Fotoğraflar çok güzel, masmavi bir deniz, parlak kırmızı kıyafetler giymiş bir Işın Karaca... Çok 'Akdenizli', çok... Belli ki 'yaz albümü' olarak beach'lere, disko'lara aday.
Işın Karaca'nın 'Arabesque' albümü, türün en bildik şarkılarından oluşuyor. Niye 'que' diye bitiyor bu isim bilmiyorum. Belki Fransız bir hava verince, arabesk dinlenmekten utanılacak bir müzik olmaktan çıkıyordur
Ne oldu anlamıyorum, 60'ların, 70'lerin pop şarkılarını tüketmiş olacağız ki sıra arabeske geldi şimdi. Müslüm Gürses'e pop söyleterek 'sınıf atlattık', şimdi de pop şarkıcıları arabeske dönsün, tam olsun. Oldu da nitekim.
Arabesk albüm projesini bu sene ilk Şevval Sam'dan duymuş, büyük de bir coşkuya kapılarak buradan müjdelemiştim. Çünkü zaten Sam, annesinden de gelen genlerle farklı müzik dallarında enteresan işler yapan bir şarkıcıydı. Yanında Kalan Müzik, dolayısıyla Hasan Saltık da olunca ortaya sahiden ruhu ve de arşiv değeri olan bir şey çıkacağı belliydi.
Zaten Şevval Sam'ın da derdi, hayatlarımızın bir dönemine fon olmuş bir müzik türünü, düzenleme anlayışını da koruyarak yeniden icra etmek, ortaya bir tür belge koymaktı. Her müzik türü gibi arabeskin de içinde güzel örnekler, çok zengin melodiler olduğunu düşünüyordu, bir nevi 'iade-i itibar' operasyonu da diyebilirdik bu albüm çalışmasına.
Ve tahmin edileceği gibi, aylar süren titiz bir parça arayışına girişildi. Ara sıra haber aldım, çocukluğundan kalma neredeyse tamamen unuttuğu bir şarkının, adı sanı duyulmamış bir bestecinin peşinde haftalarca koşuyordu Şevval Sam. Yıllardır söylenmekte olan, en çok dillere düşmüş şarkıları peşpeşe sıralamak gibi bir yolu seçmiyordu. Ki kabul edersiniz, bu daha risksiz bir yol.
'Gürleyerek' söylenen şarkılar
Neticede orada arabesk tarihi üzerine kazı çalışmaları sürerken, peşpeşe arabesk albüm haberleri sardı müzik piyasasını. Suzan Kardeş'in 'Makyaj Odası Şarkıları' albümünde Esengül'ün 'Taht Kurmuşsun Kalbime' şarkısını söyleyen Yasemin Yalçın'ın bir arabesk albüm yapacağını duyduk önce.
Ardından Işın Karaca apar topar bir arabesk albüm çıkarıverdi. Üstelik daha son albümünün üstünden bir sene geçmeden.
Adı 'Arabesque'. Niye 'que' bilmiyorum, vardır bir sebebi, daha Fransız bir hava verince, belki arabesk dinlenmekten utanılacak bir müzik olmaktan çıkıyordur. Jane Birkin'inki gibi hani... İkinci başlığı 'Geçmiş, Geçmemiş Hiç...'
Fotoğraflar çok güzel, masmavi bir deniz, parlak kırmızı kıyafetler giymiş bir Işın Karaca... Çok 'Akdenizli', çok... Belli ki 'yaz albümü' olarak beach'lere, disko'lara aday...
Gelgelelim, parçalar öyle değil tabii. 'Dert Bende Derman Sende' olsun, 'Hor Görme Garibi' olsun, 'Kim Bilir' olsun, 'Dilektaşı' olsun, bunlar pek öyle neşeli yaz şarkıları değil. Ama düzenlemelere imza atan Selim Çaldıran'ın elinde hayli başka bir karaktere bürünmüşler.
Şevval Sam’ı bekliyoruz
Işın Karaca da malum, aynı gırtlağı kullanıyor hemen hemen bütün şarkılarda. Tamam, güçlü bir ses ama bu şarkılar öyle en yüksek perdeden haykırarak söylendiği zaman bir anlamları kalmıyor ki. Bu bir 'ruh' halinin müziği. Vokal koçu Selami Şahin'miş, nasıl olabilir? Hangi şarkısını böyle gürleyerek söylemiştir ki Şahin?
Şarkılar da arabeskin en çok bilinen örnekleri olunca , - İçlerinde 'Mavi Mavi' bile var, öyle söyleyeyim - ister istemez yaza alelacele yetiştirilmiş, adı 'Arabesque' konmuş bir albümle karşı karşıya olduğumuzu düşünüyoruz. Ve arabeskin gerçekten kıyıda köşede kalmış şarkılarını ruhuna uygun şekilde dinlemek için Şevval Sam'ın albümünü bekliyoruz.