Yıllar geçtikçe değişen moda algısı
Merhaba Ben Tuğçe Dural! Sizlere bundan böyle Milliyet PembeNar köşesinden sesleneceğim. İlk yazımda size değişen yeni dünya düzeni ile birlikte, sürekli kendini yenileyen, bazen de revizyonlarla tekrara düşen moda hakkındaki fikirlerimi paylaşacağım.
Son on yıla baktığımızda modanın sadeleşmeye, çabasız ama çarpıcı bir noktaya gittiğini görüyoruz. 2000’li yılların başına gittiğimizdeyse modayı ele aldığımız zaman bugünlerdeki gibi rahatlık ön planda değildi. Örneğin sneakerları sadece spor yaparken, spor salonunda kullanırdık. Oysaki şimdi pullu payetli bir eteğin altına bile giyip çıkabiliyoruz.
Tekstilde öncelikle insan rahatlığı esas alınırken, makyajdaki doğallıktan, saç boyalarındaki doğal tonların insanların yükselen tercihi olduğunu söyleyebilirim. Dünyaca ünlü moda duayenlerinin hayatımıza damga vuran sözleri gibi abartıdan uzak, zarif ve akılda kalıcı akımlar modaya damgasını vurdu. Ama tabii ki çevresel faktörler modaya yaptırım gücü uygulamakta.
Global bir kriz olan Kovid-19 salgınının tüm hayatı ve sosyalleşmeyi etkilediğinden dolayı, eşofman ve ev giysileri şuanda modaya önemli ölçüde yön vermekte. Eşofman takımlarımızın üstüne oversize kaşe kabanlarımızı giyip çıkabiliyoruz. Bunu 2000’li yılların başlarında yapmamız mümkün değildi. Bana göre modanın bu şekilde yol alması yeni akımlara da elçi oluyor. Bu son trendler sayesinde kendimizi daha özgür ve rahat hissediyoruz.
Tuğçe Dural
Instagram: @tugcedural