtaların kalitesi sayısından önemlidir. Bu nedenle yumurtaların kişiye özel olarak uyarılması, en uygun olan ilaç ve doz seçimi önemlidir. Başarı kadının detaylı değerlendirilmesi sonunda elde edilen verilere göre yapılan tercihlerle yakalanır. Burada tedaviyi üstlenen merkezin bilgi ve tecrübesi ön plana çıkar. Yumurtaların genetik yapısını bozarak hatalı döllenmeye yol açabilir. Bu durumda gebelik oranı düşer, düşük olasılığı artar.

Yumurtalıkların fazla uyarılması ayrıca bazı hormonların yükselmesine yol açarak rahim içi zarının gelişmesini bozar ve embriyonun bu bölgeye gömülmesini engelleyerek gebeliği önleyebilir. Fazla ilaç fazla fazla gebelik demek değildir. Bazen boşa harcanmış fazla para demektir.

Spermlerdeki genetik sorunlar, gelişme anomalileri ve olgunlaşma sorunları yumurtaların döllenmemsine, genetik olarak problemli döllenme olmasına ve kalitesiz embiryo oluşmasına yol açar. Bu da gebelik oranlarının düşmesi ve oluşan gebeliklerin düşükle sonlaması olasılığının artması demektir. Bu nedenle erkeklerde genetik yatkınlık, sigara, alkol kullanımı, stres, yorgunluk, yaşlanma, çeşitli hastalıklar ve fazla kilo gibi nedenlerle ortaya çıkmiş olan sperm problemlerinin önceden özel testlerle tanınması ve tedavi edilmesi önemlidir. Konunun zamanlar tarafından planlanmış Hormon tedavileri, hayat tarzı değişiklikleri,vitaminler ve değişik destek tedavileri fayda sağlayabilir. Bazı durumlarda tüp bebek tedavisine gerek duyulmadan çift bebek sahibi olabilir.

Tüp bebek tedavisinde ise sperm sorunlarının olduğu durumlarda genetik yapısı normal, dölleme kabiliyeti yüksek spermlerin geliştirilmiş yüksek teknolojik tekniklerle seçilmesi gerekir:

a.Sperm çöktürme tekniği

b.Büyütmeli mikroskop

c.Spermlerin polarize ışığı yansıtmasına göre sperm seçimi

d.Mikrosıvı kanallarıyla yarıştırma tekniği

e.Bilgisayar programlarıyla sperm seçimi yumurta döllenme oranlarını ve kalitesini yükselterek gebelik olasılığını arttırır

Teknikler :

Şiddetli sperm sayı ve hareket azlığında

Azospermi hastalarında sperm seçiminde

Önceden kalitesiz embriyo geliştirmiş kadınlarda

Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı olgularında

Tüp bebek tedavisi sonrasında düşük yapan kadınlarda kullanıldığında balanslama yapabilmektedirler.

Spermin içine konulması sırasındaki sorunlar yumurta döllenmesini bozabilir mi?

Genetik faktörler, kadın yaşının 35 üzerine çıkması ve kullanılan ilaçlar yumurtaların çevresindeki zarın kalınlaşmasına yol açar. Bu da yumurtaların sperm tarafından döllenmesini önleyebilir. Ayrıca yumurta zarı kalınlaşması ,spermlerin mikroinjeksiyon iğnesi ile yumurtaların içine konulması sırasında bazı sorunlara yol açabilir.Bu durumlarda düllenme bozukluğu ve kalitesiz embiryo gelişmesi ortaya çıkar ve gebelik oranları azalabilir.Sorunu engellemek için Lzer ICSI yöntemi uygulanır. Lazer işlemleri ayrıca embiryo zarının kalınlaştığı ve hücrelerin rahim içine düşme işleminin zorlaştığı hallerde de kullanılır.

Hastaya özel inkübatörler ‘Ana Rahmi’ nedir?

Döllenmiş yumurtalar ‘inkübatör’denilen ana rahmi görevini gören özel dolaplarda geliştirilir. Bu yumurtalara ve embiryollara gelişmeleri sırasında uygun ısı,nem ve ortm sağlaması sağlanır.Dolapları kapaklarının sık açılması,kullanılan gaz basınlarını düşmesi,ısı değişiklikleri ortamı boazrak embiryoların gelişmesine zarar varir. Bu etkilerin önlenebilmesi için her çift özel bir mini inkübatör verilmesi gelişmiş merkezlerde kullanılmakta ve başarı oranlarını arttırmaktadır.

Bir de embriyoların videoyla izlenmesi yöntemi var

Bu yöntemle laboratuvarda embriyoların döllenmesi sonrasındaki gelişmesi,dakika dakika,saat saat ve gün gün özel videolarda kaydediliyor. Elde edilen veriler ışığında en iyi gelişim gösteren ve kadını gebelige en yaklaştıracak embriyolar seçiliyor. Şu durumlarda kullanılabilir:

1. Spermlerle ilgili sayı ,hareket yüzdesi ve anomali oranlarında problem olan çiftlerde IMSI ve çift kırılma teknikleriyle birlikte kullanıldığında

2. Yumurta sayıları az olan kadınlarda embriyo kalitesi saptanması ve muhtemel gebelik oranları hakkında bilgi sahibi olabilmek için

3. Tek veya iki embriyo transferi yapılacak hastalarda en iyi embriyoları seçmek için

4. Fazla embriyo oluştuğunda dondurulacak embriyoları seçmek ve bu embriyoların kullanılması sonucunda elde edilecek gebelik oranları hakkında fikir sahibi olabilmek için

5. Embriyo laboratuvarı kalite kontrolünü sağlamak ve takibi için

Embriyoların genetik yapısının iyi olduğu anlaşılabilir mi?

Gebelik öncesi embiryo genetik analizi veya olumlu dengelemesi olarak adlandırılan incelemeler yapılıyor. Bu tekniklerde gelişen embriyolardan 3 . veya 5. günlerinde hücreler alınıyor. Özel genetik teslerle kromozaom yapıları inceleniyor ve sorunsuz olanlar seçilebiliyor. 5. günde yapılan tetkikler daha iyi onuçlar veriyor. Seçilmiş olan embiryolar vitrifikasyon denilen bir yöntemle donduurlarak saklanabiliyor. Havuz yöntemi denilen bir yalaşımla biriktileren rahim içine verildiğinde gebelik oranları %50 üzerine çıkabiliyor.

Tedavi merkezinizi seçerken bunlara dikkat!

*Tüp Bebek tedavisi özenle planlanıp uygulanması gereken ciddi bir süreçtir. Paranızı,sperminizi,yumurtanızı, psikolojinizi, umudunuzu size özelliklerinize göre en yüksek başarı şansını verebilecek ‘Balanslama Tekniğini' uygulayabilecek bir merkeze yatırınız.

*Tedavi olacağınız merkezi siz araştırın ve dikkatle seçiniz. Fizik ortam,bilgili,tecrübeli yeterli personel,bilimden ve yüksek teknolojiden faydalanma, kişiye özel tedavi uygulamaları, başarıoranı ve size sunulan ekonomik programlar seçiminizi yönlendirsin. Başkalarının ısrarı özellikle bazı doktorların ısrarlı yönlendirmelerinden sakınınız.

*Aklınızda sadece tüp bebek tedavisine başlama kararı olarak bir tedavi merkezine başvurmayınız. Hemen tedaviye başlamayınız. Probleminizin nereden kaynaklarını ve çözüm yollarını öğrenin. Tedavinize aktif olarak katılın. Bebeginize yaklaşabileceğiniz için umutlu, huzurlu ve neşeli olun.

*Anlamadan,bilmeden bilinçsizce ve korkula kaygıyla yaptığınız tedaviler başarısızlığa mahkumdur. Hemnen umudunuzu yitirerek tedaviyi bırakmakmayınız. Şansınız devam ettiği sürece tedaviye devam ediniz.

*Tedaviniz size hatta tedavi olduğunuz zamana özeldir. Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın.

Prof. Dr. Timur Gürgan

Dünya Kısırlık ve Tüp Bebek Derneği Başkanı

Website: http://www.gurganclinic.com.tr/

Facebook: https://www.facebook.com/gurganclinic/

Facebook: https://www.facebook.com/profdrtimurgurgan/

Tel: 0(312) 442 74 04

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.