SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Yemekleri İngilizce yapıyor, milyonlar izliyor! 20 yıllık tarif serüveni: 'İsraf olmasın'

Yeni tarifler denemek, lezzetleri sevdiklerine tattırmak bir tutkuydu. Evlenip yurt dışına yerleştiğinde bu tutku, adım adım profesyonel bir kimliğe dönüştü. Dijital çağın henüz emeklediği yıllarda, o kendi yolunu çizdi: Önce kimsenin bilmediği bir alana girip kendi web sitesini kurdu, ardından YouTube'un ilk yemek kanallarından birini hayata geçirdi. İşte bugün milyonların 'Kekevi' olarak tanıdığı Ayşenur Altan'ın yaşadıkları.

|

Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - Ayşenur Altan'ın diş protez teknisyeni olarak başladığı kariyeri evlenip ABD'ye yerleşmesiyle gastronomi alanına evrildi. Kendini bildi bileli mutfağı, yeni tarifler denemeyi, bu tarifleri sevdikleriyle paylaşmayı çok seviyordu. İnternetin hayatımıza yeni dahil olduğu 2000'li yıllarda internette yemek tarifleri paylaştı, kullanıcı sayısı neredeyse yok denecek azken yeteneğinden aldığı cesaretle yola çıktı. Yıllar içinde hem İngilizce hem Türkçe videolar çekti. Tek başına kurduğu web sitesinde yüzlerce tarif paylaşarak deneyimlerini aktardı. Bizler onu 'Kekevi' internet sitesi ve YouTube kanalının mimarı olarak biliyoruz. Neredeyse 20 yıllık bir serüvenin kahramanı olan Altan, Türk mutfağını tüm dünyaya tanıttı ve bugün hâlâ ilk günkü gibi mutfağından tüm dünyaya sesleniyor. İçindeki yeteneği bir hamuru işler gibi şekillendiren 'Kekevi'nin kurucusu, dünyanın neresinde olursanız olsun her şeyin mümkün olabileceğinin en güzel kanıtlarından biri olarak karşımızda duruyor. İşte paylaşımları milyonlarca kez tıklanan ve tüm dünyaya Türk mutfağını tanıtmak için var gücüyle çalışan Ayşenur Altan'ın ilham veren hikâyesi.


HER ŞEY ABD'DE BAŞLADI, DİJİTAL DÜNYAYA ADIM ATTI

Mutfağa, yeni tariflere her zaman merakı vardı. Ortaokul yıllarında arkadaşlarının evlerine gidip farklı yöresel lezzetleri tattığında tariflerini alıp deniyordu. Lise ve üniversitede de bu devam etti. Yeni lezzetleri sevdiklerine tattırmaktan da tıpkı bir kaşif gibi farklı lezzetler bulmaktan da zevk alıyordu. İstanbul Üniversitesi'ni kazandıktan sonra o yıllarda ablasının desteğiyle bir bilgisayar almıştı. Şimdilerde kurdu olduğumuz bilgisayar hayatımıza girdiği ilk günlerde hepimiz için büyük bir bilinmezlikti. Ancak Ayşenur Altan için dijital dünyanın anahtarı olan bilgisayar da her zaman keşfedilmeyi bekleyen bir araçtı. Okuldan mezun oldu, kariyerine diş protez teknisyeni olarak devam edecekti. El becerisi gerektiren mesleğini çok seviyordu. Bir süre çalışma hayatını deneyimledikten sonra evlendi ve ailece ABD'ye taşınmaları gerekti. Böylece onun için daha önce hiç bilmediği ve deneyimlemediği yeni bir serüvenin ayak sesleri duyuldu.

ABD'ye yerleştikten sonra artık kendi evi ve kendi mutfağı vardı. "Öyleyse bir şeyler yapmalıyım" diye düşündü. Başlarda kendi kendine reçeller, hamur işleri, yoğurt gibi annesiyle yapmaya fırsat bulamadığı ancak kendi kendine denemek zorunda olduğu tarifleri denedi ve bir şey fark etti. İnternette bu tariflerin hiçbiri yoktu. Türkiye'den getirdiği birkaç yemek kitabı da bu tarifler için hiçbir bilgi vermiyordu. New York’ta bir yandan dilini geliştirirken bir yandan özellikle pastacılık üzerine yemek kitapları alıyor, o zaman Türkiye’de olmayan özel yemek kanallarını takip ediyor ve yeni tarifler keşfediyordu. Aynı zamanda basit HTML kodlarıyla web sitesi yapmayı deniyordu. Kısa bir süre evde denediği tarifleri insanlarla paylaşmak istedi. Bunun için web sitesi kurdu. Nereydeyse yaptığı şey fırından çıkan ilk videoydu. Böylece bugün hâlâ aktif bir şekilde kullanıcılara hizmet veren 'Kekevi' ismini verdiği web sitesini tek başına, hiç kimseden yardım almadan kurdu ve paylaşımlarına başlamış oldu. Yıllar birbirini kovaladı, kurduğu site onlarca, yüzlerce kişi tarafından tıklanmaya başladı. Bu sırada sosyal çevresi de büyüyen Altan için yeni bir yolculuğun vakti gelmişti.


'YOUTUBE'UN İLKLERİNDEN BİRİ OLMAK ONUR VERİCİ'

YouTube'ın hayatımıza girdiği 2000'li yıllarda Amerikalı bir arkadaşından tariflerini oraya yüklemesi için tavsiye aldı. Tam o sıralarda ABD'den Türkiye'ye dönmeleri gerekti. 'Kekevi' takipçileri de tariflerin videolu bir şekilde çekilmesini isteyince Ayşenur Altan kolları sıvadı ve YouTube'a giriş yaptı. 2011 yılında ilk tarif videosunu yükleyerek gastronomi yolculuğu yeni bir boyut kazandı. Ancak YouTube Türkiye'de henüz o kadar da popüler değildi. Bu onun için bir sorun olmadı ve Altan, videolar yüklemeye devam etti ve 'Kekevi Ayşenur Altan' kanalı Türkiye'deki ilk yemek kanallarından biri oldu.

İçeriklerine hem Türkçe hem de İngilizce olarak devam eden Ayşenur Altan'ın bugün Türkçe kanalında 800'ün üzerinde, İngilizce kanalında da tam 679 video içeriği bulunuyor. Kekevi'nin web sitesindeki tariflerin ise bunlardan çok daha fazla olduğunu söylüyor.

DENEMEK İSTEYEN YABANCILAR TARİFLERİ KANALINDA BULDU

Türkiye'ye döndükten sonra kurduğu YouTube kanalında Türkçe tarifleri İngilizceye çevirip paylaşarak daha geniş bir izleyici kitlesine ulaşmak istedi. Bu çok rağbet gördü, Türk yemeklerini bilinen İngilizce yemek sitelerinde görmek çok zordu. Bunu yapan Türk biri de yoktu. Videolarını İngilizceye çevirmesi onu Türk mutfağından tarifler paylaşan, ilk İngilizce yemek kanalı da yapmıştı. İstekler artınca daha fazla videoyu çevirdi ve zamanla İngilizce kanalına özel tarif bölümleri çekti. Tabii bu içeriği de değiştirdi. Mercimek çorbası, pilav, Türk kahvaltısı, çay, baklava, lahmacun gibi daha fazla klasik Türk lezzetleri paylaşmaya başladı. Çünkü Ayşenur Altan'a göre yabancılar Türkiye’ye gelip yedikleri tatları evde denemek istiyorlardı. Ayrıca Türk ama yurt dışında doğmuş, Türk kültürünü öğrenebileceği aile büyükleri hayatta olmayan, onların lezzetlerini arayan veya Türk eşine, arkadaşına Türk yemeği yapmak isteyen takipçileri de aradıkları tarifleri onda buluyordu.


Ona göre Türk mutfağının, zenginliğine rağmen tanıtım konusunda kat edeceği çok fazla yol vardı. Kanalının bunda hatırı sayılır katkısı olduğuna inanıyordu. Zamanla kanalına yine istek üzerine Türkiye’yi tanıtan seyahat ve kültür videoları da ekledi, bu da kendi deyimiyle kanalına yenilik getirdi, heyecanla karşılandı.

'BENİM HATALARIMI KİMSE YAPMASIN, İSRAF OLMASIN' DEDİ

Anadolu Üniversitesi aşçılık bölümünü de bitiren Ayşenur Altan, kendi gastronomik yolculuğunda ilerlerken yalnızca dijital platformlarda tariflerini paylaşmamış, ayrıca Sahrap Soysal, Emine Beder gibi Türk mutfağına emeği geçen özel isimlerle birlikte programlar yapma fırsatı da bulmuştu. Birçok ulusal kanalda yemek programlarına katıldı, farklı markalarla iş birlikleri de yaptı. Dünyadan farklı şehirlerin mutfağının tanıtıldığı bir belgeselde İstanbul ve Türk mutfağını temsilen yer aldı. Ayrıca Amerika, Tayland, Çin gibi ülkelere de yine Türk mutfağı üzerine röportaj verip çekimler yaptı.

Sektörün ilklerinden biri olmak onun için önemliydi ancak bu yolculukta onu motive eden şey başkaydı. Edindiği tecrübeleri paylaşmak onun için değerliydi. Tarifleri tüm detaylarıyla vermeye özen gösteriyor, bir zamanlar kendisinin yaptığı hataları başkalarının yapmasını istemiyor ve malzemeler israf olmasın istiyordu. İnsanların onun tariflerine güvenmesi onu daha fazla araştırma yapmaya itiyordu. Bir diğer motivasyonu ise atıksız mutfak ve israfı önlemekti. Bunu tariflerinde, videolarında sürekli vurguladı.


'SANKİ ÖDÜLLÜ FİLM, BELSEGEL ÇEKER GİBİ UĞRAŞIYORSUN'

Ayşenur Altan Amerika'ya taşındığı günden bugüne dek bütün videolarını, tariflerin tek başına editliyor ve montajını yine tek başına yapıyordu. Ona göre içeriklerin montaj kısmını da tek başına yürütmek zordu ancak bu bir alışkanlığa dönüşmüştü bile. Giderek daha da iyi kurgu yapabilmeyi, farklı kamera açılarıyla çekimler yapmayı öğrendi. Dış çekim için daha pratik farklı bir kamera ve mikrofon, iç mekan çekimlerinde ise başka araçlar ve teknikler kullandı. Altan'ı diri tutan şey ise "Sanki ödüllü film, belgesel çeker gibi uğraşıyorsun" diyerek, yapabileceğinin en iyisini yapma fikri.

Yoğun mesaisinden ötürü zaman zaman vazgeçmeyi düşündüğünü dile getiren Ayşenur Altan,  "Ancak çıktığı bu yolda motivasyonum beni her zaman tetikte tuttu" diyor. Kendisinden sonra yüzlerce yemek kanalının açılmış olması işin içine bir de sosyal medyanın girmesiyle rekabeti de artırdı. Bir de bunlara çarpıcı başlık ve fotoğraflar eklenince işler biraz karışmış gibi görünüyordu. Ancak bu yöntem Altan'ın reddettiği bir yöntemdi, ona göre eğer bir tarif '5 dakikada hazır' diyorsa o tarif gerçekten 5 dakikada fırına girmeye hazır olmalıydı. Çarpıcı ve dahası inandırıcı olmayan başlıklar kullanmak yerine yeni bir trend olan kısa videolar çekmeye başladı ve değişime ayak uydurdu.

Ayşenur Altan'ın bugün YouTube İngilizce kanalında (Turkish Food Travel) 700 binin, Türkçe kanalında (Ayşenur Altan Yemek Tarifleri) ise 500 binin üzerinde takipçisi bulunuyor. Videoları milyonlarca kişi tarafından izlenirken tarifleri de yine milyonlarca kişinin mutfağında pişiyor. ABD'de henüz kariyerinin en başında kurduğu 'Kekevi' web sitesinde ise aktif bir şekilde tarifler vermeye devam ediyor. Tüm bu yoğun tempoya ek olarak yemeklerin tarihi, Osmanlı mutfağı, yöresel mutfaklarla ilgili de araştırmalar yapıyor. Kendi mekanında Türk mutfağı üzerine yemek atölyeleri vermek, yabancıları Türk sofralarında ağırlamak, mutfağa girmekte zorlanan gençleri hazır yemeklerden kurtarıp ev, tencere yemeklerine ağırlık vereceği atölyeler yapmak ve onlara destek olmak, kendi yemek kitabını çıkarmak gelecek planlarından sadece birkaçı.

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.