Yerli mikro mucize
Yerli mikro mucize
Hayatının ilk yıllarında resim ve heykelle hiç arası yokmuş Ahmet Çanga’nın. Lisede ders esnasında tebeşirleri ufak ufak oyarak başladığı hobisi, İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesi yıllarında, dersten sıkıldığında elindeki kalemle oynayarak devam etmiş. Bir gün arkadaşları, o kurşunkalemin arkasında küçücük bir çıplak kadın vücudunun boy gösterdiğini farketmişler. Sonrası ise kendisinin ‘çıraklık, kalfalık ve ustalık’ olarak adlandırdığı, 1967-74 yılları arasında yedi yıl süren bir mikro heykeltraşlık dönemi. Bu dönemin ürünleri, yıllar geçtikçe incelen, güzelleşen ve ustalık döneminde doruğa ulaşan küçücük, ama detaylı ve daha çok aşk, dedikodu, bunalım gibi soyut konuların işlendiği heykeller...
‘Küçük ise biblodur’
İkinci sergi girişimini, zamanın Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e bir mektup yazan babası başlatmış. İlgilenmiş ve sergilemek istemişler. Ama Çanga’nın bir koşulu olmuş: Kalemler sigortalanacak. Devlet bunu fazla görünce, sergi de olmamış.
Sigorta istemiş, çünkü Çanga bir kalemi en az üç ayda bitirirmiş. En yoğun ve konsantre olarak çalıştığı zamanlarda bile, saatte ancak iki üç milim oyabilirmiş.
‘Öylece oturuyor’
Çanga’nın ne yaptığını, elinde ne olduğunu göremeyen annesinin bir komşusu, “Sizin oğlana bir haller oldu herhalde komşu" demiş, “Bütün gün denizin kenarında başını önüne eğip öylece oturuyor."
Anatomik ayrıntılar
Çanga, ince işlenmiş bu heykeller ile estetik cerrahi arasındaki ilişkiyi şöyle açıklıyor: “Estetik cerrahi de sanat gibidir. Sanatçı, eserini önce kafasında tasarlar. Eskizini üç boyutlu çizdiğim kalemi, yarı yarıya bitirmiş sayardım kendimi. Cerrahide de öyle. Bir buruna baktığımda, kafamda üç boyutlu olarak ameliyat sonrasını canlandırabiliyorum. Dünyanın en güzel burnu da olsa, hastanın suratına uymayabilir. Bunu ben görebiliyorum. Bazen hastalarımı ikna edemediğimde, hemen muayenehanemde duran kalem heykeli gösteriyorum. Hasta o zaman ikna oluyor. Ayrıca cerrah olduğum için anatomik ayrıntıları iyi işleyebildim."
Son kalem heykelini 26 yıl önce yapan Çanga neden böyle bir karar aldığı sorusunu, “Tekrar başlayıp başlamayacağımı bilemem. Evlendikten sonra elime almadım hiç. Belki vakit olmuyordu. Bıraktıktan sonra başka şeyler yapmaya başladım. Seramik heykeller, resim. Bu aralar da mermer heykeller yapıyorum" şeklinde yanıtlıyor.