Demirer, bir yanı Almanlaşmış, ama bir yanı da Türk kalmış öyle tatlı ve bugüne kadar oynadıklarından öyle farklı bir karakter çizmiş ki, bütün filmi sürükleyip götürüyor
‘Kısık Ateşte 15 Dakika’dır, ‘Osmanlı Cumhuriyeti’dir, tam Ata Demirer’i sinemanın kayıplar hanesine yazacaktık ki, kendi senaryolarını kendi yazmaya başladı. İki ‘Eyyvah Eyvah’la düzgün komediye hasret Türk izleyicisinin yüzünü güldürmüştü, şimdi onun ekmeğini daha beş bölüm yiyebilecekken ‘Berlin Kaplanı’yla bambaşka bir iş yapıyor ve bunun da altından alnının akıyla kalkıyor. Tabii hemen çok iyi bir ikili olduğu yönetmen Hakan Algül’ün hakkını da verelim, birlikte kalkıyorlar.
Önce şunu söylemek lazım ki ‘Berlin Kaplanı’ gücünü en çok Ata Demirer’in şahane çizdiği ve çok iyi oynadığı Ayhan Kaplan karakterinden alıyor. Ayhan, Türkiye’den küçük yaşta ayrılmış bir ailenin, yaşamını boksörlük ve gece kulüplerinde bodyguard‘lıkla kazanan oğlu. Ringlerde bir zamanlar ‘kaplanmış’ ama artık sürekli yenilmekte. Sonunda ona yatırım yapan filmin kötü adamı isyan ediyor ve diyor ki, “Ya paramı geri ver, ya parlatmak istediğimiz boksöre yenilerek jübileni yap, borcunu sileyim.”
Antrenörü Cemal’in de (Tarık Ünlüoğlu) bastırmasıyla şike yapmaya razı oluyor bizim Ayhan Kaplan, ama işler planlandığı gibi gitmiyor.
Sıcak, esprili sahneler
Bu arada olayın Türkiye ayağında, Antalya’nın cennet beldesi Adrasan’da motel işleten bir aile tanıyoruz. Despot bir dede (Cemil Özbayer), hem saf hem hırslı olmayı beceren kızı Pakize (Özlem Türkad), içgüveysi olduğu için habire ezilen damat Nurettin (Necati Bilgiç) ve Ata Demirer’e benzerliğiyle dikkat çeken tosuncuk torun Fatih (Mert Aran). Dede Şevki bir kaza sonucu travma geçirip hafızasını kaybedince, fırsat düşkünü damat derhal toprakları elden çıkarıp köşeyi dönmenin hayalini kurmaya başlıyor. Ve fakat tapu dairesinde bir sürprizle karşılaşıyorlar: Arazinin yarısı Şevki’nin ölmüş abisinin oğlu Ayhan Kaplan’a ait. Ve mecbur kalıyorlar sokakta görseler tanımayacakları akrabalarını bulup oraya getirtmeye.
Ata Demirer, bir yanı Almanlaşmış, ama bir yanı da Türk kalmış öyle tatlı ve bugüne kadar oynadıklarından öyle farklı bir karakter çizmiş ki, bütün filmi sürükleyip götürüyor. Hikayede bir fevkaladelik yok ama çok sıcak, esprili sahneler var. Özellikle Ayhan’ın Adrasan’a gelip onu tanıyana kadar son derece gıcık bir çocuk olan Fatih’le kurduğu ilişki, orada hayatının aşkını beklemekte olan Elvan’la (Nihal Yalçın) yaşadığı dile dökülmeyen aşk, her birinin süreç içinde geçirdiği değişim, ‘Berlin Kaplanı’nı keyifle izlenen bir film yapıyor. Ata Demirer’i de enikonu yetkin bir oyuncu ve son derece umut vaat eden bir senarist...