Dijital çağda siber zorbalık da çok sık görülmektedir. Yapılan çalışmaların sonucunda her 4 çocuktan 1'i siber zorbalığa uğramaktadır.

Siber Zorbalık Nedir?

Dijital ortamda çocukların tehdit edilmesi, kötü sözlere maruz kalması, alay edilmesi, rahatsız edici her türlü muameleye maruz kalmsıdır. Etkileri ruhsal, fiziksel ve duygusal açıdan görülmektedir.

Çocuklarda Görülen Belirtiler Nelerdir?

-Tablet, telefon kullanımından sonra öfke krizleri,

-Utanç duygusu,

-Aileden kopma,

-Akademik başarıda düşme,

-Telefon, tablet gibi teknolojik aileleri saklama,

-Arkadaşlarından uzaklaşma,

-İçine kapanma,

-Tedirgin davranışlar,

-Mesaj, bildirim geldiğinde hemen açıp bakma

En sık görülen belirtiler arasındadır.

Nasıl Önlem Alınabilir?

Öncelikle çocukları teknolojiden uzak tutmanın mümkün ve gerçekçi olmadığını söylemekle başlamak isterim çünkü onlar teknolojinin içine doğdular.

(Hem doğar doğmaz belki de onları ilk bizler tanıştırdık. Dünyaya gözlerini açtıkları ilk anda fotoğrafını çekip annesinden önce teknolojik alet ile tanışmış oldu :)

Fakat onları siber zorbalıktan kurtarmak için;

-Öncelikle çocuklarınızla her zaman dialog halinde olmak bu noktada önem arz eder. Çocuk rahatız olduğu durumları güvendiği bir yetişkine rahatlıkla anlatabilmelidir. Anlattığı zaman yargılanmamalı, suçlanmamalıdır.

-Teknolojinin zararlı/faydalı kullanımı ile ilgili çocuğunuz ile sohbet edebilirsiniz.

-Okul ve öğretmenleri ile iletişim halinde olmak çocukda görülen farklı bir durum ile ilgili erkenden bilgi almanıza vesile olacaktır.

-Aile filtresi yazılımları indirin.

-Siber zorbalığa maruz kalıyor ise mutlaka zorbalığı yapan kişiyi engelleyin.

Tek başınıza baş edemediğiniz durumlarda bir uzmandan destek almayı unutmayın.

Sevgiler

Yazar: Uzman Psikolog, Öğretim Görevlisi Selin Kalabaş

instagram: @psikolog.selinkalabas

Twitter: @KalabasSelin

Koronavirüsün tüm dünyayı etkisi altına almasıyla beraber gerek yetişkinler gerekse de çocuklar bu durumdan etkilendi. Viral salgın ile ortaya çıkan panik ve anksiyete çocuklarda da görülmektedir. Bu konuda aile tutumlarının değişmesi ve ‘’koronavirüs’’ hakkında çocuklarını oyun aracılığı ile bilgilendirmeleri panik ve anksiyeteyi konrol altına alabilir.

Yetişkinler mümkün olduğunca sakin kalmalı ve sakinliklerini çocukları ile paylaşmaları gerekir. Ebeveynlerinin kaygılı hali çocuklarına da bulaşabilir, bunun içindir ki ebeveynler öncelikle kendi kaygılarını kontrol altına almalıdır. Çocuklarının yaşlarına uygun olarak doğru bilgi paylaşımı yapılmalıdır. Doğru bilgiyi kendi ailelerinden öğrenmeyen çocuklar bunu dışarıda daha tehlikeli koşullarda öğrenebilir. Bu yüzden çocukları ile samimi bir şekilde doğru bilgiyi paylaşıp onlarla korona hakkında sohbet edebilirler. Ayrıca, çocuklara oyun aracılığı ile salgından korunmak için alınan önlemler (el yıkama, kıyafet temizliği vb gibi) anlatılmalıdır, sorulan soruların hepsi cevaplanmalıdır.

Ebeveynlerin güvendiği iki haber kaynağını takip edip emin olunmayan hiçbir bilgi paylaşımında bulunmamaları gerekir. Özellikle bu süreçte çocukların TV de izledikleri kanallar takip edilmelidir. Dahası, çocukların yanında endişe içeren konuşmalardan kaçınılmalıdır. Bu süreçte rutinlere aynı şekilde devam edilmelidir. Çocuklar, öngörebilecekleri durumların olması ile birlikte kendilerini güvende hissederler. Ayrıca, bu durum onları belirsizlikten kurtarıp kaygılarını azaltmaya neden olmaktadır. Belirsizlikten kaynaklanan kaygı halleri doğru bilgi paylaşımı sayesinde kontrol altına alınabilir fakat ebeveynler üstesinden gelemedikleri durumlarda da mutlaka bir uzmandan destek almalılar.

SEVGİLER

ÖĞRETİM GÖREVLİSİ UZMAN PSİKOLOG SELİN KALABAŞ

instagram: psikologselinkalabas