SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Defilelerin perde arkası

Defilelerin ardı ardına gerçekleştiği bu günlerde, farklı bir perspektiften bakarak her şeyin mükemmel göründüğü sahnenin arkasındaki hummalı çalışmalardan bahsetmek istedim.

Milano Istituto Marangoni'de üniversiteyi okuduğum yıllarda, İtalya'daki en büyük açık ingilizce bilen, deneyimli, dikişten ve kumaştan anlayan giydiriciler bulmaktı. Mankenlerin çoğu yabancı asıllıydı ve iyi ingilizce bilen italyan bulmak bir hayli güçtü. Hal böyle olunca dev markalar, moda tasarım eğitimi veren prestijli kurum ve üniversitelerden yardım istemeye başladılar. İstituto Marangoni'de benim zamanımda iniglizce eğitim veren program olmadığından ve çoğunluk iniglizce bilmediğinden, fırsatı değerlendirerek giydiricilik için hemen gönüllü oldum ve mülakatlari geçtim.

Frankie Morello, Trussardi, DSQUARED, Chicca Lualdi Beequeen, Gucci gibi dev markaların sahne arkasında mankenlerini giydirecektim. O günkü heyecanımı hala hatırlıyorum. İlk defile deneyimimi Frankie Morello ile yaşadım. Defileye bir hafta kala provalara çağırıldım. Giydireceğim mankenim ile tanıştım. Hangi kıyafetleri giydireceğim ve ne şekilde giydirmem gerektiğim konusunda kısa bir bilgilendirme aldıktan sonra defile günü kıyafetleri ne şekilde teslim edeceğim hususunda da aydınlatıldım.(Mankenler defile sonrasında ışık hızıyla giyinerek kulisi terk ediyor ve siz ters düz olmuş kıyafetleri teker teker askılarına ve kılıflarına geçirmek için yapayalnız kalıyorsunuz) Mankenim iki kez podyuma çıkıyordu ve iki performansı arasındaki zamanda adeta dakikalarla yarışıyorduk. Yaklaşık 3 dakikada kusursuz bir şekilde giyinmesini sağlamam gerekiyordu. Fakat asıl zor tarafı çeşitli aksesuarlarını, kemerini ve oldukça çetrefilli olan ayakkabısını bağlamayı da bu 3 dakika içine sığdırmaktı.

Provalarda çok iyi anlaştığım mankenimle güzel bir diyalog kurmuştuk ve defile günü gelip çattığında başıma neler geleceğinden bir haber tüm heyecanımla sıramızın gelmesini bekliyordum. İlk kıyafeti giydirmek için vakit olduğundan oldukça kolaydı. Sonrası tam bir gerilim filmi...

Mankenim koşarak içeri girdi, ikinci outfitini bir çırpıda giydirdim, aksesuarlarını taktım. Her şey çok güzel ilerliyor, fakat o da ne! Defile günü ayakkabı dağıtımını yaparken bize, mankenimin ayak numarası olan 41 numara stilettoları vermek yerine 39 numara bir ayakkabı bırakmışlar ve bu durumu bildirip ikaz etmek için hiç vaktimiz yok. Ayakkabı üzerinde bağlamam gereken en az 7 adet ip var, kızcağız ayakkabı ayağını kanattığı için ağlamaklı fakat durmamı istemiyor. Ben onun yerine üzülürken stresten yüzüm kıpkırmızı ne yapacağımı, kızcağızı nasıl teselli edeceğimi bilemez haldeyim. Kafamı kaldırdım, bir de ne göreyim... Fashion TV, ben bağcıkları bağlamaya çalışırken bizi çekiyor, çin topuzu saçlarım ve kızarmış yanaklarımla el sallamamı rica ediyor... Mankenimin podyuma çıkmadan son 3 saniyesi fakat içi kan ağlarken profesyonel bir şekilde gülümsemeyi başarıyor ve mucizevi şekilde 2 numara küçük ayakkabıları ile defiledeki sırasını savmayı başarıyor. Ömrümüzden ömür gittiğini hatırlıyorum. Birbirimize sarıldık ve nasıl atlattığımızı düşündükçe kendimizi daha da şanslı hissettik.

Fakat ortam o kadar büyüleyici ve dinamikti ki ilk defile deneyimimde giydirici olarak yaşadığım kötü tecrübenin beni etkilemesine izin vermedim. Üç sene boyunca çeşitli defilelerde çalışmaya devam ettim.

Bu süreçte öğrendiğim bir şey varsa o da podyum arkasında çalışanların 10 dakikalık defileler için büyük emekler harcadıkları ve aylarca süren hazırlıklar yaptıklarıdır. Bir koleksiyonu sevmek veya hoşlanmamak tamamen kişisel olsa da, podyum arkasındaki emekçileri düşünerek 10 dakikayı görsel şölene dönüştüren bu kadrolara ve emeklerine sonsuz saygılar.

Yazının devamı...

2020'lerin Yatırımı: Sneakers

Etrafınıza baktığınızda eskisi kadar stiletto ve makosen ayakkabı tercih edilmediğinin farkında mısınız? Yoksa siz de mi onlardansınız?

Zaman kavramının lüks olduğu günümüz şartlarında hızlı tempomuzun kurtarıcıları sneakerslar özellikle kadınlar için yeni yatırım aracı olurken, dev markalar bu pazarda en yüksek payı alabilmek için adeta yarış halindeler. Araştırmalara göre 2025 yılına kadar sneaker endüstrisinin 91.45 milyar dolara ulaşması öngörülüyor.

StockX gibi 2. el satış portalları stilettolarını satarak lüks sneakerlara erişmek isteyen kullanıcılarla dolu. Nike, Adidas, New Balance, Sketchers, Under Armour, Converse, Puma, Fila gibi spor markaları altın çağlarını yaşarken Valentino, Chanel, Dior, Prada, Hogan, Bottega Veneta gibi lüks markalar da elitlerin sneaker tercihlerini oluşturuyor.

Markaların DNA'lerini özgün tasarımlarla yansıtan düz tabanlar artık tüm dünyada satatü sembolü haline geldiler bile.Onları bu kadar popüler yapan bir diğer özellik ise tüm yıl boyunca kullanılabilmeleri.

Dünyada hızla yayılan rahatlık, konfor, huzur kavramları ile paralel olarak sneakers kullanımı yaygınlaşırken, pazar paylarının tehdit altında olduğunu düşünen lüks moda devleri, ardı ardına işbirliklerini açıklıyor.

Son olarak Nike x Dior kolaborasyonu moda dünyasına bomba gibi düştü. Geçtiğimiz günlerde Dior'un Miami'deki Men Pre-Fall 2020 defilesinde görücüye çıkan Air Jordan 1 High OG'den sadece 1000 adet üretildiği ve Nisan ayında piyasaya sürülecek olan tasarımların şimdiden ön satış aracılığı ile tükendiği dedikoduar arasında.

Air Jordan 1 High OG için fiyat bilgilerinin henüz paylaşılmadığı bu günlerde Nike'in ezeli Alman rakibi Adidas ile iş birliği yapan Prada, Adidas x Prada Superstar and Bowling Bag limited editionları ile rekabet etmeye hazır.

Yazının devamı...

Gen-Z ve Moda

Gen-Z kuşağı yani 1995-2015 yılları arasında doğan jenerasyon şu an 4-24 yaş aralığında ve bu gençler moda endüstrisini adeta yeniden şekillediriyor.

Sosyal ve çevresel bilinçleri çok yüksek olan yeni nesil tüketiciler oldukça seçici. İnanç ve değerlerine önem veren markaları alışverişleriyle desteklerken, insana, çevreye ve planete saygısı olmayan, şeffaf bir politika izlemeyen şirketleri boykot etmekten çekinmiyorlar.

Teknolojinin içine doğan bu neslin 20 yaş altı gençleri, sosyal medyayı aktivist hareketler için kullanıyor. Snapchat, Twitter, Instagram ve bizlerin adlarını dahi bilmediğimiz bir çok App'i, kendilerini ifade etmek için kullanırken X (1965-1980) ve Y (1981-1996) jenerasyonunun yapay bulduğu bu dünyayı kendilerini en iyi ifade ettikleri iletişim aracı olarak tanımlıyorlar. Emojiler ve memesler onlara harflerden daha yakın. Herkesin her konudaki fikrini açıkça! ifade etme özgürlüğü olduğuna inanıyorlar.

Business of Fashion (BOF)' ın yaptığı araştırmaya göre on Gen-Z tüketicisinden dokuzu kullandıkları markaların çevreye ve insana duyarlı olmasını bekliyor.Orijinal, cinsiyet ayrımcılığı olmayan, eşitlikçi, vizyoner, otantik markalar favorileri;

Asya hazır giyim markalarından Uniqlo, yeni nesil tüketici tercihlerine en hızlı adaptasyon sağlayan isimlerden. 2016 yılından beri göçmenlere istidham sağlayan şirket gurubu aynı zamanda göçmenlerin yaşam şartlarını iyileştirmek için Asya'da 5 milyon dolarlık bağışta bulundu. İngiliz dev hazır giyim markası Asos'ta tasarımcı Katharine Hamnett ile iş birliğinde bulunarak çıkardığı iç çamaşırı koleksiyonunun tüm gelirini sığınmacıları desteklemek için kurulan bir vakfa bağışladı.

Moda dünyasının tüm kalıplarını yıkan, trendleri takip etmektense kendilerini trend olarak gören bu nesili özellikle lüks markalar cevher olarak görüyor. "Millenials"ların aksine deneyime değil ürüne önem veren bu jenerasyon, markalar tarafından adeta gizli silah olarak adlandırılıyor. Az ama öz alışveriş yaparak, uzun soluklu kaliteli parçalara para harcamak isteyen bu gençler, kendileriyle iletişim kurmayı başarabilen lüks markalarını başka bir seviyeye taşıyacak gibi duruyor.

Serra ÖZSOY KARAGÜLLE

@aluxera

Yazının devamı...

Tekniklerle Gardırop Detoksu

Mevsim geçişleri gardırobunuzu gözden geçirip tazelenmek ve hayalini kurduğunuz düzeni yaratmak için bir fırsat. Çekmece ve raflarınızı tek tek düzenlemek zahmetli ve zaman alıcı görünse de gardırop detoksundan sonra sabah rutinlerinizin ne kadar kolaylaştığına şaşıracak, kendinize ayırdığınız ekstra zamanın keyfini yaşayacaksınız. Peki nasıl ?;

Yapmanız gereken öncelikle kirli sepetinde olanlar da dahil tüm giysilerinizi temiz ve ütülü bir şekilde düzenledikten sonra iki hafta boyunca günlük rutininizde tercih edeceğiniz kıyafetlerinizi giyerek gözlem yapmak. Dikkat! Bu süreç neleri tutmanız gerektiği veya nelerden vazgeçmek istediğinizle ilgili düşünerek stres yapmanız gereken bir süreç değil fakat giymediğiniz her parça aşağıdaki dört kategoriye dahil olabilir.

SAKLA

İki hafta içinde giymediğiniz fakat özel günleriniz için sakladığınız siyah kokteyl elbisenizi tabi ki geri asıyoruz! Kışın kullanmadığınız bikinileriniz ve yazın giymediğiniz favori kaşmir kazağınızı da... Amacımız gardırobunuzu elemek, sevdiğiniz parçaları elden çıkarmak değil.

SAT

Eğer elinizde satışa çıkrmaya değer ama istemediğiniz parçalarınız varsa şanslısınız. Bu süre zarfında onları satarak ekstra kazanç bile elde edebilirsiniz. İkinci el butikler veya online satış kanalları işinize yarayabilir.

DEĞİŞ

Çevrenizde sizinle aynı beden ölçülerine sahip akraba ve arkadaşlarınız varsa işlerine yarayacaklarını düşündüklerinizi onlara hediye edebilir, ihtiyaç ve öncelik listenize göre onlarla giysi değişimi bile yapabilirsiniz. Bu üç alternatif dışındaki herşey bağışa...

BAĞIŞLA

Kaç adet t-shirt'e sahip olduğunuzu sorma zamanı geldi. Bir şeyi tekrar giyme şansınız olursa diye mi saklıyorsunuz yoksa gerçekten giydiğiniz için mi ? Eğer cevap bilinmeyen bir zamanda tekrar giyme şansım olursa diyeyse bağışlama vakti...

1-1

Eğer yeni bir ürün satın alıyorsanız, mümkün mertebe bir parçanızı da elden çıkarın. Böylece zaman içinde gerçekten ihtiyacınız olan parçaları seçerken hem onlara yer açmış olur hem de gereksizlerden arınırsınız.

SEZONLUK PLAN

Giysilerinizin yarısından fazlasını ekimden marta kadar kaldırmaktan bahsetmiyorum fakat Ağustos ayında kalın kazaklara ve yün ceketlere ihtiyacınız olmadığı kadar, Aralık ayında da uçuşan elbiselerinizi ve bikinilerinizi dolabınızın en ön rafında saklamanızın gereği yok. Sezonluk parçlarınızı saklamak için alt çekmeceleri, dolabınızın arka taraflarını veya yatağınızın altındaki bazayı kullanarak yerden istifade edebilirsiniz.

DÜRÜST AMA KİBAR

Bazı giysilerinizle duygusal bağınız olabilir ve tabi ki onları saklamak istemeniz en doğal hakkınız. Bebeklik kıyafetleriniz, ilk ayakkabılarınız, lise formanız, mezuniyet elbiseniz, gelinliğiniz vb. Dikkat edilmesi gereken husus ise tüm gardırobunuzu bu listeye dahil etmediğinize emin olmak! Anılar biriktirerek bu parçaları bir veya iki bavula sığdırmak tamamen serbest.

Gardırop detoksunu her ay listeye almak gerçekçi olmayabilir fakat yılda iki kez vakit ayırmak size pratik bir gardırop yaratmanız için yardımcı olabilir. Taşınmanız gerekse bile düşünmeden herşeyi paketleyip ekstra bagaj yükünden de kurtulmuş olursunuz.

Yazının devamı...

Gösterişli Kışlık Stiller

Bir çok farklı alternatifin bulunduğu moda sektöründe doğru ve kaliteli parçalara yatırım yapıp, milyonlar ödemeden gösterişli sonbahar- kış gardırobu yaratmak mümkün.

Özellikle havaların serinlemesi ile beraber dış giyim parçaları kendimizi ifade edişimizde önemli bir payı oluşturuyor. Sizde doğru palto, ayakkabı ve aksesuar tercihleri yaparak asil ve ağır bir görünüm elde edebilirsiniz. Peki nasıl ?

Öncelikle kullanılan malzemelerin yüksek kalitede ve iyi dikişli olması gerekir. Kaşmir ve yün gibi sıcak tutan, saten ve pamuk gibi doğal kumaşlar ile tasarlanmış düzgün dikişli ürünleri tercih etmek ilk başta maliyetli gibi görünse de yıllarca kullanabileceğiniz zamansız parçalar elde etmenizi ve her daim şık görünmenizi sağlayacaktır.

Gösterişli Sonbahar-Kış Stilleri için kıyafet seçimlerinde öncelik dikkatleri hemen üzerine çeken paltonun. Vücüt tipinize ve bedeninize uygun, çok fazla detay bulundurmayan, risksiz, farklı renkte iki palto seçimi ile kıyafette zengin bir görünüm elde edebilirsiniz;

Günlük hayatta, iş hayatında ve özel günlerde beyaz, bej, pudra, gri gibi ağırbaşlı renklerde paltolar tercih ederek ve paltonuzu monokrom/ ton-sur-ton stil ile buluşturarak şıklığınıza şıklık katabilirsiniz. Örneğin bej palto, bej kazak, bej pantalon kombini kaçınılmaz bir farklılık yaratacaktır. Dikkat edilmesi gereken en önemli unsur ise hangi rengi tercih ederseniz edin ton-sur-ton uygulamalarda iki tonun üzerine çıkılmaması.

Bunun yanısıra usta ellerden çıkmış, tercihen siyah, lacivert, taba veya haki renklerde bir parçaya yatırım yapmak akıllıca olacaktır. Nitekim kaliteli materyel ve siyahın asaleti birleşerek özel gecelerde, formal davetlerde, iş yemeklerinde iyi bir intiba bırakmanızı kolaylaştıracaktır.

Görünümünüze imza atacak bir diğer parça ise her daim göz önünde olan ayakkabılarınız. Rugan, süet veya nubuk gibi hakiki deriden tasarlanmış, sade görünümlü bir çift makosen, çizme/bot veya stiletto ile kaliteli ,zengin bir görünüm elde edebilirsiniz. En önemli unsur ise suni deriden ve replika modellerden kaçınmak.

Aksesuarlar ise farklılıklarımızı yansıtmanın en zarif ve eğlenceli yolu. Ayakkabı ve paltonuzla kolayca kombinlenebilecek bir şapka, ipek fular veya bir çift inci küpe... Seçim sizin.

Yazının devamı...

Hangisi Sizin Renginiz?

Hepimiz zaman zaman belirli renk ve tonları kullandığımızda bize ne kadar yakıştığını çevremizden duyarız.Tabi bunun tam tersi durumumlarla karşılaşmakta mümkün. Mesela ördek başı yeşili rengimiz olarak seçerken, kayısı tonları kullanınca yaşanan hayal kırıklığı aslında bizim ten ve saç rengimiz ile alakalı. Peki hoşlandığımız renkleri tenimize uygun olmadığı gerekçesi ile kullanmamak bizi mutlu eder mi ? Bizce mutlu etmez ve kişiden kişiye farklılık gösteren renk tercihlerini kalıplaştırmak doğru olmaz. Hoşlanılan fakat ten uyumu göstermeyen renkleri kemer, fular, ayakkabı, çanta gibi aksesuar kullanımlarında sınırlayarak tamamlayıcı unsur olarak bulundurmak onlardan vazgeçmeden, doğru görüntüyü yakalamak için iyi bir çözüm olabilir.

Ten ve saçınıza uygun renk tonlarını seçmek çok kişisel bir çalışma gibi görünse de, ten renginizle uyumlu seçimler yapabilmek için doğru tespitlerle işe başlamak ilk adım olabilir. Bunu en kolay belirlemenin yolu beyaz bir kağıdı, işlem görmemiş, makyajsız cildinizin yanına getirip aynada beyaz kağıt ile cildiniz arasındaki renk farklılığını gözlemlemek olacaktır.

Eğer cilt renginiz sarımtrak, yeşilimsi veya açık kahve tonlarında ise sıcak bir ten rengine sahipsiniz demektir. Ten renginiz daha pembe, pembemsi veya mavi tonlarında ise soğuk grubuna, gri ve küllü ise doğal renk grubunda bulunuyorsunuz demektir.

Bu testi uygularken göz önünde bulundurlması gereken bir diğer konu ise akne gibi herhangi bir cilt tedavisi veya yüzde kızarıklık sorunları yaşanıyorsa testin, kulak arkasındaki cilt baz alınarak uygulanmasıdır.

Diğer bir belirleyici unsur ise bilek içi damarlarınızın rengi. Damarlarınız mavi ve mor rengi yansıtıyor ise soğuk ten grubuna, yeşil tonlarında ise sıcak ten grubuna, mavi veya yeşil olarak kesin ayırt edilemiyor ise bu durumda doğal renk grubuna aitsininiz demektir.

Cildiniz güneşe nasıl tepki veriyor ? Hemen bronzlaşan tenler sıcak, bronzlaşmak yerine güneş yanığı gözlemlenen ciltler soğuk, bronzlaşma veya kızarma durumuna göre doğal renk grubuna dahil olan kişiler bu iki gruptan birine dahil edilebilmektedir.

Nicole Kidman, Cate Blanchett gibi sizde soğuk ten grubuna ait iseniz, okyanusun mavi tonları, gövdeli morlar, lavantalar ve buz mavileri tercihleriniz arasında olmalı. Görünüşünüze sıcaklık katmak isterseniz yakut, pembemsi kırmızılar, açık sarılar sizin için ideal. Fakat teniniz ile tam bir tezat oluşturacak portakal rengi, domates kırmızısı ve canlı sarıları birincil renk olarak kullanmaktan kaçınabilirsiniz.

Jessica Alba, Kim Kardashian ve Beyoncé gibi sıcak ten grubuna ait iseniz, doğanın tüm canlı renkleri size göre. Mercanlar, zengin kırmızılar, şeftali tonlarındaki turuncular, amber, lame, sarılar. Soğuk renk gruplarının en sıcak tonları da tam size göre. Zeytin, orkide ve mürdüm renkleri fark yaratmanızı sağlayacakır. Nötür renklerden en uygun olanları ise cappucino tonları, kremler ve mantar grileri olacaktır. Buz mavileri, safir ve ametist tonları kaçınılması gerekenlerdir. Bu renkler gri alt tonları barındırdığından teninizin grileşerek soluk görünmesine sebebiyet verebilir.

Angelina Jolie, Julia Roberts gibi doğal ten grubuna ait iseniz şanslısınız! Hemen hemen herşey size yakışacaktır özellikle içinde gri tonları barındırdan doymuş ve soft renkler sizi canlı ve parlak renklerden çok daha iyi gösterecektir. Toz pembeleri, nil yeşilleri, uçuk sarılar sizin için ideal. Naturel renk tercihleriniz ise kırık beyazlardan, bejlerden, kahvelerden, açık grilerden ve siyahtan yana olmalı. Fakat sizin için bir tavsiyemiz var, canlı renkleri az kullanma kuralını vişne kırmızısı ile yıkmak sizi harika gösterecektir!

Yazının devamı...

2018-2019 Sonbahar/Kış Gelinlik Trendleri

2018-2019 Sonbahar/Kış Gelinlik Trendleri

Londra, Milano, New York, Barcelona gelinlik moda haftalarının sona ermesiyle 2018-2019 Sonbahar/Kış trendlerini yakından inceliyoruz.

Geleneksel prenses silüetinden, balık tipi kesimlere, 70'li yılları anımsatan bohem elbiselere tüm gelinlik dünyasından derlediğimiz stiller, "o" elbiseyi şeçmenizde size rehberlik edecek.

İşte 2019 Gelinlik Trendleri;

İhtişamlı Pelerinler: Gece elbiselerini zenginleştirmek ve omuzları kamufle etmek için stilistlerin önerdiği şık tüller ve danteller gelinlerin ihtişamına ihtişam katıyor.






Kurdeleler ve Fiyonklar: Romantik olduğu kadar fonksiyonel de olan kurdele ve fiyonklar, yaka veya görünmesi istenmeyen ufak detayları gizlemek için olduğu kadar, gösterişli ve hacimli formlar oluşturarak özel gecesinde ilgi odağı olmak isteyen gelinlerin de tercihi.

Renkli Dokunuşlar: Sadece beyaz, krem ve pastel tonları değil, canlı renk oyunları ile tasarlanmış nar çiçeği, fuşya renkli degrade gelinlikler de dikkat çekiyor. Beyazın zarafetini ve saflığını tercih edenler, bu özgün, alışılmışın dışındaki tasarımları düğün öncesi aktiviteleri veya düğün sonrası "after party"leri için değerlendirebilirler.

Nude-tattoo: Özellikle beyaz ve ten rengi tüllerin, organzelerin üstlerini bezeyen birbirinden sofistike nakış,boncuk işlemeleri ve dantel detaylar, ten üzerineki duruşuyla görsel şölen yaratıyor.

20'lerden İlhamlar: Püsküller, payetler, ostrişler, çizgili ve göz alıcı parlak kumaşlar ile hazırlanmış parçalar nikah davetinizde bile ihtişamınızı zarafetle korumanızı sağlarken, bu sezon daha sık karşımıza çıkan ışıl ışıl, cesur mini elbiseler, düğün öncesi ve sonrası aktivitelerde hem şıklık hem konfor sağlıyor.

Tamamlayıcılar: Etek yada pantalon üzerine hacimli formlar, katlı ve parçalı gelinlikler belki de bu sezon en sevdiklerimizden. Kalıpların dışına çıkarak daha modern ve çağdaş bir görüntü sergileyen bu modeller özellikle nikah seremonileri için güçlü bir alternatif olmaya aday.

Egzajere Volümler: Volanlı, tarlatanlı kabarık etekler ve kabarık kollar kendini özel gününde harikalar diyarında gibi hissetmek isteyen gelin adayları için doğru tercih.

Cesur Kesimler: Seneye damgasını vuran en etkili trend V kesimli dekolteler. Omuzları ve sırtı vurgulayan bel hizasına kadar inen dekolteler, gerisini hayal gücüne bırakmak isteyenlere...

Yazının devamı...

Sonbahar-Kış 2018-19 Makyaj Trendleri

Sonbahar'ın kendini hissettirmeye başladığı bu günlerde plaj doğallığından sıyrılıp şehirli yeni bir "ben" yaratmak isteyenler için Sonbahar-Kış 2018-19 makyaj trendleri de büyük ölçüde ilham verici.

New York, Londra, Milano, Paris defilelerinde duru güzelliğin ve sadeliğin her zamanki gibi ön planda olması, renk ve ışık dokunuşları, stil sahibi kadınları harekete geçiriyor.

BOLD EYES

Eye liner çekilmiş, buğulu gözler her zamankinden daha abartılı. Max Mara ve Saint Laurent defilelerinde özellikle göz kapaklarından şakaklara yayılarak dumanlı bir görünüm kazandıran bu stil, Antonio Marras tarafından canlı renkler kullanılan abartılı gözlerle, Prada defilerlerinde ise parlak, grafik formlu, keskin hatları ile sezonda yer ediniyor.

SOFT CONTOURING

Yüz hatlarında doğallık ve "temiz" görünüm her zamanki ihtişamını korusada sonunda yüzler canlanmaya başlıyor. "Make up, no make-up efekti yerinin şık ve sofistike, yumuşak yüz kontürlerine bırakıyor. Önceki senelerde yüz hatlarını belirginleştirmek için tercih edilen toprak tonları ve terra cota yerini gül ve kayısı renklerine bırakarak çehrelerde doğal ışıltı yaratıyor.

MÜKEMMEL KAŞLAR

Çok kalın ve hacimli kaşlar, doğala dönüyor. Fakat vahşi görünümlü, düzensiz koyu kirpkiler bu görünümü dengeleyerek kendi içinde bir uyum ve düzen yakalamaya yardımcı oluyor.

PARLAK NATÜREL DUDAKLAR

Doğal "nude" tonların dudaklara giydirildiği bir sezon daha. Fakat küçük bir farkla! Mat görünüm yerini parlak dokunuşlara bırakıyor. Abartıdan uzak, fazla göze batmayan "glossy effect" özellikle dudak şeklinin ve hacminin ön planda olduğu bu sezonda dudaklara tatlı-sert bir görünüm kazandırıyor.

PAINTBOX GÖZLER

Geçen sezonların "color block effect"i yerini canlı renklerle kullnılan gölgelere, kirpik ve kaş arasında kullanınlan natürel tonlara bırakıyor.

Seçim sizin!

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.