2018-2019 eğitim öğretim yılının ilk haftasını geride bırakmak üzereyiz. Özellikle okul öncesi ve ilkokula başlama döneminde olan çocuklarımızın ilk hafta endişe, korku, ayrılma kaygısı yaşadığına şahit olmuş olabilirsiniz. Bu endişe, kuşku ve kaygılar oluşurken çocuğun kendine sorduğu bazı sorular vardır. Örneğin;neden anne ve babamdan ayrılıyorum? neden okula gidiyorum? Okuldaki bu çocuklar da kim? Ya annem/babam geri gelmezse? Burada ne yapacağım? başıma neler gelecek? gibi..

Çocuğun bu kaygı ve korkular arasında yeni bir ortama uyum sağlaması zaman alacaktır.Genelde çocuğun okula uyum süresi 1-2 ay içersinde gerçekleşecek olsa da yine çocuktan çocuğa bu süre değişecektir.Bazı çocuklar yeni duruma/ortama yumuşak bir geçiş yaşarken,bazılarında bu geçiş biraz daha keskin olabilir.

Peki anne babalar bu süreçte neler yapabilirler?
Öncelikle öğretmenlerle işbirliği yapmak çok önemlidir.Uyum konusunda bir problem yaşadıklarında rehber öğretmene ve sınıf öğretmenine mutlaka bunu bildirmeli, ortak bir yol izlenmeli ve anne baba öğretmenlerden gelecek yönergelere açık olmalıdırlar.

Özellikle bu konuda aileye düşen en büyük görev,çocuklarını dikkatli bir şekilde gözlemlemeleri ve sorunlarını tespit etmelidirler. Okula uyum problemi yaşayan çocuk ilgi ve enerji kaybı, sinirlilik, iştahsızlık, ağlama nöbetleri gibi problemler yaşabilir. Ailenin bu gibi problemlere mutlaka duyarlı olması gerekir.

Bir başka öneri de, okula giden çocukları ve onların yaşadığı şeyleri anlatan öyküleri çocuğunuza anlatabilir ve bu öykülerle alakalı konuşabilirsiniz. Ayrıca,her gün okuldan geldikten sonra o gün neler yaptığını, başından neler geçtiğini meraklı gözlerle ona sorabilir ve konuşmalar yapabilirsiniz.

Okula uyum konusundaki en önemli nokta şudur; okula devam sağlanması. Yani çocuğunuz gitmek istemese bile özellikle ilk aylarda mutlaka okula devamı sağlanmalıdır.

Keyifli ve verimli bir eğitim-öğretim yılı dilerim.

Psikolog F.Gizem ÖRNEK

Neurofeedback, kişinin kendi beyin dalgalarını değiştirmesine yardımcı olan bir öğrenme stratejisidir. Bu yöntem,kişi eğer öğrenirse, bu değişikliklerin kalıcı olacağını savunur. Aynı zamanda, Neurofeedback’e bir çeşit beyin egzersizi de diyebiliriz.

Neurofeeback seanslarında hastanın kafasına(saçlı deriye) elektrotlar yerleştirilir ve bu elektrotlar bilgisayara bağlıdır. Elektrotlar, beyinden gelen elektrik paternlerini ölçer, ekrana yansıtır. Beyne herhangibir elektrik akımı vermez. Görsel ve işitsel feedbackler sayesinde hastalardan beklenen yavaş dalgaları (thetayı-deltayı) düşürmeleri, hızlı dalga olan betayı ve smr dalgasını yükseltmeleri beklenir.

Bu teknik hastaya haftada 2-3 gün uygulanır ve aralara mutlaka 1er gün konulması önerilir. Ancak bu şekilde sonuç alınabileceği savunulur.

Peki, Neurofeedback’in görülen faydaları nelerdir?
Öğrenme kapasitesini arttırır(Bu özellikle öğrencilere oldukça fayda sağlar)
Analitik düşünme kapasitesi artar
Zihinsel konsantrasyonu arttırır
Bireysel özgüven duygusu gelişir
Unutma azalır, hatırlama kolaylaşır

Neurofeedback özellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip bireylerde kullanılan bir tekniktir. Kısaca bahsetmem gerekirse, özellikle bu teknik uygulanan hastalarda ilaç kullanımına duyulan ihtiyacın azaldığı görülmüştür.Ayrıca dikkatin sürdürülebilmesine de olumlu katkıları vardır. (Konuyla ilgili DEHB ve Neurofeedback başlıklı ayrıca detaylı bir yazı yayınlayacağım)

Neurofeedback ne değildir?
Özellikle bilgi almaya gelen danışanların bazı belirli kaygıları vardır örneğin; ,
Çocuğumun beynine elektrik mi vericeksiniz?
Gözleri bozulur mu?
Başı ağrır mı? İlaç gibi bir şey mi bu teknik?
Bizimle de iletişimi düzelecek mi? gibi

Bu soruların cevapları ise;
Beyne elektrik verme gibi bir durum neurofeedback seansları esnasında asla yoktur
Seanlar esnasında gözlerine zarar verebilecek herhangi bir durum söz konusu değildir.
Neurofeedback seansından kaynaklı baş ağrılarının görülmesi seyrektir.
Çocuğunuzun sizlerle iletişiminin düzelmesine elbette katkısı olacaktır fakat seansa gittiğiniz merkezde bir psikoloğun olması ve onun rehberliğinde seanslara devam etmeniz önemlidir .

Belirsiz durumların olmaması eminim ebeveynlerin ve bireylerin de rahatlamasını sağlayacaktır. Görüşmeye gittiğiniz merkezlerde size daha detaylı açıklamalar yapıp uygulamalı olarak göstereceklerdir

Detaylı bilgi almak isteyen aileler ya da bireyler benimle sosyal medya hesaplarımdan ya da mail adresimden iletişime geçebilirler.

Sevgiler

PSİKOLOG GİZEM ÖRNEK

Bugünkü ilk paylaşımımı kişisel gelişim uygulamalarından biri ile yapacağım

Bu uygulama hem cok keyifli hem de hepinizin yapabilecegi bir uygulama...
Mutluluk düzeyinizi nasıl yükseltebileceğinize yardım etmek icin aşağıdaki alıştırmayı deneyin:

Bu alıştırma sizin aslında içgüdüsel olarak zaten yapıyor olabileceğiniz bir alıştırma. Alıştırmamızın ismi "3 iyi şey". Kişinin minnettarlık hissini arttırmak icin gelistirilmistir. Bugünden itibaren yatmadan önce gün icinde başınıza gelen 3 iyi şeyi yazın. Cok buyuk seyler olmak zorunda degil, sizi mutlu eden herhangi bir sey olabilir. Sonunda,hayatinizda olan ufak tefek de olsa sizi mutlu eden seyleri görmeye ve taktir etmeye başlayacaksınız. Bu alıştırmayı her hafta haftanin her günü uygulamaya devam etmenizi öneririm

Ve basit ama etkili bir öneri daha

Bu hafta biraz keyifsiz olursanız, en çok sevdiğiniz insanı arayın. Araştırmalar göstermiştir ki en cok sevdiginiz insanı görmek bile, bağışıklık sistemini güçlendirmekte ve ruh halini olumlu bir şekilde etkilemektedir, buna dair belgeler vardır. Öyleyse bugün en sevdiğiniz insanla randevulaşın ve olumlu duyguların akışına bırakın kendinizi!

Uygulayacak olan okurlarım görüşlerini benimle sosyal medya hesaplarımdan ve mail adresimden paylaşabilir :)

SEVGİLER

PSİKOLOG GİZEM ÖRNEK