Ferzan Özpetek'in ‘Serseri Mayınlar’ı, aile değerlerini anımsatırken ahlakçı olmamayı başaran bir film
Bir film olsun, hem çok sıcak bir hikaye anlatsın hem o sürekli 'unutulmaya yüz tuttuğundan' şikayet ettiğimiz aile değerlerini hatırlatsın hem de 'ahlakçı' olmasın. Bunu becerebilen çok az isimden biri, Ferzan Özpetek.
Öyle bir duygu uyandırıyor ki insanda, filmlerini izlerken hem çıkar çıkmaz annenizi, babanızı, kardeşinizi, çocuğunuzu kucaklamak istiyorsunuz hem de ailenin insanın kendi hayatını istediği gibi yaşamasını engelleyen bir hapishane olmaması gerektiğini bir kez daha fark ediyorsunuz. Aile bireylerinin birbirlerini oldukları gibi kabul edebileceğini, etmesi gerektiğini, asıl o zaman aralarında gerçek sevgi bağının kurulabileceğini...son filmi 'Serseri Mayınlar'da da yine aileye, insan ruhuna, sevgiye, aşka, dostluğa, hayata, ölüme dair bir sürü şeyi o şeker pembe diliyle anlatıyor. Yine birden fazla sır, neşeli sofralar, bir düğün, bir cenaze, bir de yaşamı kutlayan Sezen Aksu şarkısı var. Lecce güneşi altında kendine özgü renklere boyuyor hepsini.
Kısaca özetleyelim, anne babası işletme okuduğunu zannederken Roma'da edebiyat öğrenimini tamamlayan Tommaso, bir aile yemeği için evine döner. Babası artık sahip olduğu makarna fabrikasının yönetimini iki oğluna devretmek niyetindedir. Yemeğin amacı budur. Tommaso'nun niyeti ise, bu yemekte hem edebiyat okuduğunu hem de gay olduğunu açıklayıp hayatına dair bütün giz perdesini kaldırmaktır. Gelgelelim abisi Antonio ondan hızlı davranıp babasına kalp krizi geçirtecek kendi sırrını masanın ortasına bırakıverir. Böylece herkesin planları alt üst olur.
Mutlu olmak için
'Serseri Mayınlar' büyük keyifle izlenen bir film. Hele bugüne kadar Özpetek filmlerinden en çok 'Cahil Periler'i sevmişler için eski bir dostla buluşmak gibi. Oyuncuların hepsi birbirinden iyi. Hele bir büyükanne var, Ilaria Occhini oynuyor, hem ileri yaşına rağmen güzelliğini izlemeye doyamıyorsunuz hem ailenin en başına buyruk ve en bilge insanı olarak hayranlık duyuyorsunuz kendisine.
Onun da hayatının bir gizi var, kayınbiraderini sevmiş hep. Aşkı yakalamışken kaybetmiş ve dolayısıyla çok kıymetli bir bilgiye sahip. Ailesiyle de, filmin izleyicisiyle de cömertçe paylaşıyor bunu: Mutlu olmak istiyorsan, başkalarının senden beklediğini değil, kendi istediğini yapmalısın hayatta. Seni sevenler öyle de sevecektir, böyle de. Aile böyle bir şeydir, böyle olmalıdır, anne baba çocuğunu yaşamdaki tercihlerini onaylamasa da, onun için planladığı yoldan gitmese de sever.
Birçok şey de planladığın gibi gitmez zaten hayatta. Serseri bir mayın gelir, bütün planları bozar.