#FarkındayımKorkmuyorum

Özellikle kadınlarda meme kanserine yönelik farkındalığı arttırmak amacıyla Ekim ayında gerek ulusal, gerekse uluslararası sağlık örgütleri, yayın kuruluşları, üniversiteler ve diğer sivil toplum kuruluşları meme kanserine yönelik farkındalığı arttırmak amacıyla toplantılar, sunumlar ve sempozyumlar düzenliyor. 

Bu yıl biz de Milliyet Gazetesi olarak, Fuska Su ana sponsorluğunda, Kemer Country Club kadın golfçüleri ile farklı ve ses getirecek bir farkındalık çalışması yapmak istedik. Aylar öncesinde kolları sıvadık ve bu farkındalık projesinin hazırlıklarına başladık. Bu hastalıkta erken teşhisin önemini anlatmak kadar sağlıklı beslenmenin, sağlıklı su tüketiminin, fiziksel aktivitenin önemine değinecek bir proje yaratmak istedik. Bu amaçla Kemer Country Club kadın golfçüleri ile güçlerimizi birleştirip, takımın kaptanı Çağla Metin ile Ladies Meme Sağlığı Golf Turnuvası 2021’i organize edip kadınlarımızı 14 Ekim Perşembe günü farkındalık için sahaya çıkardık.

Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören'in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yelda Demirören Kalyoncu, Demirören Medya Gazete Reklam Satış Grup Başkanı Orçun Çevikoğulları ve Demirören Medya 360 Projeler Reklam Grup Başkan Yardımcısı Gupse Özlen Özbek’in katkı ve katılımıyla gerçekleşen Ladies Meme Sağlığı Golf Turnuvası 2021 ‘de,  pembe giyinerek farkındalık yaratmaya çalışan kadınlar arasında Dilek Türker, Cansen Başaran Symes, Beyhan Goldman Benardete, Merve Müftüoğlu, Pervin Topbaş, Nursel Çökelek, Zeynep Gazioğlu gibi cemiyet ve iş hayatında tanınmış isimler vardı. Projeye katkılarından dolayı önce değerli yöneticilerimize ve sonra da tüm kadın oyuncularımıza sonsuz teşekkür ediyorum.

"Farkındalık yaratmak, kadınların sesini duyurmak ve bilinçlendirmek için bu tür etkinlikler çok önemli. Güzel bir etkinliği golfle de buluşturmak, sporla birleştirmek daha da bir değerli oldu bizim için. Daha çok insana seslenebilmek, böyle bir grup kadını bir arada toplayabilmek ve ağızdan ağıza da olsa bilinçlendirmek çok değerli. Her 8 kadından biri kanser ve her 4 kadından biri de maalesef kansere yenik düşüyor. Bu nedenle en çok dikkat çekilmesi gereken noktanın erken teşhisin önemi ile ilgili farkındalık yaratmak olduğunu düşünüyorum. Erken teşhisteki en önemli unsur da kontrollerimizi zamanında ve aksatmadan yaptırmak. Bu etkinlik vesilesiyle bütün kadınlara sesleniyorum; lütfen aksatmayın, mutlaka kontrollerinizi yaptırın, erken teşhisin hayat kurtardığını unutmayın".

Turnuva kapsamında düzenlediğimiz öğle yemeğinde Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman ve Memeder Kurucu ve Onursal Başkanı Prof. Dr. Vahit Özmen ile katılımcı kadınlarımızı erken teşhisin önemi, korunma ve tedavi yöntemleri konusunda bilgilendirmeye çalıştık. Bilgi ve tecrübelerini bize aktaran Burak Duruman ve Prof. Dr. Vahit Özmen’e bir kez daha teşekkürlerimizi iletmek istiyorum.

Prof. Dr. Vahit Özmen özellikle ilk evrelerde hiçbir belirti göstermeyen meme kanserine karşı kadınların kendilerini muayene etmesinin öneminin altını çizdi.  “Kendi kendine meme muayenesi, özellikle dikkat çekmek istediğimiz ana başlıklar arasında. Ailesinde meme kanseri öyküsü bulunan kadınların yanı sıra yirmi yaşından sonra her kadının kendi meme dokusunu iyi bilmesi ve vücudunda bir farklılık olması durumunda olağandışı dokuları tanıyabilmesi için kendini ayda bir kez muayene etmesi gerekiyor. Muayene alışkanlığının kazandırılmasının asıl hedefi, erken dönemde belirti göstermeyen bu kanser türüne karşı bireylerin kendi vücudunu tanıyarak önlem alması. Bu kontrollerle birlikte kanserden korunmak için hepimizin alabileceği basit tedbirler bulunuyor. Şeker tüketimini doğal yiyeceklerden sağlamak, paketli gıdaları azaltmak, bol su içmek, elektromanyetik radyasyon yayan cihazlardan olabildiğince az kullanmak ve sigarasız bir hayat bunlardan bazıları.”

Maske, Mesafe ve Mamografi

Pandemi sürecinde stresin yanı sıra kontrollerde yaşanılan zorluklarla birlikte artan oranlara dikkat çeken  Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman turnuvada yaptığı konuşmasında “Her kadının kendini mutlaka takip etmesini ve düzenli kontrollerini mutlaka aksatmamasının önemine değinerek özellikle pandemi sürecinde maske kullanımı ve sosyal mesafe kadar kadınların mamografilerini aksatmamasının da önemini vurguladı.

Serra Tokar, Sinem Yıldırım, Erdem Kıramer, Arzu Kunt, Ebru Akel, Seyla Ovidiya Karadeniz, Nefise Karatay, Nur Tuğba Namlı, Petek Ertüre, Şebnem Demir, Zeynep Mansur, Aslı Hünel, Seçkin Piriler, Ceren Akdağ ve Fatmanur Uysal Doğan, organizasyona katılımlarıyla Mmme sağlığı konusunda farkındalık yaratmamıza destek veren isimler arasındaydı. Bu projede kalpleri bizimle olan herkese çok teşekkür ediyorum.

Teşekkürlerin en büyüğü de bu farkındalık projesine duyduğu ilk andan itibaren inanarak destek veren Fuska Su ailesine, Koç Bey Group Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Koç ile değerli ekibine. Projeyi anlattığım ilk andan itibaren desteklerini bizden esirgemediler. Dünyaya, çevreye, kadına, sağlığa bu kadar duyarlı bir markanın ana sponsorluğunda bu işi hayata geçirmenin gururunu taşıyoruz.

Sağlıklı su tüketimi mottosuyla evlerimizin vazgeçilmezi Fuska Su, turnuva sırasında da kadın oyuncularımın elinden düşmedi. Yapılan araştırmalarda sağlıklı yaşamın ilk adımı sağlıklı su tüketimi. Turnuva sırasında da kadınlarımızın sağlığı için özellikle meme kanseri başta olmak üzere çeşitli kanserlerden korunma yollarının ilk adımının da sağlıklı beslenme ve düzenli su tüketimi olması gerektiğini kadınlarımıza anlatmaya çalışan, bilgi ve tecrübelerini bizlerle paylaşan Fuska Su Türkiye Satış Direktörü Cem Özütok’a teşekkürlerimizi iletiyoruz.

Cem Özütok ile bu haftaki köşemde SAĞLIKLI SU başlığında merak ettiğiniz soruları da cevapladık.

Sağlıklı su nasıl seçilir? 

Bu bize çeşitli dost meclislerinde de sorulmakta. Tek bir cevabı yok. Çünkü her kaynaktan çıkan suyun kimyasalı ve her insanın ihtiyacı farklıdır. Örneğin, bebeklerin henüz böbrekleri gelişme aşamasında olduğu için düşük sodyumlu sular tercih edilmelidir. Diğer taraftan mide ekşimesi olan kişiler biraz daha pH yüksek su kullanmaları uygun olur.

Fuska su’yu sağlıklı kılan özelliklerinden biri de  %100 doğal olması. Sapanca’da, 28 km tepede, el değmeden, kum filtre ile getirilerek direk şişeye çekiliyor su. Kaynağımızın insan faktöründen çok uzakta olması, bulunduğu yerin yılın 5 ayı karlarla kaplı olması suyumuzu da sağlıklı kılıyor.

pH deniyor hep? Suda bir tek pH’a mı bakılmalıdır?

Türkiye’de iki insan su hakkında konuşurken genelde sadece pH üzerinden değerlendirme yapar. pH maddenin asit ya da baz olduğunu belirleyen ölçü birimidir. 1-14 arasında değer alır ve 7 değeri nötr olarak kabul edilir. Vücudumuz kanın pH’ını 7,35 -7,45 seviyelerinde tutmaya gayret gösterir. Bu nedenle içilecek suyun da pH’ının bu seviyelere yakın olması tercih edilmelidir. Bu doğru ama suyun değerleri ve içerik yapısı da aynı derecede önemli. Fuska su da ideal pH değerini barındıyor, bunun yanında da Alüminyum, Amonyum ve Sülfat değerleri de çok düşük. Sodyum oranımız  böbrekler için çok sağlıklı. Sodyum diyetine uygun. 

Halk arasında pet şişelere karşı bir tedirginlik var. Pet şişeler gerçekten zararlı mı?

Halk arasında pet şişelerin sağlıksız olma görüşü plastikten kaynaklı. Ama ister pet ister cam şişe olsun, suyu saklama koşullarına uymanız gerekiyor. Biz petin su ile migrasyonunu önlemek amacıyla A Blocker diye ekstra bir koruyucu kullanıyoruz. Bu da suyun kimyasal maddeyle temasını önlüyor. Detaylı bilgi için www.fuska.com.tr yi ziyaret edebilirsiniz.

Sponsorlu İçerik