SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Yeniden keşfedildi

Nefatif Dergisi mart sayısında Türk Sinemasının en ehemmiyetli simalarından Cüneyt Arkın'la görüşmüş. İşte son derece uzun olan röportajdan alıntılar:

|

Dün sizi izledik, bugün aynen. Tabii yarın da bu böyle...
türk sinemasını herkes çok küçümsedi. Hatırlıyorum, İran'da benim adım Fahrettin Arkın, Avrupa'da Steve Arkın olmuşum, George Arkın olmuşum, Uzakdoğuda Lee Arkın, Türkiye'de ise cüneyt Arkın olmuşum. Mesela İran'da Türk filmleri çok popülerdi. 10 filmden 9'u türk filmiydi. Mısır, Lübnan hepsi böyleydi.
Sinemaya başladığınızda kendinize örnek aldığınız bir aktör var mıydı?
Olmadı değil tabii. Ortaokul dönemini hatırlıyorum. O dönemde Amerika'nın ilk fikri girişi vardı Türkiye'ye. Marshall yardımı falan. Yerli malı haftası vardı o günlerde, evimizden yemekler getirip onu yerdik. Fakat kompozisyon olarak Marshall yardımının hikmetini yazardık. O zaman Amerikan sineması müthiş güzel girmeye başlamış ülkeye. Mesela ben John Wayne'i çok severdim. Çok iyi ata bindiğinden olacak.Buradan da Hüseyin Peyda ile Eşref abi'yi çok severdim.
Sizin yönettiğiniz Son Savaşçı diye muhteşem bir film vardı. Niye devam etmediniz yönetmenliğe?
Çok zor bir iş. Hem oyna, hem kamera arkası. Herşeyi ayarlıyorsun kameranın arkasında, pırt fırlıyorsun kameranın önüne. Motor diyorum, mendi oyunumu nasıl oynuyorum bilmiyorum ama gözüm kamerada, zoom'da, öteki oyuncuda. Çok bölünüyorsunuz. Ve kendi yönetmenliğimi yaptığım filmlerde hiçbir zaman oyunculuğum iyi değildir. Oynayamıyorsunuz ki!
Son zamanlarda gençler bir daha keşfettiler sizi sanki...
Türk insanı, o yeni değerlerle kendi sahip olduğu geleneksel değerler arasında tercih yapmak durumunda kalıp da tercih edemez hale geldiği zaman kafası karıştı demişimdir. İşte kendini aramaya başladığı zaman kendine ait ne varsa ona, özellikle de en yakınında olan sinemasına döndü. Hakikaten gençlik yeniden Türk sinemasını keşfetti.
Posterleriniz 15 milyona falan satılıyor. Sizin sırtınızdan para kazanıyor bazı insanlar...
Ben bir keresinde milletvekilliğine adaylığımı koymuştum. Fotoğrafçı 500 kare fotoğrafımı çekti. Ve hiç alamadım ben o fotoğrafları sonra. Adam bir kat aldı, bir araba aldı, bir yazlık, bir kışlık. İşte ben de bir daha milletvekilliğine adaylığımı koymayı düşünüyorum, sırf bu fotoğraflar için...

Kim dergisi Mart sayısında araştırdı: Kadın aldatılırsa ne olur? İşte cevaplar...
Nurdan Erbuğ: İSKİ skandalından sonra "Bana 8 milyar nafaka verdi. 45 milyon maaşla bu nasıl olur?" diye olayların patlamasına neden olan Nurdan Erbuğ, bu parayı kaybetti ve kahraman ilan edildi ama yıllardan sonra kendisine bir iş açtı. Çalışan kadın oldu.
Ayşe Emel Mesci: Emel Mesci, kkocası Sarp Kuray'a Nur Sürer'le ilişkisi olduğu için boşanma davası açmıştı. Ama sonra Nun Sürer'in lafları yüzünden davadan vazgeçti. Sonra da "sahte boşanma" iddiaları ortaya çıktı. Sonunda Sarp Kuray, Nur Sürer'le evlendi. Ama bu arada mahkeme salonlarında iyice süründü.
Aysu Çolak: Tanju Çolak, Hülya Avşar'a aşıkken "Benden izinsiz karıma asla ödeme yapmayın," demişti. Sonra da boşanma davası açtı. Aysu Hanım ikinci çocuğuna hamile olduğu için fazla bir etkide bulunamadı. Sessiz kalan Aysu Hanım, bir ara ikisi için dava açtıysa da sonra vazgeçti. Ve zonuçta Tanju, kendisini affeden karısına döndü.
Sibel Turnagöl ve Yasemin Kutsi: İkisini de bir kategoride toplamak doğru olur çünkü tepkileri aynı oldu. Sacit Aslan eşi Yasemin Kutsi'yi Sibel Turnagöl ile aldattı. Sibel Turnagöl de Kerem Alışık'tan sürekli başkalarıyla beraber oluyor diye boşandı. Aldatılan iki kadın da kocalarını boşayarak onları cezalandırdılar.
Funda Güngör: Funda Güngör Reha Süren'le beraber oldu. Ama Reha Bey'in çapkınlıkları onu çok sıkmış olsa ki bir gün Reha Bey'in Pomonezköy'deki evinin ve önündeki arabasının camlarını indirmiş. Böylece amldatılmaya karşı kesin tavrını da göstermiş oldu.


© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.