SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Sonbahar etkisiyle, DIY "DoItYourself" teması

Yaprak sıkılmıştı ağaçtan, bahane idi

Yaz çoktan bitti, Eylül pek sonbahar gibi değildi, ama ekimde hissettirdi kendini soğuklar…

İnce hırkalar ceketler alarak sokağa çıkılıyor artık.

Adanalı olsam da soğuk havaları daha çok severim, dolayısıyla içten içe seviniyorum bu duruma.

Aşk hayatında, iş hayatında, aile ve özel hayatta yaz hep boşluk zamanı, sonbahar ise “tamam abi ben oldum, hadi başlayalım” zamanıdır.

Yaz aşkı diye bir tabir var, boşuna değil.

Şarkıları bile daha ağır, daha kalıcı sonbaharın. Mesela sonbahar ile bütünleşen şarkı Teoman’ın “İstanbul da sonbahar” şarkısıdır. Efsane güzel bulur sıkılmadan dinlerim.

Sinema sektöründe de durum pek farklı değil.

Yaz filmleri daha ikinci sınıf oyuncularla çekilir. Kurgu daha sıradandır. Daha ucuzdur. Gişe filmleri Ekim veya Kasım da vizyona girmiştir.

Yine sonbahar denilince aklıma gelen film, New York'ta Bir Sonbahar (Autumn in New York) filmidir.

Winona Ryder’lı bir sonbahar keşke hiç bitmese…

Evlerde de, ofislerde de durum aslında pekte farklı değildir.

Kış gelmeden, ufak tefek boya badana işlerini yapmak gereklidir diye düşünür herkes.

Boya badana işlerine başlamışken mekânı değiştirtme fayda var.

Ufaktan sonbahar esintilerini, evinize ofisinize iliştirmeniz, yeni yıla başlamadan, yeni bir ruh katacaktır.

Sonbahar esintilerinden önce, boya rengi seçmeniz gerekmektedir.

Polisan’ın, Filli Boya’nın kataloguna bakmanızı öneriyorum.

Pastel ve daha mat toprak tonları seçmeniz, ortamda daha sade görünüm elde etmenizi sağlayacaktır.

Kararsızsanız, her tarza stepne olan, efsunlu mat beyazı seçebilirsiniz.

Daha radikal kararlar almak isterseniz, duvar kâğıdı kullanabilirsiniz.

Öncelikle “sonbahar” denilince aklınıza ne geliyor onları bir kâğıda yazın.

Mesela benim aklıma; rüzgâr, halı, battaniye, soğuk hava, kahve, kurumuş yaprak ve ağaç dalları geldi.

Bu kelimelerden yola çıkarak, kendin yap/do it yourself yani, DIY ile küçük bir enerji ve cep yakmayan dişe dokunmaz bir bütçe ile kalkacaksınız bu işin içinden.

Salonu veya hangi odayı kullanıyorsanız o odayı, çok kapatmayacak büyüklükte halı ile hareketlendirebilir ve yalıtımı sağlayabilirsiniz.

Rengi koltuklara ve parkeye göre değiştirebilirsiniz.

Gri ve pastel tonlarında kullanmalısınız.

Vizon ve yapay hayvan postları kullanmanız durumunda, İskandinav Tarza göz kırptığınız fark edilecektir

Sadece küçük kız çocuklarının barbie evi olarak görünen pembe rengini, halı seçimin de asla kullanmayın.

Daha sade ve sert eşyalar kullanmanız durumunda, mekân karakteri oturmuş bir genç gibi, olgunluğa geçecektir.

Sonbahar bu tabi ki kurumuş yapraklar başrolü kapacak.

Ağaçlardaki görevlerini tamamlamış mekân değiştiren yapraklar, yerleri kaplayınca o muazzam görüntü tam sonbahar resmi.

Bu resmi evinizde, ofisinizde hayal ettiyseniz, elinize bir poşet alıp kurumuş yaprakları yerlerden toplamaya başlayabilirsiniz.

işleme, boş bir resim çerçevesinin camını çıkartarak başlıyorsunuz.

Boş kalan çerçeveye, kartonu ebadında kesip yerleştiriyorsunuz.

Daha sonra yaprakların arkasına yapıştırıcı sürüp, kartona bastırarak uyguluyorsunuz.

Tüm kartona aynı işlemi uyguladıktan sonra, çerçeve içinde kurumuş sonbahar yaprakları adlı eseriniz hazır...

topladığınız kuru yapraklara ilave olarak, bir iki limonu dilimlere ayırıp kurutun, hatta ilave olarak çiçekte kurutabilirsiniz.

Tüm bitkiler kuruduktan sonra, kokulu olsun istiyorsanız parfüm sıkıp bir hafta kapalı bir torbada tutun.

Acelem var diyorsanız kuruttuğunuz bitkileri cam kavanozlara veya büyük kâselere koyabilirsiniz.

Oluşturduğunuz bu ürünü evinizin herhangi bir köşesinde sonbahar gibi kokacaktır.

Sonbaharın diğer bir gözdesi kurumuş dallar…

Aynı ebatlı kurumuş dalları üzerlerini temizleyip, yan yana getirerek bir sütun oluşturacaksınız.

Bu sütunlarla da istediğiniz ebatlarda yan yana getirerek, resim çerçeveleri yaratabilirsiniz.

Yine kurumuş dalları, evdeki eski boyalarla boyayarak farklı bir hava yaratabilirsiniz.

Boyadığınız ahşap çubukları bir vazoya koyarak masanızda yeni bir görsel oluşturabilirsiniz.

Herkese sağlıklı,bol filmli ve kahveli haftasonları diliyorum.

Süleyman Fatih KURUÇ/İnşaat Mühendisi

İnstagram : /sf_kuruc, /limondekor

Facebook : /suleymankuruc /LimonDekor

Yazının devamı...

Prens Küçük, Hayaller Büyük

Herkesin yolu geçmiştir ondan.

Koca yürekli, minik cüsseli, …

Yazar Antoine de Saint-Exupéry, 1943'te Le Petit Prince adında bu kitabı yayımlamış ve sonra dünya yerinden oynamıştır.

Kendimi bildim bileli popüler küçük prens.

İlkokulda da vardı, lisede de, ama ben utanarak söylüyorum, üniversiteden sonra bir arkadaşımın ısrarıyla okudum.

Kitapta bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyası anlatılır.

Sahra Çölü'ne düşen pilotun Küçük Prens'le karşılaşması ile başlayan kitap yirmi yedi bölümden oluşur.

Küçük Prens'in gezegenlere yaptığı gezileri anlatan bölümlerde, kıskançlık, otorite tutkusu, kendini beğenmişlik gibi tipik yetişkin yaşam biçimlerinin eleştirisi yapılır.

Her kahramanın, kralın, sanatçını, sarhoşun, işadamının, fenercinin, coğrafyacının ayrı gezegenleri vardır.

Ve küçük prens boyuna inat büyük bir kahraman olur bizim dünyamızda...

Her çocuğun illaki bir kahramanı vardır.

Öyle somut baba, dayı gibi, evin bir köşesinde oturup, Burger King e götürenlerden değil.

Daha uçuk kahramalar, ordan oraya uçan, genelde pelerinli, zeki, çevik ve kodumu oturtanlarından.

Mesela ben Batman’ciyim.

Siyahından mı, aristokrat duruşundan mı bilmiyorum ama çocukluğumdan beri Batman’in ayrı bir yeri var.

Ama kabul etmek lazım, popülerlik zirvesin de Spiderman’i tahtından kimse indiremez.

Her üç çocuktan birinin odası örümcek ağlarıyla dolu, t shirt ve boxerlar da spideyyy…

Ama bazı naif anneler oğullarının, şiddet içerikli bu kaslı kahramanlarla haşır neşir olmasından rahatsızlık duyuyor.

İşte o anda devreye giriyor…

Naif, zeki, yer altında bir o kadarı var denecek akıldan, manyak bir çocuk bu, Little Prince

Gezegen gezen dolaşmıyor ama popülerliği arşa çıkardı...

1.Adım, duvar kâğıdı veya boya;

-Öncelikle daha sağlıklı bir sonuç almak için, duvarda var olan duvar kâğıdı veya boyayı, spatula yardımıyla kazıyıp tamamen çıkartmanız gerekmektedir.

-Çivi veya başka bir şekilde oluşmuş olan delik vb. boşlukları alçı ile yapılmış harçla dolduruyorsunuz ve kurumasını bekliyorsunuz…

-Alçı kuruduktan sonra, zımpara yardımı ile tüm duvarı hemzemin yapıyorsunuz.

-Malum çocuk odası dolayısıyla, antibakteriyel ürün özelliği almış, sağlık bakanlığı tarafından onaylı bir markanın boyasını ve astarını tercih etmelisiniz. Marshall’ın bu konuda baya yol katettiğini söyleyebilirim.

-Önce duvara astarı sürüyorsunuz ve boyanın duvara daha sıkı tutunmasını sağlıyorsunuz.

-Astar kuruduktan sonra rulo ve fırça ile duvarı tamamen boyuyorsunuz.

-Süpürgelik ve duvar/tavan birleşim yerlerini daha küçük ebatlı fırça ile boyamalısınız.

-Odanın büyüklüğüne göre duvar kâğıdı ve özel yapıştırıcısını ilk olarak temin etmelisiniz.

Temamız “küçük prens” olduğudan, küçük prens motifli duvar kâğıdı kullanmanız, tasarımı daha kuvvetli hale getirecektir.

-Makas ve maket bıçağı mutlaka bulundurmalısınız.

Fırça, spatula, sünger gibi ek elemanlarda gerekecektir.

-Yapıştırıcıyı fırça yardımıyla hazırlamış olduğunuz duvar kâğıdına sürüp, tamamen temizlenmiş duvara dikkatli bir şeklide yerleştiriyorsunuz.

Temiz bir spatula vb. bir gereçle de, yapıştırılan kısmın üzerinden geçerek, duvarla kâğıdın arasındaki boşlukları yok etmiş oluyorsunuz.

***Gözünüzü korkutmak istemem ama duvar kâğıdı, boya yapmaya göre daha detay ve sabır ister. O yüzden amatör dekorasyonculara boyayı öneriyorum.

Çocuğunuzun odasında ki mevcut mobilyaları kullanacaksanız, üzerlerine sticker yapıştırıp yeni hale getirebilirsiniz.

Fakat yeni mobilya takımı almayı düşünüyorsanız çilek mobilya da muhteşem sade tasarımlar var.

Sade olan bir yatak odası takımını alıp posterler, stikerlarile zenginleştirebilirsiniz.

Temanız küçük prens ve kullanacağınız tüm objelerde bu esintiyi görmek tamamlayıcı olacaktır.

Küçük prensin “yılan, fili yutmuş” duvar saati ve sarkıt avizesine ilave olarak tavana yapıştıracağınız, gece renk veren fosforlu yıldızlar, sizin küçük prensinizin gezegenini aydınlatacaktır.

Küçük prens ve hikâyelerin de geçen kahramanların, baskılı olduğu yatak örtüsü ile mışıl mışıl uykular çekecek sizin küçük prens.

Dünya veya gezegen baskılı bir halıyı, kendi gezegeninin ana karası gibi kullanacak.

Halı da da antibakteriyel olan markları seçmelisiniz.

Perde ise küçük prensin gökyüzü olacak, dolayısıyla bulut motifleri olan perdeler seçmelisiniz.

Herkese sağlıklı, mutlu ve bol masallı hafta sonları diliyorum.

Süleyman Fatih KURUÇ/İnşaat Mühendisi

İnstagram : /sf_kuruc, /limondekor

Facebook : /suleymankuruc

Yazının devamı...

Yuvadan Uçacak/Kaçacak "Issız Adam" Bekâr Erkeklere Tüyolar

Geçen hafta ekşi sözlükte, “bekâr evi” konu başlığı altında ki entryleri okuyordum ve durumun vahim olduğunu bir kez daha fark ettim.

Otuz yaş üstü bekârların aslında evlilere göre daha zor bir hayatı olduğu çok net belli.

Kendimde dâhil bu yaş grubu için de ufak tüyolar vermek boynumun borcu oldu...

Hadi hazırlanın! Eve çıkıyoruz, bekârlar…

Yaş geldi kemale erdi, ama hala “Bu saate kadar neredeydin, ev burası ev, otele gitseydin bari” gibi cümleler duyuyorsanız çözüm, tek başınıza veya kankanızla ayrı bir eve çıkmak.

Halk dilinde, meşhur

Annelere göre hala çocuk, babalara göre eşek kadar olan, otuz yaş üstü erkeklerin, evlenmeye de niyeti yoksa yapacağı en mantıklı karar bu olacaktır.

Rahat ev partileri, istediğiniz arkadaşınızı konuk edeceğiniz kendi yaşam alanınız.

Şimdiden kiralık ev bakmaya başlayanlar vardır eminim.

Parasını verip tutarız bir studio daire, işte oldubitti. Kolay mı peki bu kadar?

Bu kadar kolay olduğunu düşünen varsa, şimdiden vazgeçebilir.

Kendi şehrinde okumuş, şimdiye kadar ekmek almaktan başka evle alakası olmayan bu yaş grubunun hayli çekeceği var. Çünkü çok meşakkatli bir yola adım atmak üzeresiniz.

Aileyi ikna etmek, ev bulmak, kira kontratı, elektrik/su aboneliği, ev dekorasyonu, eşya etc. gibi sorunsallara hazırlıklı olun.

Önce anne, baba ikna edilmeli…

Yapmanız gereken ilk şey anne ve babanızı ikna etmek.

Biliyorum annenizi kırmak istemeyeceksiniz, onun minnoş kalbi bizim için değerli. Hatta belki ağlayacak, ama indirmeyin hemen yelkenleri, alışacaktır bu duruma.

Gelecek planlarınızda, sürekli kendisini vurgulayın, bu kararın eğlenceli yanlarını ön plana çıkarın.

Evden ayrıldıktan sonra yine sürekli beraber olacağınız vaadini verin ve sözünüzü tutun.

Babanızda alttan alta istemeyecek bu radikal kararı, ama belli etmeyecek.

Baktı ki durum ciddi, “ne yapıyorsan yap” diyerek bir den kükreyecek.

Hatta kavga çıkartacak, malum Türk babası, tüm çocuklarını etrafında ister. Kötü olmayın ama yine yelkenleri de indirmeyin. Babanız da alışacaktır.

Kiralık ev bakmaya başlayabilirsiniz…

Meşhur siteler var bu anlamda hayat kurtarıcı, ofisten çıkmadan ev bulmak artık çok kolay. Ama fotoğraflarına aldanıp hemen tamam demeyin. Evin durumuna, yaşına, konumuna, sürekli takıldığınız mekânlara yakınlığına bakmak için yerinde görmelisiniz.

Bu işlerden anlayan bir arkadaşınızla kiralamayı düşündüğünüz eve, gitmenizde fayda var.

Bekârsınız, yalnızsınız tesisat sorunları, ıvır zıvırla uğraşamazsınız, dolayısıyla en baştan önleminizi almalısınız.

Su, elektrik, kalorifer, doğalgaz tesisatları elden geçmiş bir ev bulmanız ilerde yaşayacağınız sorunlarla, hiç karşılaşmamanızı sağlayacaktır.

Kira kontratı, elektrik, su işlemleri için iş yerinizden en az bir gün izin almanız gerekecektir. Zamanı tasarruflu kullanmazsanız bir gün yetmeyebilir.

Her şey tamam, ev tutuldu, kontrat yapıldı, depozito ödendi, su/elektrik halledildi.

Sırada, eşya ve dekorasyon çözümleri…

Kontrat yapıldı, tüm işlemler halledildi, su/elektrik abonelikleri açıldı, futbolsuz bir dünya düşünemeyiz, lig tv, internet zaten olmazsa olmaz. Sıra geldi asıl meseleye eşya derdine…

Eşya derdine düşmeden önce evde ufak tadilatlar yapmakta fayda var.

O kadar detaylı ve pahalı çözümler yerine, koçtaştan temin edeceğiniz malzemelerle evinizi rahatlıkla, bir iki arkadaşınızla boyayabilir, ufak tefek tadilat işlemlerinizi yapabilirsiniz.

Daha önce paylaştığım yazımdan pratik ve ucuza boya yapma işlemlerine ulaşabilirsiniz.

Boya bitti, eşya ayarlamaya devam…

Boya ve tadilat işlemlerinizi hallettikten sonra yine ucuza mal edeceğiniz eşyalarla yeni yaşam alanınızı yaratmaya çalışıyoruz.

Öncelikle, bu zamana kadar tek kişilik yatakta uyuyup uyandınız. Sizinde hakkınız çift kişilik yatak sefasını yaşamak.

Vücut sağlığınız açısından, yatağınızı, kaliteli ve ortopedik almanız gerekmektedir.

Fakat karyola, baza gibi eşyalarınızı, sıfır ayarında, ikinci el ürünler satan spot mağazalardan uygun fiyata temin edebilirsiniz. Yatak odası için; yatak, baza, komidin, halı ve gardırop yeterlidir.

Salon için ise, bir yakınınız koltuklarını değiştirmeyi düşünüyorsa bu durumu hızlandırın ve o koltuklara konun.

Değiştirmeyi düşünmüyorsa, uygun fiyatlı bir köşe takımı, televizyon, yemek masası ve sandalye yeterli olacaktır.

O evden çıkacağınızı düşünerek eşyaları az ve öz almanızda fayda var. Eğer durumunuz çok iyi değilse yine ikinci el spot mağazalarını öneririm.

Mutfak için, annenizin eskilerini, kendi evinize taşıyın. Tencere, tava, bardak gibi şeylere boşuna para harcamamış olursunuz.

Yine spotlardan alacağınız ikinci el buzdolabı, ocak, bulaşık ve çamaşır makinesi ile mutfağınızın temel ihtiyaçlarını tamamlamış olacaksınız.

Dekorasyon önerileri…

Tamam, erkeğiz ama odunluk eskide kaldı, yontulduk ve bizlerinde estetik kaygıları var.

Görselliğe ve temizliğe birçok erkek kadınlardan daha fazla önem veriyor.

Dantel etc. tabikide koyulmayacak hiçbir yere. Ama güzel canvaslar çok ucuza temin edilebilir. Boş duvar anında canlanabilir.

Marilyn Monroe tabloları artık klişeleşse de hala bekâr erkek evi favorilerimdendir.

Salonun ortasında atacağınız ufak bir halı hem dekoratif olacak, hem de ısı yalıtımın sağlayacak.

Yine çok para ödemeden koçtaştan çok ucuza temin edebilirsiniz.

Koyu renkler, fümeler tercih etmelisiniz. Zaten haftada bir süpüreceğinizden, kiri çok belli etmesin.

Bir zaman sonra sürekli dışarıda olmaktan sıkılacaksınız ve evde vakit geçirmek isteyeceksiniz.

En iyi arkadaşınız televizyon olacak.

Bu dost canlısı kara kutu için dekoratif bir ünite kullanmalısınız.

Size önerim PlayStation rafı olan ünitelerden seçmeniz. Çünkü en fazla bir ay sonra, arkadaşlarınızla Big Chefs yerine, evinizde PlayStation partileri vereceksiniz.

Yağmur yağdığında, kahvemizi alıp kitabımızı okumuyoruz, birbirimizi kandırmayalım.

Ama ayda birde olsa kitap kapağı açıyorsunuzdur. Ya da sizi etkilemeye çalışan biri illaki birkaç kitap hediye edecektir.

Zamanla bu kitaplar birikip yığın oluşturacak ve bu yığınları yine ikea tarzı mağazalardan, neredeyse kitap fiyatına alacağınız raflarla dekoratif hale getirebilirsiniz.

Duvara askı gibi monte edilen yer kaplamayan çok kullanışlı raflardan kullanabilirsiniz.

Yazının devamı...

Bulunmaz “Hint Kumaşı” Artık Her Yerde

Bulunmaz “Hint Kumaşı” Artık Her Yerde

Rengârenk Hindistan,

Bembeyaz Tac Mahal,

Hint Esintili Ev Dekorasyonu

Kendine özgü dansları, ritimler ve melodilerle yoğrulmuş müzikleri, filmleri, rengârenk yaşamları, alınlarına koydukları kırmızı benekleriyle, muhtemelen benim gibi birçok kişinin çok fazla merak ettiği coğrafyalardan birisidir, Hindistan.

Hindistan?

Hindistan, Güney Asya'da bulunan, Müslüman nüfus olarak ta, Endonezya’dan sonra sayıca en kalabalık ülkedir.

Dünyanın en büyük yedinci coğrafi alanına ve en büyük ikinci nüfusuna da sahiptir.

Hindistan, dini ve manevi anlamda çok farklı kökenden insanın, dini inancın, dil ve etnik temelin birlikte yaşayabildiği nadir ülkelerdendir.

Belki de renkliliğin sebebi, bu kadar farklı anlayışta insanın tek harmanda toplanmasıdır.

Hindistan’ın mimaride ki yeri?

Hint sanatının en gelişmiş kolu mimarlık ve paralelinde mühendisliktir.

Çok eskiye dayanan bu anlayışlarında, iklimlerinin ve dine önem verişlerinin çok fazla etkisi vardır.

Mühendisliği ve mimarlık adına var olan kabiliyetlerini de yıldan yıla geliştirmişlerdir.

Hindistan da, hala çok güzel eserler çıkaran mimarlar ve ülkemizde de kullandığımız statik programları tasarlayan mühendisler vardır.

Hint mimarlığında belirgin özellik aşırı ölçüde süslü bir üslubudur.

Aslında bu süs insanlarının genel anlayışıdır. Kıyafetleri, takıları, makyajlarıyla bu teoriyi desteklemektedirler.

En fakir kesim bile, altına süse, kırmızılara âşıktır.

Hintliler, cephede de plastik sanatları kullanmışlardır.

İnek kutsal hayvan olsa da gücü temsil ettiğinden, aslan imgeleri çok fazla görülmektedir.

Hint halkı her mecrada bahsedildiği gibi dini mekânlara çok fazla önem vermişlerdir.

İhtişamlı ve büyük mimarlık değeri taşıyan tapınaklar ve saraylar yapmışlardır.

Hint heykelcilik eserlerinde de temel unsurlarından biri dindir.

Dolayısıyla bu heykeller de mimari gibi ihtişamlıdır, çoğu taş ve tunçtan yapılmıştır.

Heykelcilik ve kabartma işleri, Hint mimarlığına güçlü bir yardımcı eleman olmuşlardır.

Hindistan gözdesi, Tac Mahal

Hint mimarlığına, İslamın da etkisi olmuştur.

Tac Mahal türbesi, Hindistan'da Türk mimarlığının en önemli örneklerinden biridir.

Tac Mahal, Babür İmparatoru Şah Cihan tarafından, Hindistan'ın Agra şehrinde, Jumna Nehri'nin kıyısında yaptırılmıştır.

Şah Cihan'ın eşi Mümtaz Mahal (Begüm Sultan) , doğumdan sonra ölmüştür.

Şah Cihan, eşinin ölümünden sonra yas tutmuş, teselliyi sanat ve mimaride bulmuştur.

Doğumda ölen kadınlar kutsal sayıldığından ve Şah Cihan’ın eşine aşkından, ölümünün ertesi yılı, eşinin anısına Tac Mahal'ı yaptırmaya başlamıştır.

Bulunduğu şehrin birçok noktasından görülebilen Tac Mahal, Türk-İslam Mimarisi'nin en önemli yapıtları arasında yer almaktadır.

Dünyada aşk için dikilmiş en büyük ve en güzel anıt olarak kabul edilmiştir.

Tac Mahal’in mimarları,Mimar Sinan'ın öğrencilerinden Mehmet İsa Efendi ve Mehmet İsmail Efendi dir.

1632'de inşasına başlanan eser, 20 yıl sonra 1652'de tamamlanmıştır.

Tac Mahal'in yapımında parlak, ince mavi damarları olan beyaz mermer kullanılmıştır.

Aynı mermerden yapılan ve yerden yüksekliği 82 metre olan kubbe, Mimar İsmail Efendi tarafından yapılmış ve 1648 yılında tamamlanmıştır.

Türbenin beyaz mermerden 4 minaresi vardır.

Tac Mahal'in dört yanına Yasin suresinin tamamı yazılmıştır.

Hint Esintili ev dekorasyonu

Biraz cesaret ister, hint esintileriyle evde değişik dokunuşlar yaratmak.

Ama mistik yönünüz varsa eminim bir odanızı böyle yapmayı aklınızdan geçireceksiniz.

Değişik bir kültürün süslediği mekân hem farklı hem de geleneksel yönleriyle sizleri içine çekecektir.

Hint tarzı dekorasyon son zamanlarda en çok tercih edilen etnik tasarımlardan biridir.

Hint tarzı dekorasyon, karışık desenli ve canlı renklere sahip bir tarza sahiptir.

Dolaysısıyla mekânınızda, canlı kırmızıları, sarıları, ahşap oymalı mobilyaları ve desenli halıları kullanacaksınız.

Beyazları, siyahları silin hayatınızdan. Rengârenk bir cümbüşle tanışın.

Duvarlarınızı, canlı ve parlak yani sıcak renklerde boyamalısınız.

Turkuaz, kırmızı, turuncu, yeşil ve yer yer dore gibi renkler tercih etmelisiniz.

Biraz aşırı gelecek belki, ama Hint lokantalarına gitmek zorunda kalmayacaksınız.

Değiştirme şansınız varsa mutlaka zemininizi Hint esintileriyle saran karolarla kaplatmalısınız.

O kadar da radikal değilim diyorsanız, halılarla çözebilirsiniz bu işi.

Abartı motifli, canlı renkli, çoğunuzun anneannesinin evinde hala bulunan halı ve kilimlerden kullanabilirsiniz.

Hint esintilerinde aynalı dolaplar çok fazla yer almaktadır.

Koyu renk ahşap, biraz abartılı, işlemeli aynalı, Osmanlı deseninden özenilen kubbeli dolaplar ve yine aynı tarzda yemek masası kullanılabilirsiz.

Koltuklara gelince göz dolduran koltuklar seçmelisiniz.

İpekten ya da Hint kumaşından olması tarzı daha da yansıtacaktır.

Rengârenk yastıklar ve büyük minderler yine kurtarıcınız olacaktır.

Sarkık avizeler, Hint ressamlara ait tablolar, altın ve ahşap aksesuarlar, heykellerle tasarımınızı tamamlayabilirsiniz.

İnstagram : /sf_kuruc /limondekor

Facebook : /suleymankuruc / limondekor

Yazının devamı...

Great Gatsby’den, Günümüze “Art Deco” Uyarlaması

Sevgili Milliyet okurları,

Bugün, kulak aşinalığınızın olduğu uygulamasını, ile arasında ki ilişkiyi, inşaatta ki yerini ve birkaç adımda yapılan kolay bir art deco uygulamasını, inceleyeceğiz.

Bir Tutam Modernizm,

Bir Tutam Kübizm,

Biraz da Eski Mısır,

Ve Karşınızda, “Art Deco” …

Art Deco, 1920’li yılların Avrupasın’da geometrik çizgiler, zigzag ve dairesel tarzı seçmiş bireyselci sanat ve süsleme akımıdır.

Doğuşu, tabi ki sanat denilince akla gelen ilk yer, Fransa’dır.

İnşaatta, mimaride, iç tasarımda, gelişen Art Deco, daha sonra ABD de etkili olmuştur.

The Great Gatsby, Art Deco İlişkisi

The Great Gatsby, 1925 tarihli F. Scott Fitzgerald romanından sinemaya uyarlanmış bir filmdir.

Yönetmenliğini Baz Luhrmann yapmıştır.

Başrollerinde ise Leonardo DiCaprio, Tobey Maguire, Carey Mulligan, Joel Edgerton, Isla Fisher ve Jason Clarke yer almaktadır.

Art deco ile bağlantısı ise, Gatsby’nin lükste sınır tanımayan “art deco” tarzı evi, daha doğrusu şatosudur. The Great Gatsby filmi, Oscar alarak başarısını taçlandırmış ve “art deco” tarzının küllerinden doğmasını da sağlamıştır.

Modern Art Deco Tarzı

The Great Gatsby filmi, 1920’ler de geçmektedir, dolayısıyla günümüz tasarımlarına yüzde yüz uyumlu değildir. Dolayısıyla eskiden bugüne, lüksünü ve kalitesini kaybetmemiştir ama zamana uyup değişmiştir.

Günümüze bakıldığında, art deco tarzı eskisine göre daha maskulen izler taşımaktadır ve koca şatolarda değil de, günümüze uygun daha minimal mekânlarda uygulanmaktadır.

Teknolojinin hızla yükselen ivmesi, malzeme kalitesinin ve çeşitliliğinin artması ile günümüzde çok şık art deco tasarımlar ortaya çıkmaktadır. İ

nsanoğlunun, hayal ettiği tüm ürünleri somuta dökebilmesiyle inşaatta ve mimaride dolayısıyla art deco uygulamalarında da dev adımlar atılmıştır.

Bohemlikle, modernlik, biraz da geleneksellik arasında kalmış olan art deco, adından da anlaşılacağı gibi uygulandığı mekânı küçük bir sanat galerisine çevirmektedir. Duvardan zemine, perdelerden aksesuarlara, heykellerden halılara kadar, sergilenen her ürün özenle seçilmiş sanat eserleri gibidir.

Art deco, diğer stil önerilerine göre maliyetlidir, ama uygulamadan sonra herkesi kendisine hayran bırakacak ve insanlar arasında tarzınız konuşulacaktır.

Art Deco Uygulaması

Art deco, daha çok geometrik formlar ve aerodinamik tasarım akımıdır. Dolayısıyla çok fazla kıvrımlı imgelere yer vermemeniz gerekmektedir.

Gotik süslemeleri, daireleri, üçgenleri, oval köşeleri, keskin dikey çizgileri kullanmanızda yarar vardır.

Art deco, lüksü sever ama abartıyı değil, kaliteli malzemeler kullanarak, büyük paralar harcadığınızı hissettirebilirsiniz.

Varoluşunda rengi seven bir akımdır, ama günümüz kombinasyonların da pek fazla renkli örnekler görülmemektedir. Ana temanız Art Deco da siyah ve beyaz olmalıdır.

Art deco tarzında bir salon tasarlamak isterseniz, aşağıda ki adımlardan yararlanabilirsiniz.

1-Zemin ve Duvar,

İhtişamlı ve soğuk bir dekorasyon tarzı olan art deco stilinde, zemininizde, geometrik desenlere sahip parlak mermer, seramik ve granitler kullanmalısınız.

Kullanacağınız seramiğin parlak olmasına özen göstermelisiniz.

Üzerinde 1920 ruhu olan tasarımlar tercih etmelisiniz. Ya da geometrik şekiller olan seramikleri de kullanbilirsiniz. Vitra da çok güzel örnekler var.

Duvarınızda ise yine keskin çizgilere sahip duvar kâğıtları kullanmalısınız.

Duvar kâğıdı sevmeyenler, duvarlarını beyaza boyatıp, tablolarla hareketlendirebilirler.

Bembeyaz bir görüntü istemeyenler ise, kolon ve kirişleri füme benzeri renklere boyatıp, soğuk atmosferi bozmamış olacaktır.

Eğer otel lobisi veya mağaza dizayn ediyorsanız, duvarları geometrik şekilli parlak fayanslarla da kaplayabilirsiniz.

Duvar kâğıdı ve boya malzemelerine koçtaşta bulabilirsiniz. Fakat bir mimar veya mühendisle çalışmanız durumunda daha nitelikli sonuçlar ortaya çıkaracaktır.

2-Mobilya, Halı ve Aksesuar,

Siyah, beyaz parlak lake veya koyu renk ahşap mobilyalar tercih etmelisiniz.

Art deco tarzı istiyorsanız açık renk (açık kahve) mobilyalardan kaçınmalısınız.

Deri ve kadife gibi karakteristik kumaşlar ile imal edilmiş koyu renk koltuklar, üzeri dore ve gümüş işlemeli saten parlak yastıklar ile soğukluk, sadelik ve lüksün birleşimini yansıtabilirsiniz.

Lazzoni mobilya da koltuk ve beyaz lake sade “art deco” mobilyaları bulabilirsiniz.

Halıda da keskin çizgilere sahip siyah-beyaz tonlarda seçimler yapmalısınız.

Zebralar çok kullanılsa da biraz farklı modeller kullanmanız tarzınızı yansıtacaktır. Hatta daha farklı tasarımlar için biraz cesur olup halı yerine hayvan postu kullanabilirsiniz. Eğer hayvan severseniz imitasyon ürünleri tercih edebilirsiniz.

Parlak krom ayaklı cam masalar, art deco tasarımının tamamlayıcı ürünüdür. Küçükte olsa krom ayaklı cam bir masa tercih etmelisiniz.

Aksesuarlara gelince, duvarları beyaza boyadıysanız, kesinlikle siyah çerçeveli, siyah-beyaz resimler veya tam tersi siyah ağırlıklı duvar kâğıdı tercih ettiyseniz, beyaz çerçeveli, siyah-beyaz resimler kullanmalısınız.

Art deco akımının özelliklerinden biri de parlak aksesuarlar ve aynalardır, mekânın her yerine parlak krom, çelik aksesuarlar, metalik sanat eserleri ve aynalar koyabilirsiniz. Paşabahçe ve Mudo mağazalarında bu ürünlerden çok fazla çeşit bulabilirsiniz.

3-Aydınlatma,

Lüks denilince akla ilk gelen şey ışıltıdır, dolayısıyla her yerde aydınlatma kullanmalısınız. Kullandığınız aydınlatma elemanları asla ahşap barındırmamalı çünkü kahverengi ahşap rengi ortama sıcak bir hava vereceğinden tasarımımızı art deco’dan uzaklaştıracaktır.

Parlak krom ve pirinç metal avizeler, siyah aplikler ve abajurlar kullanmak art deco çizgisinde kalmanızı sağlayacaktır.

Sonbahara girmişken filmi izlemeyenler, DVD’sini alıp, The Great Gatsby filmini mutlaka izleyin.

Herkese sağlıklı, mutlu günler diliyorum.

Süleyman Fatih KURUÇ / İnşaat Mühendisi / Proje Uygulama Uzmanı

İnstagram : /sf_kuruc

: /limondekor

Facebook : /suleymankuruc

: / limondekor

Yazının devamı...

Dünden bugüne, ateşle toprağın dansı "Seramik" aşkı

Hepimizin her gün karşılaştığı, inşaatın, mimarinin ve sanatın en eski malzemelerinden biri olan seramiği, bugün derinden inceleyeceğiz.

Ne zaman, kim buldu?

Kimin aşkının meyvesi?

Nasıl dans etti?

Günümüzde ve sanayide ki yeri ne?

Tarihi,

Seramik, kayaların parçalanmasıyla oluşan kil, kaolen ve benzeri maddelerin yoğrulup yüksek sıcaklıkta pişirilmesiyle elde edilir. Zaten birçok kaynakta “Toprakla ateşin aşkı” gibi cümleler okumuşsunuzdur. Özetle MÖ 7000’ler de, Toprak anayla ateş babanın, yüksek etkileşimi sonucu seramik adlı bir çocukları olmuştur. Bu çocuk öyle ki hikâyede ki yerini değiştirmeden bugünlere gelmiştir.

Tarihte ilk insandan beri var olan seramik Müslümanlıkta da büyük izler bırakmıştır. Selçukluda çini süslemeli mimari eserler ve Osmanlı’da seramik ve çini eserleri ile günümüze güzel eserler kazandırmıştır.

Günümüzde seramik sadece banyo, lavabo kaplama malzemesi ve porselen yapımında kullanılsa da eskiden ağırlıklı olarak çanak, çömlek, biblo, süs eşyası gibi farklı formlarda kullanıldığı güzel sanatların bir kolu olduğu, arkeolojik kazı çalışmalarında ispatlanmıştır.

Gelişmesi,

O çağlarda sanat ürünü olan kullanılan seramik günümüze kadar gelmiş, fakat sanatçı özelliğini biraz kaybedip, güne uyup, sanayileşerek... Sanayinin gelişmesi hammaddenin hızlı nakliyesi ile seramik sektörü de hızlı bir ivmeyle gelişmiş ve bugün ülkemiz seramik konusunda İtalya ve İspanya’nın ardından dünyanın en büyük 3. ihracatçı ülkesi olmuştur.

Ve günümüz,

Seramik artık bizim için olmazsa olmaz diyebileceğimiz bir yapı taşı. Banyo ve lavabolar başta olmak üzere mekânların her noktasında izleri var. Seramik kullanılmayan bir banyo görmek imkânsız. Yâda evinde seramik kupa olmayan biri yoktur. Bu yazıyı okurken, kahve yudumluyorsanız bardağınız da büyük olasılıkla seramikten yapılmış olmalıdır. Aynı zamanda seramik, birçok ürünün de muadili olarak kullanılmaya başlandı. Fiyatı, çeşitliliği, kullanım alanı ile saraylı, her dönemin gözdesi olan mermeri de tahtından indirdi. Seramik çeşitlerini, Porselen Karolar, Taşocağı Karoları, Meksika Karosu, Terracota, Terrazzo, Yığışım Karoları gibi ana başlıklar altında toplayabiliriz.

Kullanım alanları,

Seramiğin çok geniş bir yelpazede kullanım alanı var. Sadece yapı ve sanatta değil, elektronikten, protez dişlere, mekanik aksamlara, enerji sektörüne kadar bir çok alanın içine girmiş durumdadır. Tabi ki bizim konumuz yapı ve inşaat sektöründe kullanılan seramik olduğundan diğer kullanım alanlarına çok fazla girmeyeceğiz.

Seramiği genel anlamda zemin ve duvarda kullanıyoruz. Eskisi gibi mutfak duvarlarını fayansla kaplamıyoruz ama tezgâh arkası yine dekoratif seramiklerle kaplanıyor. Seramiği, banyo ve tuvaletlerde, otel ve ofislerin lobilerinde, apartman girişlerinin duvarlarında, hatta dış cephe için özel tasarlanan ürünlerle, bina dışında kullanıyoruz.

Duvar ve Yer Kaplamaları olarak değişik ölçülerde ve renklerde üretilen fayans ve seramiklerde renk ve desenler kişisel zevke göre modern ve klasik formlarda olabiliyor. Ölçülerde ise 10 x 10 dan başlayarak, 30 x 60, 30 x 90, 60 x 60, 60 x 120 gibi boyutlarda bulmak mümkün.

Büyük ebatlarda seramik kullanmak, mekânı olduğundan geniş ve zengin gösterecektir. Zeminde diagonel (Baklava Dilimi) kullanarak ta daha tarz bir görünüş elde edersiniz. Diagonel diziliş ile küçük alanları olduğundan daha geniş göstermekte mümkündür, fakat zayiat çok olacağından düz döşeme daha ekonomiktir.

Duvarlarda büyük ebatlar kullanılabilir ama küçük bir mekânda çalışma yapıyorsak, 30x90 gibi ebatlarda parçaları dik kullanarak, çalışma alanını olduğundan daha büyük gösterebiliriz.

Seramik Markaları,

Seramik kullanarak, mekânın havasını tamamen değiştirebilirsiniz. Çeşitliliği ile size çok fazla seçenek sunacak firmalar var, NG Kütahya Seramik; yeni bir vizyona girdi, kalıplaşmış yelpazesi dışında çok güzel ürünler çıkartıyor, Bien; yeni bir şirket ama genç tasarımlarla zirveye yakın, EGE; eski bir marka, piyasa tarafından kabul edilmiş. Vitra; kalitesi, tasarımlarıyla, piyasanın takdir ettiği, benim de çok tercih ettiğim bir marka, şiddetle tavsiye ediyorum.

Herkese sağlıklı, mutlu ve bol günler diliyorum.

Süleyman Fatih KURUÇ/İnşaat Mühendisi

İnstagram : /sf_kuruc, /limondekor

Facebook : /suleymankuruc

Yazının devamı...

Duvara "Sanat" Asmak

Duvara “Sanat” İşlemek

İlk insanlar ile başlayan hayat döngüsü, hızlı bir ivme kaydederek bugünlere gelmiştir. Atlarla mevsimsel olarak, mekân değiştiren göçebe insanlar, tarımın gelişmesi ve hayvancılık ile yerleşik hayata geçmiş ve bugün ki yaşam düzeninin temelini oluşturmuştur.

Mağara duvarlarına resim yaparak başlayan sanat ise, topraktan elde edilen çamuru kullanıp, çanak, çömlek yaparak gelişmiş, akabinde toprak ve çeşitli materyaller kullanarak yapılan duvar ile sanatta ve onun kolu olan mimaride bir devir başlamıştır. Konuyu uzatmadan ilk insanlar sanata ve görselliğe en az bizler kadar önem vermişler, yaşam alanlarına resimler, tablolar yapmış ve asmışlardır.

İşte bugün ki konumuzun doğuşu “duvara sanat işlemek” mağaralarda, duvarlara şekiller, bizonlar, atlar yaparak başlamış değişen yaşam alanlarıyla duvarlara resim, tablo, minyatür asarak, camları boyayarak gelişmiştir.

Mağaralardan çamurdan evlere, saraylardan yalılara derken, değişen mekân döngümüzde çoğumuz apartman dairelerine tıkalı kaldık bu değişimde. Hiç düşündünüz mü gününüzün kaç saati nerede geçiyor diye? Yaklaşık sekiz-on saati iş yerlerimizde, iki saati yollarda, kalan oniki saati de evimizde geçiyor. Yani ömrümüzün yarısı…

Bu sonuçlar gösteriyor ki ömrümüzün yarısının daha yaşanılası olması için evimizi, yaşam alanlarımızı güzelleştirmeliyiz.

Nasıl mı?

Yukarıda bahsi geçen şekiller de, duvarımıza sanatı işleyerek…

1-Orijinal veya Kopya (Reprodüksiyon) Yağlı Boya Tablo;

Mekânınıza uygun tabloyu yapabiliyorsanız, kendiniz yapıp çerçeveletip asabilirsiniz. Her gelen misafire “işte bunu ben yaptım”ın havası da bonus olarak keyfinize eklenecektir.

Yapamıyorsanız, birçok yerden temin edebileceğiniz, mekânınızın tasarımına uygun ve ekonomik tablolar ile duvarınızı zenginleştirmeniz mümkün. Klasik dizayn edilmiş bir mekânı canlı hale getirmek için ünlü oryantalist ressamların eserlerini kullanmanız ortamın havasını anında değiştirecektir. Ahşap ve dore çerçeveler kullanarak ta tablonuz orijinal görünecektir.

Reprodüksiyonlarına rahatlıkla ulaşabileceğiniz bazı tablolar; kırmızı renk koltuklarınız var ise, Osman Hamdi Bey'in / Kaplumbağa Terbiyecisi, mor renk hâkimliğinde bir mekân ise yine Osman Hamdi Bey'in / Leylak Toplayan Kız tabloları ortamı çok güzel tamamlayacaktır. Sarı ve pastel tonlarda ki bir mekân için yine oryantalist bir ressam olan, Fabius Brest’in / İstanbul Tablosu, her renkle uyum sağlayabilen Alberto Pasini’nin / At Pazarı adlı eserini kullanabilirsiniz.

Daha soft renklere sahip koltuklar, perdeler beyaz tonları duvarlar ile tasarlanmış keskin çizgili modern bir yaşam alanında geçiriyorsak ömrümüzün yarısını ki modern çağın ağırlıklı yaşam alanları bu şeklide. Evimizin tasarımını bozmadan, yani çizgimizden çıkmadan modern tablolar tercih etmeliyiz.

Müziğe ilginiz varsa başköşeye konduracağınız tablo kesinlikle, Pablo Picasso’nun / The Old Guitarist’i

olmalı. Biraz klasik olsun ama modern çizgimizden de ödün vermeyelim derseniz Leonardo da Vinci’nin / Erminli Kadın tablosunu öneririm.

2-Kanvas Tablo;

Kanvas tablolar; tuval bezine dijital baskı yöntemi ile aktarılan resmin kasnaklanmasıyla elde edilir. Estetik olarak daha çok modern ve keskin çizgili mekânlarda kullanılması taraftarıyım, mesela barok çizgilerle tasarlanmış bir salonda kötü duracağına eminim.

Bu işin püf noktası mekânınızın ağırlık rengine uygun tonlarda kanvaslar tercih etmekte, kanvaslar biraz daha soft renkler ile daha hoş durmakta. Tabi renk kadar üzerindeki objeler, şekiller ve resim önemli.

Mutfağa koyacaksanız kahve temalı mükemmel kanvaslar var, salon duvarına asacaksanız daha soyut çalışmaları öneriyorum.

Manzara ve meyve gibi somut kanvaslardan kaçmanınız salonunuza yapacağınız en büyük iyilik olur.

3-Ayna;

4 bin yıl önceye dayanan aynanın hikâyesi, İtal¬ya’nın kuzey kesimlerinde, yanardağ lavları¬nın parlak artıklarının cilalanmasıyla başlıyor. 1835 yılında, Alman kimyageri Justus von Liebig tarafından geliştirilip bugünlere geliyor.

Ayna ile sanatın ne alakası var diyeceksiniz. Evet, aynanın birebir sanatla alakası yok, kimyayla daha alakalı diyebiliriz. Ortamda yaşattığı ferahlık ve tazelik duygusu, küçük alanları olduğundan büyük göstermek gibi sihirleri de olduğuna şahit olacaksınız, kullanılan muazzam çerçeveler ile de kendini sanatın içine nasıl aldığını göreceksiniz.

Tablolarda bahsettiğim gibi mekânınızın tasarımına uygun çerçeveler tercih etmelisiniz. Gümüş ağırlıklı bir salonunuz varsa gri ve metalik tonlarda gümüş efektli çerçeveleri kullanmanız tamamlayıcı olacaktır. Sarılar, altınlar, yaldızlar varsa tabi ki dore çerçeveler seçeceksiniz. Bembeyaz duvarlar, mavi koltuklar bodrum havasında bir salondan bahsediyorsak, mavi camgöbeği çerçevelerle bodrum büyüsünde olacağınız tartışılmaz son.

3-Duvar Saati;

Saat, ilk defa MÖ 4000'lerde Mısır'da kullanılmaya başlanmıştır. Güneş saati, kum saati derken günümüze kadar değişip gelişerek gelmiştir. Artık ihtiyaçtan çok aksesuar gibi kullanılan saat, duvarlarda da aynı görevi görmektedir.

Duvar saati de tablo ve ayna gibi mekân tasarımınıza uygun seçilmelidir. Modern bir salonda guguk kuşu saat ne kadar kötü olacaksa, victorian tarzda tasarlanmış bir mekânda, elektronik duvar saati, milyarlar harcanan tasarımı, anında fiyaskoya çevirecektir.

Dolayısıyla duvar saati tercih ederken mekânınızı iyice analiz etmenizde yarar var.

4-Duvar Stickerları;

Stickerlar, arkası yapıştırıcı bir malzeme ile sıvanarak korumayla kapatılmış, modern mekânlarda rahatlıkla kullanılacak bir üründür. Uygulaması çok kolaydır ve ekonomiktir.

Özellikle çocuk odalarında, evin minik kahramanları için Superman, Spiderman, Barbie gibi karakterleri barındıran stickerlar kullanmak, çocuğunuzun odasının havasını çizgi film setine dönüştürecektir.

5-Raflar;

Kitapları, fotoğraf çerçevelerini, biblolarınızı, raflarda şık bir şekilde sergileyebilirsiniz. Raflar, boş kalan duvarınızı hem canlandırır hem de toparlayıcı bir eleman olduğundan dağınıklığı önler. Modern mekânlarda, daha sade asimetrik raflar kullanabilirsiniz.

İpucu 1: Yağlı boya tablolarınızın üzerine, aplik aydınlatma ürünleri kullanabilirsiniz.

İpucu 2: Kanvas tabloların içine yerleştireceğiniz gizli led ile hem tablo hem de aydınlatma ürünü elde etmiş olacaksınız.

İpucu 3: Rafların alt yüzünden geçireceğiniz gizli led ile sergilediğiniz ürünlerin daha dikkat çekici olmasını sağlayabilirsiniz.

Herkese sağlıklı, mutlu ve bol “boya kokulu” günler diliyorum.

Süleyman Fatih KURUÇ / İnşaat Mühendisi / Tasarım Uygulama Uzmanı

İnstagram : /sf_kuruc, /limondekor

Facebook : /suleymankuruc / limondekor

Yazının devamı...

Küçük Bütçeler, Büyük İşler

Merhaba sevgili okuyucular;

Mimari, dekorasyon ve pratik çözümler ile her hafta sizlerle buluşacak olmanın heyecanını ve keyfini yaşıyorum. Çömez bir İnşaat Mühendisi olarak, şantiye tozu yuta yuta, alçı koklaya koklaya bu işe âşık oldum.

İlk yazım ile de karşınızdayım…

Millet olarak; ülke durumu, içimizdeki acabalar ve maddi sorunlardan dolayı para harcamaya korkar olduk. Yeni bir eşya almak, yeni bir yaşam alanı yaratmak hayal gibi birçoğumuzda. Bir tarafta “bu kadar kriz varken bir de boya sıvaya para harcamayalım” diyen evin reisleri, diğer tarafta bütün gün evde tadilat gerektiren manzaraya karşı çay içen evin prensesleri… Çözüm var aslında, pratik ve ucuz hem de.

Nasıl mı? Biraz cesaret ve özgüveni cebimize koyarsak yapamayacağımız iş yok. Çok küçük ekipmanlar la üstesinden gelebiliriz bu parkurun. İşine yıllarını vermiş emektar tecrübeli ustalarımız kadar güzel bir sonuç çıkacağını beklemeyin tabi ki ama kendi yarattığınız mekan da kahve içmenin verdiği hazzı tatmanızı tavsiye ediyorum. Boya işlerinden başlayalım bu hafta.

Nasıl bir renk seçmelisiniz önce buna karar verelim.

Koltuklara, perdeye ve halıya uygun renler olmalı, kum beyazı, bulut beyaz gibi renkler her renge uyum sağladığından rahatlıkla tercih edebilirsiniz ama farklılık ve marjinallik istiyorsanız hadi pastel tonlarına göz kırpın.

Koltuklar ve perde koyu renk ise duvarlarda açık tonlar seçmelisiniz, koyu tonlar seçmeniz durumunda mekanda insana kasvet veren karanlık bir hava oluşacaktır, bütün gün böyle bir ortamdan sonra akşam eşler arasında kavgaları kaçınılmaz. Hatta çocukları bile etkilenebilir.

Koltuk, perde ve halılarınız açık renk ise o zaman koyu pastelleri tercih etmenizde hiç sakınca yok. Çalıştığım son projenin tavanını koyu füme yapmış biri olarak renklerden korkmayın sadece uyumu yakalayın derim ben size.

Peki nasıl yapacağız bu işi? Boyamızı ve rengimizi seçtik.

Ekipman ve uygulamayla sizi baş başa bırakıyorum.

Ekipman: Spatula, alçı&su, zımpara, kaliteli boya, fırça, rulo ve .

*Renk değişikliği yapacaksak astar da almanızı öneriyorum

Uygulama: 1- Spatula ile eski kalkan boya varsa tamamen kazınır çivi vb. kalıntılar temizlenir.

2-Bir miktar alçı ve su hamur kıvamında karıştırılır. Katı hale geçmeden duvardaki çividen kalma ve yüzeysel boşluklar alçı harcı ile kapatılıp duvar ile aynı seviyeye getirilir.

3-Alçı kuruduktan sonra, sıra zımparalama işinde, zımpara ile boyanacak yüzey tamamen zımparalanır. Düzgün bir yüzey elde edilir.

4-Renk değişimi yapacaksak yeni boyaya uygun astar ile yüzey bir kat astarlanır. Daha sonra tekrar kaliteli boya ile rulo kullanarak duvar/tavan boyanır. İhtiyaç durumunda, özellikle boyanız koyu pastel tonlarında ise ikinci hatta üçüncü kat uygulanabilir. Süpürgelik, tavan/duvar birleşimi, priz-fiş yerleri gibi detaylar için de küçük fırça yardımı ile uygulama sonlandırılır.

: Koltuk ve yerlerinizin kirlenmemesi için üzerini eski çarşaflarla örterek koruma bandı yapabilirsiniz.

: Kalan boyalarınızla çerçevelerinizi boyayıp duvarla mütemadi bir görüntü elde etmiş olursunuz.

: Ayna kullanarak, küçük mekanları daha ferah ve geniş gösterebilirsiniz.

Ter temiz yepyeni mekanınız hazır.

Herkese sağlıklı, mutlu ve bol “boya kokulu” günler diliyorum.

Süleyman Fatih KURUÇ/İnşaat Mühendisi

instagram : sf_kuruc

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.