Baharın gelip iki çiçeğin açması, üç tane genç insanın parklara bahçelere çıkmasıyla birtakım ‘yetkili’ ağızların atıp tutmaya başlaması bir oluyorÇok rahatsızlar gençlerin gezip tozmasından, mazallah aşık olmasından... “Efendim, ortalık fuhuş yuvasına döndü, tutamıyoruz bunları, öpüşüyorlar inanır mısınız?” Çocukları yaka paça emniyete götürmeler, otobüslerden indirmeler, sözle taciz edip yetmezse tartaklamalar... Nasıl bir durumdan kendine vazife çıkarma halidir, nedir onları bu kadar rahatsız eden, bir anlasam...
En son Bursa Emniyet Müdürü isyanda. Mahalle muhtarlarıyla toplantı yapmış, bir muhtar çok dertli, mahallesi ormana yakınmış, her ağacın altı bir suç ortamı gibiymiş. Bu tanımı kullanıyor aynen, “Şehir merkezindeki metruk binalar nasıl suçluları gizliyorsa, ormanlık alandaki ağaçlar da aynı şekilde suçluları gizliyor” diyor. ‘Suçlular’! Sanırsın tecavüzden söz ediyor... Tabii o o kadar büyük ‘suç’ sayılmayabilir...
Başka işimiz kalmadı mı?Emniyet müdürü Ali Osman Kaya ondan dertli. “Kültürpark’ta” diyor, “Her ağacın altında bir çift var. Yatak odasında gibi davranıyorlar, kanıma dokunuyor.” Kanına niye dokunur ki bir insanın bir çifti görmek? Onunla ne ilgisi vardır ki? Görmek istemiyorsan, çevirirsin başını, geçer gidersin. Hayır, ille yakalatacak, yapamıyor. “Maalesef yasalarımız böyle” diye yakınıyor, “Biri birine zorla bir şey yapmıyorsa, iki taraf da gönüllüyse, her şey serbest. Buna polis bir şey yapamıyor.”
Benim de işte koca koca adamların, işi gücü bırakıp, “Nerede bir ‘müstehcenlik’ buluruz?” diye aranması kanıma dokunuyor. Filmleri, oyunları, hayatı devamlı bu gözle izleyip, “Hop, burda ahlaka aykırı bir durum var” diye insanları korkutmaya, sindirmeye, evlere kapatmaya çalışması... (Ayıp yorgan altında, malum) Bir gazete yazarının çıkıp şunları söyleyebilmesi sonra: “Şehir Tiyatroları elbette bir Genco Erkal, bir Yıldız Kenter bağımsızlığında hissedemez kendini. Eğer bir sanatçı memur statüsünü benimsiyorsa, birtakım özgürlüklerden fedakarlık etmek zorunda. Bu özgürlükler nedir? Cinsel fanteziler özgürlüğünden vazgeçmek.”
Pes sahiden. Biliyorsunuz zaten Genco Erkal, cinsel fantezileri sahneye konmasıyla ünlü bir tiyatrocumuzdur. Yıldız Kenter öyle... Özel tiyatrolarımız çok özgürdür zaten, hiç karışanları görüşenleri olmaz, Tophane delikanlıları örgütlenip kapılarına dayanmaz, tiyatro basmaz, tehditler savurup oyun kaldırtmazlar.
Engin Alkan bu tuhaf iddialara verilecek tüm cevapları verdi aslında. Dediğim gibi, benim sadece kanıma dokunuyor. Bu derece mi gözümüz döndü topluca? Başka işimiz kalmadı mı? Neden habire
hangi köşede kim fuhuş yapıyor peşindeyiz?
Safi keyifHaftayı bari hoş bir öneriyle kapatayım... Şişhane’nin yeni bir meyhanesi var artık: Safi Meyhane. Eski Spoil’in yerine açıldı, tamamen tesadüf eseri bulup bir akşam geçirdikten sonra öğrendim ki, Turizm Araştırmacıları Derneği (TURAD) önderliğinde, Yeni Rakı ana sponsorluğunda hayata geçirilen Meyhane Modeli Projesi’nin ‘Modern Meyhane’ konseptinin ilk örneğiymiş.
Nitekim rakı üretimini gösteren maketler var sağda solda, çizimler, eski meyhane fotoğrafları... Hep eski 45’likler çalınıyor, bangır bangır değil ama, sohbetinize engel olmadan.
Kendine özgü mezeleri var, sade ama lezzetli hepsi. Pancar ve süzme yoğurttan oluşan pembe sultan, fava, ahtapot salatası, patlıcana sarılı cevizli tulum test edildi, onaylandı. 4-5 çeşit ara sıcak, bir o kadar da ana yemek mevcut mönüde. Ara sıcaklardan balık böreği, finalde de tahinli sufle önerilir. Ve bu ‘modern meyhane’ konseptinin yayılması umut edilir...
EDiTÖRÜN NOTU: 24.04.2012 tarihindeki Asu Maro’nun ‘Nasıl Bilirdiniz?’ başlıklı yazısında, Ayten Alpman yerine, kızı Ayşe Gencer Demirer’in fotoğrafı kullanılmıştır. Okuyucularımızdan
özür dileriz.